8. Bölüm

Yaşamama izin verir miydin? Bana sarılırken, dokunuşlarında kaybolurken bunu yapan ilk kişi sen olur muydun? Bu illegal kalkışta damarlarının derinliklerinde hisset beni. Kalbine aykırı bir nimetim. Gözlerin doyana kadar bana bakacak gibi dursada ikimiz de iyi biliyoruz. Dokunuşlarının altındaki zehir, dişlerini bileyen delici sırıtışın soğuk kanlı bir sürtüğe bağımlıydı. Bu sürtük sağ kalamayacağını bile bile sadece sana sapkındı!

Belimi sımsıkı saran bir kolun ve diğer elini aşağılarda yeni eğlencesini bulmuş gibi kalçamı yoğurup sıkarken fazlasıyla keyif alıyordu. Gerçekten insanı istediği kıvama nasıl sokması gerektiğini biliyordu! Olduğum yerde onun bana dokunması için alev alıyordum..

"Ben.. Karşı koyamam." Dedim ama devamını getiremedim. Gözlerim dudaklarına kayarken daha onu öpmeden ağzımın içinde hissettim şarabın verdiği hazzı. "Eğer tam burada devam etmeyecekseniz öldürün beni.. Tüm şiddetinle sev beni!" dediğim gibi dudaklarıma şevkle yapıştı. Anlık kalbime yapılan kuşatma bütün bunların yetersiz olduğunu hissettirdi. dudaklarının arasında aklımı kaybedecektim! Öpmesi, emmesi veya nefesimi kesmesi.. Bıçak sırtı kalbime saplanmıştı ve bu bedenimi dirilten tek acıydı!

Dudaklarımı tüketen dişlerinin darbeleri parçalamak ister gibi sert davranıyordu. Bana bıraktığı tatlı sızıyla kıvranmayı sevmiştim. Her hareketini takip edip uyum sağlamak istiyordum. Belimi saran eli sırt çizgimi takip ederek deliğimde durdu. Kalçamı elinin orta parmağı üzerine itip istediğimi belli ederken çıldırmış gibi deliğimden çekti. Hoşuma gittiğini bildiği için oyalanıp beklemek bile istemiyordu. Gözleri heyecanla hırs arasında bir çizgide tekrar bana baktığında nefes nefese heyecanla kucağında hareketlendim.

"Benim arsız oğlum. Sana vaadettiğim cennete evet de. Bana verdiğin ateşle yakacağım seni." dediğinde gülümseyip dudaklarının üstünden bir öpücük kondurup bana verdiği o şımarık havaya uyup keyifle konuştum.

"kont'um, dilinizin ucundan tutku damlıyor. Kapanmayan bir delikle karşılanmak isteyecek kadar hazzı hissettirecekseniz ben buna neden hayır diyeyim?" dediğimde nefesi kesilip dudaklarını yaladı. Ben bu arzuyu ateşler içinde yanıp tutuşan bedenlerimiz arasında görmeye doyamıyordum! Sanki dünya geride kalacakmış gibi endişelenmem gereken yerde ona daha çok tutunmayı istemem gibiydi.

Eli boynumu sıyırıp boğmakla sevmek arasında kaldığında boynumu ellerinin arasına getirdim. kıskaçlarının arasına can pınarımı vermiştim ve o dokunmadan nefesimi kesmişti.. Elmacık kemiğimi avucuna sürerken onunla savaşıyordum. aynı yağmurun altında ikimizde sırılsıklam olmuştuk. Dediğim gibi hastalıklı ve çarpık bir ilişkinin içindeydik. Öldürmekle sevmek arasında kalan fırtınanın eseri.. Zorlukla kendine gelip çenemden sıyrılıp dudaklarımın arasına soktuğu iki parmağı şevkle emip ıslatmaya başladığımda kesinlikle boş durmayı sevmiyordu. Ben onun parmaklarını emip ağzımda ıslatırken birkaç defa inleyip boynumda dudaklarını gezdirirken dişleriyle boynumu ezip kendine yol yapıyordu. Dudaklarım bu yaptıklarına sırıtırken parmaklarını derinlere dilimin arasında sürtmesiyle gözlerim kaydı. Kasıklarımı onun kasıklarına sürerken dudaklarımın arasından boğuk bir inleme yükseldi. Onu tahrik etmemi sevmiş gibi parmaklarını dudaklarımın arasından çekti.

"Şevkle al beni yaban yasemini." dediğinde onun bana taktığı lakabı anlamayamadığım için kaşlarımı gerginlik içinde indirdim. Ben neden bunu dediğini düşünürken parmakları kalçamı sıyırıp deliğimi bulduğunda gözlerim şokla büyüdü. Lanetini yüzüme vurmak ister gibi deliğimden içeri sızan iki parmakla ansızın çıkan inlemem dudaklarımızın birleşmesiyle boğuk bir hal almıştı. Diğer eli pantolonumun belinden tutup kalçamdan aşağıya indirdi. Deliğimde oyalanmak nedir bilmeyen Kont'um seri hareketlerle hız tutkusunu ritimlerle içime vurarak gösteriyordu. Hızını onun ellerinde ilahi gözlerle arzuluyordum. Kalçamı daha fazlasını ister gibi oval hareketlerle ellerinin arasında döndürürken bir anda kalçama şaplak yememle göğsüne sığınmam bir olmuştu. Ehlileşmeyen seri hareketleri konu seks ise gökyüzüne bile uçururdu.

