20. Bölüm

20.BÖLÜM – BENİMLE DANS EDERKEN ATEŞİ HİSSET – B.C.O. FİNAL’DE

Eda Şahinoğlu
mutlusonlarinyazar

Son Prova...

“Yarın büyük gün. Biz aylarca bugüne hazırlandık arkadaşlar. Evet o sahnede herkes muhteşem olacak ama B.C.O. sıra dışı olmalı. Biz mükemmel ve kusursuz olmalıyız. Buna inanmayan, kendinden şüphe eden varsa... Hemen aklından bu düşünceyi silsin!” dedi Çetin gruba bakarak. “Biz bir numarayız! Ve-” dediği an hep birlikte bağırdılar: “Kazanacağız!”

Alex “Evet Çit! Sen de bi numara yok. Siper adam.”

Çetin başını sağa sola salladı, “Bu adam beni hasta ediyor. Biri şuna Türkçeyi öğretsin artık.”

“Beni de,” dedi Sera adama aşkla bakarak.

“Evet! Hadi! Başlıyoruz!” diye bağırdı Alisia.

Mustafa da gülümse, “Beni de bu kızın havası hasta ediyor,” diye mırıldandı.

Herkes yerine geçince, Alisia en önde kontrol ederek onları izliyordu. Son kez hatalarının üstünden geçtiler. Final hareketini defalarca kez tekrarladılar.

Prova bitince, hepsi birbirlerine sarıldı ve hepsinin aklında tek bir kelime vardı: “Hazırız!”

 *

Aylarca süren bir hazırlık, uykusuz geceler, dibe vurulan stresli günler ve aşırı bir yorgunluğun sonunda o akşam gelmişti. Belki de bekledikleri sonuç olmayacaktı ama o sahnede, dünyanın en’leri ile yarışacaklardı. Bütün medyanın gözü onlardaydı, sosyal sitelerde videoları milyonlarca kez tıklanmıştı ve artık kazanmasalar bile bu yarışma onları zirveye çıkarmıştı.

Hepsi odalarında heyecanla geceye hazırlanırken, dışarıda eğlence başlamıştı bile. Tüm seyircilere sunulan görsel şovlar mükemmeldi. Konserler ve söyleşilerden sonra işte beklenen an gelmiş, yarışmacılar tek tek sahneye alınmaya başlamıştı.

“Çok heyecanlıyım,” dedi Şule elleri titreyerek.

Alara ellerini birleştirmiş, bildiği tüm duaları okuyordu. Sarp onun omzunu tutmuş, “Sakin ol, sadece gözlerime bak ve sahneyi düşünme,” diyordu.

Jack ile Clara da aynı heyecandaydı. “Yapacağız,” dedi Clara’yı uzun uzun öpen Jack.

Clara da kendinden emin yanıtladı adamı, “Biliyorum.” Sonra elini tuttu. “Bu yarışmayı kazanmasak da seni kazanmak her şeye bedeldi.”

Jack gülümseyerek sarıldı kadına.

Sera ile Alex birbirlerinin gözlerinin içine bakıp, sadece “Olacak,” diye fısıldadılar.

Semih hepsine son kez şans dilemek için yanlarına geldi, “Size güveniyorum, başaracaksınız,” dedi ve kız kardeşinin alnından öptükten sonra Lola’ya çevirdi bedenini, “Bak ne diyeceğim, bu yarışmadan sonra belki bir süre daha takılabiliriz ha, ne dersin?”

Lola kahkaha attı, “Sen bana aşık mı oldun acaba?”

Semih kızı belinden tutup, dudağına uzun bir öpücük bıraktıktan sonra, “Bunu kazandığında ben sana söyleyeceğim,” dedi ve seyircilerin arasındaki ailelerinin yanına gitti.

Erdi son kez eski eşini aramıştı, ama açmamıştı. Yanına gelen Layla, “Açmadı mı?” diye sordu.

Erdi başını sağa sola salladı, “Açmadı. Boşandıktan sonra aramadı bile.”

“Belki artık önüne bakmalısın. Gerideki hayat sana mutluluk getirmeyecek.”

Erdi başını salladı, “Galiba haklısın,” dedi gülümseyerek. “Artık önüme bakmalıyım.”

Ve adları anons edildiğinde Çetin arkasına baktı, “Size güveniyorum. Hadi çıkalım ve sahneyi dağıtalım,” dedi ve hep birlikte sahneye çıktılar.

Alisia ve Mustafa müzik aletlerinin başına geçtiler. Mustafa “ÜÇ İKİ BİR!” diye bağırıp, müziği açtı.

Ve gösteri Pau’nun girişi ile başladı.

