1. Bölüm

1.BÖLÜM - ATEŞLE DANS ET

Eda Şahinoğlu
mutlusonlarinyazar

Alara...

Hayat onu bambaşka yollara savurmuştu. O avukat olup, para için bir suçluyu savunmak zorunda kalmak istemiyordu. Babası, annesi, ablası tüm ailesi avukattı. Ama o dansçı olmak istiyordu. Özgürce dans etmek, özgürce hareket etmek istiyordu. Dans kursuna çok küçükken yazılmıştı Alara. Ailesi hobi olarak yaptığını düşündükleri için pek bir tepki görmemişti. Ama Alara dansa aşıktı. Dans etmek onun her şeyi olmuştu. Nefesi, hayatı, amacı...

Ve işte buradaydı. Evin tüm kurallarını, babasının tüm itirazlarını hatta annesinin o sert bağırmalarını bile takmamasına sebep olan yerde.

 

"ATEŞLE DANS ET"

Okul değildi, dünyaca ünlü dans grubunun binasıydı ve günlerce girdiği mülakat ve yetenek sınavlarından sonra baş dansçı olarak kabul edilmişti.

"İşte buradayım sonunda..."

Genç kız derin bir nefes alıp, binaya girdi. "Muhteşem" diye fısıldadı. Taş evlere benziyordu. Bir mağaranın içindeydi sanki. Küçük tinel gibi geçişlerle bağlanıyordu odalar birbirine.

Elinde valizi ile Tuna ve Lina hoca denilen ikiliyi arıyordu. Etrafına bakınırken sahne görevlisi olduğunu düşündüğü birini durdurdu.

"Şey bakar mısınız?"

"Buyurun?"

"Ben Tuna hocayı arıyordum."

"O prova odasındadır," deyip, ilerideki kapıyı gösterdi.

Kız teşekkür edip, o kapıya doğru gitti. Kalbi resmen gümbürdüyordu. Çok heyecanlıydı. Kapıyı araladığında tok ve güzel bir ses doldu kulaklarına. Ama konuştukları pek de hoş değildi.

 

"Kırk gün lan! Böyle şey mi olur? Kırkım çıktı! Kadının üstüne atlayacaktım neredeyse. Rezalet. Görgüsüz gibiydim. Tuna'yla konuşacağım arkadaş. Böyle turne mi olur? Nefes alamadık."

 

Çetin ile Alex ona gülerken, Tuna hocası girdi içeri.

"Biraz dinlendi senin yavrucak işte sayemde," dedi Sarp'ın saçını karıştırırken.

"Onun düşüncesi pek de seninle aynı değil. Ayrıca herkesin yanında yavrucak deyip, milletin gözünde küçültmezsen sevinirim."

 

Tuna onun omzuna vurdu. "Zevzek" diye ekledi gülerek. "Bugün yeni partnerin geliyor hazır ol." Sarp'ın yüzünü buruşturmasını gördükten sonra diğerlerine döndü, "Hadi toparlanın. Yaz geldi. Önümüzde yorucu bir program var."

 

Alara ise duyduklarının şoku ile kendini dışarı attı. "Sapık, şey düşkünü. Milletin gözünde küçültmeseymiş, tövbe ya Rabbim tövbe, edepsiz," diye söylendi. Ellerini göğsünde birleştirip, bir süre bekledi. Sakinleşmesi gerekiyordu.

 

İçeri de ise ayrı bir tantana vardı. Sarp patlama noktasındaydı.

 

"Hocam ama hep çömezleri bana veriyorsunuz. Ne günahım var benim? En son verdiğiniz kız bileğimi kıracaktı. Bir önceki sahneden düştü!"

"O yüzden çıktılar Sarp."

"Çetin'e verin!"

"Hayda benim var oğlum eşim. Yürü git!" dedi Çetin en sevdiği 'arkadaşı' Şule'yi kollarının arasına alarak.

Şule huzursuzca kıvrandı, "Cıvıma Çetin."

"Ben de bayılıyorum sana canım arkadaşım."

O sırada kendine gelip, içeri giren Alara, etrafa bakıyordu.

Sarp ise hala söyleniyordu.

"Ya banane ya, sizin olsun çömeziniz. İstemiyorum ben çömez fal- hobaaa! Çüş! Bu kim?"

Hocaları sırıttı. "Yeni çömezimiz Alara Sapçım!"

"Canım partnerim mi? Ay, ne tatlı bir çömez bu," dedi ellerini eşofmanının ceplerine sokarak.

"Gel Alara," dedi Tuna kıza sıcacık gülümseyerek.

"Merhaba, Tuna hoca olmalısınız."

"Ta kendisi."

Sarp araya girdi, "Ben de partnerin Sarp. En sevdiğim şeydir çömezler. Hep ben alırım bu yüzden. Hoş geldin."

"Bu sapık mı benim partnerim?" diye inledi dehşetle gözlerini açarak.

Sarp kaşlarını çattı ve önüne baktı, iyi de akıllı akıllı uyuyordu onunki. Tamam kızı görünce hafif bir şeycikler olmuştu ama o kadar da değildi yani.

"Sapık değil, Sarp Alaracım."

Çetin Sarp'ı kendine çevirdi ve alnına, yüzüne falan baktı. "Lan kız şıp diye anladı senin sapık olduğunu. Benim de şeysimi anlamaz inşallah."

Sarp adamı üstünden itti. "Defol git lan."

 

Şule de ellerini göğsünde birleştirip, Çetin'e baktı. "Neyini anlamaz canım arkadaştan bozma partnerim?"

"Şeyi işte."

"Ne işte?" merakla bakıyordu adama.

"Sen bir kızla tanışsana evvelinde ya. Ne kadar ayıp."

Hepsi ile tek tek tanıştı. Grupta bir iki tane yabancı dansçı da vardı.

Sera kızı soyunma odasına götürdü. "Şimdilik valizin burada kalsın. Akşam çıkarırız odaya."

"Tamam."

Üstünü değiştirip, aşağı indiler. Hepsi yerde oturmuş Tuna'yı dinliyorlardı.

"Gel Alara," dedi Sarp'ın yanını göstererek.

Alara çekine çekine oturdu adamın yanına. Sarp ona gülümseyerek bakıyordu.

Alara onu es geçip, Tuna hocasına odaklandı.

"Şimdi Alaracım biz burada arkadaş, öğretmen, öğrenci ilişkisinden çok aile gibiyiz. Haftanın beş günü, günün yirmi dört saati hele de turne zamanı hemen hemen dört ayın tamamı birlikteyiz."

"Evet, biliyorum."

"O yüzden samimi ve rahat ol lütfen."

Sarp elini kızın omzuna attı.

Alara adamın bu hareketi ile kaşlarını çattı, "Ne yapıyorsun be?" deyip elini itekledi.

"Sarp!" diye uyardı onu Tuna da.

"Hocam siz dediniz rahat ve samimi olun diye."

"Kıza dedim sana değil Sarp. Sen bir zahmet samimi olma. Hele rahat hiç olma!"

"Neden benim neyim eksik?" dedi huysuz bir şekilde.

Tuna kaşlarını havalandırdı. "Eksik değil de, kalkanların biraz fazla hareketli diyelim." Sonra diğerlerine döndü, "Hadi toparlanın, ısınmaya başlayalım."

Hep birlikte ayağa kalktılar. Sarp Alara'dan önce kalkıp, kıza elini uzattı. Alara önce art niyet arasa da adamdaki bakışların masumluğu ile onun elini tutup, ayağa kalktı.

"Evet arkadaşlar, biliyorsunuz ki ilk gideceğimiz yer Kemer. Kemer'de iki otel, daha sonra Antalya ve Alanya'daki birkaç otelde olacak gösteriler. Öncelikle size koreografilerimizi açıklayayım," derken yanda duran beyaz tahtaya yazmaya başladı. Bir yandan da anlatıyordu. "Dört farklı koreografimiz olacak. Birincisi 80'ler. İkincisi elektro dans, üçüncüsü lirik, dördüncüsü de salsa."

"En sevdiğim," dedi Alex gülerek.

Alara duyduğu aksanla adama bakıp, gülümsedi. Ne tatlı bir ses tonu ve aksanı vardı.

Sarp Alara'nın Alex'e bakışını görünce kaşlarını çattı. "Sahipli o, sahipli. Yanındaki kıza aşık. Ölüyor kız için."

"Sadece konuşması hoşuma gitti. Yanlış anlamlar çıkarmasan."

"İyi, sevindim," deyip göz kırptı.

"Evet arkadaşlar, ısınmaya başlayalım."

Sarp sırıttı, "Bana gerek yok hocam, her daim ateş gibiyim."

Tuna başını iki yana salladı, "Zevzekleşme de sahneye çık hadi."

Hep birlikte ısınmaya başladılar.

Alex Sera'ya yaklaşmaya çalıştıkça kız kaçıyordu ondan. Adamdan çok hoşlanıyordu ama ileri gitmekten de korkuyordu. Çünkü aşık olmaması elde değildi. Adamın kusursuz bir yakışıklılığı en önemlisi de sevilesi tertemiz bir kalbi vardı. Öyle her gününü farklı kızlarla geçiren biri değildi ve Sera'ya gerçekten değer veriyordu.

 

Ama Sera'nın babası bu konularda katı değil, aşılmaz bir duvardı. Müslüman değildi Alex ve babası duysa onun kıçına attığı tekme ile ülkesine kadar uçmasını sağlardı.

Bir de inatçı aşıklarımız Çetin ve Şule var. Bu grubun kurucusu sayılırlardı. Sarp, Çetin ve Şule grup kurulduğu günden bu güne oradaydılar ve baş dansçılardı.

Çetin yıllardır aşıktı Şule'ye, Şule de ona. Ama ikisinde de katır inadı vardı ve bir türlü birbirlerine açılmıyorlardı.

"Şule, şu tişörtü oraya fırlatsana," dedi Çetin kıza çıkardığı tişörtünü vererek.

Şule adama gözlerini kısarak baktı. "Çıplak mı dans edeceksin?"

"Gösterilerde de pek giyinik olmuyoruz," diye yanıtladı kızı gülerek.

"Giy şu tişörtü Çetin, delirtme beni."

"Ya sıcaklıyorum Allah Allah, sana ne oluyor anlamadım." Şule adamın elinden sertçe aldı tişörtü ve ileriye fırlattı. "Sağol tatlım," dedi ve arkasını dönüp arkadaşlarının olduğu yere gitti.

 

"Herkes ikiye ayrılsın. Sarp sen Alex'in önüne geç, Alara sen de çaprazda dur."

Denileni yaparken Sarp'ın gözü sürekli Alara'nın üstündeydi. Çok güzel bir kızdı. Çok dikkat çekiciydi ve aşırı seksiydi. Hele de üstündeki göbeğini hafif açıkta bırakan beyaz bol tişörtü ve eşofman altı ile mükemmeldi.

Hocaları yeniden bağırdı. "Beyaz işaretlere dikkat edin."

Alara önündeki beyaz bandın hizasına göre durdu.

Ama Sarp hala yamuk duruyordu.

Alex kırık Türkçesiyle adama seslendi. "Sap! Sap! Önüme geç," diye dürttü adamı.

Sarp dikkatini dağıtan adama öfkeyle baktı. "Arkana girecek şimdi o sap, göreceksin gününü. Kırık Türkçenle inlersin artık. Sap değil Alex, Sarp! Kaç kere söyleyeceğim?"

Alara kıkırdayınca kıza döndü. "Çok mu hoşuna gitti Alaracım?" diye sordu alay eder bir tonda. Kıza da rezil oldu.

"Hangisi? Sap oluşunu mu soruyorsun, gay oluşunu mu? İkisine de güldüm de.."

Sarp kaşlarını çatarken, Çetin kahkaha atıyordu. "Bu kız seni çiğ çiğ yer söyleyim, hem de bi 70'likle."

Sarp ellerini yumruk yaptı. "Cilayı da ne olarak içer bilemem artık." diye homurdanınca, Çetin "Oooo" diyerek kaşlarını kaldırdı.

Alara adamın sırtına vurdu, "Pis sapık!"

"Ya sen geldiğinden beri bana sapık deyip duruyorsun. Tamam Allah var yukarda pek edep bilmem de, sen daha ne sapıklığımı gördün?"

Alara tam konuşacaktı ki, Tuna yine bağırdı.

"Bırakın artık şu muhabbeti yeter!"

"Tamam hocam hazırız," dedi Sarp kıza 'Sonra konuşuruz,' diye ağzını oynattıktan sonra.

***

İlk provadan sonra herkes bitkin düşmüştü.

"Paslanmışım lan," dedi Çetin kendini yerdeki mindere atarak.

"Al benden de o kadar," diyerek destekledi onu Şule. "Çok yoruldum."

Çetin kıza yine aşkla baktı ve koltuk altından tutarak yanına çekti. Bacak arasına yerleştirdi onu ve omzuna masaj yapmaya başladı. Bir iki dakika sonra Şule gevşemişti.

"Biliyor musun bazen ellerinin sihirli olduğunu düşünüyorum."

"Belki de öyledir."

Şule başını çevirip adama baktı. Yine o pırıltı vardı gözlerinde. "Sevgilin kızmasın sonra."

"Kızmaz her halde," dedi gülerek.

"Ben olsam kızardım."

"O zaman kızar galiba."

"Anlamadım."

"Boşver." – zaten hiç anlamıyorsun ki...

"Ee kaç ay oldu hala tanıştırmadın beni şu esrarengiz kızla. Adını bile söylemiyorsun. Su perisi diye anılıyor kız. Hem neden ona su perisi diyorsun?"

Adam kızın gözlerine odaklandı, "Çünkü su gibi duru, saf ve ona su kadar ihtiyaç duyuyorum. Peri çünkü bir insan bu kadar güzel ve kusursuz olamaz."

Şule duydukları ile yutkundu. Düpedüz aşıktı kıza. Hızla ayağa kalktı. Kıskançlıktan şuan can verebilirdi.

"Nereye? Daha masaj bitmedi."

"Yeter bu kadar! Sevgilin kızmasın!" dedi ve hızla oradan ayrıldı.

Çetin ise ardından gülümsedi. "Ah su perim ah... Yüreğime senden başkası girmedi ki, bu neyin inadı da göremiyorsun!"

------

Umarım beğenilmiştir =)

 

 

Bölüm : 15.12.2024 15:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...