18. Bölüm

İçimdeki Kıyamet -16-

My lore
my_lore

Selâm en en can içlerim.

Bazılarınız bölümlerin kısalığıdan yakınıyor. Uzun bölümlü kitaplar yazanlar var ama ben kısa bölümler yazmayı seviyorum.

Bu konuda anlaştığımıza göre, etkileşim için beğenin bol bol yorum yapın.

🌿🌿🌿

Kader midir insanoğlunun başına türlü türlü ağlarını ören, yoksa bir başkası mıdır buna vesile olan? Yani insan kendi kaderinin ağlarını kendisi mi örer, yoksa bir kulun kaderini değiştiren bambaşka unsurlar mı vardır?

Her ikisi de olur dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Haklısınız...

Bazen kul kaderini kendisi belirler bazen de başka eller onun kaderinin değişmesine neden olurlar.1

🌿🌿🌿

Başını kaldırıp çekik kara gözlerini aşinası olduğu adamın yüzünde gezdirirken içinden bin bir türlü ahlar geçiriyordu kadın...1

Ah be adam; kendi elinle dar ağacımı kurdun kendi ellerinle ilmeği boynuma geçirdin. Bana da ayaklarımın altındaki tabureye tekme atma görevini verdin. Celladım oldun, ruhumun katili oldun. Bundan böyle yüzüm güler mi sandın? Sen başkalarının tenini koklarken ben nasıl nefes alırım? Aynı çatı altında yokluğuna nasıl katlanırım.2

Hiç düşündün mü adam, bir can nasıl katledilir? İşte tam karşında duruyor cesedim...

Hiçlikle nasıl yaşanır hiç düşündün mü adam? Hiçlik zifiri karanlıkta yolunu kaybetmek demek, hiçlik yaşarken ölmek demek, hiçlik yeryüzünden silinmek demek, sen beni hiç edip yaşarken öldürdün adam...

Yoklukla nasıl yaşanır hiç düşündün mü adam? Sen benim yokluğum oldun. Bu dünyada azabım oldun.

Sessiz çığlıklarımı duydun mu adam? Sen benim sessiz çığlığım oldun. Feryadım oldun. Figanım oldun.2

Sanma ki, bütün bunlar sonsuza kadar sürecek. Sanma ki, bütün bunlar yanına kâr kalacak.1

Şunu bil ki ne yaptığın yanına kâr kalacak ne de benim azabım sonsuza kadar sürecek.

Geçecek...

Her şey gibi bugünler de geçecek. Karanlığın hükmü sonsuza kadar sürmeyecek. Yaraları zaman iyileştirecek ve açık yaralar kabuk bağlayacak.

Yaşanmışlıklar kazma kürek gömülürken geçmişe yolun sonunda gülen ben olacağım.

Sana dönüşümün bir ömrü var. Sana dönüşümün sebebi var. Sana dönüşümün miadı dolduğunda esaretim bitecek. Boynumdaki urgan kopacak. Bileklerime vurulan prangalarımdan ebediyen kurtulacağım. İşte o gün ben özgürlüğüme kavuşacağım. Yeniden kendim olacağım. Yeniden kaldığım yerden hayatıma devam edeceğim. Sizler de kendi bataklığınızda boğulursunuz umarım.1

"Asiye, daldın gittin. Hadi hazırlan da gidelim." dedi Yaman.

Asiye, kaybedişi yaşarken dalıp gitmişti ama bir gün kaybettiği yerden kazanacağını biliyordu. Bir gün ilahi adaletin gerçekleşeceğine inancı tamdı.

