

"Nevoooş!"
"Gel hadi kahvaltı hazır."
"Geliyorumm!" derken yüzüklerimi takıyordum. Şöyle aynada bir kendime baktım 'Vallahi çok çıtırız.' Diye geçirdim içimden birkaç gündür kendimi iyi hissediyorum, böyle içimde nedendir tarif edemediğim iyi ama biraz da tehlikeli hissettiren dugular var.Aynı anda birden çok duygudayım öfke de var içimde heyecan da belki biraz tedirginlik ama en çok güçlü hissetme duygusu içerisindeyim . Odamdan çıkıp aşağı indiğimde abim bir kez daha seslendi 'geldim' diyerek içeri girerken Tan da elindeki menemeni masaya bırakıyordu, çayları alıp masaya bırakıp ben de karşısına oturdum. Karşıdan baktı bana ;
"Hayırdır?" dedi tek gözünü kırparak.
"Ne hayırdır?"
"Çirkin olmuşsun."
"Saol." Çünkü kardeş lügatında bilinirdi ki bunun anlamı 'gereksiz güzelsin' demekti.
"Nereye yani?" Feray ile alışverişe çıkacaktık bu gün tasarladığı elbise için çalışmak üzere tuttuğu minik depoda ölçülerimi alacaktı önce sonra da esnafları gezip biraz araştırma yapmayı düşündük oradan da yakınlarında genellikle gençlerin takıldığı bir caddeye gidip Feray'a ava çıkacaktık.
"Feray'la alışveriş yapacağız."
"Niye böylesin yani?" derken üç parmak usülü aldığım menemeni ağzıma tıkıştırıyordum.
"Nasılım?" Eliyle baştan aşağı işaret etti beni;
"Böyle." Dedi. Aslında çok ahım şahım bir şey giymemiştim ama hissetiklerimi yansıtıyordum galiba.
"Bilmem , canım böyle olmak istedi."
"İyi çok dolaşmayın , işiniz bitirip dönün hemen." Dediğinde telefonum çalmaya başladı Feray arayıp iki dakikaya kapıda olacağını haber verdi.
"Ben kaçıyorum." Derken tabağımı lavaboya bıraktım. Ayakkabılarımı giyinindikten sonra ;
"Çıkıyorum." Diye seslendim .
"Neva."
"Efendim."
"Biber gazını almayı unutma."
Bir an kaldım öyle ne diyeceğimi bilemedim, gerçekler bir kez daha başıma yıkıldı. Atam'ın " ...sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." Dediği Türk kadınının canınını alıyorlar , can almakla tehdit edenlerin dışarıda el kol sallayarak dolaşmasına müsaade ediyorlardı. Atam'ın kemiklerini sızlatıyorlar, ama izin vermeyeceğiz.
"Aldım." Diyebildim . Tan yanıma geldi.
"Canını sıkmak veya seni tedirgin etmek için söylemedim, gidin işiniz halledin olması gerektiği gibi ama gözünüz açık olsun tamam mı güzelim nereden hangi itin çıkacağı belli olmuyor."
"Tamam abi."
"Bir şey olursa da ara beni ,ben olmazsam bizimkileri ara ama haber ver bir şekilde."
"Çok da para harcama yakında eve haciz gelecek senin yüzünden."
"Kes be!" derken beni güldürmeye çalıştığının farkındaydım.
Kapıda Neva'yı beklerken telefonumun bildirim sesiyle gözlerimi kapıdan ayırdım. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti . Açtım.
"Görüşmek istiyorum. Eda." Gözlerim mesaja kilitlendi. Eda bunca aydan sonra bana mesaj atmıştı.
