
OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM
Evet canlarım kitabımızı burada noktalıyoruz neden?
nedeni şu ki kitap 3.086 kez okundu ama oy sayısı 181
yeterince ilgi görmedi. Hayalet okurlara çok kızıyorum çünkü oy vermeyip, yorum yapmayıp, bölüm bekliyorlar
sizden destek göremediğim zaman yazmaya hevesim kalmıyor.
gizli aşk kitabımda o kadar destek aldım ki 10. Bölümde final yapacakken 40 bölüme kadar ilerledim.
yani anlayacağınız kitabın ilerlemesi size bağlıydı. Neyse çok uzatmadan başlayalım. Keyifli okumalar.
*****
(dinlemek isterseniz duygusal bir müzik açabilirsiniz. Ben derinlerde açtım)
Heryer bembeyazdı. Kendi üzerime baktığımda beyaz, tüllü bir elbise giymiştim. Nereye gideceğimi bilemez bir şekilde bir iki adım attım.
"Ahsen" diyordu birisi. Sağıma soluma baktım bir süre ama kimse yoktu. Sonra hafif bir rüzgar usulca saçlarımı okşamaya başladı. Karşıdan bana doğru gelen bir silüet vardı. Biraz daha ilerlediğimde bu kişinin annem olduğunu gördüm.
"Anne"
gözlerim dolmaya başladı. Onu çok özlemiştim. Anneme doğru koştum. Elbisemin tülleri ve saçlarım esen hafif rüzgarla savruluyordu. Birden önümde bir beden daha belirdi. Batur.
"Ahsen nereye? "
yüzünde yorgun bir ifade vardı. Sanki hiç uyumamış, büyük bir yük sırtına yüklenmiş gibi. Dolan gözlerimi aldırmadan yüzüne bakmaya devam ettim
"kızım hadi gel"
Batur'un arkasında duran anneme döndü bakışlarım. Ellerini uzatmış, beni bekliyordu. Batur'un yanından geçip ilerlemeye devam ettim. Durdurmadı beni, engel de olmadı. Sadece arkamdan seslendi.
"Ahsen gitme lütfen "
Sesler uğultulu geliyordu, hiçbir şeyi anlamıyordum.
"Hastayı kaybediyoruz"
Anneme doğru bir adım daha attım ama arkamdan bana seslenen Batur'un sesi çığlıklara dönmüştü artık. Gitme diye bana sayısız defa bağırıyordu. Arkamı dönüp baktığımda dizlerinin üzerine çökmüş, ağlamaya başlamıştı.
O an benimde gözümden bir yaş süzülüp yere düştü. Önüme döndüm ve annemin bana uzattığı eli sıkıca kavradım.
"Anne seni çok özledim"
"Bende kızım"
"Anne batur da bizimle gelebilir mi? "
Bana döndü bakışları ama ilerlemeye devam ettik.
"Hayır o bizimle gelemez. Baksana gitmiş"
Arkama baktığımda baturu göremedim. Gitmişti, seni hiç bırakmayacağım diyen adam beni bırakmıştı. Önüme döndüm artık geri dönemezdim.
"Ölüm saati 11.50"
*****
5 yıl sonra
Nefes almak mecburi bir ihtiyaçtır, ben gerçekten nefes almayı 5 yıl önce unutmuştum. Sadece mecbur kaldığım için nefes alıyordum. O hastanede Doktor'un çıkıp da "hastayı kaybettik, başınız sağolsun " dediği an benim için herşey bitmişti.
Ne yapacağımı bilemez bir şekilde hastanenin bahçesine çıkıp avazım çıktığı kadar çığlık atıp saatlerce ağlamıştım ama ahsen geri dönmemişti. Barışı arayıp gelmesini söylediğimde ise herkes herşeyi öğrenmişti.
Fulya, özge hatta rümeysa bile bana çok kızgındı. Onlardan sakladık diye herkes çok kızgındı bana. Bir hafta sonra tayinimi başka yere alarak ayrıldım oradan. Onların suçlamaları ve bana bakışları beni daha çok üzüyordu. Ahsenin bu zor zamanında yanında olamamış olmaları çok üzücüydü ama olması gereken buydu.
Durduğum kapı önünde bekledim beş dakika boyunca. Beni gördüklerine pek sevinmeyeceklerdi. Benim gitmem üzerine tim dağılmıştı. Burada kalan sadece barış ve denizdi. Efe kaan atama ile başka yere gitmiş, rütbesi yükselmişti.
Yiğit başka bir time verilmiş, aras evlenmiş ve o da gitmişti. Melike o bile başka yere atanmıştı. Timim, benim yüzümden darma duman olmuştu
Herşeyin sorumlusu bendim. Onları kendime düşman etmiştim. Derin bir nefes alıp kapının önüne geldim ve yumruk yaptığım elimi kapıya vurarak çaldım.
Bir kaç dakika sonra kapı açıldı ve fulya göründü. Gülen yüzü beni görünce soldu. Gözleri anında dolmaya başladı. Suçlulukla başımı yere eğdim.
"Ne işin var burda? "
"Fulya ben herşey için özür dilemeye geldim"
Arkadan bize doğru barış geldi. Barışla fulya bir yıl önce evlenmişlerdi. Haberim vardı hepsinden, onlardan ayrılsam bile ne yaptıklarını öğrenmekten geri kalmadım.
"Ne özürü ya? Sen ne özüründen bahsediyorsun? "
"Fulya tamam bir konuşalım" dedi barış fulyayı omuzlarından tutarak.
"Ne konuşucaz barış Allah aşkına? Ahsenin nasıl öldüğünü mü? Bize söylemeden nasıl ameliyata gidip haber vermediklerini mi? Ahseni son kez göremediğimizi mi yoksa zor zamanında yanında olamadığımızı mı hangisini konuşacağız? "
Gözleri dolmuş, ağlamaya başlamıştı artık. Ne dese haklıydı. Bende olsam, bende çok üzülürdüm. Onu son kez yatmadan önce görmüşlerdi. Sabah uyandıklarında zaten ahsen ameliyattaydı.
"Haklısın" diyebildim sadece. Başka ne diyecektim ki?
"Haklı olmak yetmiyor! Biz ahseni kaybettik. Sen bırakıp gittin, rümeysa gitti. Özge gitti. Benim hayatım mahfoldu. Kardeşim dediğim insanları kaybettim ben SENİN YÜZÜNDEN! "
En sonunda sinirle ellerini göğsüme koyarak beni geri ittirdi. Engel olmadım. Çok haklıydı. Efe kaan atanınca rümeysa da onunla gitmek zorunda kalmıştı. Özge ahsenle anıların dolu olduğu evde kalmak istememiş, o da gitmişti.
Deniz, kalbinde özgenin aşkı ile kala kalmıştı. Hepsinin sorumlusu bendim yine.
"Defol burdan. Gelme bir daha da. Ahsen ölünce nasıl gittiysen yine git, Defol! "
Suratıma kapanan kapıyla olduğum yerde irkildim. Beni hemen affetmesini beklemiyordum elbette. Adımlarımı geri geri atıp orayı terkettim. Gideceğim bir diğer yer ise ahsenin yanıydı.
Arabama binip oradan uzaklaştım. Bazı şeyleri değiştire bilseydim eğer o geceyi değiştirmek isterdim. Öğrendiğim ilk an onlarla da paylaşırdım. Son günlerini bilinçli bir şekilde geçirirlerdi en azından.
Ben geçirmiştim. Yaptığım bencillikti ama ben sadece kendimi düşünmüş, ahsenin son gününü yanında geçirmiştim ama onlar bundan mahrum kalmıştı.
Geldiğim mezarlığa girip ahsenin mezarını buldum. Üzerindeki çiçekler solmuş, kurumuştu. Suyu döküp şişesini kenara bıraktım.
"Ahsenim, çocukluk aşkım ben geldim. "
Başımı eğdim ve derin bir nefes aldım.
"Sende kızıyor musun bana gittim diye? "
Cevap gelmedi. Artık gelemezdi. İpek gibi saçları, bıcır bıcır sesi ve o sevinç dolu gözleri yoktu artık. Gülerek bakan, her zaman başını belaya sokan ama hep kurtarılmayı bekleyen o kız yoktu.
"Seni çok özledim. İnan bana çok zormuş"
Gözlerimden bir yaş süzülüp mezarındaki toprağa düştü.
"Keşke senin yerine ben ölseydim, belki sen dayanırdın. Çünkü ben gerçekten dayanamıyorum"
Aldığım nefes sanki ciğerlerime ulaşmıyordu.
"İnsanın sevdiğini, canını kaybetmesi çok zormuş, sen gidince anladım. Ben seni bırakmamak için söz verdim ama bu sefer de sen beni bıraktın. Şimdi yanımda olsan, bana yine batuş diye seslensen son kez. "
Bir yaş daha süzüldü. İçimde bir acı, bir fırtına vardı. Ne sönüyor, ne diniyordu.
"Sen benim hayatımın merkeziydin, bak sen gittin, ben dağıldım. Önceden yaptığım her işten zevk alırken artık hiçbir iş zevk vermiyor. Her işimi hevesle yapardım senin yanına gelmek için ama artık gideceğim bir evim yok"
"Sen benim evimdin ahsen, sen gittin ben evimin yolunu kaybettim"
Bir kuş kanat çırpıp ahsenin mezar taşına kondu. Beyaz, tertemiz bir kuştu. Tıpkı ahsen gibi.
Elimi kaldırıp uzanmaya çalıştım ama kaçar diye geri indirdim. Sanki ahsen yanıma gelmişti, beni dinliyordu.
