8-

Yağıza baktığımda 'bak gördün mü' bakışları atıyordu. Göz devirip aklımda ki soruyu abime yönlendirdim.

Afra- Abi, ne güvenliği? Neden güvende olmam gerekiyor ki?

Kerem- Abicim şuan sırası değil, zamanı geldiğinde anlatıcam.

Abimin morali zaten yoktu, daha fazla üstüne gitmeyip odama çıktım. Bavulumu kapıp gerekli kıyafetler,iç çamaşırları ve regl petleri.

Oradan kıyafet alırım diye çok fazla kıyafet almadım. Bavulumu merdivenlerden indirip yağızın yanına gittim.

Burak- Hadi bakalım gençler gidin siz.

Afra- Abi! Sormayı unuttum.. Ne zaman geleceksiniz?

Burak- Belli değil abicim, ben sana haber veririm.

Tamam anlamında başımı sallayıp evden çıktık. Mutluydum aslında yağızın yanına gideceğime, fakat bu yanını düşünmemiştim. Abimlerin canlarını sıkan şey neydi?

Bu sorulardan kendimi kurtarıp arabaya bindik. Sessiz geçen yolculukta sadece uyuyordum. Araba sallanmaya başladığında yavaşça uyanmaya başladım.

Ormanlık gibi bir yerdi burası. Orman da mı yaşıyordu? Ah, ne güzel arkadaşlarının yanında yaşıyor dağ ayısı!

O gün uyandığım eve gelmiştik yine. Bir sürü korumalar, geniş bir bahçe, büyük bir villa, büyük ve geniş havuz... vee bir sürü oda.. neydi burası? Rüya mı ?

Eve girdiğimiz de göz ucuyla evi süzdüm gerçekten güzeldi. Aramızda ki sessizliği bozup konuştum

Afra-Ben nerde kalıcam?

Göz ucuyla bana bakıp kararlı ses tonunda konuştu.

Yağız- Uyandığın odada, senin odanda.

Benim odam.. kafamı sallayıp merdivenlerden çıktım. Sol koridordan girip karşımdaki odaya girdim.

Uyandığım oda ilk geldiğimde de sevmiştim bu odayı. Uzun camlardan pencereler, geniş bir oda, büyük bir ebeveyn banyosu..

Bavulumu aşağıda unuttuğumu hatırlayınca kapıyı açtım, ki bavulum kapının önündeydi.

İçeri alıp eşyalarımı yerleştirdim. Makyaj masamı da düzenlediğim de artık bu oda benimdi.

Banyoya gidip soğuk duşumu aldım. Havluyla vüdumu kurutup, pijamalarımı giydim. Pijamam da altıma kareli eşofman, üstüme de siyah atlet.

Saçlarımı da kurutup ışıklarımı kapattım ve uykunun kollarına bıraktım kendimi...

-

Perdenin içerisinden sızmaya çalışan güneşin sıcaklığı ile uyandım.

Tuvalete gidip kendime geldikten sonra pijamalarımla aşağıya indim,sonuçta burası benim de evimdi.

Aşağı indiğimde yağızı görmedim, ne beklerdik ki zaten.

Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Kendimce küçük kahvaltımı yiyip, salona gittim.

Yağız gene yoktu.

Meraklı melehat olduğumdan odasına gitmeye başladım. Sessizce kapıyı açtığımda üstü çıplak yüzüstü uyuyordu.

O sırada bana da ağırlık çöktüğü için yanına kıvrılmanın bir sorun olmayacağını düşündüm. Tıpış tıpış ilerleyip yanına kıvrıldım.

Hareketlilikten gözlerini araladığında Tatlış bir şekilde ona bakıyordum. İlk önce algılamaya çalıştı daha sonra belimden kendisine çekip kafasını boynuma gömdü.

Bende bacağımı üstüne

Yağıza baktığımda 'bak gördün mü' bakışları atıyordu. Göz devirip aklımda ki soruyu abime yönlendirdim.

Afra- Abi, ne güvenliği? Neden güvende olmam gerekiyor ki?

Kerem- Abicim şuan sırası değil, zamanı geldiğinde anlatıcam.

Abimin morali zaten yoktu, daha fazla üstüne gitmeyip odama çıktım. Bavulumu kapıp gerekli kıyafetler,iç çamaşırları ve regl petleri.

Oradan kıyafet alırım diye çok fazla kıyafet almadım. Bavulumu merdivenlerden indirip yağızın yanına gittim.

Burak- Hadi bakalım gençler gidin siz.

Afra- Abi! Sormayı unuttum.. Ne zaman geleceksiniz?

Burak- Belli değil abicim, ben sana haber veririm.

Tamam anlamında başımı sallayıp evden çıktık. Mutluydum aslında yağızın yanına gideceğime, fakat bu yanını düşünmemiştim. Abimlerin canlarını sıkan şey neydi?

Bu sorulardan kendimi kurtarıp arabaya bindik. Sessiz geçen yolculukta sadece uyuyordum. Araba sallanmaya başladığında yavaşça uyanmaya başladım.

Ormanlık gibi bir yerdi burası. Orman da mı yaşıyordu? Ah, ne güzel arkadaşlarının yanında yaşıyor dağ ayısı!

O gün uyandığım eve gelmiştik yine. Bir sürü korumalar, geniş bir bahçe, büyük bir villa, büyük ve geniş havuz... vee bir sürü oda.. neydi burası? Rüya mı ?

Eve girdiğimiz de göz ucuyla evi süzdüm gerçekten güzeldi. Aramızda ki sessizliği bozup konuştum

Afra-Ben nerde kalıcam?

Göz ucuyla bana bakıp kararlı ses tonunda konuştu.

Yağız- Uyandığın odada, senin odanda.

Benim odam.. kafamı sallayıp merdivenlerden çıktım. Sol koridordan girip karşımdaki odaya girdim.

Uyandığım oda ilk geldiğimde de sevmiştim bu odayı. Uzun camlardan pencereler, geniş bir oda, büyük bir ebeveyn banyosu..

Bavulumu aşağıda unuttuğumu hatırlayınca kapıyı açtım, ki bavulum kapının önündeydi.

İçeri alıp eşyalarımı yerleştirdim. Makyaj masamı da düzenlediğim de artık bu oda benimdi.

Banyoya gidip soğuk duşumu aldım. Havluyla vüdumu kurutup, pijamalarımı giydim. Pijamam da altıma kareli eşofman, üstüme de siyah atlet.

Saçlarımı da kurutup ışıklarımı kapattım ve uykunun kollarına bıraktım kendimi...

-
Perdenin içerisinden sızmaya çalışan güneşin sıcaklığı ile uyandım.

Tuvalete gidip kendime geldikten sonra pijamalarımla aşağıya indim,sonuçta burası benim de evimdi.

Aşağı indiğimde yağızı görmedim, ne beklerdik ki zaten.

Mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Kendimce küçük kahvaltımı yiyip, salona gittim.

Yağız gene yoktu.

Meraklı melehat olduğumdan odasına gitmeye başladım. Sessizce kapıyı açtığımda üstü çıplak yüzüstü uyuyordu.

O sırada bana da ağırlık çöktüğü için yanına kıvrılmanın bir sorun olmayacağını düşündüm. Tıpış tıpış ilerleyip yanına kıvrıldım.

Hareketlilikten gözlerini araladığında Tatlış bir şekilde ona bakıyordum. İlk önce algılamaya çalıştı daha sonra belimden kendisine çekip kafasını boynuma gömdü.

Bende bacağımı üstüne atıp ona daha fazla yaslandım.

Üstümde bir ağırlık hissedince gözlerimi araladım. Yağız, kafasını göğsüme gömmüştü yine. Dejavu hissi...

Gene yazar:)
Elimden geldiğince uzun yazmaya çalışıyorum..
Malum okullar açıldı.
Kendinize iyi bakın ! :)

8 yıldız yeni bölüm;)