35. Bölüm

34.

Ay
mylavanta_5

Yeni bölüm alarmı

oy ve yorum bırakmayı unutmayın

keyifli okumalar

*****

Herkes çok mutluydu, dün kına yapılan mekanda bu gün rümeysa ve efe kaanın düğünü vardı. Askeriyeden davet edilenler eşleri ve çocukları ile gelmişti. Çok kalabalık değildi lakin mekanın bir kısmı dolmuştu.

Toz pembe bir örtüyle kaplıydı tüm masalar. Birazdan rümeysa çıkacaktı, oyunlar oynanacak, halaylar çekilecekti. Ama ben hiç birine katılamayacaktım çünkü dün bayılmamdan dolayı buna izin vermeyeceklerdi.

"Aşkım iyi misin? "

Yanıma gelen batur ile olduğum yerden sıçradım. Elini omzuma koyarak sakinleştirdi.

"Korkma benim"

Başımı salladım.

"Boşluğuma geldi. Dalmışım, şimdi iyiyim"

"Neyin var? Dünden beri bir garipsin. Bana söylemek istediğin bir şey varsa söyle çekinecek değilsin ya"

Yutkundum. Eğer ameliyat başarılı geçmezse ölme riskim vardı. Baturla yeniden ayrılacaktık o zaman. Bunu ona nasıl söyleyebilirdim ki?

Ama bir yandan da söylemezsem daha kötü olur diye düşündüm. Ondan gizli ameliyata giderim ve çıkamam belki, o zaman daha kötü olurdu.

"Anlatırım. Hadi gel rümeysalar çıkıyor"

Elini tutup piste biraz daha yaklaştım. Rümeysa ve efe kaan alkışlar eşliğinde içeriden, piste çıktı ve dans etmeye başladılar.

"Bizde edelim mi? "

Batur'un sorduğu soru ile gülümseyip uzattığı elini tuttum. Biz piste çıkınca barış ve fulya da çıkmıştı ve bir kaç eş daha. Batura herşeyi burada söylemem gerekiyordu. Yoksa bir daha bu cesaretim olmazdı.

"Aslında sana söylemek istediğim bir şey var batur"

Gülümsedi.

"Biliyorum zaten. Ne zaman benden bir şey saklasan sürekli bir yerlere dalıyorsun. Söyle bakalım, neymiş? "

Kuruyan dudaklarımı ıslattım ve gözlerimi kaçırdım. Omuzlarında duran ellerim terliyordu. Onun eli usulca belimi okşarken yavaşça konuya girdim.

"Ben dün hastanedeyken doktor bana, size söylediğinden farklı şeyler söyledi."

Kaşları çatıldı. Yavaş yavaş yerimizde sallanmamız daha da yavaşladı.

"Ne söyledi? "

Yutkundum ve bir kez daha dudaklarımı ıslattım.

"Beynimde...beynimde tümör varmış."

Cümleler zorlukla dudaklarımdan çıkarken, gözlerim dolmasın diye üstte bir çaba sarf ediyordum. Kaşları gittikçe çatıldı ve ikimiz de olduğumuz yerde durduk. Kimse bizi görmüyordu sanki, herkesin gözü rümeysalardaydı.

"Ahsen.. " devamını getiremedi. Ne diyecekti bilmiyorum ama gözlerime bakınca cümlesi çıkmadı ağzından.

"Batur başka zaman söyleseydim cesaretim olmazdı belki ben.. Korkuyorum"

Gözümden bir yaş süzülürken, batur gözlerini sıkıca kapattı. Sakinleşmek için bir kaç saniye bekledikten sonra arkasını dönüp mekandan çıktı. Onun gitmesi ile bakışlar bize döndü. Rümeysa, fulya, özge bana bakarken özgeye yaklaştım.

"Bizim acil çıkmamız lazım, siz devam edin olur mu? "

Çantamdan çıkarttığım parayı takı töreninde takması için özgeye verip bende çıktım peşinden. Ama batur hiçbir yerde yoktu.

Arka otoparka doğru ilerledim koşar adım. Arabasını çıkmak üzereyken yakaladım.

"Dur! Bende gelicem"

"Ahsen çekil önümden"

"Hayır bende geliyorum"

Koşarak ön tarafa geçtim. Batur'un siniri elbette bana değildi biliyordum. Bunu farketmediği için kendine kızıyordu emindim.

Ama nasıl fark edecekti ki? Bayılana kadar bende etmemiştim. Doktor söylemese hâlâ da etmezdim. Hiçbir belirti yoktu. Bir anda başlamış, bir anda teşhis konmuştu.

"Batur söylemeye çalıştım ama bu gün rümeysa ve efe kaanın en mutlu günüydü bozmak istemedim. Şimdi de söylemezdim ama bir daha cesaret edemem diye... "

"Ahsen sorun bu mu sence şuan? "

Değildi. Ameliyat nasıl geçecekti bilmiyorum. Çıkacak mıydım, çıkamayacak mıydım bilmiyorum. Çok riskli bir amelyattı. Gözyaşlarım artık kendini bırakıverdi.

"Nerdeymiş bu tümör? "

Yutkundum bir kez daha.

"Beyinde"

Bana döndü bir kaç saniye, sonra tekrar önüne döndü.

"Riskli bir ameliyat o zaman"

Başımı salladım ellerimle oynarken.

"Ne zaman olacaksın? "

"Bilmiyorum. Konuşmadık doktorla"

Başka bir şey sormadı, bende bir şey söylemedim zaten. Sessiz sessiz döktüğüm gözyaşı ile araba hastanenin bahçesine giriş yaptı. Batura döndüm. Doktorla konuşmak için getirmişti beni belli.

Kapıyı açıp aşağı indim. Bana bakıp elimi elleri arasına aldı.

"Korkma ben yanındayım"

Batur'un yanında ölsem bile kabulümdü. Bu gün hava hem çok soğuk, hem çok bulanıktı. Üzerimde montum olsa da soğuktan titrememe engel olamadım.

Sıra alıp Doktor'un kapısının önüne geldik. 20 dakikalık bekleyişten sonra sıra bize geldi. İsmim anons edilince önce ben, ardımdan batur içeri girdik.

"Hoşgeldiniz ahsen hanım"

"Hoşbulduk. Biz hastalığım ile ilgili bilgi almaya geldik" dedim ayakta bekleyerek.

"Buyurun oturun lütfen"

Önünde bulunan koltuklara geçmemiz için işaret verdi. Baturla karşılıklı olacak şekilde oturduk.

"Evet ahsen hanım biran önce ameliyat olmanız gerektiğini biliyorsunuz" dedi ellerini masanın üzerinde birleştirerek.

"Evet biliyorum"

Batur hiç sesini çıkarmadan doktoru dinliyordu.

"Ne zaman isterseniz ameliyata alabiliriz. Dediğim gibi riskli bir ameliyat. Beyinde olması daha da riskli. Masada kalma şansınız var"

"Ama olmasa yine ölecek" dedi batur da sessizliğini bozup. Adam batura döndü.

"Evet öyle tabiki. Ama ameliyatla kurtulma şansı da var. %50 masada kalma, %50 kurtulma"

Haklıydı. Bir şey söylemezdim. Kötü huylu bir tümör olduğunu zaten söylemişti. Daha fazla soracak bir şey gelmiyordu aklıma.

"Peki ameliyat başarılı geçerse tekrarlama ihtimali var mı tümörün"

Batur da çok endişeli duruyordu. O da en az benim kadar korkuyordu eminim.

"Onu zaman gösterecek, kesin bir şey söylemek mümkün değil. Bazı tümörler yenilenir, bazıları yenilenmez. Bu kontrollerle anlaşılır ancak"

Konuşma bitmişti bence artık.

"Peki yarın ameliyat olmak istesem?" diye sordum. Biran önce bitsin istiyordum.

"Ben size gerekli evrakları hazırlayayım, sizde yarın geldiğinizde amelyatı gerçekleştirelim"

"Olur" diyerek başımı salladım ve ayağa kalktım. Gözüm karardı, iki adım sendelediğimde batur hemen kolumdan yakaladı.

"İyi misin? "

"İyiyim gözüm karardı sadece"

Bana destek olarak ikimizde dışarı çıktık. Derin bir nefes aldım. Yarın ameliyat olacaksam bu günü iyi değerlendirmeliydim.

"Batur"

"Efendim aşkım" gülümsedim.

"Bu gün son günüm ya" batura baktığımda kaşları çatılmıştı. Söylemek istediğim bu değildi ama ağzımdan öyle çıkmıştı. Belki de Allah söyletmişti.

"O ne biçim laf ahsen? Belki iyi geçecek ameliyat niye böyle hemen kötü düşünüyorsun? "

"Ayhh ağzımdan çıktı öyle. Neyse ameliyat olmadan önceki son günüm ya beraber bir şeyler yapalım mı? "

Rümeysanın düğünü vardı ama biz çok başka durumlardaydık şuanda.

"Hayır yapmayalım. Sen ameliyattan çıkınca yaparız ne istiyorsan"

Adımlarım durdu ve batura döndüm. Yüzüm düşmüştü bile.

"Ya çıkamazsam? Pişman olmaz mısın keşke yapsaydım diye? "

Gözleri, gözlerimde oyalandı. Usulca kapattı ve başını yere eğdi.

"Ahsen yapma. Benden gidecek gibi konuşma benimle. İyi olacaksın, inanıyorum"

"İnşallah" dedim ilerlemeye devam edip.

"Bana çilekli dondurma alır mısın? "

"Bu mevsimde? "

"Evet. Marketlerde olur, hadi alalım lütfen batuş"

Oflayarak peşimden gelmeye başladı. Arabaya geçtiğimizde arabayı markete sürdü. Belki batura söylememiştim ama biliyordum ben bu ameliyattan kurtulamayacaktım ve ölmeden önce onunla son kez vakit geçirecektim.

*****

Önce dondurma yedik, sonra bana kırmızı bir kalpli balon aldırdım, yetmedi hafif hafif yağan yağmurda beraber ıslandık. Baturla beraber atlı karıncaya bindik, dönme dolapta döndük ve korku tüneline girdik. Bu gün batur ile bol bol eğlenmiş, bol bol video ve fotoğraf çekinmiştim.

Eğer bana bir şey olursa fotoğraf ve videolarımıza bakardı. O zaman daha çok üzülürdü ama yüzümü unutmasını da istemiyordum. Benden sonra başka birini sevebilir miydi aceba?

Bu düşünce ile zorlukla yutkundum. Benden sonra hayatına devam etmeliydi. Kızlara hiçbir şey söylememiştim. Onlar ne diyecekti aceba hayatlarından sessizce gidişime?

"Hadi bakalım asker yarın görüşürüz. O hastaneden sağ sağlim çıkılacak, bu bir emirdir"

Küçük bir kahkaha attım.

"Batur ya. Senden bir şey daha isteyebilir miyim? "

"Elbette güzelim" eliyle usulca saçlarımı okşamaya başladı. Sanki onu seven bir kediydim, bende iyice ona sokuldum.

"Bu gün benimle uyur musun? "

Bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra elini çekti ve önüne döndü.

"Ahsen biz seninle daha çok uyuruz, çok eğleniriz, güleriz. Neden son gününmüş gibi davranıyorsun? "

"Belki de son günüm bunu bilemeyiz batur"

"Değil. Ben inanıyorum değil. Sen beni bırakıp gitmeye bu kadar mı heveslisin? "

"Saçmalama bununla ne alakası var?"

"Çok alakası var. "

"İyi kalmak istemiyorsan kalma. Bana bağırmana gerek yoktu"

Arabadan inip kapıyı kapattım. Eve doğru hızlı adımlar atarak apartmana girdim. Üç kat merdiven çıktıktan sonra kapıyı çaldım. Özge açtı.

"Hoş geldin ahsen iyi misin? Apar topar çıktınız düğünden herkes sizi merak etti"

"İyiyim bir şey yok. Düğün nasıldı"

Salona geçip fulyanın yanına oturdum.

"Çok güzeldi keşke gitmeseydin. Ne oldu da çıkıp gittiniz ikiniz birden? "

Bir nefes alıp verdim.

"Baturla bir işimiz vardı. "

"Ne işiymiş o kız" dedi fulya omzuma vurarak hadi hadi der gibi.

"İş işte boşver. " dedim elindeki mısır kasesinden biraz mısır alarak. Çalan kapıyla özge tekrar yerinden kalktı.

"Kimki bu şimdi? "

Kim olduğunu düşünmeye gerek yoktu bence. Baturdu. Kapı açılınca içeri girip salona geldi. Fulya;

"Batur hoşgeldin. Bir sorun mu var? " diye sordu. Batur bana bakmaya başladı.

"Kızlar biliyor mu? "

Gözlerim kocaman oldu. Kızlar hastalığımı bilmiyordu ve batur ulu orta sormuştu bunu.

"Neyi" dedi özge de bana bakarak. Olayı toparlamak için hemen atıldım.

"Batur'un bu gün burada kalacağını"

Çok güzel toparlamıştım. Yalan değildi aslında. Buraya geldiyse burada kalacaktı. Batur gözlerini çekti tahmin etmiştim bakışları ile.

"Neden? " dedi fulya da.

"Şey... Askeriyeden kovmuşlar bunu ceza olsun diye, o da bir günlük kalacak yer arıyordu o yüzden burda kalacak"

Ölecektim hâlâ günah işliyor, yalan söylüyordum. Hey allahım sen yardım et.

"Otel yok mu burda? Orda niye kalmadın? "

"Sanane özge? Keyfimin kahyası mısın? " dedi elini beline atarak. Özge duyduğu şeyle şok oldu.

"Aman banane bee nerde kalırsan kal deli mi ne? "

Baturu kolundan tutup benim odaya sürükledim.

"Hadi bizde yatalım artık"

"Hop hoppp dur nereye?" dedi fulya bağırarak.

"Aynı odada kalamazsınız! "

Son kez baturla uyumak istiyordum o yüzden batura, sen git ben geliyorum bakışı attım. O giderken fulyanın yanına geldim.

"Fulya bir şey yapmıycaz merak etme. Lütfen izin ver, bu gece onunla kalayım"

Masum çıkan sesimle ikisi de bana baka kaldı. Ardından sessizce odama ilerledim, kimse de bir şey demedi bir daha.

Odaya girdiğimde yatağımın yanındaki sandalyeye oturmuş etrafa bakıyordu.

"Hani kalmayacaktın"

"Senin tribinle uğraşmayayım diye geldim"

Kaşlarımı çattım.

"Ne varmış benim tribimde? Sevgilim değil misin? Çekeceksin tabi" ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Çekicem aşkım. Hadi gel uyuyalım, benim çok uykum geldi. "

"Üzerimi değiştirip geliyorum"

Dolaptan aldığım kıyafetleri banyoya gidip giydim ve Batur'un yanına geldim. İkimiz de yorganın altına girip uzandık. Ben onun göğsüne yatarken o da saçlarımı öpüyor, kokluyordu.

"Batuş"

"Bitanem"

"Bana bir şey olsa, başkasını sever misin? Çok sonra ama"

"Saçmalama ahsen. Sus da uyu"

Gülümsedim. Bu onun dilinde hayır demekti. Kocaman esnedim ve yavaşça gözlerimi kapattım.

Bir saat sonra gözlerim aralandı. Batur yanımda mışıl mışıl uyurken onu uyandırmamak için yavaşça yanından kalktım ve masamın başına geçtim.

Ajandamdan bir yaprak kopartıp kalemi elime aldım ve batura bir mektup yazmaya başladım. Eğer bana bir şey olmazsa yırtar atardı, olursa açar okurdu.

Mektubum bittikten sonra elime telefonu alıp Batur'un yanına uzandım ve bir kaç tane de fotoğraf çektim. Bu da hatıra kalsındı. Biraz da baturu izleyip tekrar uykuya daldım.

*****

Sabah erkenden kızlar uyanmadan kalkıp çıktık. Erken gidecektik çünkü testler yapılacaktı ve onların sonucu çıkar çıkmaz ameliyata alınacaktım.

Hastaneye geldiğimizde saat daha yediydi. Gelen çalışanlar kan aldı, film çekti ve bir kaç teste daha tabi tuttu beni. Bir, iki saate de sonuçlar çıktı. Çok gergindim. Batur bir şeyler yemem için bana tost ve çay getirdi. Bu bir kaç saat içinde onları da yedik hemen.

Doktorumuz geldiğinde beni odaya alıp giydirdiler. Saçıma bone, üstüne de hasta önlüğü takıldıktan sonra sedyeye uzandım ve hemşireler beni sürükleyerek dışarı çıkardı.

Kapının önünde duran batur beni gördüğünde hemen yanıma gelip elimi tuttu.

"Korkma, buradan çıktığında yanında olacağım"

Gülümsemeye çalıştım ve başımı salladım. Amelyathanenin önüne geldiğimizde ellerimiz ayrıldı ve kapı ardımızdan kapandı.

Beni diğer sedyeye geçirip bir hemşire narkozumu verdi. Başlıyorduk işte. Ya kurtulacaktım, yada bu masada kalacaktım. Narkozun etkisi ile gözlerim yavaş yavaş kapanırken hayalimdeki son yüz annemin yüzüydü.

*****

Bölüm sonu

sizce kızımıza ne olur?

görüşlerinizi bekliyorum

bir sonraki bölüm final bölümü olacak haberiniz ola

oy ve yorum bırakmayı unutmayın. Hoşçakalın

 

Bölüm : 22.12.2024 13:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...