87. Bölüm

47.Bölüm

Sonsuz_yazar
mutlu_sonsuz_biri

selaaaaammmm asklarimmm nasılsınızzz????

biliyorum bölümler arasında fazla zaman oluyor ama yarın bölüm takvimi paylaşacağımm whatsapp kanalımızda, isteyenler de kanala gelebilir editler içinde instagramdan beni takip edebilirsinizz hem hesabımın büyümesinde yardımcı olursunuzz🤗🤍,

herneyse ballarımm artık bölüme geçelimm bu bölüm çok deli dolu oldu ama artık kaosu özledik gibiyizz, bi 6 bölüm kaos geliyor diyomuşum shshshsh şaka şaka(şüpheli)

sadece en mutlu olacağınızı düşündüğüm iki bölümden birinde çok fena ters köşe olacakkk zaten bu bölümde de aradan aradan spoi verdimm bakalım kimler anlayacakk.

bu bölümün başlarında timdeki bazı çiftlerimiz göreve gitmeden önce sevdikleri ile konuşmalarını ve Deniz'in eski anılarını okuyacağızzz asıl heyecan sondaa saklıı,

birde beklenmedik bir sürprizzz karakterimizz kitaba dahil olduu ben kitaba Ayaz'dan sonra neşe katan kişisi olarak ilan ettimm sizlerde düşüncelerinizi belirtinnn,

birde valla bu sefer son kez konuşup bölüme geçiyoruz, bu bölüm biraz neşeli anıma denk geldiği için kendi düşüncelerimi çok fazla katmış olabilirim umarım beğenirsinizz fazla uzun bir bölüm olduuu şimdiden keyifli okumalarr 🙏🤍

bölüme oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ballarımm, yeni bölüm için lütfen sınırı geçelim sizlerde yorum yapınnn🙏💕.

bölüm sınırı:
oy:25
yorum:60

.... 

"Ateş Komutanım, Albay harekat odasında sizi bekliyor, 3 dakikaları var geç gelirseniz ceza varmış ve tahminen 1 buçuk dakikanız kaldı"Albayın emri üzerine timle beraber ayaklanıp ikinci katta olan harekat odasına koşmaya başladık,

koşuyorduk çünkü daha önce bir kere geç kaldığımız için Albaydan ceza alıp yağmurun altında çukurların içindeki suları boşaltmıştık, kolay bir ceza gibi gelsede hiçte öyle olmamış biz boşalttıkça yağmur doldurmuştu,

Tabiki bu cezadan yarı kârlı çıkan tek kişi ise Asena olmuştu, onun hasta gününe denk gelince birde o haliyle üstüne gidemezdik daha kötü olurdu,

Tekrar böyle bir anın yaşanmamısı için hızlı hareket edip son 10 saniyede Harekat odasının önünde olduk, hepimiz üniformamıza çeki düzen verip kapıyı tıklattım ve gelen onayla içeri girip timin komutanı olarak tekmil verdim,

"yüzbaşı Ateş demir/Bursa emredin komutanım bizi çağırmışsınız"albayın bakışları hepimizin üstünde dolaşırken her ne kadar dile getirmesede gözlerinin içindeki parıltı bizle gurur duyduğunun simgesiydi,

Albay balıkesir'li 48 yaşlarında saçlarına ak düşmüş ama duruşundan ödün vermemiş, üniformasını gururla taşıyan her bir şehit haberinde bizi teselli edip içine ağlayan bir komutandı birde onu tanıdığımız ilk günden beri parmağından çıkarmadığı ay yıldızlı yüzüğü vardı,

Sırf bu yüzük için bile bizi saatlerce bahçede tutup bulmamız için aratmıştı,

"oturun yüzbaşı "aldığımız emir ile hepimiz yerleşirken en baş köşede Albay sağında ben solunda meriç vardı, hepimiz albayın neden bizi çağırdığını merak ediyorduk ama az çok da sebebini biliyorduk,ya görev gelmişti yada bir it hakkında bilgi toplanılmıştı,

