
Yav arkadaş kaç dakikadır marketi bulmaya çalışıyordum ama yok. Bu ne lan böyle. Bizim oralarda hemen şak diye bulunur peki burada? Etrafta sadece lüks binalardan başka hiçbir şey yoktu.
Ne biçim yer lan burası
Köşeyi dönünce gördüğüm marketle rahat bir nefes verdim. Sonunda lan. Hızla markete girip kapının yanındaki sepetlerden alarak hızlı bir şekilde çikolata reyonuna gittim . Kavramların olduğu yerde hızlıca altı tane sepete attım. Sonra birowni, ülker, albeni gibi çikolatalardan da iki üç tane sepete attım. Sonra hızlıca cips reyonuna gidip acılı,ketçaplı,yoğurtlu cipslerden alıp iki tane alıp içecek reyonundan da şeftalili ve mango ve ananaslı içeceklerden alıp aldıklarına bir göz attım.
Oh oh mideme şenlik
noodle almayı unuttuğumu farkedip koşarak ondanda alıp kasaya doğru yürümeye başladım. Kasaya geldiğimde hızlı bir şekilde aldıklarını okutup parayı vererek poşeti alıp marketten çıktım.
Sallına salına eve doğru yürüyecekken bir anda farketiğim şeyle kasıldım.
Lannn ben eve nasıl gidecem
Neyseki biraz hatırlıyorum geldiğim yerden bazı yerler hala aklımda. Unutmadan bari gideyim şimdi b12'liğim tutarsa sıçtım demektir. Hızlıca geldiğim yoldan yürümeye başladım. Telefonumu arka cebimden alıp saate baktığımda saatin geç olduğunu farkedince telefonu kapatıp cebime koyarak adımlarımı daha da hızlandırdım. Başka bir sokağa girdiğimde etrafa baktım. Ben buradan geçtim mi ya. Etrafa daha çok baktığımda buradan geçtiğimi fark edince yürümeye devam ettim. Bir anda yanından gectigim sokakta bağırış sesleri duymamla adımlarım durdu. Aha kavga var. Bakışlarımı sokağa döndüğünde bağırış sesleri dahada yükseldi. Bir önümdeki yola bir yanımdaki sokağa gözlerim gidip geliyordu.
" Güneş şimdi eve gidersen rahat rahat yemeğini yaparsın yatağına otur bide dizi aç oh mis ne şimdi bu bak önündeki yoldan yürü hadi güneş yaparsin sen kızım. Kavga yok,izlemekte yok hem sen kavga sevmezsin hadi güneş önden önden yürü" deyip kendimi buna inandırmaya çalışarak tam bir adım atmıştım ki bağırış sesleri tekrar duyunca bu sefer adımları o sokağa doğru ilerlettim
Güneş senin yapacağın ise tüküreyim
Rahat batıyor bana illahi boka girmem gerek yoksa günüm rahat geçmiyor
Kendime söve söve sokağa girdiğimde az ileride gördüğüm kişilerle adımlarım durdu. Karsı karşıya durmuş iki gurup vardı ve şuan laf sokarak birbirleriyle dövüşüyorlardı. Tamam daha kavga etmemişlerdi. Hızlıca ilerideki kaldırımın arkasına geçip yere oturarak poşetin içinden içeceklerden bir tanesini çıkarıp ses çıkarmamaya gayret ederek açtım.
Bir kaç dakika daha bağırdılar en sonunda karşı tarafta birinin " eh yeter be diyerek diğer takıma attığı yumrukla dövüş başladı. Hızlıca açtığım cinsten alıp ağzıma atarak heyecanla izlemeye başladım. Karşı taraf diğer grubun lideri olduğu düşündüğüm kişiyle kavga ediyordu. Ben onları heyecanla izlerken bir anda grubun lideri cebinde çakı çıkarmasıyla dehşete düştüm " Hassiktir"
Hay o lanet sesime...
Sesimin ayarını kontrol edemediğinden bir anda hepsinin bakışlarının bana döndüğünü fark edince sertçe yutkundum. Sen şimdi sıçtın güneş
Çakı çıkaran kişiyle göz göze gelince bana sinirle baktığını farkedip boş poşetleri yere bırakarak elimi silkeleyerek ayağa kalktım. Bana hala gözlerini dikmiş bir şekilde baktıklarını görünce diğer grubun çoktan gittiğini fark ettim. Ulan korkak herifler hemen de kaçıp gitmişler. Ne yapacağımı bilemeyerek onlara baktığımda baş parmağımı göstererek gulumseyip" bravo çok iyiydi" dedim fakat hala bana bakıyorlardı. Kaç güneş kaç
yavaşça geriye doğru giderek" biz aslında anlaşabiliriz polislik bir şeyde yapmıcam siz kendi yolunuza ben kendi yoluma" dedim sonra elimi kaldırarak " hadi eyvallah" dediğim gibi koşmaya başladım. Arkamdan sesler geldiğini fark edince durmadan arkama baktığımda peşimde olduklarını fark edince bağırarak " işsiz misiniz oğlum siz ne diye pesimden geliyorsunuz" diye bağırıp daha da hızlandım. Nefesim yavaş yavaş kesiliyordu ama umursamadım daha da hızlandım. Önümde gördüğüm ilk sokağa girdiğimde gördüğüm şey karşısında seslice küfür ettim
Kahretsin!
Çıkmaz sokağa girmiştim.Cebimden astım ilacını alıp dudaklarıma götürerek hemen kullandım. Kendimi daha iyi hissedince Etrafa baktım, bir cikis yolu bulamayınca korkarak arkamı döndüğümde bana sırıtarak geldiklerini gördüm.
Sağ taraftaki çocuk sırıtarak bana bakıp" şimdi nereye kaçacaksın bakalım" dedi alayla
Yutkunarak onlara bakıp teslim olurcasına ellerimi kaldırarak " Hey hey anlaşabiliriz şiddet çözüm değil şahsen ben hiç doğru bulmuyorum" dedim. Evet evet ben hiç şiddeti doğru bulmam. En önde duran cocuk bana doğru gelmeye başladığında bende duvara doğru yapışama kadar geri geri yürümeye başladım. Aramızda üç adım kalıncaya kadar üzerime doğru gelmeye başladı
Sonunda durarak bana tek kasını kaldırıp alayla bana baktı." Seninle ne yapmamızı istersin küçük kız"
Küçük kız mı?
Pardooon
Korkum biranda uçup gitti. Sinirle karşımdaki kendini bir halt sanan kişiye bakarak" küçük senin başka yerlerindir lan" dedim
Abim her zaman konuşmadan önce düşün derdi. Ben bazen ilerideki şeyleri düşünmeden hareket eder öyle konuşurdum. Şuanda da aynı şey olmuştu. Fakat benim bir suçum yoktu. Herşeyi o başlattı.
Kaslarını kaldırarak bana baktı ve bir adım attı, bir adım daha tam karşımda durduğunda dik bir şekilde ona bakmaya devam ettim. O ise bana üsten üsten bakarak alayla bakıp arkasını dönerek grubunun yanına yürümeye başladı. Bu hareketiyle arkasından bön bön baktım şimdi ne yaptı lan bu. Kendini böyle yaparak havalı falan mı sandı.
Ergen haraketler hiç çekilmiyor
Yalnız adam çok yakışıklı fakat sorunlu.
Onun grubunun yanına gidip bir şeyler konuştuklarını farkedince etrafa baktım. Bir çıkış yolu bulmalıydım yoksa bu yerde bana ne yapacaklardı. Tabi Ben kurtulurdum yine orası ayrı. Kimler geldi kimler geçti hiç kimse bu kızı yenemedi. Neyse ben buradan kurtulmanın bir yolunu bulayım en iyisi.
Etrafa bakmaya devam ettiğimde grubun bulunduğu yerden başka hiç bir yerde çıkışın olmadığını görünce derince ofladım.
Lan benim telefonum vardı. Unutulacak zamanı bulmuştum zaten onun hızlı bir şekilde bir elimle poşeti sıkı tutup diğeriyle arka cebimden telefonu alarak onlara göstermeden bakmaya başladım. Aslında aklımda bir plan vardı ama işe yararıydı bilmiyorum. Yinede denemekten fena gelmez. Hızlıca işimi halledip az uzağında duran çöp konteynırın yanına küçük adımlarla yürümeye başladım. Sanki onlardan birisinin başı bana dönecek gibi olduğunda hızlıca durdum. Cocuk saçını kaşıyıp tekrar ne konuşuyorlarsa konunun içine dahil oldu.
Allah bilir sabahtan beri orada ne halt konuşuyorlardı. Sinirleniyordum lan artık, sabir dileyerek önüme dönüp tekrar isime devam ettim. Iki adımda konteynırı yanındaydım hemen içine baktığımda üst üste yığılmış çöp poşetleri ve içki kutularını vardı. Ve ah hayır olamaz o gördüğüm şey umarım kumuk değildir. O gruba baktığımda birazdan hareketleneceklerini farkedince telefonuma acıyarak bakıp üst üste konulmuş poşetlerin üstüne koyarak videoyu başlattım.
Bir kac saniye sonra siren sesleri yankı yapınca grubun başı küfür savurarak hızlıca sokaktan cıkıp az ilerleyerek etrafa bakmaya başladı.
Ellerinizi kaldırın ve teslim olun!
Vuyi vuyi vuyi
Digerleride hızla o çocuğun peşinden bakmaya gidince fırsat bu fırsat deyip hızlıca telefonumu alıp topuklarıma yuklenerek çıkmaz sokaktan koşarak çıktım. Arkamı döndüğümde bana şaşkınca bakan gurubu görünce hala kapatmadığım telefonu elimde sallyarak kapatıp orta parmak çekerek daha hızlı koşmaya başladım. Bir kac dakika hiç durmadan koştuktan sonra neyseki evin önüne gelebilmiştim. Kapının önünde durup cebimden ilacımı kullanınca daha rahat nefes almaya başladım.
Şükür ya.
Evin büyük kapısını açınca iceri girdim. bahçede korumaların bazıları telaşla o tarafa bu tarafa koşturduklarını görünce anlamazca onlara baktım. Ne oluyor lo. Niye bunlar böyle davranıyordu. Eve doğru yaklaştığım zaman bağırış sesleri her adım attığımda daha da artıyordu. Kapının önüne gelip kapıyı çaldığında saniyeler sonra sevim abla kapıyı açıp telaşla bana baktı. Onu umursamadan içeri girip salona doğru yürüdüm. Salona girdigim bütün ailenin burada olduğunu fark ettim.Hande hanım bir koltukta oturmuş kızarmış gözleriyle yere odaklanmis bir sekilde baktığını fark edince içim burkuldu. Vural beyde eşinin elini tutmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Meriç,Güney, Efe ve Giray koltuklarda oturmuş Polat da ayakta volta atarak telefonundan sinirle birisine hızla bir şeyler yazıyordu. Odaya girdiğimde bütün bakışları hepsi bana döndü. Kendimi açıklayarak "üzgünüm geç kaldığım için yold-" cümlemin devamını getiremeden Giray oturduğu yerden kalkıp sinirle bana doğru gelip karşımda durarak yüzüne doğru bağırdı. " Güneş sen neredesin kime gittin de bu saatte eve gelirsin. Birde markete gidicem demişsin ya sen saatin kaç olduğundan haberin varmı ha bu kadar da olamazsın" dedi. Hiç bir şey diyemedim. Onların gözünde o kadar pistim ki gözlerimin dolmasına engel olamadım. Giray' a belli etmeden arkamı dönüp merdivenlere doğru yürümeye başladım. Arkadan güneyin sesini duymamla kalbimden bir ses geldi ve onu sadece ben duyabildim." Bakın haklıyız ki hiçbirşey söyleyemiyor"
Hiç bir şeyi umursamayarak merdivenlerden çıkmaya başladım. Besinci basamağa gelmistimki artık kimsenin beni göremeyeceğini anladığında daha fazla dayanamayıp gözümden bir damla yaş düştü. Her basamağa bir adım attığımda gözyaşlarım dahada siddetleniyordu. Odama girdiğimde artık bende herşey bitmişti. Kapıya yaşlanmış bir şekilde ağzımı kapatarak ağlamaya başladım. Yatağa doğru yürüyüp kendimi yatağa attığımda ağlamam dahada şiddetlendi. Ben artık sadece birilerinin de beni sevmesini istemiştim. Yatağın içine girip telefonumdan cem adrian - mutlu yıllar şarkısını açıp kulaklıklığı takarak yorganı üstüme örtüp sesizce ağlamaya devam ettim.
Bu lanet günün artık bitmesini istiyordum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |