Kadın Oyuncu?

Asansör maceramızın üzerinden iki hafta geçmişti. Bugün yine ofiae doğru yola çıktığımda aklıma o gün geldi. İki haftadır olduğu gibi.

En son iki hafta önce görmüştüm onu. Arabadan inip ofise adımladığım vakit, tam arkamda duran arabaya başımı çevirdim.

Aklımda olanı, arkama getirmiş olmalıydı Allah ki, arabadan Sıla indi. Ahmet de arabadaydı. Sıla yanıma gelirken, Ahmet'le göz göze gelmiştik. Uzun uzun bana baktıktan sonra gülümseyip göz kırptı ve arabayı park etmek için yanımızdan ayrıldı.

"Naber?" diyerek yanıma gelen Sıla'ya döndüm. "İyiyim canım, sen?" dediğimde gülümsedi. "İyiyim bende." sıkıca sarıldıktan sonra ağır ağır adımlamaya başladık tekrar.

"Abimle konuştunuz mu hiç? O günden sonra?" diye sordu sesindeki merakı gizlemeden. "Evet, o gece iyi olup olmadığımı sordu." diye dürüstçe cevap verdim ben de.

Memnunca gülümsedi. Dedim ya barışmamızı bekliyordu o da.

"İyi iyi, güzel şeyler bunlar." dediğinde sırıttım ben de. İçeri geçtiğimizde ofistekilerle selamlaştık.

Ben kahve yapmak için mutfağa geçtiğimde arkamdan birinin geldiğini fark etmiştim.

Bardağımu almak için hamle yaptığımda, kupayı başka bir el sardı.

"Hmm, americano mu? Severim. Bana yaptın sanırım?" Ahmet kahvemden bir yudum alırken, ben sırıtmakla kaş çatmak arasındaki yüz ifademle ona bakıyordum.

"Çok komik görünüyorsun şu an." dediğinde kahkaha atamadan edemedim. O da seslice güldüğünde kapıda beliren Yiğit'e çevirdim bakışlarımı. "Allah muhabbetinizi arttırsın gençler." dediğinde gülümseyerek bakışlarımı ondan tekrar Ahmet'e çevirdim.

"Ya kahvemi ver ya da bana yenisini yap." dediğimde gülümseyerek kahvemi uzattı. "Tamam ağlama al." uzattığı kahvemi alıp içerken hala bana bakıyordu. Sevgiliyken bu kadar izlememiştir bu beni.

"Tiksinmedin?" dediğinde anlamsız bakışlarla yüzüne baktım.

"Neyden?" dediğimde anlam verememiştim.

"Benden." dediğinde, hala anlam verememiştim.

"Anlamadım neyinden tiksinmem gerekiyordu?"

"Ben de içtim o kahveden?"

"Sen benim, senin içtiğin bardaktan tiksindiğimi nerede gördün?" dediğimde kocaman bir sırıtış daha eklendi yüzüne.

Başını salladığında ben bir yudum daha alıp mutfaktan çıktım. Ofiste birkaç çekim, toplantı ve işbirliği için gelen ürünlere bakmam lazımdı, hepsini sıraya koyup, işlerimi hallederken, her hareketimde beni takip eden birini hissediyordum.

Son reklamı da çektiğimde editlenmesi için göndermiştim. Üç saattir dinlenmeden çalıştığım için yorulduğumu hissettim. Koltuğa oturup telefonu elime aldığımda Sıla, "Ay bittim." diyerek kendini yanıma attı. Gülerek ona baktığımda ben de aynı durumdaydım.

"Valla bende bittim." dedim.

Biz sakin sakin TikTok kaydırırken, Ahmet de toplantıdan çıkmıştı.

Üzerine ne giydiğini süzme fırsatım yeni olmuştu. Lacivert bir kazak, koyu gri bir pantolon, lacivert-siyah ayakkabı.

Tam üstüne göre olduğu için olduğundan da yakışıklı duruyordu.

Bir iş görüşmesinden çıkıyorlardı Sena'yla. Ve iş görüşmesine gelenlerden bir kadındı. Şu an Ahmet'e hayranlıkla bakan bir kadındı.

Ahmet cümlesini bitirdiğinde, gülerek elini Ahmet'in koluna atmıştı. Ahmet'in bakışları koluna oradan da bize döndüğünde göz göze geldik. İstemsiz kaşlarım çatılmıştı. İstesem de ifademi düzeltemiyordum.

Ahmet durumu fark ettiğinde, kendini geri çekerek kadının toynaklarından kurtulmuştu. Sakince derin bir nefes çektiğimde Sıla yanımda kıkırdıyordu.

"Kadının üstüne atlayacakmış gibi bakma, önemli müşteriler onlar." dediğinde "Başlarım müşterisine. Görmüyor musun? Kur yapıyor resmen." dedim. Sıla tekrar gülerken, ben hala göz hapsinden ayırmamıştım onları.

"Ah tabi, bir kadın oyuncu da lazım olacaktır illa. Siz bulabilir misiniz, yoksa biz mi ayarlayalım?" diye sordu bu sefer kadın. Ahmet'in bakışları bizden yana dönerken, "Biz ayarlarız." demişti. Kapıya doğru ilerledikleri için, sesleri daha da netti.

Kadın oyuncu derken?

Neyse.