
Yeni bölümle tekrardan selam
Lütfen oy vermeyi unutmayın
neyse siz şuan burayı okumadan kitaba geçtiğinizi biliyorummmm
oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Hayalet okuyucu olmayın👻👻
O günün ardından iki gün geçmişti. Bu iki günde çok odamdan çıktığım söylenemez. Sürekli Burak ile konuşup evdekilerin dedikodusunu yapmıştık. Efede her beni gördüğünde gülümseyerek selam vermişti.
Zaten şuanda bu evde konuştuğum Hande hanım, Vural Bey, mert ve işte sadece selamlaştığımız Efeydi.
Şuan yatakta oturmuş can sıkıntısından ezberlediğim odamı inceliyordum. Odamın içini telefonumun sesi doldurmasıyla yataktan hoplıyarak masamın üstünden telefonumu aldiğimda arayan kişinin Miraç abim olduğunu görünce heyecandan az kalsın telefonu düşürecektim. Arama kapanmadan hızla cevapladım.
"Abii" dedim sevinçle telefonun diğer tarafında abimin kıkırtısını duydum. " abisinin en çirkin kardeşi nasılmış" demesiyle homurdanarak " ya abi benden olsa olsa prenses olur sen ne diyosun ya" dedim abimde " sen benim gözümde cirkin kardeşten başka bir şey değilsin" demesiyle onun görmeyeceğini bilerek göz devirdim " abicim güne güzel iltifatlarınla yine gözlerimi yaşarttığını söylemek isterim" dediğimde gülerek " ne demek efendim gorevimiz" demesiyle bende güldüm " abicim ben sana bir şey dicem
dediğinde görebilecekmiş gibi başımı sallayıp " söyle abi yine ne diyecen" dedim allah bilir yine ne hakkında şaka yapacaktı" hani bizim sürekli gittiğimiz bir kafe varya yarın oraya git" dediğinde kaslarımı çatarak anlamazca" abi niye oraya gideyim ki" dediğimde bıkkınlıkla " sen gel oraya benim sana sürprizim var" demesiyle merakım daha çok arttı. Sonra heyecanla hafif bağırarak " abi yoksa geldin mi?!"
Karşı taraftan abimin gülen sesini duyunca daha da sevindim. " Gidince görürsün" dedi
Abimle biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım. Heyecanla yataktan kalkarak dans ede ede dışarı çıktım. Asansöre doğru hoplaya zıplaya yürüyerek tuşa bastım. Su an beynimin icind3 rihanna şarkıları çalıyordu. Abimi o kadar çok özlemiştim ki sanırım en fazla iki ay oldu yurt dışına gideli. Asansörün kapısı açılmasıyla sevincim biraz puf oldu.
Giray ve Meriç'te vardı asansorde suan onlarla hic aynı ortamda olmak istemesemde mecburen asansöre bindim. Asansorun kapısı kapanınca beklemeye başladım. Sanki asansör öyle yavaş bir şekilde iniyordu ki bana o beş saniye bir asır gibi geçmişti. Ikisinin bakışlarını üzerimde hissedince rahatsizca yerimde kıpırdadım. Şuanda iki tane aslanın arasındaki savunmasız ceylan gibi hissediyordum kendimi. Asansörün açılmasıyla koşar adımlar asansörden çıktım. Sonunda lan, kabus gibibiydi. Salona girdiğimde arkamdan Girayla, Mericte girdi bütün herkesin burada olduğunu görünce kendimi tekli koltuklardan birine attım. Mert,Efeyle yerde oyun oynuyor,güney meric ve giray birbirlerine telefondan bir şeyler gösteriyor,Polat tabletten bir şeylerle ugrasıyor,anne ve baba adayı birbirleriyle konuşuyor ben ise telefonla uğraşıyordum. Birkaç dakikadan sonra odada telefonumun melodisi çaldı. Bu durum da herkesin bana bakmasına sebep oldu. Arayan kişiyi görünce göz devirmeden edemedim. Arayan kişi Doruktu . Doruk, ben lisenin ilk senesindeyken beraber aynı sınıftaydık. O zaman benimle sürekli konuşmaya çalışır, beraber bir yerlere gitmeyi teklif ederdi. Tabi ben o zaman bunun bana aşık olduğunu bilmediğim için ve arkadaş gözüyle baktığımdan sorun etmiyordum. Iste sonra bana çıkma teklifi etmiş bende hangi akılla kabul ettiysem sevgili olmuştuk. İlk iki ay beraber olmuş sonra bunun beni başka bir kızla aldatmasıyla son bulmuştu. O zamandan beri pesimi bırakmıyor hala bir şansımızın olacağını düşünüyordu aptal. Ama bende ne salakmisım ya. Surekli hatırladıgımda o zamanki ergenligime veriyordum bu salaklığımı. Telefonu sessize alıp yanıma koydum bir kac saniye sonra telefonumun tekrar çalmasıyla yine onun aradığını görünce tekrardan sessize aldım. Fakat bu hepsinin merakla bana bakmasına neden oldu telefon tekrar çalınca bu sefer dayanamayıp komple telefonu kapattım.
