

Uzun bir aradan sonra merhaba, yoğun bir haftaydı. Bahar gibi bende hiçbir şeyimi ertelemek istemesemde bir tek buraya vaktim kalmadı…
Desteklerinizi bekler, keyifli okumalar dilerim.
1 GÜN SONRA,
YAZAR ANLATIMIYLA
Gün, ince bir aydınlıkla ufuktan kendini gösterirken, sabahın sert rüzgarı Bahar’ın tenine işlemişti. Hava, taze bir başlangıcın vadettiği umutla doluydu; sanki her şey mümkünmüş gibi…
İstanbul henüz gün aymadan kapılmıştı telaşa, gökyüzü gececeden arta kalan son yıldızlarıyla vedalaşırken Bahar’ın dudaklarına ufak bir tebessüm yerleşti.
Çünkü bugün farklıydı.
Dün zorda olsa eve geçmiş duşunu almıştı. Yenilenmiş üzerindeki umutsuzluğu, gerginliği ve tüm telaşı atmıştı.
Çünkü dün Bahar ameliyathaneden çıktıktan sadece dakikalar sonra Arhan uyanmıştı.
Kimse yanına giremese de iyi olduğunu bilen duyan herkesin içi rahatlamıştı.
Bahar henüz hava aydınlanmadan hastaneye girdiğinde, zaman ağır aksak ilerliyor gibi gelse de kalbi her geçen dakikada daha da hızlı çarpıyordu.
Günler sonra sevdiğini görecek olmanın heyecanı iliklerine işlemişti. Kafasındaki düşünceler tek bir anda toplanmıştı: O an.
Onunla göz göze geleceği, sesini duyacağı ve özlemle dolup taşan yüreğinin huzura kavuşacağı an.
Koridorda birkaç hemşire telaşla koşuşurken, tanıdık hiçbir yüz yoktu.
Krem rengi kapının önüne geldiği an, elini kapı koluna attı. Gözleri yavaşça kapanırken ruhu alabildiğine genişti. Bugün bir başlangıçtan fazlasıydı; özlemin bittiği, sevgiyi yeniden iliklerine kadar hissettiği, hayata bir kez daha dört elle sarılacağı o gündü.
Kapı kolunu yavaşça indirirken, aralanan kapıyla içerideki yoğun konuşma sesleri kulaklarına ulaştı.
Ela, hem ağlıyor hemde Allah’a şükür ediyordu. Elini oğlunun karışmış saçlarında dolandırırken, diğer eliyle yanaklarındaki yaşları siliyordu.
Begüm, kulağına yasladığı telefonda hararetle bir şeyler anlatıyordu. Herkesin gözlerindeki hüzün kendini umudun ışıltılarına bırakmıştı.
Serter, oğlunun omzuna elini yaslamış öylece oğlunun yüzünü izliyordu.
Leyla, çocuklarından bir gün olsun ayırmadığı manevi oğlunu gözleri dolu dolu izliyordu.
Odada başka kimse yoktu.
Bahar içeriye adımını attığı an, tüm bakışlar ona döndü. O ise gözlerini bir kişiye kenetlemişti.
Arhan’a.
Arhan Bahar’ı karşısında gördüğü an, dudaklarına hafif bir tebessüm yayıldı. Yatakta hafifçe doğrulurken, Bahar yavaş adımlarla sevdiceğinin yanına yanaştı.
Sedyede yatan Arhan düne göre çok iyi gözüküyordu.
Fakat bedenine bağlı kablolar üzerindeki hastane önlüğü ile o an Bahar’ın gözüne pekte iyi gelmiyordu.
Onu böyle görmek ne kadar istemese de canını yakıyordu.
Üzerinde hastane örtüsü değilde, annesinin getirmiş olduğu bebek mavisi kalın bir battaniye.
Arhan o an Bahar’ın gözüne bir bebek gibi gözüküverdi.
Yeniden doğmuş bir bebek.
Kocaman gülümsedi Bahar. Sedyenin kenarına kalçasını yasladığında, Serter’in işaretiyle odadaki herkes yavaşça çıktı odadan.
Bahar yavaşça elini kaldırdı. Sevgilisinin hafif çiziklerle dolu yanağına yasladı avucunu.
Arhan bu anı bekliyormuşcasına yanağını sıcacık ele yasladı. Gözleri hafif kapandı.
”İyi misin?”
“Sen geldin ya, şimdi iyiyim…” Bahar sorusuna aldığı yanıtla, gözlerine dolan yaşları geri itekledi.
Burnunu çektiğinde, Arhan kaşlarını çattı ve gözlerini araladı. Elini kaldırıp Bahar’ın yanağındaki elini avucuna aldı.
”Ağlama, sabahtan beri başımda herkes ağlıyor. Ben iyiyim, gerçekten.” Diyerek Bahar’ın avucuna uzunca öpücük kondurdu.
”Çok korktum,”
Bir anda Arhan’ın bedenine kollarını doladığında, Arhan dişlerini sıkarak kollarını sevdiği kadına doladı.
Dikişleri sızlasa da hiçbir şey Bahar’a dokunmasına engel değildi.
Bahar, Arhan’ın kolları arasında teninin kokusunda, o an bir şeyler için tekrardan emin oldu.
Yavaşça Arhan’ın kollarından ayrılırken, alnını onun alnına yasladı.
“Arhan,”
Arhan boğazından bir mırıltıyla onaylarken, Bahar ellerini Arhan’ın yanaklarına yasladı.
Yavaşça dudaklarına dudaklarına bastıtırken, bu masum öpüşün özlemini ikisi de memnuniyetle karşıladı.
Bahar, Arhan’ın gözlerine bakma ihtiyacıyla dudaklarından ayrılırken, bakışlarını onun kahvelerine sabitledi.
“Şimdi söyleyeceklerim bu yolun sonunda zaten yaşayacak olduğumuz bir şey, fakat belki de bu kadar erken olmasını istemeyeceksin… bunu olgunlukla karşılarım ama—“ Bahar’ın soluksuz konuşmasını, dudaklarına kapanan sıcak dudaklar böldü.
Ayrıldıklarında, “uzatmana gerek yok güzelim. Bana söyleyeceklerini tartma, direkt söyle…” dedi Arhan.
Bahar umutla gülümsedi.
”Sen, biz bu haldeyken çok düşündüm. Hayat, yaşayacaklarımız ve ertelediklerimiz için çok kısa…”
Boğazını temizledi. Büyük bir dikkatle onu izleyen ve destek olmak istercesine ellerini tutan sevgilisine aşkla bakarken, “ben artık hiçbir şey için ‘sonra yaparız, sonra söyleriz, sonra alırız’ gibi şeyler söylemek istemiyorum. Kısaca hiçbir şeyi ertelemek istemiyorum.” Bakışlarını kenetlenmiş ellerine indirdi.
”Arhan Kaner benimle ne kadar süreceğini bilmediğimiz bir ömrü beraber geçirmek ister misin?
Benimle evlenir misin?”
BÖLÜM SONU.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 40.51k Okunma |
2.15k Oy |
0 Takip |
32 Bölümlü Kitap |