98. Bölüm

55.Bölüm

Sonsuz_yazar
mutlu_sonsuz_biri

Selaaammm ballarrımmn nasılsınızz???

yeni bölüm ile geldiiim bu bölüm bir çiftimizi ayırdık 😓.
ağlıyorumm.

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn keyifli okumalar dileriiim 💞.

... 

Bu sabah, yeniden evlendiğimiz ilk sabahtı… görevin sesi her zamankinden daha ağır çalmış olmalıydı ki gözlerimi araladığımda Ateş çoktan uyanmıştı.

Üzerinde askeri kamuflajı, belinde kemeri, sessiz adımlarla odada dolaşıyordu.

Güçlü görünmeye çalışıyordu ama yüzündeki yumuşak ifade, onun da gitmek istemediğini ele veriyordu.

Uyandığımı belli etmek amacıyla uzandığım yataktan doğrulup saçlarımı toplarken fısıltıya yakın bir sesle konuştum.
“Bu kadar erken mi gitmen gerekiyor Ateş?”Ateş başını kaldırdı, gözleri gözlerimle kesiştiğinde yılların özlemini,yeniden kavuşmanın verdiği huzurlu ve ayrılığın burukluğunu gördüm.

“Görev çağırınca…” dedi.cümleyi tamamlayamadı çünkü gözlerimde durdurmak isteyen bir şey vardı.Yanıma gelmek için iki adım attı, yatağın kenarına oturdu.

“Elimden gelse gitmem,” ellerim kocaman ellerinin arasındayken eğilip ellerimden öptü ardından yanaklarımdan kavrayıp yüzümün her bir köşesini öptü.

Böyle devam ederse ağlayacaktım ama ağlamak istemiyordum. Ateş'te gitmekte zorlanıyordu böyle yaparak onuda üzmek istemiyordum.
Dolan gözlerimi engellemek amacıyla bakışlarımı ateş'ten kaçırdım üniformasında oyalandım.

Her zamanki gibi güçlü, dik, kararlı duruyordu.

Elimi uzatıp Ateş’in üniformasının yakasını düzelttim.
Bu küçücük hareket bile bir nevi ufak bir veda gibiydi.

“Ben alışığım,” dedim buruk bir tebessüm ile. Beklerdim yıllarca babamı abimi beklemiştim ateş'ide beklerdim.

“Yıllar sonra tekrar karşılaştığımızda da seni uğurlamıştım ama bu kez farkı… artık hayat arkadaşım olarak dönmeni bekleyeceğim.”Ateş’in yüzündeki gerginlik, son cümlemle çözüldü.saniyelik rahatladığını gördüm.

gergin hali saniyeler içinde yok olunca aynı şekilde tebessüm ettim.

Deniz’in Ateş'i anladığını, bu hayatı kabul ettiğini bilmek… onun için en büyük güçtü.

Parmakları parmaklarımla birleştiğinde, yıllarca eksik kalan bir yanım tamamlanmış gibi hissettim.
Üzerinden aylar yıllar geçse de ateş benim elimi her tuttuğunda böyle hissedecektim.

“canımın içi…” diye başladı, sesi titrek bir ciddiyet taşıyordu.
“Bu kez aynı şeyler olmayacak sizi bırakmayacağım. Ne olursa olsun sana,çocuklarıma,evime döneceğim." başımı eğdim.gözlerim doldu ama gülümsemeyi bırakmadım.

“Ben zaten senin döneceğine inanıyorum. Sadece seni özleyeceğiz, ama giderken aklın bizde kalmasın. Görevine odaklan. Ben buradayım, evimizdeyim. Çocuklarımızla beraber seni bekliyor olacağız.”

Ateş'in belimdeki elleri bir an duraksadı, sonra yavaşça alnıma bir öpücük bıraktı ama geri çekilmedi.
Alnı alnıma yaslı bir şekilde dakikalarca bekledik.

Senelerdir eksik kalan, yarım kalmış bütün hisler dünkü yakınlığımızın içinde toplandı.
İyi ki yeniden evlendik,” diye fısıldadı.