Vural Bey bana bakarak" kızım bir sorun mu var" demesiyle başımı olumsuz anlamda sallayıp " yok Vural Bey bir sorun yok bana takıntılı olan bir salak sadece " dediğimde hepsinin aynı anda " Ne!" demesiyle omuz silktim. Mert bile şaşkınca bana bakıyordu. Vural Bey kasları çatık bir şekilde bana bakarak
" kızım olayı düzgün anlatır mısın?" Demesiyle bende rahat bir şekilde koltuğa yayılarak " doruk yani eski sevgilim, lise başlarındayken beraberdik. Sonrasında ise beni aldatmasıyla ilişkimiz artık bitti. Şimdi ise pişman olduğunu falan söylüyor." Dememle hepsi kasları çatık bir şekilde bana bakıyorlardı. Hiç beklemediğim kişi, Meriç konuştu " peki hiç şikayetçi falan olmadınız mı?"dediğinde başımı sallıyarak " kaç kere polise gittik fakat her defasında çıkmayı başardı. Hatta Miraç abim bilene onu birkaç defa hırpaladı ama çocukta tık yok." Dediğimde abi takımının 'miraç abi' den sonra kaşları daha çok catıldı. Hande hanım telaş içinde " vural bu böyle olmaz kizimin peşinde bir piskopat geziyor" dedi. Aslında tam olarak öyle değil, düşünceli bir şekilde "Aslın piskopat olduğu çok söylenemez daha çok aptalın teki yani nasıl diyeyim takık birisi değil öyle " dediğimde vural bey basını sallıyarak " merak etme kızım bu konuyla ben ilgilenecem" dedi. Ondan sonra zaten kimse konuşmadı. Birkaç dakika sonra hizmetçi gelip masanın hazır olduğunu söyleyince hep beraber yemek odasına gidip masaya kurulduk. Ben meriç ve efenin ortasına oturmuştum. Vural beyin "afiyet olsun" demesiyle yemeğe başladık. Yemeğimi iştahla yerken mert hande hanımın yanından bana seslendiginde bakışlarım ona döndü. Heyecanla ve çekinerek " şey... yemekten sonya benimle oylaymısım " dediğinde gülümseyerek ona bakarak " tabi oynarım seninle " dediğimde sevinçle ellerini çırpıp "yaşasın"
Gülerek ona bakıp başımı sallıyarak önüme döndüm. Mert bir kac dakikanın sonunda hızlıca sandalyeden inip koşarak odaya gidecekken giray hızlı bir şekilde kolundan tuttu " hop hop doydunmu sen bakayım" dediğinde mert hafif mızmızlanarak basını sallayıp tekrar gidecekken bu seferde güney tutarak ona baktı. Mert bu haraketle hafif bağırarak " yaa abi bıyak kolumu" deyip ondan kurtulmaya çalıştığında güney anlamazsa ona bakarak " oğlum hele bi dur arkandan kovalayan yok" dediğinde mert ağlama raddesine gelince güney hemen bıraktı, mertte bir daha tutulmamak adına koşarak odadan çıktı. Bu hâline sırıtarak baktığımda hedefinde olduğum giray sinirle bana bakıp " kardeşim sen geldiginden beri daha yüzümüze bakmaz oldu" dedi masada öne eğilerek " kardeşimle oynama bahanesiyle gidip allah bilir ne anlatıyorsun bizim hakkımızda" dediğinde göz devirdim. He yav zaten bende işsiz gibi sizi ona kötütüluyorum . Bu adam bu akılla nasıl avukat oldu ben ona hayret ediyorum doğrusu
