22. Bölüm

19. BÖLÜM - BEN BABAMIN KIZIYIM

Eda Şahinoğlu
mutlusonlarinyazar

 

“İyi günler James ile görüşecektim.”

Kadın ciddi bir şekilde “Üçüncü kat,” dedi.

“Peki teşekkürler,” deyip, üçüncü kata çıktı. Bürodan içeri girdiğinde kalabalık ve bir sürü cam oda ile yüzünü buruşturdu. Etrafta koşuşturan insanlar, fazla gürültülü bir uğultu zaten ağrıyan başını daha fazla zonklatmıştı.

 

“Şey... Affedersiniz, James’in odası nerede acaba?” diye sordu bir kızı durdurarak.

Kız onu boydan boya süzdü, “Kamil James odasında değildi, nerede?”

“Tülin’in odasında,” dedi adam başını bilgisayardan kaldırmadan.

“Şu oda,” dedi kız ve işine devam etti.

 

Nefes kıskançlığını belli etmeden, gösterilen odaya doğru yürüdü. Odanın önüne geldiğinde camdan içeriyi görebiliyordu. Oldukça hoş ve bakımlı bir kız masasında otururken, James ayakta yanında eğilerek bilgisayarda bir şeyleri kıza anlatıyordu.

“Bir bana zamanın yok!” diye homurdanarak, kapıyı çaldı ve içeri girdi.

 

İkili aynı anda kapıya baktıklarında James şaşırmıştı, “Nefes, hayatım?”

“Merhaba.”

“Hoşgeldin,” dedi kızın yanına gelip, yanaklarından öperken. Sonra masadaki Tülin’e döndü, “Ara verelim mi Tülin ya?”

 

“Olur. Yemekten sonra devam ederiz,” dedi ama çok da memnun olduğu söylenemezdi.

“Gel odama geçelim canım,” derken kızı belinden tutarak yönlendirdi.

Odadan çıktıklarında Nefes adamın yüz ifadesine baktı, “Sinirlendin mi geldiğim için?”

James kaşlarını çattı, “Saçmalama Nefes’im, mutlu oldum. Sadece şaşırdım. Ama iyi ki geldin.”

 

“Dünden beri telefonun kapalı.”

“Sabah açtım aslında.” Odaya girene kadar herkes onları süzmüştü. “Geç otur canım.”

“Neden aramadın o zaman?” diye öfkeyle sordu.

Adam yüzünü sıvazladı, “Ne diyeceğimi bilemiyorum ki Nefes, sana karşı ailene karşı çok mahcubum.”

 

“Sebep?” dedi inanamayarak.

“Yapmamam gereken bir şey yaptım, kendimi tutmam gerekiyordu. Özür dilerim.”

Nefes başını sağa sola salladı, “Ya Jojo ikimizde o gün istedik. Ne bu şimdi?”

James başını kaşıyarak, saçlarını dağıttı, “Elbette istedim, istediğini de biliyorum. Heves asla değildi, bundan da eminim. Ama dünkü yaşanan durum beni çok gerdi.”

 

“Tamam, haklısın hoş bir durum değildi. Ama benim suçum ne James? Beni neden cezalandırdın?”

Adam telaşla yerinden kalkıp, kızın yanına oturdu ve ellerini tuttu, “Saçmalama aşkım, ben kendime öfkeliydim, kendimi cezalandırıyordum. Özür dilerim, böyle düşünmene sebep olduğum için çok özür dilerim.”

 

Kız ona sarıldı, “Yapma James, ne olur. Bir daha sakın ortadan kaybolup, uykusuz gecelerimin sebebi olma.”

“Söz, söz veriyorum aşkım. Bir daha asla seni yalnız bırakmayacağım.” Ondan ayrılıp, yüzünü avuçlarının arasına aldı, “Uykusuz mu kaldın?”

 

Kız başını aşağı yukarı salladı, “Evet. Çok üzgündüm. Tüm gece uyuyamadım.”

James gülümsedi, “Özür dilerim. Bu gece telefonda seni ben uyutacağım,” sonra yanağına bir öpücük kondurdu, “Çok yakında da kollarımda uyutacağım seni.”