İçimdeki parmaklarının ıslak hareketleri tek odak noktam olmuştu. Gittikçe derinleşir ritimleri arasında kalçama attığı sert şaplakları bile daha sayamamıştım. Menekşe, mavi, kırmızı ve turuncu gözlerimin önünde şerit şerit dönüyordu. Kuçağının sıcaklığı oraya sığınmam için yeterli bir sebepti. Acıyan deliğimi tansiyonu yükseklerde yaşayan zevki getirdiğinde derinden inlemem onun kasıklarındaki sertliği bana da hissettirdi.

"kont'um!" dediğim gibi tekrar boğuk bir inlemeyle sızlandığımda dudaklarımda kelimeleri zar zor dile getirdim. "Durun! İstiyorum.." dediğimde kısık bir gülme sesi işittiğimde nefes nefese kızla çarpan kalbime rağmen ona odaklandım.

"Ne istiyorum dedin güzelim? Tam duyamadım." dediğinde favori oyuncağını bulmuş gibi kalçamı okşarken deliğimin içini keşfeden parmakları da yavaşlamıştı. Yavaş hareketleri azap gibi gelirken omuzlarına sinmiş başımı ona döndürdüm. Direk göz göze gelmemizle bana yiyecek gibi bakması bir olmuştu. Bakışlarında sibiryanın soğuğunda karın üstünde yetişen ayçiçeği cesareti vardı.. Ben kesinlikle onun için yapılmıştım. Tarifimi bilse beni tekrar tekrar yapacağı barizdi. İşte bu yüzden onu seviyordum..

"Seni deliğimde istiyorum.." dediğimde yüzüme vuran sıcaklık onun sesli gülümsemesine Bir yenisini eklerken alnıma hafif bir öpücük kondurdu.

"Hala anlamıyorum.. Bilmeme yardım et oğlum. Bana sapkın halini göster!" dediğinde zar zor yutkundum. Heyecanla beraber utanç duygusu ötenazi yapar gibi canımı alıyordu sanki. Onu tahrik eden hareketlerimi keşfetmek istiyordu.. Bir elim pantolon üstünden düğmeyi çözüp cezbedici hareketlerimle beraber içeri sızdığımda onun erekte olmuş siki üzerine elimi koydum. Kalçalarım üzerinde hipnotize olmuş gibi her hareketime göre yoğururken dayanamıyordum. Sıcacık ellerinin dokunuşları arasında onun yüzünden gelmem yakınmış gibi hissediyordum.

"Kont'um. Eğer bilmek istiyorsanız söyleyebilirim." dediğim gibi sikini avuçlayıp sıkarken gözleri kayıp derin bir inleme bırakmıştı. Bana nefes nefese bedenimi kafeslemek ister gibi kilitli bakıyordu. Düşmanın inini işgal etmek konu sadistlikse tam onluk bir hareketti. "Bu siki tatmak istiyorum efendim." dediğim gibi dilimle dudaklarımı yalarken nefis bir yemekten bahseder gibiydim. kendi kalbim karşımdaki insanı çok küçük görüyordu. Kalçamı yoğurup ileri geri hareket ederken dokunuşlarımız arasında buğulu bakışlarında bana dediğim her lutfu verecek gibiydi. "Zamanımı parmaklarınız yerine sikinizin üzerinde zıplamak isterken buluyorum." dediğimde alayla gözlerimi kaçırdım. "Parmaklarınız da güzel ama," dediğim gibi yerinden çıkardığım koca oğlanı tam ona göre olan popomun arasına alıp iki popo yanağımın arasına sıkıştırdım. Anlık ikimizde aynı anda zevkle inlerken ben heyecandan zorlukla devam edebildim. "Sikinizin deliğimin içinde derinlerimi parçalanmasını tercih ederim!" dediğim gibi gözlerimiz birbiriyle buluştu. Tutkuyla şehvet bizi nefes nefese bırakırken fazlasıyla istekliydik. Tansiyon o kadar yükseklerde uçuyordu ki bulunduğumuz an fırtına öncesi sessizlik gibiydi! Kıçımı ileri geri sallarken popoma şaplak yediğim gibi popo yanaklarımı tutan iki el deliğimi görünür vaziyette açtığı gibi sikini deliğimin üzerine konumlandırdı.

"Sikerim! Edepsiz olduğun kadar sana arkadan çakmak istiyorum!" yüzünde seğiren çene hattına iştahla baktım. Popomu sikinin ucunda oval hareketlerle seğirmesine sebep olacak şekilde etkilerken onu daha da alevlendirdim. onun ellerinin altında kontrolden çıkıp limitini zorlamak istiyordum..

"Sikin beni, kont'um!" Dediğim gibi çenesi kasıldı. Ben kesinlikle onu hasta ediyordum..