"Bir şey daha var Yaman. Ben kayınım gille aynı odada kalmak istemiyorum. Sizin sofa geniş, oraya benim ve çocuklarım için ayrı bir oda yapsan. Ne iyi olurdu."1

"Asiye, benim köye yerleşip kalmak gibi bir niyetim yok. Onun için buraya masraf yapmak istemiyordum. Hem ev babamın, sofaya yeni bir oda yapmak ister mi bilmiyorum. Sana söz, gün gelecek bu köyden çekip gideceğim. Öyle büyük bir ev yapacağım ki, herkes imrenerek bakacak. Herkesin ayrı odası olacak. Her odada banyo olacak. Abdesthane bile evin içinde olacak."2

Boşa konuşuyorsun der gibi bakışlarını sağa sola deviren Asiye, "Yaman, benim adıma hayal kurma istersen. Sen kendi adına hayal kur. Benim sana dönüşüm geçici. Yeni avradınla yaşarsın hayalini kurduğum o düzende."1

Asiye'nin söyledikleri işine gelmeyince sesinin ayarını yükselten Yamam, "Asiye, ağzından çıkanı kulağın duysun. Senin yerin benim evim. Bunu daha kaç defa söyleyeceğim sana. İki çocuktan sonra sen baba evine geri dönmeyi unut."3

Hiddetle ayağa kalkan Asiye, arkasını dönüp kapıdan çıkmak için hamle yaptığında aklında olanı diline dökmek isteyerek tekrar Yaman'ın karşısına geçti. "Sen onu üstüme evlenmeden önce düşünecektin. Bundan sonra benim yerim senin yanın değil çocuklarımın yanı, çocuklarım başını kurtarsın bak o zaman arkama bakıyor muyum?"1

Yaman'da tıpkı Asiye gibi ayağa kalkarak tepkisini göstermek istemişti. "Bir daha aynı şeyleri tekrar etme Asiye, duymak istemiyorum. Biliyorum sana yanlış yaptım ve hatalı olan benim. Bunu kabul ettiğim için her isteğine boyun eğiyorum ama şansını fazla zorlama."3

Öfke tutamlarını bastırmak için hızlı nefesler alıp veriyordu Asiye. Elinde olsa şu an Yaman'ı bir kaşık suda boğardı ama yapamıyordu. Hırsına yenilmek istemiyordu. Hoyrat duygularına gem vurmak olayları çığırından çıkarmak istemiyordu. Öte taraftan da kendi iç sesini bastırdıkça yenilgiyi hazmedemeyen ruhu canhıraş bir şekilde feryat ediyor, feryadına direnemeyen gözyaşları akmak için fırsat kolluyordu. Hayır ağlamayacaktı. Hiçbir zaman ağlak biri olmamıştı bundan sonrada olmayacaktı. Yalnız içinden geçenleri diline vurmazsa da orta yerinden çat diye çatlayacaktı.1

"Sen bana yanlış yapmadın Yaman, sen benim ipimi çekip öldürdün. Geleceğimi yok ettin. Beni hiçliğe mahkûm ettin. Yokluğa mahkûm ettin. Sonra da sadaka verir gibi gel evimin baş hatunu ol, ne istersen onu yap diyorsun. Bak, istediğin oluyor işte evine geri dönüyorum ama şunu iyi belleyin; Asiye'yi gözden çıkarmak nasıl oluyormuş herkese göstereceğim."2

"Geç oldu Asiye, hadi hazırlan da gidelim. Babanın önünde de öfkene hâkim ol. Şimdi giderayak bozuşmayalım." Kısa kesip konuşmayı sonlandıran Yaman'ın derdi daha fazla hakarete uğramamaktı, çünkü Asiye'nin öfkesini göz bebeklerinden okuyabiliyordu. Eğer bu konuşma uzarsa sonu hiç de iyiye gitmeyecekti.6

Asiye'nin zaten ruhunda kıyamet koptu kopacak ağzını açsa ona kimse engel olamayacak; bunu bildiğinden içindeki şeytana lanet okuyarak susmayı tercih etti. Korkudan değil babasını daha fazla üzmek istemediğinden.1

"Benim babam senden aynı benim gibi çoktan vazgeçti. Bundan sonra babamı üzmene asla izin vermeyeceğim zira yeteri kadar üzdün."1

Yaman, hayatını yaşamak isterken başına iş açtığını yeni yeni fark ediyordu. Kapanırken gözleri derin bir soluğu ciğerlerine hapsetti. İkisi birden odadan çıktılar ve sofada onları bekleyen ebeveynleriyle karşılaştılar.2

Tam baba evinden ayrılmak üzere taş basamaklı merdivenin en üst başına gelmişlerdi ki, merdivenin alt başından gelen sert bir ses karşıladı onları. Gür çıkan sesin azameti yeni bir sorunu müjdeliyordu.

"Nereye Asiye?"

Sessiz bakışlar birbirini buldu lakin hiç kimse konuşmadı.

"Sen bu işe karışma Cuma, yolu aç gitsinler."

"Asiye, bu işi çocuk oyuncağı mı sandın, canın isteyince baba evine geleceksin canın isteyince koca evine gideceksin. Yok, öyle bir dünya. Geri gideceksen gelmeyeceksin."3

Otoritesi yüksek caydırıcı sesin sahibi ikinci kez ikaz da bulunmuştu.

"Cuma, dediğimi yap yoldan çekil."

İtiraz kabul etmeyen Cuma, tekrar etti isteğini. "Asiye, bu kapıdan çıkıp gidersen bir daha bu kapıya geri dönmezsin. Ona göre karar ver."

Şiddetli bir kasırga gibi aralarında esen söz dalaşı hiç de iyi yöne doğru gitmiyordu. Tam her şey halloldu derken yeniden bozguna uğramışlardı.

"Haddini bil Cuma. Ben izin verdim Asiye'ye. Sen merak etme bacının gidişi geçici."1

"Sebep, üstüne evlenen koca evine geri dönmesi için sebep ne?" Cuma, karakter olarak aynı bacısı gibi dik başlıydı. Erkek olmasından mütevellit bir tık Asiye'den daha fevri çıkışları vardı. Şimdi haklı olarak baba evine sığınan bacısının geri dönüş sebebini öğrenmek istiyordu.3

Oğlu, babasının önüne geçmemeliydi. Yoksa baba otoritesi çiğnenir baş kim ayak kim birbirine karışırdı. Bu yoz düşünceden yola çıkan adam eniştesi önünde otoritesinin sarsılmaması için ketum davranıp işi yokuşa sürüyordu. "Ben öyle uygun gördüm. Senin bilmen gerekmiyor."

Hasım bellediği adamın önünde babası tarafından dışlanıp ikinci şahıs durumunda düşmek gururunu kırmıştı genç adamın.

Yaman'ın karşısına geçmek için evecen adımlar atıp bir atmaca gibi taş basamaklı merdivenin hızla çıktı. Yaman'ın yakasına yapışıp silkelemeye başladı. "Enişte seni adam sandık kof çıktın. Şimdilik babamın sözünün üstüne söz etmeyeceğim ve bacımı götürmene izin vereceğim amma velakin şunu kafana yaz, eğer ikinci kez bacımı üzersen bu kez karşında babamı değil beni bulursun."

Yaman, yakasına yapışan elleri bileklerinden kavradı ve sıkmaya başladı. Cuma'nın yakasını tutan elleri gevşeyince kendinden uzaklaştırmak için geriye doğru itekledi. "Benim muhatabım sen değilsin. Sana sabır gösterip karşılık vermiyorsam babana olan hürmetimden."1

"Sen babamı saysaydın eğer bacımın üstüne evlenmezdin. Geç bunları Yaman Efendi geç. Senin karşında çocuk yok."2

"Cuma oğlum, şimdilik müsaade et gitsinler. Gün gelir de verdikleri sözü tutmazlarsa işte o zaman yakalarına birlikte yapışırız."

Olaya ağırlığını koyan baba; oğlu Cuma'yı geçici olarak susturmuştu veyahut susturduğunu düşünüyordu. Babanın bilmediği şey, yolun başında olanla yolu yarılayanın aynı düşüncelere sahip olmadığıydı.5

 

 

Bölüm : 14.12.2024 23:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...