“Tamam,” dedi hafifçe gülümseyerek.

“Hemen evlenelim Nefes, en yakın zamanda.”

“Ev biter bitmez,” dedi kız da ona sevgiyle bakarak.

“Ee şimdi müstakbel karıcığım ne içersiniz? Madem iş yerime baskın-“

“Sürpriz,” diye onu ciddi bir surat ifadesi ile düzeltti.

 

“Aa pardon, tabiki sürpriz yaptın, bir şeyler ikram edeyim. Sonra da birlikte öğle yemeği yeriz, ne dersin?”

“Olur. Sade bir kahve alırım.”

“Emredersiniz prenses,” dedi gülümseyerek ve hemen arayıp, ikisine kahve söyledi.

Nefes etrafına bakınırken, camın dışında bir masada durup, güya arkadaşı ile konuşuyormuş gibi yapan ama sürekli onlara bakan kızı görmesi ile kaşlarını çattı.

 

“Bu kız kim?” diye adama dönüp sordu.

“Kim?”

“Demin de odasındaydın. Adı Tülin’di sanırım.”

“O mu?”

Nefes kaşlarını çattı, “Evet o, neden yanındaydın?”

“İşi öğretiyorum. Benimle çalışacak, yeni yardımcım olarak. Burak istifa edip çıktı ya, yerine geldi.”

 

Nefes saçını geriye attı, “Bu kızda beni rahatsız eden bir şey var Jojo. Baksana orada durmuş bize bakıyor,” derken çaktırmadan yeniden baktı.

James de aynı şekilde çaktırmadan baktı, “Boşver ya. Tuhaf biri evet. Ama benim gözüm de kalbim de aşkım da bir kişiye ait.” Kızın elini tuttu, “Beni bu dünyada kıskanacağın tek hemcinsin, senden dünyaya gelecek olan minik prensesler. Çünkü senden sonra yüreğime de gözlerime de birtek onlar girebilir.”

 

“Pabucun o zaman dama atılır, diyorsun?”

“Hayır. Asla...” dedi kızın dudaklarına bakarak, “Senin yerin çok ayrı.”

O sırada kapı çalındı ve içeri Tülin girdi. “James, yemeğe iniyor musun?”

James’in kaşları çatılırken, birden elini Nefes’e uzattı, Nefes de hemen elini tutup, ayağa kalktı, “Hayır. Nişanlımla dışarıda yiyeceğiz.”

 

“Anladım. Nişanlın demek?” Elini uzattı çok da samimi olmayan bir şekilde, “Tülin ben. James’in yeni partneriyim.”

James bu basit numaralara gülüp geçerdi ama Nefes’in kafasında ufacık bir şüphe bile bırakmak istemezdi. Tam söze girecekken Nefes ondan önce davrandı.

O da az değildi, “Evet James bahsetti, yardımcısıymışsınız. Bende müstakbel eşi Nefes.”

 

“Memnun oldum.”

“Eminim,” diye homurdanıp, nişanlısına döndü, “Çıkalım mı sevgilim? Çok acıktım.” Sonra kıza sevimsiz bir şekilde gülümsedi, “Ben acıkınca gözüm hiçbir şeyi görmüyor da, özellikle sürüngenleri. Hadi Jojo.”

 

“Çıkalım aşkım, müsaadenle Tülin.” James gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.

Kızın yana çekilmesi ile ikisi elele çıktılar odadan. “İyi kapaktı tebrik ederim,” dedi James gülüşünü serbest bırakarak.

Nefes hiç adama bakmadan öfkeyle tısladı, “Yemekten önce de ezme diye seni çiğ çiğ yiyeceğim James, yürü!”

 

“Ooo... Çok ateşli. En sevdiğim kadın modeli: kıskanç, ateşli, hırçın ve yeri geldiğinde bir kaplan, zaman zaman masum bir pisicik.”

Nefes kimsenin olmadığı bir alana geldiklerinde durup adama ters ters baktı, “Kaç kadın sevdin de en sevdiğin ben oluyorum James?”

 

James kafasını kaşıdı, “Yok hayatım, o anlamda demedim. Yani çok şeydin demin.”

“Neydim?” elini beline koydu.

“Ateşli. Seni tutup deli gibi öpmemek için zor tuttum kendimi.”

“Ben o kızdan hiç hoşlanmadım James.”

“Ne tesadüf, bende hoşlanmıyorum,” dedi gülerek.

 

Kız adamın omzuna vurdu, “Benimle dalga geçme James. Sen hergün onunla mı yemeğe gidiyorsun?”

Adam onu kollarından tutup, kendine çekti, “Bebeğim basitliği görmedin mi Allah aşkına? Tek amacı bizi huzursuz etmek. Sence ben hergün onunla mı yemeğe iniyorum?”

Kız omuz silkti, “Neden o zaman öyle odana geliyor, ayrıca sana James diye hitap ediyor. Resmiyetsiz.”

 

“Evet, çok resmiyetsiz. Ama bak sen benim resmi olan her şeyimsin. Resmi nişanlım, yakında da resmi eşim olacaksın.”

“Hadi açım. Gidelim,” dedi elini tutarak.

“Gidelim. Sürüngenleri ezmeni istemem.”

İkisi de güldüler, “İyi kapaktı ama.”

“Süperdi.”

 

*** 

 

Emir ile Aslı girdikleri lokantada deniz kenarında ayrılmış masaya doğru gittiler. “Sevgilim,” dedi Emir sandalyesini çekerek.

“Teşekkür ederim Emir bey, sizden böyle incelikler görmek ne hoş.”

“Odun muyum ben Aslı’m, aşk olsun?”

“Eh çok da romantik ve ince değilsin.”

Adam da tam karşısına geçip oturdu. “Gerçekten gocundum.”

 

Aslı gülümseyerek etrafına bakındı, “Çok güzel bir yer Emir. Manzaraya bayıldım,” derken deniz tarafına baktı. Çok lüks olmayan, salaş bir balıkçıydı. Deniz kenarında, beyaz çitlerle çevrili bir alanın üstünde beyaz çatı vardı. Balıkçı ağları, deniz kabukları ve küçük renkli fenerlerle süslüydü. Dalga sesleri ise ayrı bir huzur veriyordu.

 

“Senden daha güzel değil. Ben karşımdaki manzaraya her daim bayılıyorum. Nereye gidersem gideyim, dünyanın en güzel manzarası benimle olacak.” Aslı sadece gülümseyerek bakışlarını kaçırdı, Emir de başını sağa sola salladı. “Hala utanıyor musun?”

“Sadece iltifatlarda utanıyorum işte.”

“Yerim seni.”

 

Yanlarına gelen tatlı, sevimli orta yaşlardaki bir kadın “Hoşgeldiniz, ne alırdınız?” dedi ikiliye bakarak.

Emir “Hoşbulduk,” diyerek nişanlısına baktı, “Ne alırız aşkım?”

“Sana uymaya geldim bu akşam,” dedi muzır bir gülümseme ile.

Emir de gülümsedi kıza, “Emin misin?” derken yalandan kaşlarını çatmıştı.

“Evet.”

 

“Peki,” dedi dudağını ısırıp, sonra da yeniden kadına döndü, “O zaman biz önden meze ve rakıları alalım. Balık için de ben az sonra içeri gelirim.”

“Peki.”

“Bol salata olsun, ama rica etsem hiçbir şeyde maydanoz olmasın. Nişanlımın alerjisi varda.”

“Peki efendim.”

 

Kadın gittiğinde, Aslı güldü, “Seni seviyorum. Benim hakkımda her şeyi ezbere bildiğin için seviyorum.”

“Seni seviyorum. Gözlerinden bile ne dediğini anladığım için seni seviyorum birtanem.”

“Böyle sürüp gider ama.”

“Ömür boyu, seninle her şey sürüp gitsin.”

 

Mezeler ve rakı geldiğinde kadın tam dolduracaktı ki Emir kadından önce davranıp, “Tamam ben hallederim,” dedi.