" Sizi buraya çağırma sebebim bu gece çıkacağınız görev, bu görev çok önemli aslanlarım
sabaha doğru bir teslimat gerçekleşecek, tahminimizce içi patlayıcı maddelerle dolu bir kamyonet, sizin bu kamyoneti temiz bir hale getirmeniz gerek ayrıca teslimatın başında Hacer adında PKK'nın önemli isimlerinden bir kadın olacak onu sağ istiyorum bizim için çok önemli,

kamyonet için ise eylem yapılacak diye bilgi aldık engel olamazsanız kalabalık bir çarşıda patlatılacak bu görevi layıkıyla yerine getireceksiniz biliyorum, kulaklık takacağız size,zor durumda kaldığınız esnada taktığınız kulaklıklara basarak destek ekibi gelecek.

bu gece 2.30'da yola çıkacaksınız biz gideceğiniz arazinin mağaraların coğrafi konumunun fizibilitesini yapmaya çalıştık birde kendi gözünüzle görüp duruma göre bakacaksınız gerekirse kendiniz yeniden oluşturupkaçabilecekleri her deliği kapatacaksınız,

size güveniyorum aslanlarım o kamyoneti etkisiz hale getirip kadını alıp gelin, hepiniz Allah'a emanetsiniz çıkabilirsiniz."harekat odasından çıkıp dinlenmemiz için ayrılan odaya ben önde tim arkamda olacak şekilde ilerledik.

"1 saatiniz var sevdiklerinizle konuşup helalleşin ve gelin, bir saniye geç geleni yakarım"timin onay vermesi ile hepsi tek tek ayrılmış bende önce Deniz'imi arayacaktım, nöbette olduğunu biliyorum elbette yanına uğrayacaktım ama önce yolumun üstündeki evlatlarıma uğrayacak sonrada kalan zamanımı Deniz'ime arcayacaktım.

.... 

ALPTEKİN İLE ASLII (Yerimm bu çifti shshshsh şaka şaka hepsini yerimm)

"Kolay gelsin, aslı hemşire nerede biliyor musunuz"bu kadardı işte Alptekin herzaman az ama öz konuşur yerinde ve nadir insanlarla uzun sohbetlere girerdi,

Bugün hastaneye gelme amacı ise Aslı'ya duygularını itiraf etmekti evet belkide kısa süre olmuş olabilirdi ama bu süre alptekin'e fazlaydı bile bugün gidecekleri görev olmasa duygularını dile getirmezdi ama bu görev daha farklı önemli bir görevdi ve ilk defa görevden dönünce yanında birinin olmasını istiyordu.

... 

"Kendisi sarı alanda Deniz hoca ile beraber nöbette"aklıma geçen günki olaylar gelirken Aslı'nın tekrar babası tarafından rahatsız edilmesini istemediğim için Deniz'le beraber olmaları güzeldi,

Zamanımın kısıtlı olduğunu ve zar zor izin alıp geldiğim için hızlı ve büyük adımlarla sarı alana ilerliyordum, üstümdeki askerî üniforma dikkatleri daha fazla üzerime çekerken sarı alanı görmemle olduğum yerde bi kaç saniye durdum, neye durduğumu bilmiyordum.

İçimdeki duyguları adlandırmaya mı?

Kendimi buna hazır hissedip hissetmediğimi anlamak için mi?

Adımlarım yavaşca sarı alandan grierkemn soğuk ve duygusuz göründüğüme eminim fakat içimde aslı için çok farklı duygular vardı.

"Aslı"deniz ile konuşurken sesimi duyması ile aniden etrafına bakmaya başladı en çokta bu huyunu ne yapacağını bilemediği hallerini seviyorum,

Yanına ilerlerken deniz'de ayaklandı, başımla hafif selam veriip karşılığını alinca deniz'de çıkmış aslı ile bizi yanlız bırakmıştı,

"Alptekin iyi misin, y-yaralandın mı bişey mi oldu"beni merak eden bu hallerine hafiften sırıtırken oda vücudumun her biryerini göz tarayıcısından geçirip yaralanıp yaralanmadığıma emin olmaya çalışıyodu,

" İyiyim sadece konuşmamız lazım seni görmeye geldim"ilk bir kaç saniye gözlerini boş boş kırpıştırınca gözüme daha da tatlı gelmeye başladı, elimde olsaydı da yanaklarını bir güzel sevseydim ya,

Asker adamı ne hale getiriyordu..

"B-benimi görmek istedin"heyecandan titrek çıkan sesine gülüpte onu daha fazla utandırmak istemiyordum ama o biraz zorluyor gibiydi,

Ellerimi Askeri pantolonumunun cebinden çıkarıp Aslı'nın bileğini hafifçe tuttum ve boş sandalyelerden birine oturttum,
"Aslı ben seni seviyorum, bu aşk değil ben... Ben sana sevdalandım "evet biraz öküz olabilirdim ama dedim ya uzun cümleler benlik değildi herşeyim kısa ve net cümlelerden oluşuyordu,

" Oha ama komutanım çok odunsunuz"duyduğum ses ile hızla arkama dönerken tahmin ettiğim şeyin olmamasını benim garipten sesler duymuş olmamı çok istedim ama Allah kahretsin ki yine Ayaz ve tim dibimde bitmişti,

"yani alptekin gerçekten hödük müsün iki güzel bişey diyemedin mi? "meriç abinin de yorumunun ardından gözlerim sinirle hepsinde dolaşıp en son aslı'da durdu, ne tepki vereceğini merak ediyordum,

kızarmış ve elleri ile oynayan bir Aslı..

Aslında böyle bişey göreceğimi biliyordum ama asıl amacım bugün bir cevap almaktı, elbette aslı cevabını bugün söylese daha güzel olacaktı ama yaşadıklarını bilirken onu buna zorlayamazdım,zamanla bir cevap versede okeydim ben,

"Ulan it herifler,meriç abi sen üstüne alınma düşün artık yakamdan bir rahat verin be! "tim bu anı bekliyormuşcasına çıkarken Aslı bağırmamla yerinden sıçradı,
" Ben özür dilerim korkutmak istemedim "az önceki sesimin aksine aslı'yla konuşurken sesim daha yumuşak kırmaktan korkuyormuşcasına çıkıyordu,

" Y-yok korkmadım, özür dileme lütfen "oturduğum koltuğa sırtımı yasladım, aslı'dan bir cevap bekliyordum,
Tekrar konuşacağım esnada Aslı sözümü bölüp konuşmaya başladı,

" A-alptekin ben biri nasıl sevilir bilmiyorum h-hem seni senin gibi sevebilir miyim.. Korkuyorum Alptekin "belki çekinir diye ellerini tutmadım fakat ondan yana eğilip gozlerinim içina bakıyordum, her ne olursa olsun onun yanında olacağımı hissetsin istiyorum,

" Aslı.. Aslım bende biri nasıl sevilir bilmem ama beraber öğreniriz seni çok severim herşeyden korurum, kıyamam ki sana.

Hep yanımda ol istiyorum sana bişey olma üzülme ihtimalin bile canımı yakıyor,ben konuşan biri değilim ama sen saatlerce konuş dinleyeyim, yanımda hep gül istiyorum..

sevmek neydi bilmiyorum ben ailesi tarafından sevilmemiş bir çocuktum, tüm bu geçmişim beni zamanla soğuk bir adama çevirmişken kimseyi sevmem sanıyordum ama öyle olmuyormuş Aslı benim için bütün soğuk duvarları yıkıyordu,

"T-tamam deneyelim ama ya yapamazsak"bize şans vermesi yüzümde tebessüm oluştururken sesindeki korku ile kendime çekip sarılmam bir oldu,

" Yaparız neden yapamayalım ki, biz birimizi sevdikten sonra herşey olur"aslı ile ilk tanıştığım gün bana küçükken saçlarını çok sevdiğini fakat zamanla babası yüzünden nefret ettiğini söylemişti, oysa ben onun saçlarına bayılıyordum,

Aslı'da ellerini sırtıma dolayınca sıkı sıkı sarılıp saçları ile oynadım, öptüm,
"saçlarını çok seviyorum "

(ben bunları yerimm ama🥹🥹)

.... 

ATEŞ İLE VE BEBEKLERİMMM

Genç adam arabasını lojmanın otoparkına park etmiş ve 3.katta olan evinin yolunu tutmuştu,Ateş merdiven basamaklarını önce birer birer çıkarken ikişer ikişer çıkmaya başladı,

genç adam deniz'le tanışmadan önce görevlere çıkıyor arkasında birilerini bıraktığı için endişelenimiyordu ama bu zamanla değişmiş Deniz'in gelişi ile görevlerde onu düşünmeye başlamış bir an önce onun yanında onun kokusuyla uyumayı huzur bulmayı istemişti,

Bi zaman sonra birde Alp eklenmiş yıllarca acısını çektiği oğlu ile eşini görmenin günlerini aylarını hatta yıllarını saymaya başlamıştı, şimdi ise Allah ona iki tane aslan gibi evlat vermiş hergün şükür etmesine sebep olmuştu,

Ateş evinin kapısını tıklatıp 15 saniye kadar bir süre bekledi daha sonra kapının arkasından Emir ile Alp'in fısıldamaları ve en sonda Emir'in sesi gelmişti,
"kimo? "Ateş Emir'in bu akıllıca hareketine gülmeden edemedi,oğullarını bir şeyi birkere söyleyince ona hep uyuyorlardı,

" Benim babacım açabilirsin kapıyı "ateş'in yumuşak sesi ile Emir kapıyı hızla açıp kendisi önde alp biraz gerisinde elini tutmuş bir şekilde karşılamıştı,

.... 

Gördüğüm manzara ile yüzümdeki tebessüm tekrar yerini aldı, yıllar önceki ateş bu kadar gülmez hatta tebessüm dahi etmezdi ama zamanla bu değişmiş evine geldiğinde Deniz'in sesini duyduğu heran yüzümde tebessüm oluşuyordu,

Sahi sevda böyle bişey miydi?

Ve bir kez daha Deniz'i ne kadar özlediğimi fark ettim, sadece bir kaç saattir ayrıydık fakat yıllar acısını çıkarıyor olmalıydı ki her dakika Deniz'i yanımda istiyordum,

"babacımm! "Alp'in cıvıl cıvıl sesine gülerken dizlerime çöküp sarıldım,Emir hala Alp gibi değil ara sıra çekindiği anlar oluyordu,

Deniz'den çekinmesede yaşattıkları travmalardan dolayı benden biraz çekiniyordu,kabus görünce beni değilde Deniz'i yanında istiyor onunla sakinleşiyordu, ama ben inanıyordum Alp'in travmalarını giderebildiğimiz gibi aynısını Emir içinde yapacaktık,

"Emir sende gel babacım "Emir'inde gelmesi ile sıkıca sarılıp koltuğa ilerledik, sahi eylül neredeydi çocuklar ile kalacaktı,

keşke hiç düşünmeseydim, etrafıma bakınırken yüzüme yediğim biber gazı ve üstüme atlayan bir adam ile bi kaç saniye neye uğradığımı şaşırdım,

" Kimsin sen! "üstüme atlayıp kulağımın dibinde bağıran ege'yi koltuğun diğer tarafına fırlatırken gözlerim yanmaya başlamıştı,
" Ayy enişte çok özür dileriz biz senin geleceğini düşünemedik"

"hii babaym köy mü oydu eyyüycüm"

"ulan yapacağınız işi Seveyim,gözümü s-"

.... 

DENİZ İLE ATEŞ

"doktor hanım boş vaktiniz varmıdır acaba? "Duyduğum sesle kafamı masadan kaldırıp halüsinasyon görüp görmediğime emin olmaya çalıştım, ateş hastaneye gelmişti dünden beri görmediğim için fazla özlemiştim,

Oturduğum Sandalyeden kalkıp hızla koşar adımlarla ateş'in boynuna sarıldım, ben ona sıkı sıkı sarılırken oda boynuma peş peşe öpücükler bırakıyordu, boynumu öpmeyi fazla seviyordu fakat bende gıdıklanıyordum,

Kafamı biraz eğerken oda gülüp saçlarıma yöneldi fakat ördüğüm için oynayamıyordu, bundan şikayetçi olduğuna dair anlamadığım mırıltılar çıkarıp örgülerimi tek tek açmaya başladı,

"saçlarını örmeni sevmiyorum güzelim, evet çok yakışıyor ama yüzüme dağılmasını oynamamı engelliyorsun, açık kalsın bebeğim lütfen"küçük çocukmuşta isyan ediyormuşcasına cikan sesi gülmeme sebep olurken sokulduğum göğsünden kafamı biraz kaldırıp salladım, örmemi istemiyorsa örmezdim onu mu kıracaktım ki,

"gel canımın içi boş odalardan birine gidelim sende dinlenmiş olursun"elinden tutup ilerletirken bana engel olmamış usluca takip etmişti, çok seviyordum ulan, bütün ömrüm onla geçsin son anıma kadar onu seveyim istiyordum ki öyle olacaktı zaten.

" Deniz.. Deniz'im sadece yarım saat senin göğsünde dinleneyim mi?, çok özlüyorum seni"

(en romantik anlarda kesiyorum dhshhssh)

... 

"Ateş uyan canımın içi gitmen lazım" üzgündüm ama alışmıştım artık, Allâh biliyorya ateşi bırakmak istemiyor hep onunla kalmak istiyordum ama herşey istediğimiz gibi olmuyordu,

Kollarımın arasında sevdiğim adamın saçları ile oynuyor öpücük bırakıyordum, ateş'te gozleruni yavaş yavaş açmış kafasını tekrar ve tekrar boynuma koyup derin derin nefes almaya başladı,

"yavrum biliyor musun boynun sanki cennet kokuyor, sen sadece boynunu öptüğümü sanıyorsun ama benim bütün dünyam senin boynundaki kokudan ibaret"

... 

ALTAY İLE İCLAL ÇİFTİ

Altay, iclal'den önce buluşacakları kafeye gelip kadını beklemeye başladı, kendisi çok dakik biriyken İclal tam tersi biraz yavaş bir kızdı,
Altay yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra İclal kafenin kapısından içeri girip gözleri ile Altay'ı aramaya başladı, gördüğü süliet ile adımlarını o masaya çevirdi,

Altay ayağa kalkıp kadını karşıladıktan sonra ikili karşılıklı oturmaya başladı,
"nasılsın? "Altay'ın ilk hamlesi ile konuşma açılmış daha derinlere inmişti, bu koyu sohbeti bölen ise garsonun siparişler için gelmesi oldu,

Altay herzaman çay insanıydı 7/24 çay içse asla söylenmezdi, iclal ise acı bir Türk kahvesi severdi, ikili Siparişlerini verdikten sonra Altay İclal'e buraya alışıp alışmadığını sormuştu, İclal Altay'ın fazla konu açtığını anlayınca birazda kendi sormaya başladı,

"göreve mi çıkacaksınız"Altay kadının gözlerindeki korkuyu görünce onu rahatlatmak amacıyla konuştu fakat Ateş komutanından görev için gelen bilgilerden haberi yoktu,
" Kısa süreli bir görev olacak geri döneceğim "İclal tam birşey demeye hazırlanıyordu ki Altay lavaboya gitmek istedi, bulundukları cafede Altay'ı boğan birşey vardı,

" Tabiki ben bekliyorum git sen"Altay ceketi ile telefonunu masada bırakıp kalktı, İclal ise masada kalıp Altay'ı beklemeye başladı.

..... 

"Burdan sonrası için atlayış yapamazsınız komutanım, burdan atlayın"pilotun sesi ile Ateş onay verip teker teker helikopterden atlamaya başladılar,
Onlar için zorlu bir operasyon hazırlanmıştı fakat kimse bu operasyonun bu denli zor olacağını bilemezdi,

Timin ayakları yer ile birleşince pozisyon alıp kendilerini sakladılar, herşey ciddiyet ile ilerliyor Ayaz ve yiğit bile tek kelime etmiyordu, bu sessizliği bölen ses ise Ateş'in sesi oldu.

"Altay ve Kandemir siz çıkışları tutun,

Alptekin ve Ayaz gizli çıkışları bulup imha edin,

Asena ve Günay siz içeri sızıyorsunuz.

Yiğit sen tepeden Kontrol edeceksin ufacık bir sorunu sessizce çöz.

Meriç sen benimle beraber kamyonete geliyorsun.

.... 

Meriç ile beraber kamyonetin iki yanında yer almış nasıl halledebileceğimizi düşünüp kararlaştık, itler mağaradaki tersliği fark edip içeri girecekleri esnada temizleyecek dışardakiler bize kalacaktı,

Patlayıcılar ile dolu kamyoneti imha etmezsek sonu kötü olacaktı ama bizim görevimiz bunu engellemekti zaten, bugün herşey bitecek ve geri dönecektik.