"Pardon da ben niye sizi ona kötülüyeyim ki" dedim kaslarımı çatarak ona bakıp bu sefer yanındaki güney konuştu. Ellerini bilmiyorum der gibi kaldırarak " valla orasını da bilemiyoruz hangi uydurdugun yalanlarla yapmışsan" dediğinde sinirle onlara bakıp " siz salakmısınız allah aşkına kaç yıllık kardeşlerisiniz, gelip böyle bir şey yapsam bana mı inanacak " dedim sabahtan beri hiç konuşmayan polat sesini yükselterek "belliki böyle bir şeye kalkışmışsın da cok bilerek konuşuyorsun" dediğimde şaşkınca onlara baktım. Yok artık utanmasalar bütün kötü şeylerin başının altında sen varsın diyecekler. Neyim ben kötülük kraliçesi mi, ah ne münasebet benden olsa olsa sindirella olur. Güney önündeki yemekten yemeden önce " aynı o kız gibi abi işte ne beklersin bundan da" dediğinde bir hışımla sandalyeden kalkıp sinirle bakışlarımı hepsinin üzerinde gezdirdim isaret parmağımı kaldırarak " siz hepiniz o kızla kafayi bozmuşsunuz. Her hareketinde o kıza ait bir şeyler bulmaya çalışıyorsunuz ya" dedim. Sinirle elimi sallayarak " aloo ben güneşim ne ceydayım nede başka biriyim anladınızmı ha eğer anlamadıysanız hızlı bir şekilde doktora görünmek için talep oluşturabilirim belki beyninizde bir sorun vardır yardımcı olurlar " dedim Polat ayağı kalkarak sinirle bana bakıp "haddini aşma senin karşında büyüğün duruyor saygılı ol" dedi tıslarcasına. Birazcık korkmadım değil bu katil kılıklı dan ama onu ne umursayacam be alayla ona bakarak kollarımı göğsümde bağlayıp "ben saygıyı senden öğrenecek değilim polat ve kime saygı duyup duymayacagimida iyi bilirim sen ve senin kardeşlerin bana saygı gostermedikten sonra ben niye saygı gostereyim ki"
Hepsine teker teker bakıp " ben saygıyı hak edene gösteririm hak etmeyene de nasıl davranılırsa öğle davranırım" dedim hiç kimse konuşmuyordu sadece bana bakıyorlardı güney de sinirle bana bakıp tam bir şey diyecekken bir anda Vural beyin masaya sert bir şekilde vurmasıyla yerimden sıçradım. O ne biçim vuruştu be adam yüreğime indirecektin. Vural Bey sinirle hepimize bakıp " tamam anlaşamıyorsunuz daha yeni tanıştınız ben size hemen birbirinize alışında demiyorum fakat yaptığınız davranışlar da ne öyle ne siniz siz ilkokul üçüncü sınıf çocukları mı?!"dedi bağırark hiçbirimiz hareket etmeden vural beye bakıyorduk. Hande hanım daha sakin bir şekilde konuşarak " çocuklar birazcık birbirinize anlayışlı olsanız acaba, kavgayla birsey çözülmez cocuklarım " dedi bana dönüp eliyle beni göstererek " güneş içinde her şey kolay değil yeni aile,yeni hayat ve yeni yasam bu da onun için zor" dediğinde güney davarı bana bakarak " memnun değilse gider bu kadar basit" dedi kabaca. Bu cocuk tam bir mal,ne hoş kadın güzelce anlatıyordu. Hande hanım baygınca güneye baktığında güney umursamazca omuz silkti. Vural Bey sabır dilercesine kafasını eğdi. Hande hanım güneyi umursamadan oğullarına dönüp " sizin içinde kolay olmadığınıda biliyorum araniza yıllar sonra yeni bir kardeş gelmiş Bu da size garip geliyor" dedi bu seferde giray konuşacakken babasının bakışlarını fark edince hamurdandı." Kısacası biraz anlayış ve biraz kavga olmadan herşey hallolur" dedi. Hepimiz susmuş ikisine bakarken onlarsa ayağı kalkıp masadan kalktılar vural bey gitmeden önce hepimize bakıp odadan çıktılar. Bir kaç saniye hiç kimse konuşmadı. Sınırlı bakışların hepsi bendeydi fakat ben bunu umuruyormuyum
Tabiki de hayır
Meriç'te masadan kalkıp onlara bakarak " abi hadi bizde gidelim gece gece zaten fazlasıyla başım sisti" dedi
Oy allah yesinler senin baş ağrını polat sınırlı ve birazcık ürkütücü bir şekilde baktığını fark edince gerildim. Allah bilir o aklında hangi deneyleri üzerimde kullanmak için plan yapıyordu. Zaten ne beklersin bundan. Katil görünümlü piskopat. Ben niye hala burdayım lan. Yemek odasından çıkmak için ilerleyince Girayın sesini duydum " annemle babamın arkanda olduğunu düşünme sakın sen hala bizim gözümüzde bir hicsin" dedi igrenircesine yürümeye devam ederken yandan ona bakıp " gözündeki degerimle ilgilendiğimi mi düşünüyorsun"dedim ve yemek odasından çıktım ve mertin odasına gitmeye başladım
******
Yatağımda oturmuş telefonumla uğraşıyordum. Seviyeyi geçmeye çalıştığım oyunda kaybedince sinirle hafif bağırarak telefonu yanıma fırlattım. Biraz mertle oynadıktan sonra mertin çizgi filmi başlamış ve aşağı inmişti bende o insanları görmemek için odama gelmiştim. Zaten yemegimide tam yiyememistim.
Su an ise açlıktan karnım gurulduyordu. Şu Polatada öyle gıcık olmustum ki. Kara listemin ilk sırasında Polat vardı. Su an aslında bir noodle olsaydı. Yanımda biriktirdiğim param vardı gidip markete gitsem gelsem hemen. Yerimde doğrulup aynanın karşısına geçtiğimde alttımda mavi eşofman üstümde işe beyaz bir kısa kollu üst vardı üstlerim fena degildi.Üstümdekilerin iyi olduğunu kanaat getirip odadan çıkıp merdivenlerden aşağı indim salona vardığımda salonda sadece abi takımını görünce göz devirdim. Bunlar niye zıbarıp yatmamışlardı ki. Odaya girdiğimde tüm gözler bana döndü." Hande hanımla vural bey nerede" dedim soruyu ortaya atarak. Cevap veren meriç oldu. " yürüyüş yapmaya gittiler"
Başımı sallayıp onları umursamadan mutfağa girdiğimde mutfakta sevim ablayı görünce "sevim abla ben bir markete gidip gelicem haberin olsun" dediğimde basını sallayarak " tamam kızım geçe kalma" dedi başımı sallayıp kolay gelsin dedikten sonra mutfaktan çıktım. Salona girince onları umursamadan odadan çıktım. Tekrardan odama gidip cüzdanımı alarak aşağı indim tam kapıya gidecekken salondan polatın sesi geldi "nereye" dedi sert sesiyle
bakışlarım ona döndüğümde hepsinin kasları çatık bir şekilde bana baktığını gördüm. Bunlarda kaş çatmaktan başka hiç bir şey yaptıkları da yok yav, umursamazca onlara bakıp " sevim abladan öğrenirsiniz" deyip kapıya doğru giderek kapıyı açıp dışarı çıktım.
Ve markete doğru gitmeye başladım. Daha doğrusu bulmaya çalıştım.
kitap nasıldı
diğer bölümde görüşmek üzere
Seviliyorsunuzzzz
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |