
Bölüm 12: Unutmak
Ölüm, dört harften oluşan ama başa geldiği an her şeyi darma duman eden bir şeydir.
Ölüm, çok şey götürür. Bazen bir anne, bazen bir baba, bazen bir umut ve bazen de hayalleri...
Ölüme yaş fark etmez. Yetmiş yaşındaki bir dede de ölüme kurban olabilir iki yaşındaki bir bebek de. Sahi ne acı şeydir bu ölüm.
Kokusuna doyamadığın evladının acısı çok ağır gelir mesela. Ya da gelecek planı yaptığın, hayallerini süsleyen kişiyi kaybetmek...
Tek bir gecede, dakikalar içinde...
Acımadan...
Ölüm, üç yaşındaki bir çocuktan ailesini almıştı.
Ölüm, beş yaşındaki Mehir'i celladının kollarına itmişti.
Ölüm, bir çocuğu katil etmişti.
Ve ölüm, acımasızca Aslan ailesinin üzerinde gölge misali dolaşıyordu.
Bir akbabanın avının başında tetikte beklemesi gibi...
🍂🍂🍂
"Eyüp Beyciğim" dedi Saye abisinin kolunu hafifçe dürterken.
Hâlâ gözlerini açmayan adamla kaşlarını çattı.
Bu kırkıncı çağırışıydı!
Ya da sadece abartıyordu.
"Ağabey" dedi bu sefer tatlı bir sesle Saye.
Duyduğu kelime ile kaşları çatıldı Eyüp Aslan'ın. Hızla yattığı yerden doğruldu ve kız kardeşinin bileğinden tuttu hafifçe.
"Abi mi dedin sen?" diye heyecanla sordu Eyüp kız kardeşine.
Gözlerinin içi parlıyordu.
"Yoo!" dedi kurnaz bir sırıtma ile.
"Dedin ya abicim." dedi Eyüp son bir defa şansını deneyerek.
"Demedimkine" diyerek omuz silkti kız ardından devam etti sözlerine;
"O değil de Eyüpcüğüm daha Kerem'i görmeye gideceğiz neden kalkmadın hâlâ ya" diyerek mızmızlandı.
Eyüp kardeşinin bu tatlı haline gülümsemekls yetindi. Bugün oğlu ile Saye'yi tanıştaracaktı.
Saye ilk duyduğunda şaşırsa da abisinin daha önce bir evlilik yaptığını ve o evlilikten bir erkek çocuğu olduğunu öğrenmişti.
Eski eşi ve oğlu İstanbul'da oturduğundan onunla tanışmak istemişti.
Sonuçta yeğeniydi değil mi?!
Eyüp'ün ise kız kardeşine oğlundan bahsetmesi tamamen başka bir sebeptendi.
Eski eşi ile oğlu hakkında konuşurken bir yandan Saye'nin nasıl yarın Mehir'in yanına gitmesini engellerim diye düşünüyordu ki oğlu ve kardeşinin tanışmadığını fark etti.
Ardından yapması gereken tek şey Saye ' ye oğlunu anlatmak oldu.
Ki istediğini başarmıştı da!
Saye o kadar heyecanlanmıştı ki Mehir'i çoktan unutmuş kendine elbise seçiyordu.
Öte yandan Mehir dakikalar önce Saye ile anlaştığı yere deniz fenerinin önüne gelmiş onu bekliyordu.
Gelmeyeceğini bile bile...
Çünkü Eyüp Aslan'ın dün geceden sonra Saye ile görüşmesine izin vermeyeceğini biliyordu.
Yine de bir umut belki gelir diye bekliyordu.
Renkli gözlerin sahibi ise uzaktan öylece Mehir'i izliyordu.
Yıllardır yaptığı gibi...
Yine de bu onu bir sapık yapmazdı değil mi?
🐾🐾🐾
Fırat'ın elindeki kalemi sertçe masaya bırakarak "Benim anlamadığım şey bu matematik benim ne işime yarayacak?" demesiyle herkes önündeki test kitabını kapattı.
Bir saat çalışmışlardı.
Onlar için çok bileydi!
"Hakket ya gelip da bana havuz problemi sormayacak herhalde patron. Kim bir havuzun kaç saatte dolduğunu oturup hesap eder ki. Aç musluğu dolunca kapa!" isyan etti Adil.
"Vallahi bro beynimi ona yoramam ben. Daha önemli meseleler var dikkatimi vermem gereken" diyen Hakan ile arkadaşları kahkaha attı.
"O değerli beyinciğin nelere dikkat kesiliyormuş söyle bakayım" dedi Fırat, Hakan'a yaklaşarak.
" Neye olacak abi geçen pavyonda gördüğü karılara dikkat kesiliyordur Hakan Beyciğimiz!" diyerek lafa atladı Erdem.
"Ama ne hatunlar vardı ya off" diyen Cenk'e sırıttılar.
Cenk, aralarına en son katılan arkadaşlarıydı.
Geçen sene ikinci dönemin yarısında başka bir okuldan transfer olmuştu.
İlk iki hafta Cenk ile uğraşsalarda daha sonradan sokak kavgasında yardım etmesiyle arkadaş olmuşlardı.
Yine de dayak yemişlerdi ama o kadar da önemli bir detay değildi.
"Oğlum, sen ne ara böyle oldun lan"diyerek Cenk' in sırtına vurdu Fırat.
"He lan çocuk kadının ne olduğunu bile bilmiyordu" diyerek kahkaha attı Erdem.
Doğruydu bu bir nevi. Cenk normalde böyle biri değildi karı-kız, kavgalar ilgisini çekmezdi...
Tabi buraya geldiği ilk haftadan işler değişmişti.
Üç yıllık sevgilisi tarafından bir çok kez boynuzlandığını öğrenince koyvermişti herşeyi. Hayatını yaşamaya bakıyordu.
Aşka ve bağlılığa olan inancı feci şekilde sarsılmıştı.
"Sen iyi misin Efe?" Diye kısık sesle sordu Fırat yanındaki arkadaşına.
Sabahtan beri tek kelime etmemişti.
"Bilmiyorum" dedi Efe. Aklı abisi ile meşguldü bu aralar tuhaf davranıyordu.
"Bir sorun mu var? Şu yeni kız mı sıktı canını?"
Kafasını iki yana salladı Efe.
Saye ile Gencay ve Selim kadar çok sıkı fıkı olmasa da gayet iyiydi araları.
Sandığının aksine gayet iyi ve neşeli bir kızdı Saye.
"Abim" dedi sadece ve devam etti sözlerine " Bu aralar kafamı kurcalıyor" diyerek bitirdi sözlerini.
"Niye lan ne oldu yine?" diyen Fırat'a bir şey demedi.
"Boşver" dedi omuz silkelerek Efe.
Düşüncelerini bir kenara itmek istese de düşünmeden duramıyordu.
Abisi her ne kadar onaylamasa da yer altında ve iş camiasında bilinen eli kolu uzun bir adamdı.
Nasıl olurda kardeşlerini bulması bu kadar zor olabiliyordu?
Saye'yi bulmuştu sonuçta neden diğer kardeşini bulamıyordu?
Bu işin içinde bir iş vardı ve meydana çıktığında çok can yakacağını hissediyordu Efe Aslan...
"Lan Efe!" kelimenin tam anlamıyla böğüren arkadaşına çevirdi bakışlarını Efe.
"Akşam yeni bir mekan var gidelim mi?" diye sordu hevesle Hakan.
"Olur" diyerek yanıtladı sadece Efe.
Azıcık eğlenmenin bir zararı olmazdı değil mi?
*12. Bölüm Sonu*
Bölüm hakkındaki görüşlerinizi alalım >
Sonraki bölümde görüşmek üzere seviliyorsunuz🦋🌸
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 32.55k Okunma |
1.97k Oy |
0 Takip |
38 Bölümlü Kitap |