 ***

Sahneyi gerçekten dağıtmışlardı. Dakikalarca alkışlandılar. Hepsi birbirlerine sarıldıktan sonra selam verip, içeri geçtiler ve yarışmacıların bitmesiyle sonuçları beklediler.

Tek tek elemeler yapıldı, onlar son üçe kaldıklarında, yerlerinde zıplamaya başladılar.

Son üç yarışmacının da performansları tekrar istendi. Bu sefer biraz daha heyecanlıydılar ama yine de hatasız bitirdiler.

Sunucu tekrar sahneye çıktı, üç yarışmacı gruba bakarak heyecanı arttıran espriler yapıyor, ağzından efektler çıkarıyordu. Bütün grup elele tutuşup gözlerini yumdu.

Sunucu biraz sessizlikten sonra, “Ve işte birincimiz!” dediği an hepsinin başından aşağı konfetilerin yağması ve kadının “BELLA COM AMORE!” diye bağırması bir oldu.

Hepsi birden sahneye koştular. Ödülü Çetin alıp, hepsi ile birlikte havaya kaldırdı.

Seyircilerin arasındaki aileleri gözyaşlarını tutamıyordu. Aslında onlar da farksızdı. Alara Sarp’a sarılıp, göğsünde ağlarken, Alex Sera’nın dudaklarına kapanmıştı.

“Bak bak Sakine, fırsatları değerlendiriyor. Sanıyor ki, ben buradan bir şey yapamam. Ver bana ayakkabını!”

Sakine hanım oflarken, yanlarına Alex’in babası geldi ve ortam o anda yumuşamıştı, “Ben biliyor sizin adet. Ama hemen evlenecek onlar.”

“Bencede evlenseler iyi olur, yoksa düğünden önce torun seveceğiz. Dans adı altında ne halt yedikleri belli değil!”

Sahnedeki coşku devam ederken, son kez performanslarını sergileyip, ailelerinin yanına koştular.

Çetin Önem annesine sarıldıktan sonra Sultan hanımla yüzyüze geldi ve gülümseyerek, “Burada olman benim için önemliydi. Desteğin için teşekkür ederim anne,” dedi.

Sultan hanım eli ile ağzını kapattı, “Oğlum,” diye mırıldanıp, ona sımsıkı sarıldı. “Büyümeyen bebeğim, geçmeyen yaram, içimdeki yarım kalan mutluluğum, hep yanında olacağım, artık hiç ayrılmayacağız.”

“O ne demek?” dedi Mustafa annesine bakarak.

“Babanla konuştuk, aslında Acar beyden geldi teklif. Van’daki evi ve iş yerini satıp, İstanbul’a yerleşiyoruz. Baban da Acar beyle ortak oluyor.”

Çetin ile Mustafa birbirlerine bakıp, sarıldılar. Sonra da diğer kardeşlerine sarıldılar. Bu gerçekten güzel bir haberdi.

Çetin babasının bunu neden yaptığını biliyordu ve bunun için ona sonsuza kadar minnettar kalacaktı.

“Teşekkür ederim baba, sen her zaman benim kahramanım oldun.”

“Ben her zaman gurur duyduğum bir evladın babası oldum.”

Birbirlerine sarıldıklarında Önem hanım onları gözyaşları ile izledi.

Sonra Muhsin beyin yanına gitti Çetin ve ona da sarıldı, “Siz olmasaydınız bende olmazdım. Sen bana hayat verensin. Sana da çok teşekkür ederim Muhsin baba.”

Adam duygulanmıştı, “Önemli değil evlat. Seni büyütmeyi çok isterdim, ama büyütenler de pırlanta gibi bir yürek yetiştirmiş.”

Alara herkesi uzaktan içi buruk bir şekilde izliyordu. Omzuna dokunulan elle birden arkasına baktı. Beklemediği ise ailesini görmek oldu.

“Anne!” deyip, birden kadına sarıldı. Önce hayal olmasından korkup, uzaklaştı. Yanağına, eline dokundu kadının. “Gerçekten buradasın,” deyip, bir daha sarıldı.

“Azıcık da bize mi sarılsan,” diyerek araya giren ablasına, sonra da babasına sevgi ve özlemle sarıldı. Bir seneden fazladır görmüyordu onları.

“Seni sahnede izlerken sana ne kadar haksızlık yaptığımızı anladık ve seninle gurur duyduk bebeğim. İnsan sevdiği şeyi yapınca başarılı olabiliyormuş.”

“İyi de siz nasıl-” cümlesini bitirmeden Sarp araya girdi.

“Hoşgeldiniz Sevim hanım, davetimi kırmadığınız için teşekkür ederim,” dedi.