"Ahsen ben seni çok seviyordum, hâlâ da seviyorum. Sonsuza kadar da sevicem. Bu dünyada olmadı ama belki başka bir evrende yine buluşmak dileğiyle, hoşçakal"
Ayağa kalkıp usulca ayrıldım oradan. Ben kalkınca kuş da kanatlanıp uçtu ve gözden kayboldu. İçim yanıyordu. Geç bulmuş, erken kaybetmiştim onu. Hayallerimiz vardı bizim.
Evlenecektik biz, ben onun babası gibi olmayacak, kızıma çok iyi bakacaktım. Hem ahsene, hem kızıma aşık bir adam olacaktım ama başaramadım, başaramadık.
Mezarlığın çıkışında barış beni bekliyordu. Usulca yanına yaklaştım. Anlaşılan benimle konuşacak çok şeyi vardı. Arabaya binip barışın da binmesini bekledim. Beklemeden bindi o da.
"Nerden bildin buraya geleceğimi? "
"Bilirim"
İkimiz de önümüzde bakıyorduk. Şimdi nereye gideceğimi bilmiyordum. Yolunu kaybetmiş bir adam gibiydim. Ne evim vardı, ne gidecek bir yerim.
"Aradan 5 yıl geçti"
"Yani? "
"Yani hayatı kendine zindan etme batur. Olan oldu senin suçun değildi"
Derin bir nefes aldım.
"Barış in şu arabadan siktir git"
"Yalan mı? Ahsenin hasta olduğunu öğrendin, eee elinden bir şey geldi mi? Onu iyileştire bildin mi? Fulya sana kızıyor çünkü ondan sakladın. Tamam tek hatan bu peki ahsenin hasta olması, ölmesi senin hatan mı?"
Yutkundum. Evet benim elimden bir şey gelmiyordu ama dağılmamızın tek sebebi yine bendim.
"Benim yüzümden dağıldık"
"Saçmalama. Eninde sonunda dağılacaktık zaten. Askeriz biz oğlum. Ömrümüzün sonuna kadar beraber mi yaşayacaktık"
Bilmiyordum. Belki de bu süreyi erkene almıştım. Başımı ellerim arasına alıp saçlarımı karıştırdım. Ne düşüneceğimi, nereye gideceğimi bilmiyordum.
"Ne istiyorsun barış? "
Bu kadar konuşmanın arkasına mutlaka bir şey geveleyecekti belli ki.
"Evlen batur. Başka biriyle bir yuva kur, unut ahseni"
Şokla barışa döndüm. Ağzından çıkanı kulağı duymuyordu sanırım.
"Siktir git ya"
Arabadan inip hızlı adımlarla ilerledim. Ama yola çıkıp yürümeye devam ettim. Çok sinirliydim, içim yanıyordu ve en yakın arkadaşım dediğim adam başkası ile evlen onu unut diyordu.
Ölürdüm ama ahsenin üstüne böyle bir şey yapmazdım, onu unutamazdım. Araba yanıma gelip durdu.
"Batur beni bi dinle, ahsen sana bir mektup bırakmış, fulya odasını toplarken bulmuş al, oku bi"
Adımlarım anında durdu. Barışa döndüm. Elinde tuttuğu mektubu bana uzatıyordu. Hırsla alıp açmaya başladım. Zaten daha önce açılmış, okunmuştu.
Sevgilim, bu mektubu okuyorsan muhtemelen ölmüşümdür. Ama üzülme olur mu güvendeyim, annemin yanındayım. Seni bırakmak istemezdim ama benim de elimden bir şey gelmiyor. Senin için direneceğim ama gücüm yetmezse kızma bana olur mu? Seni sevmekten hiçbir zaman vazgeçmiycem. Biliyorum sende vazgeçmezsin. Ama hayatına devam etmek zorundasın. Sana beni unut demek çok zor, ben olsam seni asla unutmazdım. Sen beni unut, üzülmemek için, yaşamak için, mutlu olmak için beni unut. Sen mutlu olursan, ben başka ne isterim ki? Seni seviyorum. Kendine iyi bak
Ahsen
Gözlerimden süzülen bir yaş daha yerle buluştu. O da benden onu unutmamı istiyordu. Açıkça bana kalbini sök, öyle devam et diyorlardı. Kalp olmazsa bir insan nasıl yaşardı ki?
Bir sis bulutu gibi ellerimden kayıp gitmişti, tutamamıştım onu. Şimdi onu unutmak hayatımdaki en büyük suç olurdu benim için. Böyle bir şeyi ölsem yapamazdım. Ben asla ahseni unutamazdım.
*****
Bir kitabı daha bitirdik.
hepinize teşekkür ederim. Beni desteklemeyenler olduğu kadar destekleyenler de oldu.
Destekleyen herkese çok çok teşekkür ederim Kendinize iyi bakın ve elinizdekinin kıymetini hep bilin.
Bazı şeyler kaybedilince kıymetli oluyor çünkü 🥹
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |