Bu bölüm rümeysa ile geçecek haberiniz olsun.
oy ve yorum bırakmayı unutmayın
*****
"Rümeysa sen ne dediğinin farkında mısın? "
Fulya ile salona geçmiş, oturmuş konuşuyorduk. Daha doğrusu o konuşuyor, soru soruyordu ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum.
" Konuşsana kızım. Ne demek gidiyorum"
"Gidiyorum işte. Amcamla yengem geldi. Beni götürmek istiyorlar. Daha fazla size yük olmak istemiyorum"
"Yük olduğun falan yok saçmalama. Hiçbir yere de gitmiyorsun ayrıca. Hem sen demedin mi ilk geldiğin gün kimse beni evinde istemedi diye. Şimdi ne diye istiyorlar? "
"Saçmalama rümeysa. Akıllandıkları falan yok! Bir şey yapacaklar belli ki"
Ayağa kalktım. Benim kalkmamla fulya da kalktı. O sıra kapı açılma ve kapanma sesi geldi.
"Ne yapabilirler ki? O benim amcam. Bana zararı dokunmaz"
"Ne oluyor ya? Sesiniz merdivenlerden duyuluyor"
Özge de yanımıza gelip kendini koltuğa bıraktı.
Hanım tabiri ile fulya ya döndüm. Gideceğim için bana çok sinirli bakıyordu.
"Nereye gidecekse gitsin. Rahat bırak kızı biraz hava alsın. Tıkıldı kaldı eve hapis gibi"
Özge galiba olayı yanlış anlamıştı. Beni dışarı gitmek istediğimi sanmıştı sanırım. Fulya ters bakışlarını bu sefer de özgeye çevirdi.
"Öyle değil! Evden temelli gidecekmiş"
"Nereye gideceksin kızım bu kışta kıyamette? "
"Amcamlara. Ben kararımı verdim bile yarın almaya gelecekler beni"
Fulya başını sallayıp odasına gitti koşar gibi. Benim gitmemi istemiyorlardı biliyordum ama daha fazla onlara yük olmak da istemiyordum.
Özge de hiçbir şey söylemeden yanımdan geçip gitti. Ben salonun ortasında öylece kala kaldım. Kapı çalınca herkes odasına çekildiği için ben bakacaktım. Gidip açtığımda karşımda efe kaan duruyordu.
"Meraba rümeysa. Fulya çağırmış da beni"
"Geç içerde" dedim geri çekilerek. Yüzü bir kaç saniye için soldu.
"Ne oldu? Kötü bir durum mu var? "
Hiç beklemedim yada düşünmedim. Herkese gideceğimi duyurmak ister gibi ona da söyledim.
Söylediklerimi algılamaya çalışır gibi baktı bana.
"Amcamlara. Artık orda kalacağım"
Başka hiçbir şey söylemedi. Arkamdan gelen fulya efe kaana hitaben konuştu.
"Gel efe kaan gel. Seni yemeğe çağırmıştım. Rümeysa hanım gidecekmiş. Gel de son yemeğimizi yiyelim"
Hanım diye hitap etmesi beni çok kırıyordu. Üzgünce fulyaya döndüm. Özge de üzerini değiştirmiş bir şekilde yanımıza geldi.
"Yok... Yok ben gideyim. Başka zaman.. " diyerek arkasını döndü ve gitti.
"Bak gördün mü o da üzüldü gidişine. Sana bir şey söyleyim mi rümeysa, ben insanın bakışından, halinden çok iyi anlarım ki bence efe kaan seni seviyor. Çocuk seni görmek için sürekli eve gelmeye bahane arıyordu. Bende seni görsün diye çağırmıştım ama sen onu da üzdün"
Arkasını dönüp mutfağa ilerledi bu sefer de. Özge dostça omzuma dokunup tebessüm etmeye çalıştı ve fulyanın arkasından bağırdı.
*****
Akşam yemeği sessiz bir şekilde geçti. Bende çok üzülüyordum onlardan ayrılacağıma. Ama burda daha fazla kalamazdım ki.