“Asıl biz teşekkür ederiz Sarp, sen olmasaydın biz kızımızı asla bu sahnede izleyemeyecektik.”

Alara Sarp’a döndü ve “Seni seviyorum serseri herif!” diyerek ona sarıldı.

“Eee seni isteyeceğim aile ile iyi geçinmem lazımdı değil mi ama?”

Alara birden adamdan uzaklaştı. “Bir evlenme teklifin bile yok Sap!”

“Şimdilik,” deyip, yeniden sarıldı kıza.

 ***

Zaferle döndükleri ülkelerinde de coşku ile karşılanmışlar ve uzun süre medyayı meşgul etmişlerdi. Sayısız klip, reklam teklifleri yağmıştı hepsine.

Ama çoğunu geri çevirdiler. Çünkü onların hayalleri başkaydı.

İşte şimdi ‘BELLA COM AMORE DANS OKULU’ tabelasının karşısında duruyorlardı hepsi.

“Başardık,” dedi Sera alkışlayarak.

Alex de onu taklit etti, “Başardık!”

“Eee düğünü yapalım artık ha!”

Alex’in suratı asıldı, “Önce ben sevişti, o evlenecek. Saçma! De mi Sap?”

“Çok haklısın Alexçim de önce sevişene bakacaksak, Çet ve ben senden önce geliyoruz. Hem önce sevişene değil, isteyene bakacaksın,” deyip, Mustafa’nın omzuna vurdu.

Mustafa Alisia’yı yarışma günü babasından istemişti. Bu durum bir tek Alex’in hoşuna gitmemiş, sinir olmuştu ama onu pek takan yoktu.

Sarp Alara’nın yanına geldi ve önünde diz çöktü, “Önce hayatıma girdin demeyeceğim Alara, sen o kapıdan girdiğin an ruhuma da, hayatıma da, kalbime de girdin. Her hücremi aşkla doldurdun. Şimdi burada, hayallerimizin olduğu kapının önünde sana soruyorum, BENİMLE EVLENİR MİSİN?”

“Evet!” diye bağırıp, adamın üstüne atladı Alara ve ikisi birden yere düştü.

“Ya aşkım ya, gerçekten berbatsın!”

Çetin Şule’yi sarıp, kendine çekti. “Sanırım bizde artık evlenebiliriz.”

“Sanırım,” dedi Şule adama sarılarak.

VE SON SAHNE...

Gelinle damadın düğün marşıyla girişini herkes ayakta alkışlıyordu. Tam sahneye geldikleri an, ışıklar söndü ve önce vals müziği çaldı.

Sera ile Alex’in olduğu tarafın ışığı yandı. İkisinin dansı herkesi büyülemişti. Bir dakika sonra o ışık sönüp, başka bir ışık yandı ve müzik değişip, Bachata müziği çaldı. Bu sefer Jack ve Clara dans ettiler. Sırasıyla Şule-Çetin Modern dans ve Alara-Sarp da salsa oynadılar.

Tüm ışıklar yeniden sönüp, saniyeler sonra yandığında Mustafa’nın hazırladığı düğün marşının remix versiyonuna hep birlikte oynadılar. Mustafa bu dans için haftalarca Alisia’dan ders almış ve sonunda kusursuz bir performans çıkarmıştı.

Tüm davetlilerin ayakta izleyip, ıslık çaldığı dans gösterisi gerçekten muhteşemdi.

Düğün tüm eğlencesi ile devam ederken, Alisia’nın attığı çiçek Alex’in tüm çabalarına rağmen, Semih’in yanında duran Lola’nın avuçlarının arasına geldi.

Semih gülerek baktı kıza, “Umarım çifte telli öğrenmekte zorlanmazsın, çünkü babam çiftetellisiz düğün olmaz der durur,” dedi.

Kız ona baktı, “Yani bu bir evlenme teklifi mi?”

“Kesinlikle,” diye yanıtladı onu Semih ve kızın dudaklarını yavaşça öpmeye başladı.

Çetin Şule’yi kenara çekti, “Hazır abin öpüşüyorken bende seni öpeyim,” dediği an Semih bağırdı, “Seni görüyorum Çet! Uzak dur!”

“Neden bu abiler yaptıklarını görmeyip, böyle illet olurlar.”

“Bilmem, ilerde senin de kardeşlerin büyüdüğünde aynı soruyu ben sana sorarım.”

Çetin arkada duran, Adam ve Pau ile bakışan kardeşlerine bakıp, kaşlarını çattı. Sonra da iki adamın ortasına girip, çenelerinden tuttuğu gibi bakışlarını kendine çevirdi.

Kısık, sakin ama son derece tehlikeli bir sesle mırıldandı, “Sakın!”

Bölüm : 22.12.2024 12:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...