5-

Sıkılmış evde yatıyordum. Abimler iş yerinde sıkıntıları çıktığı için gitmek zorunda kalmışlardı. Telefonu elimden bırakıp koltuğa daha fazla yayıldım. Tavana bakarak o günü düşünmeye başladım, Yağız'ın beni öptüğü günü. Dört gün geçmişti ve biz o günden beri konuşmamıştık.

Acaba zevk için mi öpmüştü beni? Bu saf aklımla oynamak için mi yapmıştı bunu? İnanmış mıydım bende?

Daha fazla duymak istemediğim için bu düşüncelerden kurtulup mutfağa ilerledim. Kendime atıştırmalık bir şeyler hazırlayarak film izlemeye başladım.

Filmin yarısında sıkıntıdan çatlayıp kapattım. Ne yapabilirim diye düşünürken abimlerin yanına gitmeye karar verdim.

Üstüme beyaz bol tişört, altıma dizimin bir tık üstünde olan gri eteğimi giyip saçlarımı taradım. Çok hafif makyaj yapıp,dudaklarımla aynı olan nemlendiriciyi de sürüp evden çıktım.

Taksiye binerek abimlerin olduğu şirkete geldim. İçeri girdiğimde şirket, abimin bahsettiği kadar şaşalı ve büyüktü. Asansöre binip 32. Kata çıktım, abimin odasına geldiğimde löp diye kapıyı açtım.

Kafamı içeri sokup cılız sesimle bağırdım. "Hello!"

Burak abim kendi koltuğunda oturmuş bana bakarken, Kerem abim ve Yağız arkalarına dönmüş şaşkınca bakıyordu. Bu hallerine gülüp kapıyı kapattım.

Burak abim üstümü süzüp konuştu. "Abicim niye geldin?"

Ona doğru ilerleyerek tatlı bir şekilde konuşmaya başladım

"Ya abi ne yapayım evde çok sıkıldım, bari geleyim sürpriz yapayım dedim. Kötü mü yaptım?" diyerek dudaklarımı büzdüm.

Bana gülümseyerek baktı. "Yok abicim zahmet etme diye dedim ben."Abimin arkasına geçip odaya baktım. O sırada da abimler iş konuşuyordu.

Kerem abim stresten kızarmış suratıyla bana baktı. "Abicim sen Yağız'la kendi ofisine git, biz burda küçük bir toplantı yapacağız."

Tamam anlamında kafamı salladım. Yağız önden gidiyordu bende arkadan etrafa bakarak geliyordum.

Odaya girdiğimde etraf siyah ve gri ağırlıklıydı. Siyah deri koltuğa oturarak etrafa daha fazla bakmaya başladım.

Yağız'da kendi masaya yaslanmış tepkilerimi izliyordu. Dudağında ki küçük gülümseyle konuştu."Beğendiysen her gün gel."

Anlamaz bakışlarla ona baktım. "Anlamadım?" Kaşlarını kaldırıp dudaklarını büktü. "Odamı diyorum, beğendiysen hergün gel."

Cevap vermeden parmaklarımla oynamaya başladım. Daha fazla sıkıldığım için ayağa kalkıp pencereden bakmaya başladım.

Sonra Yağız'ın yanına gelip gözlerinş gözlerimle denk getirdim. "Her toplantı olduğunda buraya geliyorsan, sıkılmıyor musun?"

"Sen sıkıldın mı?"

Evet anlamında kafamı salladım.

Ani bir hareket ile masa ile arasına aldı beni. O üstüme eğildikçe ben geri geriye eğiliyordum.

Arzu bakışlı gözleriyle eğildikçe eğiliyordu. "Seni eğlendirebilirim." diyerek dudaklarıma yaklaştı.

Anın tadını bozulmasın diye ne hareket etmiştim, ne de ittirmiştim. Ne kadar kabullenemesemde, bende onu istiyordum.

Dudaklarının kenarları dudağıma yavaşça değdiğinde kendimden geçmiştim. Tam olarak öpecekti ki

Lanet olsun Kapı açıldı!

Ahavha ben yazar ve sizi dorukta bırakmaya bayılıyorum!

Sizce kim girdi? Düşüncelerinizi okuyor olacağım! Kendinize iyi bakın:)