42. Bölüm

Çaresizlik Çukuru B.41.

My lore
my_lore

Selâm can içlerim. Nasılsınız?

Oylar atıldıysa bölüme geçelim mi?

💬💬💬

Onur, bir süre tepkisiz kalırken dudaklarını gevelemeye ve şuursuzca oyalanmaya başlamıştı. Benim sorgulayıcı bakışlarım altında ne yapacağını bilemez bir tavır sergilerken önce kendi masasına geçmeye niyetlendi ama sonra vazgeçmiş olmalı ki, odanın içinde ileri geri yürüyerek düşünme moduna geçti.

 

"Onur, yerine oturur musun? Seni izlemekten şaftım kaydı."

 

"Olum, senin için endişeleniyorum zira bu zıpırın ne yapacağı belli olmaz." dedi.

 

Onur'un açıklaması üzerine yüzümü ekşi elma yemiş gibi buruşturdum. "Şu zıpır dediğin kişi de kim, biraz daha açık konuşur musun?"

 

"Şey işte olum, Şehmuz Babaoğlu. Şüpheliler arsında olduğunu pekâlâ sen de biliyorsun." dedi.

 

"Yok, ben şüpheliler arsında olduğumu bilmiyorum. Bunu söyleyen sensin!"

 

"Şimdi bana üç maymunu oynamayı bırak Gencer. Sanki senin Hande'ye tutkun olduğunu bilmeyen var. Olum, her gün kızın sayfasına aşk nağmeleri yazan sendin, ben değil. Ee, yazdığını herkes biliyorsa Şehmuz'un bilmemesi ihtimal dışı. Haberin olsun diye söylüyorum adamın, sorguya çekeceği kişiler arsında ilk başta geliyorsun."

 

Masamın başından hışımla kalkarken burnumdan soluyordum. "Yeminle felaket tellalı gibi adamsın. Bir tek koluma kelepçe vurup Şehmuz organiğine teslim etmediğin kaldı."

 

Stresten olsa gerek Onur'a ağzıma geleni saydırıp kapıyı sertçe açtım ve koridora doğru adımlamaya başladım.

 

Onur, arkamdan gür bir ses tonuyla, "Nereye?" diye seslendi.

 

Sağ yanağım aynı yöne doğru kaydığında dudaklarım da yanağım doğrultusunda hareket eti ve içimden usulca gülümsedim. Bakmayın rol kestiğime, esasen birilerinin beni düşünüyor olması hoşuma gitmişti.

 

"Merak etme kaçmıyorum! Kendime bir kahve alacağım. Sende ister misin?"

 

"Hı, isterim." dedi.

 

Kararsız ayaklarım yönünü belirlemeye fırsat bulamadan korumacı bir tutum sergileyerek beni sahiplenir gibi arkamdan tekrar seslendi Onur.

 

"Elini çabuk tut. Geldiğinde konu hakkında ne yapacağımızı konuşalım." dedi.

 

"Olur, konuşalım!" dedim Onur'a.

 

Sahi benim Barut'u aramam ve konu hakkında bilgilendirmem gerekiyordu. Hazır Onur, yanımda yokken birkaç mesaj atıp gelişmelerden haber versem veya tam tersi olarak haber alsam iyi olacaktı.

 

Tabiri caizse kulağı kesiklerdendi Barut. Eminim Şehmuz'un ne yaptığından ne ettiğinden haberdardı. Oflayarak kahve makinesinin olduğu bölüme doğru yöneldim. Bu işten kimse zarar görmeden kurtulabilseydik kurbanlar kesecektim.

 

Gerçi merak ettiğim tek mesele Şehmuz'dan kurtulup kurtulmama meselesi değildi ki, bu işin sonunda Hande ile yollarımız hangi yöne evrilecekti? Onunla bir yola girebilecek miydim, yoksa tam tersi mi olacaktı?

 

Elimdeki kahve bardağının birini Onur'un masasına bıraktım. "Afiyet olsun, bu iyiliğimi de unutma," dedim.

 

Onur, bilgisayarına odaklı başını kaldırmadan sadece gözleriyle bir bana bir de kahve bardağına baktı. "Gören görmeyen de miras bıraktı sanır; arkası önü bir bardak kahve getirdin."

 

"Onu da bulamayan var Onur Efendi." dedim.

 

"Sen onu bunu bırak da Şehmuz'a ne söyleyeceksin onu düşün. Geçen günkü toplantıda sana nasıl kinle baktığını görmedim sanma. Yeminle adam sana bakarken bir kaşık suda boğacakmış gibi bakıyordu. Şimdi ise sevgilisi yok ortada. Eminim şer atacak yer arıyordur."

 

"Benim kimseye veremeyecek hesabım yok, çünkü Hande'nin kayboluşuyla alakam yok. Benim onu sevmekten başka bir şey yaptığım da yok." dedim.

 

"He, Gencer he, anladık senin Hande ile hiçbir alakan yok. Sen onu benim külahıma anlat. Bir de Şehmuz Babaoğluna anlat. Birazdan adam tepene dikilirse kaçacak delik arayacaksın."

 

"Onur, açma şu şom ağzını, olmuş yok olacak yok. Sonra gümbürtüye giden ben olacağım."

 

"Gencer bir saattir ben ne anlatıyorum sana? Olasılıkları göz önünde tutalım da pisipisine gümbürtüye gitme, diye uyarıyorum. Eğer yapılacak herhangi bir şey varsa yapalım, diyorum."

 

"Beni düşündüğün için sağ ol. İnan şu an mutluluktan gözlerim yaşardı."

 

"Sen benimle maytap geçmeye devam et olum. Benim ciddi olduğumu Şehmuz'u karşında sana hesap sorarken gördüğünde anlayacaksın." Onur, her şartta yanımda olduğunu anlatmaya çalışırken ben, kahvemden koca bir yudum alıp döner koltuğumda yaylanarak sağa sola dönmekle meşguldüm. Bunu yapmaktaki maksadım umursamaz bir görüntü çizmekti. Başka türlü olmazdı, çünkü kendimi ele vermekten çekiniyordum; aynı zamanda Hande'yi de...

 

Sesimi endişeden uzak tutarak, "Onur, senin iyi bir arkadaş olduğunu biliyorum. Bana destek olmak istediğini de biliyorum. Şimdilik herhangi bir sorunum yok, olduğunda ilk seninle paylaşacağımı bilmeni isterim." dedim.

 

Söyleyeceğimi söylemiş ve akabinde arkama yaslanmıştım lakin arkama yaslanır yaslanmaz Onur, yüksek oktavlı çıkan bir ses tonlamasıyla 'aha' diye kükredi.

Onun hayrete düşmüş sesinin gücüyle oturduğum yerden sıçradım. Kabul fazla tepki vermiş olabilirdim ama bu zaten tetikte olduğum içindi.

 

 

Bölüm : 11.09.2025 12:50 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...