"kamyonet batı yönüne doğru hareket edecek oraya yoğun baskı yapıyoruz"kamyonetin ön tarafında ben ve iki it arkada ise patlayıcı maddeler 4 it ve Meriç vardı,
Kamyonet tam da planladığımız gibi batıya doğru hareket etmişti, herşey yolundaydı, alptekin'ler kamyonetin tekerleklerini patlatırken Meriç arkadaki itleri halletmişti,

Kamyoneti hızla temizlemeye çalışıyorduk herbir adamımız çok önemliydi, yanlış bir adım pahalıya patlayabilir,
Yiğit'in kabloları bakıp kesilmesi gereken kabloyu tespit edip imha etmesi 15 dakikaya mal olmuştu,

Biz kamyoneti temizlemenin rahatlığı ile kendimizi bir kaç saniyeliğine bırakmıştık fakat hesapta olmayan birşey vardı ki oda teröristlere destek ekibinin gelmesiydi, yaklaşık 70 kişilik bir ordu bizi çember içine almaya çalışırken saklanacak biryer bulup tek tek leş almaya çalışıyorduk ama zordu,

7 kişilik tim olmak üzere birde 10 asker ile 17 kişiye 70 kişi gelmişlerdi,
Ve biz ilk defa leş almayı bırakıp şehit vermemeye canımızı kurtarmaya çalışıyorduk elbette bu burda bitmeyecekti intikam alacaktık,

sağ omzuma yediğim kurşun ile omzumda hafif bir acı, yanma hissettim ama çatışmanın kıvılcımı acıyı hiçe saymıştı,
"komutanım.. Ateş komutanım vuruldu biriniz ilgilensin! "Alptekin'in sert ve gür sesi ile Asena yanıma gelip yarama baktı,

Yavaş yavaş kanım çekilirken tek amacım tek gayem askerlerimi burdan sağ çıkarmaktı,
" Komutanım Günay abi karnından vuruldu "

"25 leş oldu komutanım, üç yaralımız var, birinin durumu ağır! "

Destek ekibine ihtiyacımız vardı fakat hava koşulları buna izin vermiyordu, itlerde bunun farkında oldukları için bu denli rahatlardı ama biz hertürlü onların cellladı olmuştuk,

Geriye doğru çekileceğimiz esnada atılan bomba ile heryer toz toprak olmuş göz gözü görmüyordu, hatırladığım tek şey Asena'nın yanımda olduğuydu..

.... 

"oooo komutan sonunda uyandın"gözlerim yavaş yavaş açılırken ellerimin havadan kelepçelendiğini fark ettim, gözlerim timimi,askerlerimi ararken Günay'ın ve bir askerimin yaralı olduğunu gördüm,

Tim yavaş yavaş uyanırken karşımdaki şerefsiz Harun ile almamız gereken kadın vardı,
Harun alayla bize bakarken o bakışları ona sokacaktım elbet,

"ulan it çöz elimide göstereyim sana adam nasıl olunuyormuş"Harun yanıma adımlarken Ayaz'ın, timin bağırdığını duyuyordum ama benden hiçbir tepki yoktu,

" Dur bakalım komutan, senle işimiz çok hem sevgili eşin neydi..hah deniz doktor seni bekler bize ötte git "Deniz'in ismini duymamla dibimde olan Harun'un karın boşluğuna tekmemi geçirmem bir oldu,

"senin belanı sikerim or**** ço****,öter miyim lan ben, seni burda bir s***** kimle uğraştığını bilmiyorsun! "Harun sinirle cebindeki bıçağı çıkarıp göğsümü çizerken O kadın hira.. Yanımıza gelmişti,

" Ulan it gel bizle muhatap olsana sen şerefsiz! "Meriç'in bağırması ile saniyelik bakışları o yöne dönmüş sonra tekrar bana dönmüştü,
" Komutan pekte yakışıklısın çok güzel iş görürsün gel öt yazık olmasın sana da çocuklarına da"boynuma değen el ile kafamı geri çektim,

Deniz'den başkası haramdı bana, birde beni evlatlarımla tehdit ediyorlardı,
"çek lan elini! "kadın sert tepki vermemden hoşnut olmamıştı,
" Ah komutan söylesene küçük veledinden zaten ayrı kaldın, biliyor musun onu buraya getirip kendi oğlum yapacaktım ama sonra sizin yokluğunuzda acı çekmesi... Sana daha acı verirdi,

bende diyorum ki sen bize ötmezsen diğer oğlunu sevgili eşinden almayayım malum bu sefer alırsam sende lesini alırsın "harunun gülerek söyledikleri sinirimi daha çok bozarken zorlandığım zincirler elimde kaldı,

Şimdi herşey eşitti işte, Harun'un yakalarına yapıştığım gibi üst üste yumruklar indirdim, hira elindeki bıçağı bana saplayacakken Harun'u önde tutup ona saplamasını sağladım,

"senin soyunu sopunu s*** , o***** ç***** sen kimsin de beni tehdit ediyorsun"kollarıma yapışan itler beni zor tutarken Harun'un son sözü de
" Ailenin bir adım arkasındayım Ateş sende göreceksin"olmuştu.

Harun'un ardından hira saniyelik olarak Asena'ya bakıp sinsice sırıttı,
"yüzbaşı aranızda hain var"

....

"komutanım bu görev çok gizli bir görevdi kim nasıl hain olabilir"Altay'ın sorduğu soru dakikalardır beynimi kurcalarken bu hainin benim timimden çıkmayacağına emindim.
" Bilmiyorum Altay"

"G-günay iyi misin ?"Günay vurulmuştu zaman geçtikçe durumu ağırlaşırken bir diğer askeriminde durumu ağırdı,ben ise timim için askerlerim için ayakta durmaya çalışıyordum,​

" Günay uyanık kal yemin olsun burdan çıktıktan sonra birde ben döverim seni "Asena'nın uyarıcı bir o kadarda endişeli sesi Günay'ı güldürürken olduğu durumu umursamadan Asena'ya olan aşkını yine dile getirmeye başladı,

" Uyanık kalıcam tabi kızım, burdan bi çıkalım nikah dairesine gidelim de evlenelim"nasıl bir durumda olduğumuzu elbette biliyorduk ama Günay'ın bu söylediklerine hepimiz güldük, biz kurtulma planları yaparken kapı aniden açıldı,

İçeriye maskeli gözleri tek gözüken biri girdi yani Kısacası itlerden biriydi ama bu... Bu kişi fazlası ile tanıdık biriydi,

"ooo Ates yüzbaşı sizi burda görmek ne güzel "duyduğum ses ile olduğum yere çivilenirken o olmaması için dua ettim,

Bunu yapmamıştır, yapmasin istedim fakat maskeyi çıkarınca gördüğüm kişi.. Benimle beraber bütün timi şok etti,
" Lan nasıl olur bu"

"lan puşt herif "(canim Alptekin'im söyledii dhshshs)

"komutanım sizin kardeşinizin burda ne işi var"kandemirin sorusu ile hepimiz gelen kişiye yani,

YUNUS EMRE'YE BAKTIK

Yunus emre benim kardeşimdi,benim şehit haberim geldikten bir ay sonra pazartesi gecesi ortalıktan kayboluyor arkasında bıraktığı tek not ise yurtdışına okumaya gittim notuydu,

"ulan it napıyorsun sen burda! "Bakışlarında ki alaycıl tavır ile etrafımızda bir tur döndü,
" Sence ne yapıyorum sevgili abicim "tüm timin bakışları bizim üstümüzde giderken benim Yunus'un yüzüne tükürmem bir oldu,

" Komutanım çıktıktan sonra Yunus'u ne yapacağız "sonuç belliydi, Vatan'a ihanet eden ailemden biri dahi olsa hiç düşünmeden öldürürdüm, benim ailem vatanı için çabalarken yunus itinin bizi karalamasına Vatan'a ihanet etmesini normal karşılamayacaktım.

" Ne yapıcam lan, burdan bir çıkayım senin ağzına s*****, kalıbını s***** p*** bir çıkayım burdan senide kendim öldürücem,

ulan nasıl yaparsın lan, lan senin baban albay abin asker sen nasıl bir it olursun, hani okumak için si****olup gitmiştin, okul dediğin dağa kaçmak mıydı? "yunus sanki piçlik yapmamış gibi sakin bir tavır ile boş bir sandalyeye kuruldu,

" Valla sevgili abicim bizde seni şehit oldun diye biliyorduk ama bak hayat harbiden şaşırtıyormuş "

"ulan sen küçükken de salaktın ama şimdi olan beynin yok olmuş! "Alptekin'in hiddetli sesi ile irkilirken bu seferde ona bulaşmaya başladı,
" Oo kral vallahi hala aynı buz yığınısın"Alptekin'in kafayı geçirmesi ile hepimiz ne oldugunu anlamaya çalıştık,

Elbette böyle bir tepki bekliyorduk ama şuan değildi, yemin olsun burdan çıkayım ilk işim yunus'a haddini bildirmek olacaktı,

"ulan sen bir asker ile nasıl konuşuyorsun lan! " Alptekin'in sesi bulunduğumuz depoda yankılanırken benim bilincim yavaş yavaş gitmeye başlamıştı bile, kendimi zar zor ayakta tutmaya çalışırken Yunus hepimizi şaşırtacak o cümleyi kurdu.

"asıl siz mit ajanına nasıl kafa atarsınız? "gözlerimi bir kaç saniye boş boş kırpıştırırken inanmadığımı söyledim, karşımdaki kim olursa olsun hemen güvenemezdim değil mi?

" Lan nasıl mit ajanı? "Meriç hepimizin iç sesi olup gerekli soruyu sormuştu fakat benim düşündüğüm tek şey benim salak kardeşim nasıl mite seçilmişti,
" Yanlız alptekin abi valla tebrik ediyorum yine aynı soğukluktasın elinde kafanda ağırmış ha "Alptekin yunus'a ee tabi bakışları yollarken ben daha fazla dayanamamış bilincimi kaybediyordum,

"yani sen hain değilsin yanlış duymadık,
Niye en başından demiyorsun oğlum, demediğimiz kalma-"

"Ateş komutanım ile Günay iyi değil askerimizde yaralı.. İyi değiller "

.... 

"Abi bu gece destek ekibi gelecek beraber çıkacaksınız hazır olun "genç adam abisi ile timdekileri fazlası ile kızdırdıktan sonra asıl mesleğini söyleyip ortalığı sakinleştirmeye çalışmıştı,

" Sen gelmiyor musun? "ateş'in sorduğu soruya yunus olumsuz cevap verdi,abisinin de Günay ile askerinde durumu ağırdı, bu gece burdan çıkmazlarsa....

... 

DENİZ İLE EMİR

"Deniz anye"emir annesinin yatak odasının kapısına yavaşça vuruyor bir yandan da ağlıyordu, odasından sesler gelmişti hatta camı açıktı bundan korktuğu için en güvenilir olan yere yani Deniz'in yanına gelmek istemişti,

" Annecim"genç kadın üstüne geçirmeye çalıştığı sabahlığı ile oğlunun boyuna eğilip ne olduğunu soruyordu,
"Anye odamda ses duydum, biyi vaydı eminiym "Deniz oğlunun söyledikleri ile korksa da ona belli etmemeye çalışarak oğlunu kendine çekti,

"Şşş sakinleş bebeğim, gel bakalım bişey varmıymış"deniz önce Alp'i kontrol etmiş sonrada Emirin elinden tutup ilerlemeye başlamıştı,
Genç kadın odaya girince bişeyin olmadığını gördü fakat açık olan cam tedirginleşmesini sağlamıştı bile,

Her ne kadar korksa da bunu oğluna belli etmemeye çalışıyordu hem belkide cam rüzgarın etkisi ile açılmış olabilirdi,
"bak bebeğim kimse yok sakinleşebilirsin"emir her ne kadar bişeyin olmadığını görsede korktuğu için annesi ile yatmak istemişti,

Deniz oğlunun bu isteğini kıramayıp kabul etti, emiri kendi yatağına Koyduktan sonra icindeki kuşku geçmediği için alp'ide alıp gelmişti.

..... 

"komutanım şehidimiz var"

..... 

evet ballarımm bölüm sonuuu.

uzun bir bölüm oldu neredeyse 4000 gidiyorduk umarım bölümü beğenirsinizz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn, size vermek istediğim mesajları aldınız mı acaba??

sizce kim Şehit olduu🥺

Emir'in gördüğü neydii sizce???

peki Yunus Emreee😍😍.

İnstagram hesabım:Yazar_hanmmm

Bölüm : 02.07.2025 02:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...