
Hoş geldiniz!
Yeni bölüm ve biz geldik:;)
Keyifli okumalar
Oy verip yorum bırakmayı unutmayın;')))
Seviliyorsunuz çoook (◠‿◕)
🔥🔥🔥
İçimde büyüyerek devleşen duygularım ve Hande...
İkidir yanağıma kondurduğu öpücük...
Bütün bunların ışığında kendimi mutlu sayarak üçlü koltuğa uzandım. Hiçbir kötü düşüncenin beni alt etmesine izin vermeyerek her şeyi beynimde sıfırladım.
Şimdi sadece ama sadece Hande vardı dağarcığımda. Ellerimi başımın altına yerleştirip gözlerimi tavana diktim. Böyle kaç dakika kaldım veyahut kaç saat kaldım bilmiyorum. Yüzüme vuran aydınlığın gözlerimi kamaştırmasıyla uyandım. Belki de zihnimi sıfırlamış olmanın hâletiruhiyesi içindeydim çünkü beni bekleyen keşmekeşe tezat yüzüm gülümsüyordu.
Birden aklıma düşen eylemle dün geceden bu yana kendime mesken edindiğim üçlü koltuktan kalktım. Yok, hayır kalkmadım âdete namludan çıkan bir kurşun gibi fırladım.
Bugün iş günümdü ve ben geç kalmak üzereydim. Alelacele önce banyoya geçtim ve günlük ihtiyaçlarımı giderdikten sonra yine aynı hızla çıktım.
Bu arada aklıma gelen düşünceyle dondum kaldım. Ben ne yapacaktım şimdi? Kıyafetlerim yatak odamdaydı ve benim üzerimde yarım kol bir tişört alt tarafımda ise diz üstü bir şort vardı.
Sizin anlayacağınız yarı çıplak bir vaziyetteydim. Bu halde işe gidemezdim ki?
Peki, ama Hande, odamda yatarken ben nasıl girecektim odaya?
Saate baktım zaman hızla akıyordu. Yapmam gereken belliydi aslında yatak odama girmek ve kıyafetlerimi almak, ama nasıl?
Evet, Hande'yi seviyordum. Ona deli gibi aşıktım. Hatta onun için dünyayı karşıma alırdım; almıştım da. Yani Şehmuz Babaoğlu gibi organik mafya birini. Gel gör ki, şimdi durum çok farklıydı.
Sevdiğim kadın bile olsa bir kadının yatak odasına izinsiz giremezdim. Biliyorum oda benim odamdı. Oradan kıyafetlerimi almazsam işe de geç kalacaktım. Belki de geç kaldığım için azar işitecek ve bu azar sicilime kara bir leke gibi işlenecekti fakat ne olursa olsun ben o odaya izinsiz giremezdim. İzinsiz girmek istemeyeceğim gibi Hande'yi uyandırmak da istemiyordum.
Ben ne yapacağım konusunda kara kara düşünürken, adımlarım beni kapı önüne kadar getirmişti. Kapıyı vurup onu uyandırmaktan başka seçeneğim kalmamıştı zira zamanım azalıyordu.
Tam elimi kaldırıp kapıyı tıklatacaktım ki, kapı kolu hareketlendi ve kendimi geri çekme fırsatı bulamadan açıldı. Birbirimizle çarpışmaktan kıl payı kurtulmuştuk.
Ben ne kadar dikkat edersem edeyim çoğu zaman istemediğim pozisyonların içinde buluyordum kendimi. Bir şey değil Hande beni kapı dinleyen sapığın biri falan zannedecekti. Benim aleyhimde böyle düşüneceğine işe geç kalmayı hatta kovulmayı yeğlerdim.
Kendi aptallığına yan, ne işin vardı kızını kapısı önünde? Keşke gidip kendine yeni kıyafetler alsaydın.
İç sesimin bana yol göstermesinin zamanı çoktan geçmişti çünkü olan olmuştu.
Hande, beni kapı önünde görünce önce biraz şaşırsa da sonra hiç üstünde durmadı. Sanırım henüz uykusu açılmamıştı. Sağ eliyle yarı uykulu bir şekilde esnerken açıkta kalan ağzını kapattı.
"Günaydın, Gencer!"
İçimden derin bir oh çekerken gülümsemeye çalıştım.
"Sana da günaydın! Kusura bakma ses yaparak uyandırdım sanırım ama isteyerek olmadı."
"Boş ver aldırma Gencer, ev senin evin asıl düzenini bozduğum için sen benim kusuruma bakam!"
İkimiz de kapı önündeydik ve karşı karşıyaydık. Hande, odanın iç tarafında ben ise dış tarafında.
"İşe gitmem gerekiyor. Geç kalmak üzereyim. Onun için şey ettim. Kıyafetlerimi almak için yani."
"Pardon, ben bunu tamamen unutmuştum."
Odaya geçmek için hamle yaptığımda Hande, sağa doğru çekilmişti fakat bende aynı yönden girmeye karar vermiştim; yine karşı karşıyaydık.
Bu kez ben sol taraftan geçmeye niyetlendim ama Hande, sağ taraftan önümü kapattığını düşünerek sola tarafa çekilmişti.
Birbirimize yol vermek istedikçe kaderimiz aynı yazılmış gibi yön şaşırarak karşımızda birbirimizi buluyorduk. İkimizde durup gülmeye başladık.
Hande, kapı önünden çekilirken, "Köşe kapmaca oynadık sanki, bende ne olduğunu anlayamadım." dedi.
Konuşmuş olmak için konuşurken tatlı tatlı yüzüme bakıyor bir yandan da gülümsüyordu.
Kurban olduğum gitme de gitmeyeyim. Gitme de bir ömür gözlerine bakayım. İçimden geçenleri savuştururken, burukça gülümsedim çünkü gitme dememişti.
Sanırım hiçbir zaman da demeyecekti. Büyük olasılıkla Hande için ben, sığındığı eski bir arkadaştım. Gerçi biz onunla hiçbir zaman arkadaş bile olmamıştık o da ayrı bir konuydu. Yani ben olsam olsam eski bir tanıdık olurdum herhalde.
"Şey, kıyafetler, ben onları alayım!" derken yatak odamı ve iki kapılı gardırobumu gösterdim.
Bir adım geri çekildi ve yüzüne tatlı bir tebessüm yerleştirdi.
"Tabii alabilirsin. Ha, sakın beni uyandırdığını falan düşünme; erken kalkmaya alışkınım ben."
"Buna sevindim, cidden uyandırmak istemedim ama malum, iş beklemez."
"Kahvaltı hazırlamamı ister misin?" diye soran Hande'nin sesiyle dondum kaldım.
Ne yani bana gönüllü olarak kahvaltı mı hazırlamayı teklif ediyordu? Hande Başaran ve bana kahvaltı hazırlamak? Ben öteki dünyaya gittim de derin bir uykunun içinde olmadık rüyalar mı görüyordum?
Tekrar hareketlenirken kıyafetlerimi almak üzere dolabın kapağını açtım. Hande'nin hazırladığı kahvaltı masasına oturmak onun elinin değdiği yiyecekleri yemek için gerekirse bir ömür harcardım; harcamıştım da... Yeniden dünyaya gelsem yine Hande'ye âşık olurdum. Başka 'şık' yoktu benim lügatimde.
"Teşekkür ederim ama kahvaltı yapmaya alışık değilim. Hem biraz daha oyalanırsam işe geç kalacağım."
Oysa "evet" demeyi ne kadar çok isterdim. Kahvaltı yapmak şöyle dursun senin elinden zehir olsa yerim demeyi ne kadar çok isterdim fakat diyemiyordum çünkü Hande'nin kahvaltı teklifi daha çok minnet duygusuyla beslenmişti.
Bana minnettardı ve teşekkür amaçlı kahvaltı teklif ediyordu. Bunun bende başka açıklaması yoktu, çünkü henüz onun gözlerine aşkı göremiyordum, göremiyor olmam da gayet normaldi zaten.
Hande, daha yeni bir ilişkiden ayrılmıştı üstelik buna tam olarak ayrıldılar da denmezdi zira sonucun ne olacağını ikimiz de bilmiyorduk.
Hande, ayrılmak için hamle yapmıştı yapmasına lakin Şehmuz organiği buna izin verecek miydi, belli değildi...
Kıyafetlerimi seçip gardırobun kapısını kapattım ve tam odadan çıkıyordum ki, "Pekâlâ, madem bugün geç kalıyorsun başka bir güne hazırlarım bende."
Başımı omzumun üzerinden Hande'ye doğru hafifçe çevirip içimdeki vaveylalara aldırmadan gülümsedim. "Olur, başka bir gün olur!"
🔥🔥🔥
Bölüm bitti. Oy vermeyi unutmayın lütfen
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 6.02k Okunma |
490 Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |