47. Bölüm

Beni Öptü B.46.

My lore
my_lore

Ballarım nasılsınız, yine biz geldik.

Umarım beğenerek okuyorsunuzdur.

Okuduğunuz zamanı buraya yazmayı unutmayın. Benim için zamana bırakılan notlar çok değerlidir.

📚📚📚

Gencer, kendine gel, sen bunları yapacak onun zaafından yararlanacak adam değilsin. İç sesimin uyarısı ile silkelenip kendime geldim. Bu arada Hande'yi öpecek dudakları dudaklarıma değecek kadar yakındım.

“Neler oluyor Gencer, sürekli dalıp gidiyorsun? Üstelik sorularımı sürekli geçiştiriyorsun? Bana gerçeği anlatır mısın?”

 

Hâlâ sıcacık elleri avuçlarımın arasındaydı. Tuttuğum elleri usulca sıkarak başımı öne eğdim, zira biraz önceki içsel olarak yaşadığım fantaziden utanıyordum. “Beni yanlış anlamazsan eğer seninle konuşmamız gerek. Bütün sıkıntım senin beni yanlış anlamandan kaynaklı.”

 

“Yanlış anlamak mı, neden böyle bir şey yapayım? Hadi gel, sıkıntın her neyse anlat. Birlikte çözüm bulalım,“ deyip ellerimi hiç bırakmadan salona götürdü beni ve üçlü koltuklardan birine yan yana oturduk.

 

“Gencer, önce aç mısın bana onu söyle?”

 

“Yedim bir şeyler, sen naptın?” diye sordum.

 

“Bende aç değilim. Sen gelmeden önce kahve içmiştim iştahımı kesti.”

 

İkimizde konuşuyorduk ama benim başım hâlâ önüme eğikti. “Tamam, o zaman acıkırsan söyle de dışarıdan sipariş verelim.“

 

“Yemeği bırak şimdi, acıkırsam söylerim. Senin sıkıntın ne onu anlat. Yoksa meraktan çatlayacağım.”

 

Konuşmaya başlamadan önce ellerimi birleştirip parmaklarımı birbirine geçirdim. İçimdeki yangını söndürmek için kaburgalarımı patlatacak kadar derin bir nefes aldım. “Hande, aynı yerde uzun süre kalmak senin için riskli olabilir. Bugün arkadaşımla konuştuk, o da benimle aynı fikirde.”

 

Hande, cümlem biter bitmez bana tuhaf tuhaf bakmaya başlamıştı. Onun tuhaf bakışları altında hışımla ayağa kalktım ve salonun içinde ileri geri yürümeye başladım. “Neden bana öyle bakıyorsun? Yoksa seni kırdım mı? Biliyordum zaten başıma geleceği. Sırf bu yüzden söyleyip söylememek arasında kaldım. Sırf bu yüzden sabahtan beri ikilem yaşadım.”

 

“Sakin ol Gencer, benim kimseye kırıldığım falan yok. Sen arkadaşım da aynı fikirde deyince gerildim. Benim burada kaldığımı bizden başkası da biliyormuş, bana göre asıl tehlike bu.”

 

“Meseleyi arkadaşım biliyordu. Yani senin kaybolduğunu. Ondan dolayı konuştuk. Esasında arkadaşımı sende tanırsın. Barut, liseden.“

 

“Gencer, söz konusu bu değil ki, benim kaybolduğumu herkes biliyor. Söz konusu olan benim burda olduğumun bir başkası tarafından biliniyor olması.”

 

Yaptığımın yanlış olduğunu bende biliyordum lakin bunu yapmak zorundaydım. Başka türlü işin içinden çıkamazdım. “Biliyorum yanlış yaptım ama Barut’a söylemek zorunda kaldım, zira Barut, her şeyi biliyordu.“

 

Cümle içinde iki defa Barut ismi geçince Hande, bu ismi yeni algılamış gibi bakmaya başladı. “Barut, derken Barut Ömer'den mi bahsediyorsun? Tamam, Barut, senin arkadaşın olabilir ama yine de benim sende kaldığımı söylememeliydin.”

 

Tekrar başımı öne düşürdüm ve gelip onun yanına oturdum. Üstelik cesaret gösterip elini tuttum. Bunu yapmamdaki yegane sebep birazdan yapacağım itiraf dolayısıyla ellerinden güç almaktı. “Biraz önce de söylediğim gibi Barut, her şeyi biliyor.”

 

Kurduğum son cümleden sonra Hande'nin sorgulayıcı bakışları üzerimdeydi. Kaşları çatılmış gözleri hafiften kısılmıştı. “Barut, her şeyi biliyor derken neyi kastediyorsun Gencer?”

 

“Benim senin hayranın olduğunu.”

 

Hande'nin çehresi yavaştan eski halini aldığında bir nebze olsun rahatlamıştım lakin onun bununla kalmayıp sorguyu iyice derinleştirmek isteyeceğinden adımın Gencer, olduğu kadar emindim.

 

“Sen benim hayranlarımdan biriydin, Barut’ta bunu biliyordu, öyle mi?”

 

Başımı evet anlamında aşağı yukarı salladıktan sonra anlatabildiğim ölçüde kendimi ve Barut'u anlatmaya başladım. “Biz ikimiz lise yıllarından beri hiç kopmadık. Barut benim en güvendiğim ve sevdiğim tek arkadaşım. Tabii samimi olduğum bir arkadaşım daha var. Tanırsın, ajanstan Onur. “

 

“Sakın o da biliyor deme yoksa şuracıkta kalpten gideceğim Gencer.”

 

Meseleyi yani Hande'nin bende kaldığını iyi ki söylememiştim Onur’a. Yoksa hepten yandığımın resmiydi.

 

“Hayır, Onur, bilmiyor. Sadece Barut ve ben.”

 

Hande, sıkkın bir şekilde ayağa kalktığında ellerimi bıraktı. İşte o an içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Benden gittiğini hissettim. Üstelik ne yapsam onu durduramazdım. Benden gitmesi gerekiyordu. Yaptığım bu tercih yine ebedi aşkım içindi. Bütün bunların ışığında yüreğimde deli bir poyraz esmeye başlamış kasıp kavuruyordu bütün varlığımı. En kötüsü de bu duygularımı bastırmak zorunda oluşumdu.

 

Ben kendi içimde hesaplaşma yaşarken Hande, tülle kapatılmış pencerenin önündeydi. Hiç konuşmuyor sadece perdelenmiş camdan dışarısını seyrediyordu.

 

Bir süre sessiz kaldıktan sonra pencere önünden ayrılan Hande, tekli koltuklardan birinin üzerine geçip oturdu. Sürekli tırnaklarıyla oynuyordu. “Barut’a ne kadar güvenebiliriz? Bizi Şehmuz’a satmayacağından emin misin, çünkü ben bu aşamada hiç kimseye güvenmek istemiyorum. Sen istisnasın.”

 

“Bana ne kadar güveniyorsan Barut’a da o kadar güvenebilirsin. Ser verir sır vermez.”

 

Sağ bacağını sol baldırının üstüne attıktan sonra tekrardan konuşmaya başladı. “Madem öyle, buradan ayrılırsam nereye gideceğim? Mekan değişikliği gerekiyor diyen sizlersiniz. Nereye gideceğimi de umarım düşündünüz.”

 

Hande’ye cevap vermeden önce oturduğum yerden yavaş hareketlerle doğruldum ve üst dudağımı alt dudağımın üstüne bastırdım. Terleyen avuç içlerimi kurutmak adına ellerimi birbirine sürterek ovuşturdum ve vücudum rahat bir pozisyon aldığında konuşmaya karar verdim. “Evet, düşündük, daha doğrusu sağolsun Barut, düşünmüş. Onun gözlerden uzak bir bağ evi varmış. Seni oraya götürmeyi teklif etti. Bende sana sormadan teklifi kabul etmedim. İstersen bende bir ömür kalabilirsin. Hiç sıkıntı olmaz ama sende biliyorsun karşımızda Şehmuz gibi biri varken onunla uğraşmak çok riskli. Benim için olmasa bile senin için riskli.”

 

Son sözlerimden sonra gelip boynuma sarıldı. “İyi ki varsın Gencer. İyi ki hayat seni benim karşıma çıkardı. Seni seviyorum!”

 

 

Bölüm : 23.09.2025 17:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...