“gitmek zor olsa da evde kaldığım her sabah yanında uyanmak her şeye değer canımın içi.”

.... 

"Malum üzerinde gecenin yorgunluğu var,güzelim ben kahvaltı hazırladım kahvaltınızı yapın.daha fazla yorulma bebeğim"dolan gözlerimi saklamak amacıyla başımı önüme eğdim. Göreve gidecekti ama gitmeden önce erken uyanıp kahvaltı hazırlamıştı.

yine bizi düşünüyordu..

görüş açıma ateşin ayakları girdi ardından beni kendine çekip sarılması bir oldu.
Sıkı sıkı sarılıyordu, günlerce belkide aylarca yaşayacağımız özlemi gidermek istiyormuş gibi sarılıyordu.

"yapma böyle canımın içi. Bende gitmekte zorlanıyorum ama görev bu beklemez"başımı aşşağı yukarı salladım,görevin beklemediğini biliyordum ama yinede üzülüyordum.
Evlendiğimiz günün ertesi günü kocam yine gidiyordu.

izni vardı ama bu sefer ki görevde farklıydı.

"ben yine evime geleceğim hem görevden geldikten sonra ankara turu yaparız ama şimdi gitmem lazım"belimdeki elleri sıklaştı, bedenim bedeni ile bir bütün haline gelmiş gibiydi.
Boynuma değen dudakları ile kafamı yana eğip biraz daha yer açtım.

Önce boynumu ordan yüzümü öpmeye başladı. Dudaklarının değdiği heryer yanıyordu.. Dudakları tenime değdiği her yeri yakıyordu.
üstümde gecenin etkisi vardı,gecenin etkisi de dahil olduğu için tenim cayır cayır yanıyordu.

Yüzlerimiz arasında iki santim bile yoktu, nefesi yüzüme vuruyordu.
Gözleri dudaklarıma kayınca yutkunma gereği duydum.
Dudakları dudaklarım ile buluştu. Sakince öpüyordu ama ben o öpücüğün etkisini hissediyordum.

Bi kaç saniyenin ardından dudaklarını dudaklarımdan ayırsada anlını anlıma yaslamıştı.
"söylesene sen bana böyle bakarken ben nasıl giderim be güzelim "bedenlerimiz ayrıldı ateş bozulan üstümü düzeltirken alp ile emir'de salona giriş yaptı.

" Baba yiye didiyoyyumusun? "Alp kapı pervazına yaslanmış babasından cevap beklerken Emir'de Alp'e çoraplarını giydirmeye çalışıyordu.
Emir çok güzel bir abi olmuştu.

" Ya alp giy şunu..of"sondaki isyanından sonra giydirmeye çalıştığı çorabı kenara fırlattı.
Yaptığı bir harakete ateş ile birlikte güldük.

"gidiyorum babacım. Gidiyorum ama geleceğim biliyorsun"alp kısık bir mırıldanma ile babasını onaylayıp benim yanıma geldi.
Kucağıma gelmek istiyordu, geri çevirmeyip kucağıma aldım.

Emir ise ateşe bakıyordu, hala ateş'ten birazda olsa çekindiğini biliyordum ama geçecekti.
Ateş'e bakarken gözlerindeki ışıltıyı görüyordum.

özellikle de üniformalı babasına bakarken ki ışıltısını görüyordum.

"şey.. Şey meyak etme sen yokken ben anyem ile alp'i koyuyum baba"Kucağımdaki bebeğimin saçları ile oynuyordum, Ateşin bakışları bize döndüğünde gülüp tekrar Emir'den yana döndü.

Dizini kırıp boyunu Emir'in boyu ile eşitledi, elini Emir'in saçlarına atıp şefkatle okşamaya başladı.
"afferin aslanım benim. Biliyorum benden sonra ev sana emanet sen annen ile kardeşini korursun babam "

.... 

gecenin karanlığı üs bölgesinin üzerine ince bir sis gibi yayılmıştı. Nöbetçiler sessiz adımlarla yer değiştirirken avluda yalnızca hafif rüzgârın uğultusu duyuluyordu. Tim hazırlıklarını yapmış, helikopter pistine doğru beklemeye geçmişti.

Asena sırt çantasını düzeltirken fazla sessizdi.
Aklı karışıktı; bunu herkes fark edebilirdi ama gizlemek için çabalıyordu.

Tam o sırada yanına Ateş geldi. Gözlerinde alışıldık o sakin ama derinden hissedilen koruyucu bakış vardı. Asena'ya göre onun gelişi bile insana güven veriyordu.

Ateş, genç kızın omzuna hafifçe dokundu."Hayırdır sabahtan beri bir garipsin. Çantanı üçüncü kez düzelttin"Asena başını çevirmeden gülümsedi.

“Komutanım, görev öncesi biraz gerildim herhalde. Bir şey yok.”Ateş kaşlarını hafifçe kaldırdı.
Kadını yıllardır tanıyordu; Asena’nın yalanı, göz bebeklerinde hemen belli olurdu.

"Yalan söyleme bana kızım. Ben seni ilk katıldığın eğitimde bile okudum. Bir şey yokmuş…”Başını salladı. bişey olduğunu biliyordu öğrenmeden de durmayacaktı.
“Anlat bakalım. Aklın kimde kaldı?”Asena bir an durdu, sonra gözlerini kaçırdı.

“Kimsede kaldığı yok komutanım…”genç adam kollarını göğsünde bağladı, bakışını sertleştirdi ama sesi şefkatliydi.
“Asena… sen bana abi diyorsun. Kardeşleri abilerine yalan söylemez. Bak görev var önümüzde, kafan bulanık olmasın. Adam akıllı anlat bakalım.”

Asena’nın omuzları çözüldü. İçindeki ağırlığı daha fazla saklayamadı. "biri var"Derin bir nefes verdi.
Ateş’in yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti.Kadın hafifçe başını eğdi, parmaklarıyla ekipman kilidiyle oynamaya başladı.

Ateş bir adım daha yaklaştı, sesi yumuşamıştı.
“ Kim bu? Günay mı?”
Asena başını hızla kaldırdı; gözlerinden bir an panik geçti.
Ateş, bu tepkinin cevabın ta kendisi olduğunu anlayıp gülümsedi.

"Demek Günay ha…”zaten kadının Günay'a karşı duygularının olduğunu biliyordu, en başından anlamıştı fakat karşısındaki kızı utandırmak istememeşti.
Anlatmasını bekledi.

Asena derin bir nefes aldı. Artık saklayacak gücü kalmamıştı.
“Evet komutanım… Günay.”
Ateş’in gülüşü büyüdü. Çakmak gözleri, abilik eden bir sıcaklıkla parladı.

“Ne zamandır seviyorsun?”
Asena’nın sesinde hem utanç hem rahatlama vardı. “Uzun süredir… Ama hiçbir zaman söyleyemedim. Zayıf görünmek istemedim.hem"

Nefesi hafif titredi. içinde yaşadığı çıkmaz onu öldürüyor gibiydi.
“Görevlerden döneceğim bile belli değil hayatını karıştırmak istemedim.belkide benden vazgeçmiştir”Ateş başını küçücük bir onay hareketiyle salladı.
karşısındaki kadını anlıyordu çünkü kendisi de zamanında birini bu sebepten reddetmişti.

şimdi ise reddettiği kadın ile evliydi.

“Duygu zayıflık değildir Asena. Biz ölümle burun buruna gezen insanlarız. Kalbini tamamen susturursan, hayatta bir gün pişmanlıkların konuşur.
ayrıca Günay senden nasıl vazgeçsin ha abim.

Günay'ın şu hayatta iki değerlisi var biri vatan'ı diğeride sensin.Günay'ın evi sensin insan evinden vazgeçer mi? ”Kısa bir sessizlik oluştu, ateş kızın düşüncelerini toparlamasını bekledi. Asena ise gözlerini yere dikmişti.

Ateş omzuna tekrar dokunup bir abi edası ile konuşmaya devam etti.
Söylemek zorunda değilsin ama bilsin. En azından bir gün bilsin. Senin gibi yiğit bir kızı sevdiğini bilmek adama güç verir.”Asena’nın gözleri doldu ama gülümsemeyi başardı.

“Komutanım… iyi ki varsınız.”Ateş aynı şekilde karşılık verip kızı kollarının arasına çekti, sert ama sevgi dolu bir ifadeyle“Ben senin abinim kızım. Ne yaşarsan yaşa, ben yanındayım. Şimdi toparlan. Göreve gidiyoruz.kafan rahat olacak.”

Asena başını salladı. İçindeki ağırlık ilk kez hafiflemişti.Uzakta helikopter pervaneleri dönmeye başladığında Ateş son kez arkasına baktı.
“Asena…abim Günay’a bakışın bile değişmiş. Merak etme, adam anlamayacak kadar kör değil."Asena yüzünü kızartan bir gülümsemeyle ekipmanın kayışını çekti.

“Görevden dönelim… belki o zaman konuşurum.”Ateş başını iki yana salladı ve yine o güven veren sıcacık tebessümünü yolladı.
“İşte bu. Korkma Asena. Aşk da cesaret ister.”Ve ikisi yan yana, görev için helikoptere doğru yürüdüler.

Aralarında kan bağı yoktu belki…

Ama yürekteki bağ, çok daha güçlüydü.

...

Timin ayak sesleri toprağa değmiyor gibiydi; herkes gölgesi kadar sessiz ilerliyordu. Ateş önde, tim hemen arkasında dar patikadan aşağı doğru süzülürken gece, sanki içlerine doğru çökmeye başlamıştı.

Bir anda…

Vadinin derinliklerinden metal bir tıkırtı duyuldu.Ateş gözlerini karanlığa dikti.
Çatışmanın dumanı hâlâ havada asılıydı hala tazeydi. Toprak, barut kokusunu içine çekmiş gibi karanlığın içinde ağır ağır soluyordu. Tim ileri doğru temkinli ilerlerken, sol taraftaki patikanın içinden aniden yeni bir silah sesi patladı.

TAK!

Merminin geldiği yöndeki ışık parlaması karanlığı deldi. Ateş refleksle bağırdı.
“SİPER ALIN!

Tim yerlere çöktü.

Günay en ön hatlardan birindeydi ve tam başını kaldırırken bir merminin hızla ona doğru geldiğini gördü.

O an, zaman Asena için durdu.

Asena, birkaç metre arkadan koşmaya başladı. Gözleri Günay’ın hizasında parlayan o ölüm çizgisini görmüştü.

Hiç düşünmedi.

Hiç sorgulamadı.

Sadece koştu.

Ve bir anda… Günay’ın önüne kendini attı.

Mermi göğüs hizasında gelip Asena’yı savurdu.
“Asena!”Günay’ın sesi parçalanmış bir çığlık gibi yankılandı. ardından bir kurşun daha. Asena'nın bedenine giren bir kurşun daha.

Asena yere düştüğünde nefesi göğsünde düğümlendi, elleri toprağa tutundu. Timden birkaç kişi hemen etrafına çöktü, Ateş öfkeyle bağırmaya başladı.
“Atış noktasını yoğun baskı uygulayın! Günay, Asena’yı çek geri! Hızlı ol!”

Mermiler üzerlerinden yağmur gibi geçiyordu, Günay dizlerinin üzerine düştü. Ellerini titreyerek Asena’nın omuzlarına koydu.
Asena… Asena bana bak çıkacağız! Dayan!”

Asena’nın nefesi düzensizdi. Kan, üniformasının yan tarafına sıcak bir göl gibi yayılıyordu.Gözleri Günay’a odaklandı, acıdan kısılmıştı ama içinde sakladığı yılların duygusu ilk kez görünür hâle gelmişti.

Acı dolu bir ses ile yıllarca içinde tuttuğu şeyi söylemeye başladı.
“Sana… bir şey olmasına izin veremezdim.”Günay’ın boğazı düğümlendi. Sevdiği kadın kollarının arasında acı çekiyordu.

“Niye yaptın bunu? Neden yaptın nefesim”sonlarında kızıyormuş gibi değilde yalvarıyormuş gibi çıkmıştı sesi.
hep gülsün diye uğraştığı kadın şimdi onun yüzünden kolları arasında acı çekiyordu.

Asena hafifçe gülümsedi, gözlerinden yaş mı acı mı belli olmayan bir ışıltı aktı.
“Çünkü… s-seni sevdiğimi… sonunda kabul e-ettim.”Sözler karanlığın içinde kırılgan bir itiraf gibi yankılandı.

Günay’ın yüzündeki yaşlar toprağa düştü. Ellerini Asena’nın yanına bastırarak kanamayı durdurmaya çalıştı.
“Bana sakın böyle söyleyip gitme… lütfen”

Ayaz ikilinin yanına çömeldi, hızlı ama sakin bir tonla konuştu.
“komutanım daha fazla bastırın! Nabzı zayıf ama var! Asena, beni duyabiliyor musun?”Asena başını hafifçe salladı, nefesi hırıltılıydı, gözleri kayıyor onu sonsuz bir uykuya çekiyordu.

“Günay’a… b-bir şey olsaydı… y-yaşayamazdım.…”Günay’ın elleri titredi.Ayaz kısa bir an durdu, ikisine de göz gezdirdi.

“sana hiçbir şey olmayacak. Komutanım toparlanın.”

Atış hattı hâlâ yoğunken tim Asena’ya siper oluşturdu.Günay, Asena’nın elini tuttu. Asena ise zayıfça karşılık verdi.
“Gitmeyeceksin Asena… Daha seninle hayallerimi yaşayamadım gitmeyeceksin.”Asena gözlerini zor açtı.gözlerinde yanan duygu, acıyı bir anlığına bastırmıştı. Dudaklarında ince bir gülümseme belirdi.

"G-geç geç kaldık "Bir anda timden biri bağırdı:“Komutanım! Ateş kesiliyor! Temizledik!”

Ateş hemen harekete geçti.“helikopter çağırın! Asena’yı çıkartıyoruz!”Günay, Asena’nın elini bırakmadan yanına çöktü.
Asena son bir nefes daha aldı, gözlerini Günay’dan ayırmadan fısıldadı:
H-hayatta kal in-intikamımızı al.
İ-ikimiz için yarım kalan..t-tüm aileler için.”Ve bilinci karanlığa doğru kaydı.

Günay, Asena’nın başını ellerinin arasına alırken titrek bir sesle mırıldandı. Yalvarıyordu.
sevdiği kadın yaşasın diye yalvarıyordu.

“Dayan güzelim…dayan lütfen ne olursa olsun, bırakma bizi.”Gece sessizleşirken, Asena’nın kanıyla ıslanmış toprak, vadinin içinde iki yüreğin sakladığı gerçeğe tanıklık ediyordu..

sonrası ise acı bir haykırış.. Günay'ın haykırışı..
Asena Şehit olmuştu..

Tim dağılmıştı.. Koca adamlar dağılmıştı..
Çünkü kardeşleri gibi gördükleri görev arkadaşları şehit olmuştu.

.... 

evet bölüm sonuu 😭.

Offf ballar yazarken çok ağladım.

umarım beğenmişsinizdirr. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınn.

instagrama bu bölüm ile ilgili reels gelecekk.

Ateş kız kardeşini kaybetmişti..

Günay artık evsizdi.. Evini kaybetmişti..

instagram hesabımı takip etmeyi ve whatsapp kanalıma gelmeyi unutmayınnnn.

İnstagram hesabım:Yazar_hanmmm

Neysee ben yeniden ağlamaya gidiyorum sizde biraz ağlayacak gibisinizz.

Öptümmm💞​​​​

Bölüm : 29.11.2025 01:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...