Önce Aslı’ya doldurduğunda Aslı bardağı kaldırıp, “Bu ne?” diye sordu. “Çocuk mu avutuyorsun sen bakayım?”

Emir küçük bir kahkaha attı, “Bence yavaş başla.”

“Yıllarca yeterince ağırdan aldık, hızlanalım bence.”

“Oooo...” dedi başını sağa sola sallayarak. “İyi bakalım,” deyip biraz daha ekledi.

 

Sonra da kendine doldurup, su ile buzları da ekledikten sonra telefonundan güzel bir müzik açıp masaya koydu ve bardağını kaldırdı.

Aslı “Neye içiyoruz?” diye sordu.

“Hayallerimin gerçekleştiği şu ana, sana, gözlerine... Seninle bir ömre ve seninle nefes aldığım her ana...”

“Hayallerimi gerçekleştiren adama...”

 

Ve ikisi için de çok güzel bir gece başladı. Sürekli çocukluk anılarını hatırlayıp, kahkahalarla gülüyorlardı.

 

Bir ara Emir’in bir şeylerden rahatsız olduğunu fark eden Aslı “Ne oldu aşkım?” diye sordu.

“Yok bir şey,” dedi geveleyerek.

“Ne oldu dedim Emir. Sinirlendin bir şeye, fark ettim.”

“Arkadaki kız azıcık sinirlerimi bozdu da. Bardağını kaldırıp, göz kırptı. Hafif şey.”

 

Aslı başını sağa sola salladı, “Yok canım, yapmamıştır böyle bir şey.”

“Valla bana da önce öyle geldi, yanlış anladım dedim. Sonra bana değildir dedim. Ama şimdi emin oldum. Gerizekalı şey. Yer değiştirelim mi?” diye sordu eğilip fısıldayarak.

 

“Yok benim daha iyi bir fikrim var,” eline kadehi alıp arkasına döndü.

“Aslı hayır, Aslı,” diye seslense de Aslı çoktan lafa girmişti.

“Selam kızlar.” Üç kız birden Aslı’ya döndü. Kızların anlamayarak baktığını fark edince, gülümsedi. “Biriniz her halde nişanlıma,” derken yüzük olan parmağını salladı, “Kadeh kaldırıyormuş. Hanginizdi o?” kızlardan ses gelmese de Aslı karşıdaki kızın öfkeli bakışlarından anlamıştı o olduğunu, “Sendin sanırım. Sarışın seni.”

 

“Hanımefendi her halde bir yanlış anlaşılma oldu,” diğer kızlardan biri.

“Yok, ben gayet de doğru anladım. Bildiğiniz arkadaşınız benim nişanlımı,” derken yeniden yüzük olan parmağını salladı, “Ayartmaya çalışıyordu.”

“Bakın gerçekten yanlış anlaşıldım-”

 

Aslı yapmacık bir kahkaha attı, “Ya öyle mi? Neyse,” derken bardağını kaldırdı, “Senin gibi sürtüklerin şerefine içiyorum. Sayenizde değerimiz misli misli artıyor. Teşekkürler,” deyip bardaktaki rakıyı bir dikişte içecekken Emir, “Aslı hayır, o kadar hızlı iç-” dedi ama yetişemedi. Elini alnına koydu, “Baban beni kesecek.”

 

Aslı önüne döndü, “Nasıl laf soktum ama,” dedi sırıtarak.

“Harikaydın hayatım.”

“Seni seviyorum.”

Emir gülerek ayağa kalktı ve kızı kollarına aldı, “Bende seni çok seviyorum. Hemde her şeyden çok. Ama baban beni hala öldürecek.”

 

Aslı adamdan uzaklaştı ve başını sağa sola salladı, “Asla!” dedi sinirle. “Ben izin vermem. Duydun mu beni? Ben asla izin vermem.”

Yine yerlerine oturdular. O sırada da arkalarındaki üçlü kalkıp gitmişti. “Bak senden yüz bulamadılar, gittiler.”

“Bu dünyada benden yüz bulacak tek kadınsın Aslı.” Sonra cebinden bir anahtar çıkarıp masaya koydu.

 

“Bu ne?”