Sabah erken kalkıp onlara kahvaltı hazırladım son kez ama hiç biri de yapmadı. Fulya ben uyanmadan çıkmış, özge de ayak üstü bir şeyler attı ağzına ve çıktı. Ortalığı toplayıp beklemeye başladım.
Bu gün hava kapalıydı ve yağmur yağacak gibiydi. Üzerimi kalın giyindim. Saat ona gelirken kapı çalındı. Kapının yanındaki bavulumu elime alıp kapıyı açtım bu sefer amcam ve büyük oğlu emir gelmişti.
Başımı sallayıp ayakkabılarımı giydim ve kapıyı kapattım. Gözlerim dolacak gibi hissediyordum. Kendimi zorlasam da bir damla firar etti gözümden. Aşağı indiğimizde sağa sola bakmaya başladım birini görme umuduyla. Kimi göreceksem artık.
Ama sağ tarafta, sokağın sonundaki duvara yaslanmış bir şekilde efe kaan duruyordu. Hafif çiseleyen yağmurda saçları ıslanmıştı belli. Ne zamandır burda duruyorsa artık ıslanmıştı işte.
Sanki hoşçakal der gibi baktım ona ama o beni görünce arkasını dönüp çıkıp gitti oradan. Başımı önüme çevirip arabaya bindim. Onları çok özleyecektim.
Dün fulya "Bu çocuk seni seviyor olabilir" demişti. Hareketlerinden, tavrından anlamıştım zaten. Bende ona karşı boşum desem yalan olurdu. Ama belki telefondan konuşurduk. Fulya bana telefon aldıktan sonra onun da numarasını kaydetmiştim.
Eğer çok seviyorsa gelir amcamlardan isterdi beni. Hem yengem ne demişti "evlilik yaşın geldi"
İstemsizce tebessüm ettim bu düşünceye. Olur muydu ki öyle? Ben bunları düşünerek bir saatlik yolu geçirdim. Geldiğimiz ev iki katlı müstakil, kocaman bahçesi olan bir evdi. Alt katı odunluk, kömürlük, kiler olarak kullanılıyordu.
Merdivenleri çıkıp üst kata ulaştık. İçeride yengem, kızı bahar, ve diğer oğlu yunus vardı. Küçüklükten beri sevmezdim yunus'u. Orta okuldayken aynı okula gidiyorduk. Bütün kızlara o yaşta asılıyordu.
"Hoş geldin kül kedisi" dedi rahatsız edici bir gülümsemeyle.
"Hoş buldum" diye karşılık verdim başımı eğip.
"Hadi hanım kıza odasını göster" dedi amcam yengeme bakıp.
"Valla bey odalarımız hep dolu. Zaten kaç göz ki? Erkeklerin odasında yatacak hali yok ya" dedi.
Madem kalacak yer yoktu, ne diye getirdiniz beni?
"İsterse benimle kalsın anne. Benim için sorun olmaz" dedi yunus bana dönerek. Sinirle bakmaya başladım. Hiç sevmiyordum bunu.
"Saçmalama" dedi yengem de koluna bir şamar atarak.
"Baharla kalsam" benimki ufak bir ricaydı ama bahar hemen karşı çıktı.
"Benim odam olmaz! Zaten ben zor sığıyorum"
"Yok yok salon da olmaz. Misafir gelir aniden ayıp olur"
Ona yok buna yok. Nerde kalacaktım ben o zaman?
"Ben nerde kalacağım ki o zaman?"
"Aşağı katta bir oda var ya orda kalırsın. Yatak döşek de indiririm ben sana " dedi gülümseyerek.
Aşağı oda dedikleri yer zaten kilerdi. Hem soğuk olurdu, hem fareler vardı hemde karanlıktı, ışığı bile yoktu. Ben ne yapacaktım orada.
"Yenge orası soğuk olmaz mı? "
"Yok yok. Ben sana birsürü yorgan battaniye veririm. Merak etme sen. Hadi gidelim de yeni odanı düzenleyelim. Zaten çok kalmayacaksın"
Son söylediğini fısıldayarak söylediği için anlamamıştım ama yine de peşine takılıp aşağı indim. Burası çok havasızdı, rutubet kokuyordu.
Önce eşyaları bir kenara yığdık. Yatak olmadığı için tahtaları üst üste koyarak bir yatak yaptık. Bir döşek, bir yorgan, yastık ve battaniye koyup tamamladık. Eski kullanılmayan küçük çekmeceli dolabı da yaptığımız yatağın yanına koyduk.
Buranın penceresi çok küçüktü. Işık da girmezdi buradan. Yengem çıktıktan sonra temizliğini yaptım. Neyseki bu sene fare yoktu burda yoksa kalamazdım. Toz alma işini de bitirdikten sonra dışarı çıktım.
Dışarıda amcam, yengem, büyük oğulları emir ve tanımadığım bir adam vardı. Adamın bakışları bana döndü. Bir kaç saniye yüzümü ve üzerimi süzdü.
Bu mu derken? Amcam başını sallayıp onayladı.
"He yaa bu. Çok güzel kızdır, elinden de her iş gelir ha"
Ben neler olduğunu anlamak için bakıyordum öylece. Adam bana yaklaşıp elini uzattı.
Sadece ismimi söylemem yeterliydi. Sıkmadım elini.
"Kızım sıksana beyimizin elini" dedi amcam panikle. Adam elini indirirken sorun yok der gibi baktı.
"Önemli değil. Alışacak. Haberi vardır benim karım olacağından? "
Şokla gözlerimi adama çevirdim. Ne diyordu bu?
"Haa yoktur valla ağam. Yeni öğrendi"
Ben donmuş bir şekilde adamdaki bakışlarımı yengem ve amcama çevirdim.
"Neyse ben söyleyeyim bari. Bak rümeysa amcanın bana bir borcu vardı. Parayı ödeyemeyince karşılığında kızını istedim, yani seni"
Adam duyduğu şeyle amcama döndü tekrar.
"Aman beyim, o benim kızım gibidir. Abimin bana emanetidir."
Amcam panik olmuştu. Eli ayağına dolandı. Duyduklarım beni çok sinirlendirirken derin nefesler almaya çalışıyordum. Başım dönüyordu bu saçmalıktan.
"Beyim benim kızım küçüktür daha. 18 yaşında ya var, ya yok"
Onun kızı da 20 yaşındaydı. Kendi kızını vermek istememiş, beni harcamıştı. Anlamalıydım. Yıllardır arayıp sormayan adam neden bir günde beni istesindi ki?
Amcam koşarak içeri girdi, ardından baharla dışarı çıktı. Adam bahara da baktı bir süre, ardından bana döndü.
"Akşam gelip isteyeceğiz rümeysayı, hazırlığınızı yapın"
Ben artık kendimde dayanma gücü bulamadım. Yoğun strese bağlı olmam sebebi ile kendimi bırakıverdim. Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm şey, Mirza denilen adamın üzerime doğru koştuğu oldu.
*****
Gözlerimi açmaya çalıştım. Sesler yavaş yavaş duyuluyordu. Algılamaya çalıştığımdaysa gözlerimi açmaktan vazgeçtim. Yengem, amcam ve biri daha vardı. Yunus mu emir abi mi emin değildim. Dinlemeye başladım.
"Gözünüz kızın üstünde olsun. Kaçmaya çalışırsa sizden bilirim" diyordu amcam.
"Baba yapma. Bir tarla satalım, ödeyelim borcunu. Yazık değil mi kızı tanımadığı adamla zorla evlendiriyoruz"
Bu kişinin emir abi olduğuna emindim artık. Çünkü beni bir tek o düşünürdü bu ailede.
"Ne yani tarlamızı satıp aç mı kalalım? "
"Hayır. Anlaşma yapıldı konu kapandı. "
"Baharı neden vermedin o zaman. Sonuçta adam senin kızını istemiş"
"Hadsiz! Kendi kardeşini o adama layık görüyorsun? "
Yengemin sesiydi bu. Muhtemelen tokat atan da oydu.
"Kendi kızını yakıştırmıyorsun, ama amcamın kızını layık görüyorsun ha anne? Çünkü niye, o el kızı senin için"
"Yeter! Konu kapandı. Akşam rümeysayı isteyecekler, bir hafta sonra da düğün olacak. Tartışmayın artık. "
Gözlerimi yavaşça açıp doğruldum. Benim doğrulmamla bakışlar bana döndü. Üst katta, salondaydık.
"Amca ben rüya gördüm öyle değil mi? Nolur beni evlendirmeyecek ol"
Amcamın yanına gidip eline uzandım ama elini çekip bir adım geri gitti.
"Duyduğun herşey doğru. O adamla evleneceksin"
Sinirlenmeye başlıyordum yine. Gözlerim doluyordu.
"Beni mal gibi satacaksın yani hemi? Kendi kızını neden vermiyorsun? Benden daha mı ucuz geldi? "
Bakışları bana döndü. Elini kaldırıp bir tokat vurdu. Acıyla yüzüm yana döndü.
Saçımdan tutup beni sürüklemeye başladı.
"Öldürürüm seni. Ne biçim konuşuyorsun sen? "
"Ağhhh amca yapma amca. Yardım edin"
Emir abi bir adım atmıştı ki yengem buna engel oldu. Amcam beni dışarı çıkartıp alt kata doğru sürükledi.
"Senin yerin burası. Defol orda geber"
Ben elinden kurtulmaya çalışırken Mirza denilen adamın sesini duyduk. Amcam olduğu yerde kalmış, elini saçlarımdan çekmişti. Akan gözyaşlarımı sildim hemen.
Adam yanımıza gelip beni arkasına aldı.
"Düğüne kadar dokunmayacaksın bu kıza. Bir daha el kaldırırsan, saçının teline dokunursan gebertirim seni"
Amcam başını salladı sadece. Benim kalacağım yere doğru ilerledi adam bileğimden tutup beni de çekerek. İçeri girdiğimizde kapıyı arkamızdan kapattı.
Korkuyordum. Bana bir şey yapmasından deli gibi korkuyordum.
Başımı salladım ve yaptığım yatağa oturup başımı önüme eğdim. Kıvırcık saçlarım yüzüme döküldü. Görüş alanımı kapattı.
"Korkma bir şey yapmayacağım. İlaç getirdim sana"
Başımı kaldırıp adama bakmaya başladım. Şaka mı yapıyordu? Ayağa kalktım bu sefer de. Boyu benden uzundu. Anca çenesine geliyordum. O an efe kaan ile kıyaslama gereği hissettim.
Efe kaan da uzundu ama onunla boyumuz arasında çok fark yoktu. Uzun boylu insanları sevmezdim. Gözlerini yakından göremediğim biri neye yarardı ki?
"Ben seninle evlenmeyeceğim. Bana boş yere iyi davranıyormuş gibi yapma! "
"Muş, gibi yapmıyorum zaten. İyi davranıyorum. Ve evet benimle evleneceksin"
"Asla! " dedim tükürü gibi. Adam bir adım daha yaklaşıp belimi kavradı ve kendine çekti. Elinden kurtulmak için dirensem de bırakmadı.
"Benimle evleneceksin rümeysa. Seni kurtaracak kimsen yok"
Gözlerim yeniden dolmaya başladı. Beni kurtaracak kimsem yoktu gerçekten de. Babam olsaydı böyle olmazdı.
"Şimdi gidiyorum, akşam görüşürüz"
Başımın üstüne bir öpücük bıraktı. Engel olmaya çalıştım ama olamadım. Geri çekilip kapıdan çıkıp gitti. Sinirle küçük masanın üzerindeki gaz lambasını kapıya doğru fırlattım. Yatağa oturup başımı ellerimin arasına aldım.
Kapı tekrar açıldığında bu sefer içeri yengem girdi. Sinsice sırıtıp gülümsedi gevşekçe.
"Kız adamı hemen odana almışsın. İnşallah düğünü beklersiniz"
Ben ters gözlerle yengeme bakmaya devam ettim.
"Hoşuna gitti değil mi adam? Bana bak sana dokundu mu yoksa! Evlenmeden bir şey yapmayın bak laf getirme bize"
"Saçmalama yenge. Evlenmiycem ben o adamla"
"Görücez bakalım. Düğüne kadar burda kal da aklın başına gelsin"
Kapıya ilerleyip çıktı. Ama kapı kilitlenme sesi ile ayağa kalkıp kapıya koştum hemen.
"Yenge ne yapıyorsun aç şu kapıyı. Yenge! YENGE! "
Var gücümle bağırdım ama açmadı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Çantamdaki telefonuma gelen bildirim sesiyle olduğum yerde kaldım. Benim telefonum vardı.
Efe kaanı arayıp yardım isteyebilirdim, o beni kurtarırdı.
*****
Pencerenin kenarına oturmuş, dışarıyı seyrediyordu efe kaan. Rümeysanın gittiğini görmüş, içini bir hüzün kaplamıştı. Ona karşı bir şeyler hissediyordu zaten. Ona da söyleyecekti ama artık çok geçti.
"hayırlı yaşa kardeşim" dedi aras arkadan. Yağmurda iki saat boyunca beklemişti aceba gerçekten gidecek mi diye. Gitmişti işte. Efe kaan da ıslanmanın etkisi ile üşütmüş olabilirdi.
"Hep beraber" dedi dışarı bakmaya devam ederek. Ardından telefonunun zil sesi duyuldu. Çıkarıp baktığında rümeysanın ismini görmeyi beklemiyor olacak ki şaşırmış, bir iki saniye kala kalmıştı.
"Açsana oğlum ne bakıyorsun? " dedi bu sefer de masada kitap okuyan aras.
Efe kaan kendine gelip hemen açtı ve kulağına koydu.
"A.. Alo" gözlerini sıkıca kapattı. Kekelemişti heyecandan. Hiç beklemiyordu bunun olacağını.
"Ne oldu? Neden aradın? Son kez görmek yetmedi mi? "
Aras yan gözle efe kaana bakıp önüne döndü.
"Efe kaan yardım et bana lütfen"
Sesi ağlamaklı gelen kızla olduğu yerde dikleşti.
"Tamam sakin ol, dur. Ne oldu? "
"Amcam... Amcam beni zorla biriyle evlendirecek. Lütfen yardım et, lütfen"
Artık ağlıyordu bundan emindi. Efe kaan gözlerini kapatıp yumruğunu sıktı.
Rümeysa adresi verince hemen ayağa kalktı. Aras da bir şeylerin olduğunu anlamış, ayağa kalkmıştı.
Efe kaan arası geriye doğru iterek odadan çıktı. Aras da koşarak peşinden çıktı. Koridorun karşısından gelen yiğit ve barış, sinirle gelen efe kaanı yakaladı.
"Efe noluyor? " diye sordu yiğit ama cevap alamadı.
Barış ani bir refleksle kolundan yakaladı efe kaanı.
"Noluyor oğlum? Ne ateş almış gibi gidiyorsun"
"Rümeysayı zorla evlendireceklermiş komutanım, tutmayın beni"
"Ne? Kim evlendirecekmiş" merakla bir adım daha attı yiğit.
"Amcası işte. Bu gün aldı götürdü kızı" başka bir şey söyleyemedi. Çok sinirliydi zira.
"Tamam bir sakin ol. Beraber gider alırız kızı. Tek başına bir şey yapma. Yiğit git odadan montumu getir çabuk, arabanın orda buluşalım"
Onlar aşağı inerken yiğit de odaya girdi.
"Millet olay var olay kalkın. Kız kaçırmaya gidiyoruz"
Melikeyle deniz ne diyor bu mal bakışları atarken yiğit hiç bozuntuya vermedi.
"Lan rümeysayı amcası zorla evlendiriyormuş diyorum, kaçırıcaz kalkın diyorum"
*****
bir sonraki bölümde görüşürüz oylarınızı bekliyorum.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |