99. Bölüm

56.Bölüm

Sonsuz_yazar
mutlu_sonsuz_biri

selaaammmm balımmlaaaarrr nasılsınızz???

yeni bölüm ile geldiiimm biliyorum geç oluyor ama ben final bölümüne gidiyoruz dedikçe kitap uzuyo bxhdddhddh düşündüklerimi buraya geçiremiyorum😔.

finalede az kalmışken lütfeeenn satır arası yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyiinn 💞.

birdeee ben kitabımıza şarkı seçtiiimm 🥹. Neredeyse yazdığım bütün bölümlerin çoğunda yazarken hep bir şarkıyı dinliyorduum onuda söyleyeceğimm🤍.

Final konuşmamızı bile hazırladım nxbdhd güldüğüme bakmayın çok seviyorum onları 🥹🥲.

whatsapp kanalımızda Aslı ile Alptekin'in kurgusu ile ilgili spoilerr paylaşıyorum paylaşmaya devam edeceğiiim.
kanala bekleniyorsunuzzz😚.

keyifli okumalarr dilerriiiiiiiiiimmmmmm 💞.

bölümü yazarken kendimi medyadaki şarkıda buldumm tam Asena ile Günay..

... 

GÜNAY'DANN

Göğsümün sıkıştığını hissediyordum… Kalbim sanki yanlış bir dünyada atıyordu. Her şey yerli yerindeydi ama hayatımın en önemli parçası yoktu.

Gözlerim istemsizce onunla olduğumuz askeriyenin bahçesine,beraber oturduğumuz banklara, pencere kenarına, kapı eşiğine gidiyordu…Bir anlığına dönecekmiş gibi hissediyordum, sonra tüm gerçek bütün ağırlığıyla yüzüme çarpıyordu.

Onun yokluğu içimde sessiz ama ezici bir boşluk bırakmıştı. Ses çıkarmıyor ama her yerimi kaplıyordu...

Söylenen sözleri duyuyordum ama anlamıyordum. “Başın sağ olsun” diyorlardı, başımın nerede olduğunu bile bilmiyorum. Yıllardır ağlamayan ben dün geceden beri ağlıyordum.

Boğazım düğümleniyor göğsüm daralıyordu. Kalbim hâlâ Asena'ya göre atıyor, hâlâ onu bekliyordu.
hepte onunla kavuşacağımız anı bekleyecektim.
Zaman ilerliyor diyolardı ama ben Asena'nın gözlerini yumduğu anın içinden çıkamıyordum.

Keşkeler tüm bedenimi yakıyordu. “Daha fazla sarılsaydım,” diyordum kendime.
Aklım bunun imkansız olduğunu biliyor ama kalbim dinlemiyordu.Asena'yı kaybetmek sadece onu kaybetmek değilmiş benide alıp gitmekmiş.

Henüz yas bile tutamıyorum. Çünkü yas kabullenmek demekti. Ben hâlâ onun adını fısıldıyordum, duyacakmış gibi.
gelecekmiş gibi..

Geceler… Geceler daha zordu.
dün geceden beri tek bir an geliyordu gözümün önüne.
Kalabalık dağılıyor, sesler susuyor. İşte o zaman yokluk konuşmaya başlıyordu. Sevda bitmiyordu,

sevda bitmezdi!

bunu biliyordum. Ama bu acıyla,onsuz nasıl yaşayacağımı bilmiyordum. Şu an tek bildiğim, göğsümdeki bu baskıyla sabaha çıkmaya çalışmaktı.

Gecem böyle zor geçince gündüzlerimin güzel geçeceğini sanmayın. Sabah olacak güneş doğacak hatta insanlar hayatlarına devam edecekti. Ama benim için hiçbir şey başlamayacak hiçbirşey devam etmeyecekti..

Asena ile yarım kalmış hayallerimin ortasında duruyordum. Birlikte yaptığımız küçük şeyler bi gecede canımı en çok yakan şeylerden olmuştu;

beraber yaptığımız kahvaltı, inatlaştığımız nöbetler, ufak ama hayatımın anlamı olan detaylar… Şimdi hepsi ağırdı. Hepsi onu hatırlatıyordu.

Bazen kalabalıkta boğulacaktım,
yalnızlık en büyük sığınağın olacak demişlerdi ama ben o yanlızlığın içinde bile Asena'yı arayacaktım. İçimdeki fırtınayı kimseye anlatamıyordum.

Anlatırsam gerçekler daha kesin olacakmış gibi geliyordu. İçimde bir yer hâlâ itiraz ediyor.
“Bu olmamalıydı,” diyordu. Kalbim dünyayla aynı fikirde değil.

Zamanla geçer diyorlardı ama şu an bunu duymak istemiyordum. Çünkü şu an her saniye, onun yokluğuna yeniden uyanmak demekti.
Sevdiğim kadınla beraber kendimi kaybetmiştim.
Ne gülebilecektim, nede mutlu olacaktım.

bir yanım hep onu arayacaktı.

(Şuan çok ufaktan bu çifti yarım bırakmanın pişmanlığını yaşıyorum. Kıyamam ya günayannem 😭) .

.... 

hiçbişey yapmamışım gibi benim anlatımımdan okuyuuunn ballarr.

Toprak sessizdi bugün.
Rüzgâr bile daha yavaş esiyor sanki herkes aynı acıyı incitmemek için nefesini tutuyordu.
Tabut omuzlardan yere indirilirken, tim tek vücut hâlinde durdu.

Hepsi aynı üniformayı giymişti ama içlerinde kopan fırtınalar birbirinden farklı değildi. Kimi dişlerini sıkıyor, kimi gözlerini toprağa dikmiş göz yaşı akıtıyordu.
Hepsinin aklında aynı an vardı.
birkaç gün önce yan yana yürüdükleri, beraber güldükleri, hayata dair planlar kurdukları kadının kız kardeşlerinin Şehit olduğu an..

Günay tabutun başında ayakta duruyordu. Omuzları dimdikti ama içi paramparçaydı.Ağlamaktan gözlerinin içi kıpkırmızı olmuş göz altları şişmişti.

Şehit olmadan saniyeler önce duyduğu o cümle kulaklarında yankılanıp duruyordu. Söylenmesi zor, duyulması ağır ama insanın yüreğine kazınan bir cümleydi. O an zamanı durdurmak istemişti, başaramamıştı. Şimdi ise zaman, en acımasız hâliyle ilerliyordu.

En başta Ateş olmak üzere tüm Tim Günay'ın yanına birer birer yaklaştı. Ateş elini adamın omzuna koydu,"burdayız "diyordu ama oda iyi değildi.
hiçbiri iyi değildi.

Tim Günay'ın yanında durdu. Konuşmadılar çünkü bazen kelimeler yetmezdi. Aynı cephede savaşmış, aynı sofrayı paylaşmış insanlardı onlar.Bu acı hepsinin acısıydı. Bu yüzden birbirlerini yalnız bırakmıyorlardı.
Güçlü görünmelerine gerek yoktu; o an, güçlü olmak zaten mümkün değildi.Timdekilerin eşleri de oradaydı.
Deniz, Aslı, Sedef, Açelya..
Ellerinde Asena'nın fotoğrafı vardı, çerçeveye sıkı sıkı sarılıyorlardı.
Dostlarını kaybetmenin acısını çekerken bir yandan da adamın acısını hissediyorlardı.

En ağır yük ise şehit annesinin omuzlarındaydı. Ana yüreğiyle tabuta bakıyordu.
Feryatlarından sonra kriz geçirip bayılmıştı. Şimdi ise sessizce ağlıyordu.

Annenin hözlerinden süzülen yaşlar, toprağa karıştı. Bir anne olarak acısı tarifsizdi ama gururu da dimdikti. Günay'ın yanına geldiğinde bir anne edasıyla elini tuttu. O an iki ayrı acı, tek bir noktada buluşmuştu.

Kadın titrek bir sesle fısıldadı. “Yıllarca kavuşursunuz sanmıştım…o seni cennete bekliyor oğlum "Bu cümle sadece Günay'a değil, orada bulunan herkese dokunmuştu. Çünkü beklemek artık sadece bir kişiye ait değildi. Tim bekleyecekti, eşler bekleyecekti, anne bekleyecekti. Asena'nın adı anıldıkça, bir hatıra paylaşıldıkça, bir dua edildiğinde herkes biraz daha tutunacaktı hayata.

Toprak kapandığında acı bitmedi. Ama insanlar birbirine tutundu. Çünkü bazı kayıplar insanı yıkar, bazıları ise insanı bir arada tutardı.

O gün, bir şehit toprağa verildi; geride kalanlar ise birbirine emanet edildi.

....

Ateş, Deniz’in yanına gelmişti.ona iyi geleceğini düşündüğü kadının yanına eşinin yanına gelmişti.yorgun hissediyordu içi yanıyordu.
kelimelerin boğazında düğümlendiğini hissetti.

Nice zor konuşmalar yapmıştı ama bu… bu bambaşkaydı. Üniforması üzerindeydi çıkarmamıştı, duruşu her zamanki gibi değildi.
Yıkılmıştı.. gözlerindeki ağırlığı gizleyemiyordu.

“Deniz…” diye başladı, sesi her zamankinden daha kısık çıktı.
“Ben onu sadece timimdeki bir asker olarak görmedim.” Bir an sustu. Nefes aldı, ama sanki aldığı hava ciğerlerine yetmedi.aksine ciğerlerine battı.

“O benim kardeşimdi.”söylerken sesi titriyordu,kafası omzuma gitti destek almaya çalışıyor gibiydi. Deniz'in de ateşten farklı bir yanına yoktu.gözleri dolu dolu Asena'nın şehit oluşuna ağlıyordu.
Ateş devam etti.

“İlk geldiği günü hatırlıyorum. Ne fazladan konuşurdu ne de geri dururdu. Sessizdi ama dimdikti. içimde ona karşı farklı bir his vardı… hep bir kaç adım uzaktan izlerdim. Yorulduğunda,Suskunlaştığında fark ederdim. Kimseye belli etmezdi ama ben anlardım.”Ateş gözlerini kısa bir an yere indirdi. gözlerinden akan yaşa engel olmadı.

“Bazen emir vermez sadece yanına otururdum. Çünkü her zaman komutan olmam gerekmediğini bazı anlarda abi olmam gerektiğini hissettirirdi"Sesi ağırlaşmıştı. Deniz, Ateş'i ilk defa böyle görüyordu. Gerçekten kardeşini kaybetmiş gibi yıkılmıştı. ben burdayım demek istercesine Ateş'in koluna uzandı ovaladı.

Çünkü insan kardeşini kaybedince zaman ileri gitmiyordu.

.... 

eveetttt bölüm sonuuuu umarım beğenmişsinizdiirr ballarr💞.

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnnn.

instagram hesabımı takip ederek bana destek olabilirsinizz.
Hesabım:Yazar_hanmmm

Öptümmm Allah'a emanet oluun 🤍.​

Bölüm : 16.12.2025 06:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...