“Evimizin anahtarı. Artık evlenelim mi Aslı?”

Aslı ağzını eliyle kapattı. “Ne çabuk?” diye hayretle sordu.

 

Emir yüzünü buruşturdu, “Jojo’nun adamları hızlı çıktı. Valla bende inanamadım. Zaten biz temizlik işini bitirmiştik. Onlar da tadilatı yaptı. Yani artık evimizi dizebiliriz.”

Aslı ağlayarak ayağa kalktı ve adama sıkıca sarıldı. “Emir, evleniyoruz.”

“Evleniyoruz bebeğim.”

 

“Ya inanamıyorum. Ben seninle evleniyorum.”

“Ben inanıyorum. Çünkü bu hayatta ne başka bir aşka boyun eğerdi bu kalbim, ne de başka bir esareti kabul ederdi bedenim. Ömür boyu seninim sevgilim.”

 

*** 

 

“Devire devire yürüyorum şişeleri,

Ben değil barlar sarhoş!” diye bağırarak güldü.

 

“Aslı gözünü seveyim sus, baban duyacak devirecek bizi yemin ederim!”

“Yanağımda alım var,

Kiraz dudaklarım var.

Bana öyle bakmayın,

Dört tane gardaşım var.

Ben babamın kızıyam,

Hem güzel hem nazlıyam!

Herkesi kolay sevmem,

Anadolu kızıyam!”

 

“Allah’ım!” dedi Emir. “Ne yapacağım ben ya?”

Aslı “Emir!” diye bağırınca Emir birden kızın ağzını kapattı.

“Bağırma Allah aşkına bağırma.” Aklına Kenan gelince gülümseyerek telefonu çıkardı.

“Çişim geldi benim ya!” dedi somurtarak.

“Sakın!” diye inledi ve karşıdan duyduğu “Emir?” sesi ile rahat bir nefes verdi.

 

“Pencereyi aç pencereyi.”

Aslı kahkaha atmaya başladı, “Pencereyi aç perdeyi arala,

Geleceğim rüyalarına...”

“Aslı sus gözünü seveyim. Baban duyarsa kabusumuz olur.”

“Kapıyı mı?” diye sordu Kenan anlamayarak. Pencere ne alakaydı?

 

Emir küfretti, “Lan pencere pencere! Pencereni aç diyorum!”

“Ha tamam.”

İki saniye sonra pencere açılınca Aslı alkışladı. “Bravo Kenan. Kenan 1, Emir 100. Çünkü o benim sevgilim, torpilli o.”

Kenan gülmeye başladı, “Ne lan bu? Ablama bak.”

 

“Geçir şunu da yatıralım baban görmeden.”

Kenan başını salladı, “Görmese de duyar. Baksana çenesine vurmuş.”

“Sen taşı, ben ağzını kapatırım.”

 

Zar zor taşıyıp, içeri geçirdiklerinde Emir kızın ağzını kapatarak onu odasına doğru yönlendirdi. Kenan da önden gidip, etrafa bakıyordu. Aslı bir iki tepindi ama işe yaramadı, en son Emir’in elini ısırınca, Emir “Ah manyak!” diye bağırıp, kızı bıraktı.

Aslı da Emir’in haline kahkaha atmaya başlamıştı, “Acıdı mı?”

 

“Aslı sus!” yeniden kızın ağzını kapatmaya çalışınca, Aslı bu sefer direndi ve Emir duvarla kendi arasına sıkıştırdı kızı.

Kenan ise olanları gördüğü an, babasının uyanacağını düşünüp, “Yemin ederim babam gelir şimdi,” diyerek odasına kaçtı.

“Lan! Kenan!”

 

Ve korkulan oldu.

Uğur elinde koca sopayla kapıyı açmıştı. Ama o sevimli ve masum bir hırsız beklerken, duvarda kızını sıkıştıran sevimsiz ve sapık bir Emir görmek tüm hayallerini suya düşürmüştü.

“Bende şans olsa zaten, hırsız olurdu. Irz düşmanı değil!”

 

???

 

 

Bölüm : 15.12.2024 20:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...