İki yıl önce
Sahilde denizi izlerken kulağımda rahatlatıcı bir müzikle şezlonga uzanmış etrafı izliyordum.Üniversiteyi kazandıktan sonra okulu 1 yıl dondurarak kendime vermiş olduğum kafa tatilinin son demlerindeyim. Gün içinde bunaltan temmuz sıcaklarının gelmesine son iki ay kalmıştı . Günün kendini bıraktığı serinlikte yazlığın tadını çıkarmam için son bir ay kaldı.Biraz uzandıktan sonra kalktım. Ayaklarımı kumsalla denizin kesiştiği yerde çizginin üstünden çıkmamak için büyük bir çaba sarfederek ilerlettim. Karanlığın çöktüğü sahilde ay ışığının aydınlattığı kumlarda yürürken kollarımı açmış dengede yürürken şarkı mırıldanarak devam ettim. Denizden gelen esinti topuzumdan çıkmış parçaları yüzümde gezdirirken arada onlarda uğraşmak için kaldırdığım ellerimle dengemi kaybedip yalpalıyorum.
Kıyı şeridini takip ederken kumların üzerinde minik bir deniz yıldızı gördüm incelemek için eğildim parmaklarımı üzerinde gezdirdim az ışıktan pek seçilemiyor ama sanırım mercan rengi olanlardan , gülümsedim. Altındaki vantuzlara bakmak için elime aldım , daha rahat görebilmek için elimin altından bakabilmek adına ayaklandım ama birinin çarpmasıyla dengemi sağlayamayarak minik bir çığlık attım. Düşüşü yumuşatmak için boştaki elimi popomun altına aldım ne de olsa götü kollamak önemli.Ama beklenen düşüş gerçekleşmedi biri belimden tutarak götümü kurtarmıştı.Koluna tutundum gözlerimi ona çevirdim.
Bismillahirrahmanirrahim. Melek. Beyaz ama esmer ten , sarı saç , renkli gözlere bakakaldım.Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum düşmenin etkisiyle yamulan kulaklığımı düzeltti.Hemen toparlandım , kulaklığı çıkardım;
"Pardon."
"Asıl bizden pardon. Arkadaşım çarptı kusura bakmayın ,biraz sarhoş." Diyerek denizi işaret etti .İki erkek ve birkaç kız denizde birbirlerini ıslatıyordu.
"Yok sorun değil." Diyip elimdeki yıldızı kontrol ettim. Kafasını çevirip bana baktı;
"Deniz yıldızı?" başımı sallayarak onayladım.
"Ne renk?"
"Mercan sanırım." Bana baktı güldü.
"Ben de Mercanım." Anlamayan gözlerle baktım.
"Adım Mercan yani." Aniden "Neden ? "diye sordum. Gülüşü daha da büyüdü.
"Dedemin adıymış ."
"Yani pardon ben öyle demek istemedim, farklı bir ismin var."
"Çok farklı geldiyse diğer opsiyonumuzu verelim?"
"Yok ,Mercan uygundur."
"Sen nesin peki?"
"Feray ben." başıyla onayladı.
"Feray , mercanına bakabilir miyim?" kelime oyununa sırıttım ve ona uzattım. Yıldızı incelemeye başladı e tabi ben de onu. Üzerinde keten gömlek ve şort vardı az önce dokunmak nasip olan pazıları gömleğini dolduruyordu . Kolundaki deri kayışlı saati ve kolyesi ayrı bir hava katmış adeta denizlerin dalgasıyım sinyali veriyordu. Selda Bağcan'a selamlar.Başını bana çevirmesiyle gözlerimi denize çevirmem bir oldu.
"Burada mı yaşıyorsun?" diye sorarken yıldızı ellerime bıraktı.
"Tatil için buradayım diyelim."
"Yazlıkçılardansın yani?"
"Evet . Siz?"
"Biz ilerideki gece kulübüne geldik."
"Bu günün sorumlusu da sensin o zaman."
"Aynen bakıcılık ihalesi bana kaldı. İyi ki de kalmış yoksa mercanla nasıl tanışacaktım." Demesiyle arkadaşlarından birinin üzerine atlaması bir oldu .Islak haliyle çocuğun üzerine yapıştı.
"Merco hadi sen de gel." Derken sarılmaya devam ediyordu.
"Oğlum dur lan!" diyip kurtulmaya çalıştı. "Yapıştın sülük gibi gelmeyeceğim ben, siz de çıkın hadi."
"Yaa Mercoo." Bana bakıp "pardon" demsiyle çocuğu sırtlayıp şezlonga bıraktı bir şeyler söyledikten sonra tekrar yanıma geldi. Ama sudan ıslanıp tenine yapışmış gömleğinden belli olan baklavalarından gözlerimi alamadım.Heüyy Maşallah yani.
"Sıkı çalışıyorum." Demesiyle gözlerine baktım. Yakalandık ama inkara devam.
"Anlayamadım?"
"Baklavaları diyorum , gözün takıldı." Tatminkar bir sırıtış vardı yüzünde.
"He yok ona bakmadım. Gömleğinin kumaşını anlamaya çalışıyorum ısalanınca iç gösteriyor malum bende varsa dikkat edeyim diye."
"Hmm ondan yani anladım. İyi yaptın senin için görünse dayanamayabilirler." Derken sesi kısıldı. O sırada da arkadaşları denizden çıkıyordu.
"Eğer sakıncası yoksa numaranı alabilir miyim Feray?" Yani normalde önüme gelen herkese de vermiyorum ama buna da verilir . Hem evirip çevirmedi adam gibi hedefe yöneldi takdiri hak ediyor doğrusu . Şimdikiler öyle mi?
"Olabilir ." dememle gülümseyerek telefonunu uzattı.Alıp numaramı girdim ve kadetmesi için ona uzattım. Telefonu alıp beni çaldırdı sonra da elini uzatıp elimi sıktı.
"Çok memnun oldum.Görüşürüz.Feray."
"Görüşürüz Mercan." Arkadaşlarını toparlayıp uzaklaştılar.
Eve vardığımda anneannem salonda dizi izliyordu yanağından öpüp odama çıktım.Telefonu yatağa atmış üzerimi değiştirirken çalmaya başladı.Arayan "Pammık" açtım hemen.
"Feroşş Ne yapıyorsun?"
"İyiyim Eda sen ne yapıyorsun?"
"Sıkılıyorum. Dön artık hadi özledim seni."
"Ben de özledim seni az kaldı merak etme."
"Ya gerçekten sıkılmıyor musun orada , hayır yaşıtın kimse de yok ne yapıyorsun anlamıyorum ki , yaşlılarla poker falan mı oynuyorsun?"
"Yok ya o kadar da kötü değil.Ben buraya kafa dinlemeye geldim EDOŞ partilemeye değil hatırlatırım . Ama bu gün biriyle tanışt-"
"Ayyy Neee! Erkek mii? Allah'ım ne olu erkek olsu, hemen geliyorsunuz ve dörtlü date yapıyoruz.Hem Ege ile de tanışmış olursunuz artık."
Eda ile Ege ilişkilerinin ikinci yılına doğru kararlı adımlarla ilerliyordu. İlk başta aileler vasıtasıyla tanışmış olsalar da Eda sonraları Ege'ye vuruldu , ayrılamaz oldu şimdiden gelecek hayalleri kurup ilerideki çocuklarının adını seçebilmek için araştırma yapmaya başladı bile."Hayatımı ondan başkasıyla geçiremem, bu hissettiklerimi başkası bana yaşatamaz."diyor. Biraz iddialı ama arkadaşım mutlu hallerini gördükçe hissettiklerinde ciddi olduğunu anlıyorum .Ege de fena biri değil gibi henüz görememiş ve tanıyamamış olsam da özel hiç bir günlerini kaçırmadığını hatta ailelerinin ilk tanıştırma gününde bile hediye aldığını biliyorum.
"Yuh Eda sakin ol bir daha birbirimiz tanımıyoruz bile."
"Erkek yani afferin kız , kedi olalı bir fare yakaladın ."
"Ben onu değil o beni yakaladı aslında." Diyip anlatmaya başladım .Eda ilkokuldan beri en yakın arkadaşım yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez.En büyük hayali de ikimizin de güzel bir ilişkisi olup manitaları da kanka yaparak grup halinde takılmaktı ama benim gönül işleri biraz durağan ilerlediği için istediği sonuca bir türlü ulaşamıyordu. Konuşmanın ortasında telefona gelen bildirim sesiyle ekrana baktım. "yıldızı ne yaptın?" gülümsedim.
"Ne oldu kız?"
"Yazmış."
"AYYY Allah'ım sonundaa. Şu 5 ayda kaptın kaptın.Hadi Feray top sende yap şovunu kızım.Kapatıyorum ben." Diyip yüzüme kapattı.
O gün beş altı saat yazıştık bir yandan Eda ile Neva'ya gelişmeleri iletip bir yandan da Mercan ile yazıştım uzun bir süre .Sonra iyi geceler diyip kapattık ama gün doğmasına iki saat kalmıştı.O geceden sonra ben gidene kadar sahilde iki günde bir buluştuk bazen o gidip geri gedli bazen ben onun için bir şeyler yaptım o bana bir şeyler getirdi, beraber farklı plajlara gittik lokantaları gezip yeni tatlar keşfettik. 5 ayı birlikte devirdik . Onunla zaman geçirmekten gerçekten hoşlanıyordum ve zaman geçtikçe de rüzgarına kapıldığımı hissediyordum .Dördüncü ayın sonlarına doğru nihayet birbirimize duygularımızı itiraf ettik. O da ben döndükten bir kaç hafta sonra okulu için dönüş yapacaktı ilişkimize orada devam edecektik.
Hazırlık yılı başladığında yanımda Mercanı aradım ama şimdilik burada olmasa da sürekli telefonla varlığını hissettirdi.
Mercan döneli bir hafta olmuştu her anımızı yan yana geçiremesekte sürekli iletişim halideydik onun da buradaki düzenini toparlaması biraz zaman alacaktı anlaşılan Eda da sürekli dürtüklüyordu 'hadi gelsin de tanışalım , hayali biri olmadığından emin miyiz' diye benimle dalga geçiyordu.Çardaklarda otururken Eda;
"Bence bu akşam buluşturalım bizimkileri hem Mercan da döndü diyorsun derslere iyice başlamadan bir hoşgeldin demiş oluruz."
"Bilmiyorum ki iyi olur aslında ben de özledim bayadır görüşemedik, ama bir sormam lazım belki müsait değildir."
"Vallahi müsait değilse de yapacak bir şey yok artık Ege ile tanışmanızı istiyorum en kötü üçümüz takılırız .Sen ara da bir sor Mercan'a ben de ona göre haber vereyim Ege'ye." Başımla onaylayıp Mercan'ı aradım birkaç çalıştan sonra açtı.
"Günaydın yıldızım." Diyerek açtı telefonu gülüşüme engel olamadım.
"Günaydın sevgilim. N'apıyorsun."
"İyiyim balım seni özlüyorum. Bavulları boşaltmayı yeni bitirdik uzanıyordum ben de."
"Ben de seni özledim . Akşama müsait olur musun arkadaşlarım seninle tanışmak istiyor hem bu bahaneyle biz de görüşmüş oluruz."
"Olur bir tanem müsaitim sen istersin de gelmez miyim?"
"Akşama görüşürüz o zaman ."
"Aradığımda inersin .Görüşürüz yıldızım." Bana sürekli böyle hitap ediyordu tanıştığımız gün de beni telefonununa "yıldız" diye kaydetmiş zaten, o gün bu gündür böyle devam ediyor. Eda'ya kabul ettiğini söyledim ve dersime girdim çıktığımda Eda da Ege'nin kabul ettiğini söyledi mekanın konumunu ve saati yolladı bana. Ben de saati Mercana yazdım hazırlanmak için eve gittim.
Hazırlığım bittiğinde kendimi aynada kontrol ettim. Hiç bir eksik olmaması için tek tek kontrol ettim. Mercanla çok özleştiğimizden onun sevdiği kıyafetlerimi giydim, sevdiği parfümümü sıktım, parmaklarını saçlarımda gezdirmekten hoşlandığından saçlarımı onun için özenle taradım. Her şeyim hallolduğunda emin olduğumda beklemeye başladım.Mercan'ın kapının önünde ol dediği saate birkaç dakika kalmıştı ben de kabanımı giyip kapının önüne çıktım.Beklemeye başladım. Dakikalar geçtikçe heyecanım artıyordu onu görüp kucağına atlamak, o güzel gözlerine bakıp kaybolmak için can atıyordum.Dakikalar geçti zaman geldi ama Mercan gelmedi.Bekledim ,belki trafik vardır? Ama gelmedi endişelendim Allah göstermesin belki bir şey oldu . En sonunda aramaya karar verdim. Çaldı. Çaldı. Çaldıkça içimdeki acaba bir şey mi oldu endişesi büyüyordu. Telefonu tam kapatmaya kalkışıyordum ki açtı.
"Alo." Ses gelmedi önce.
"Alo. Mercan?"
"Feray."
"Mercan, iyi misin bir şey mi oldu?"
"Feray ben gelemedim özür dilerim."
"Mercan neredesin, bir şey mi oldu?"
"Öncelikle sakin ol, endişelenme tamam mı ?"
"Neredesin? "
"Feray kaza yaptım ama önemli bir şey yok. Sakin ol."
"Bir şeyin var mı ,bir şey oldu mu ,iyi misin ?Konum at geliyorum." Derken panikten ne yapacağımı bilemedim.
"Gerek yok güzelim önemli bir şeyim yok zaten arabayı çekecekler o kadar."
"Ama-"
"Aması yok Feray git arkadaşlarınla eğlenmene bak benden de çok selam söyle özürlerimi de ilet olur mu güzelim."
"İyi olduğundan emin olmam lazım."
"Bana inanmıyor musun Feray?"
"İnanıyorum ama içim rahat etmiyor."
"Tamam ben sana fotoğraf atacağım şimdi, olur mu?
"Hemen istiyorum."
"Tamam gönderiyorum hemen . İyi eğlenceler güzelim, gidince haber ver." Diyerek kapattı telefonu. Henüz birkaç saniye geçmişti ki fotoğraf geldi durumu iyiydi, görünürde de bir yarası yoktu.Bir nebze daha iyi hissettim kendimi. Garajdan arabamı alıp Eda'nın söylediği mekana sürdüm aklım hala Mercan'daydı ama Eda'yı da ekmek istemedim uzun zamandır Ege ile beni buluşturmaya çalışıyordu ama bir türlü denk düşememiştik. Vardığımda haber vermek için önce Mercan'a sonra da Eda'ya yazdım. Eda da biraz trafik olduğunu 10-15 dakikaya varmış olacaklarını yazdı.Mekana girip garson yardımıyla ayırtmış olduğumuz masaya kapıyı görecek şekilde oturdum.
Bir süre telefonla oyalandım sonra da etrafı incelemeye başladım biraz dışarıyı seyrettim.Saati kontrol ettiğimde sıkkınca kapıya döndüm. Mercan. Mercan gelmişti. Sürpriz yapmak için haber vermeden geldi herhalde. Yüzümdeki gülüşe engel olamadım. Üzerinde ona aldığım siyah keten gömlek vardı . Heyecanla ayağa kalktım o da beni bulmak için etrafı süzüyordu sanırım. Sonunda gözleri beni bulduğunda elimi kaldırdım. Beni gördüğünde gözleri duygusuz baktı,sanki beni burada beklemiyormuş gibi baktı.O sırada yüzü dönük bir kız gelip elini tuttu. Şaşkınlıkla onlara bakarken kızın yüzünü gördüğümde daha da dumura uğramıştım. Eda Mercan'ın elini tutuyordu. Elim kontrolsüzce düşerken dudaklarım da ona eşlik etti. Garsonun eşliğinde masaya yaklaşırlarken Mercan gözlerini benden , ben de gözlerimi birbirlerinin içindeki ellerinden ayıramadım. Geldiklerinde Eda elini ayırmadan bana sarıldı. Uzaklaştığında ;
"Feroşum sevgilim Ege. Sevgilim bu da sana anlata anlata bitiremediğim Feray." Diyerek Mercan'ı gösterdiğinde sanki göğüs boşluğuma büyük bir tekme yemiş gibiydim.Nefesim daralmaya başladı , kontrol edemedim Eda'nın sözleri kulaklarımda çınlarken ' onsuz yapamam' cümlesi kalbime saplandı. Titreyen elimi kaldırdım yavaşça gözlerinin içine baktım acıyla;
"Memnun oldum Ege." Derken yüzüme bir gülümse kondurmaya çalıştım.Mercan beklemiyor olacak ki ne yapacağını bilemedi.Sonunda elini uzattığında;
"Ben de memnun oldum."diyerek elimi sıktı. Parmaklarımı elinden kurtardığımda çantamı aldım hemen .
"Ben bir lavaboya gireyim, siz siparişleri verin." Diyerek hızla yanlarından uzaklaştım. Koşar adım girdiğim tuvaletin kapısını kilitlediğimde gelene kadar tutmaya çalıştığı göz yaşlarım kendini bıraktı. Hıçkırıklarım etrafı doldururken dizlerimde derman bulamayarak yere çöktüm. Ağlamam şiddetlendikçe soluklarım kesikleşti nefesimi düzenlemeye çalışırken göz yaşlarımın arasından derin soluklar almaya çalıştım ama her düzenlediğimde az önceki görüntüler gözümün önüne gelip daha da acıtıyordu. Başım kollarımın arasında ne kadar süre ağladım bilmiyorum. Kapının çalma sesiyle Mercan'ın sesini duydum.
"Feray!"
"Feray, açar mısın kapıyı? Aç bir konuşalım hadi."
"Feray bir ses ver bari n'olursun"
"Feray iyi misin , aç kapıyı hadi."
"Biraz daha sessiz kalırsan kıracağım kapıyı!" Sinirle kapıya vurdum.
"Defol git seni görmek istemiyorum!"
"Feray aç bir konuşalım güzelim. Bilmediğin şeyler var, lütfen." Hiddetle kapıyı açıp yakasına yapıştım;
"Bilmediğim şeyler mi var ?! Bilmediğim şeyler mi? Ben neyi biliyorum ki ? Aşık olduğum adamı bile bilmiyorum ben! Sen neyi bilmiyorsun biliyor musun? O içerdeki kız benim kardeşim!" Hıncımı alamayıp vurmaya başladım. " Bunu nasıl yapabilirsin ya ? Nasıl bu kadar aşağılık biri olabilirsin?!" Bileklerimi tuttuğunda ondan kurtulmaya çalıştım." Bırak! Bırak, istemiyorum dokunma bana! Sana bu kadar savunmasız bu kadar aşık birini nasıl bu kadar parçalayabilirsin? Nasıl bu kadar vefasız olabilirsin ? Sen bu gün gerçekten bir kaza yaptın Mercan ama vurulan tek ben oldum."
" Feray bir dinle lütfen." Dediğinde gözlerindeki yaşları yeni fark ettim.
"Sakın kendini acındırmaya çalışma! Sakın bir yalan daha söylemeye kalkma! Sakın!"
"Seni seviyorum ben."
"Allah belanı versin!" Ellerinden kurtulup masaya gittiğimde Eda endişe ile ayaklandı.
"Feray ne oldu ,iyi misin?"
"Gitmem gerek."
"Tamam da ne oldu? Gözlerinin haline bak neden ağladın?"aklıma gelen ilk şeyi söyledim.
"Mercan kaza yapmış hastaneye kaldırmışlar.
"NE? İyi miymiş ,durumu nasıl?"
"Öldü!" Dediğimde yanımda duran "Ege" ye baktım. Yutkunamadığını gördüm.
"Ne diyorsun Feray sen?!"
"Duydun işte öldü."
"Biz de geliyoruz. Hadi."
"İstemiyorum Eda yalnız kalmaya ihtiyacım var."
"Olmaz Feray seni böyle bırakmam."
"Eda! Lütfen."
"Ama-"demesine kalmadan arabaya ilerledim.Çalıştırdığımda kapıdan bakıyorlardı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |