20. Bölüm
naz / LAHZA / Bölüm:19 “İçimdeki His”

Bölüm:19 “İçimdeki His”

naz
nazaydin

VEEE BEKLENEN BÖLÜM!
YARIYIL TATİLİNE GİRDİĞİMİZE GÖRE BÖLÜMLER GELMEYE BAŞLASIN O ZAMAN, TAKİPTE KAL!🫵🫵🫵🫵 BOMBA BÖLÜMLER GELİYOR, KAOS KOKUSU ALIYORUM! ;)

 

***Arkadaşlar haftalardır etkileşimlerimiz oldukça kötü, bu satırın yorumuna her okuyan bir cümle, kelime veya kalp bırakabilir mi?🫶

 

 

(Bölüm fotoğrafı, Bahar Ece’nin kombini.)

 

Günlerdir canımı sıkan birçok olayın ardından yepyeni bir güne uyanmıştım. Kar yağışı etkisini yitirmiş, ardında minik göletler bırakmıştı.

Topuklu botlarımla her adımımda minik bir yağmur göletine basıyor ve bundan oldukça rahatsız oluyordum.

Bugün içimde değişik, anlamlandıramadığım hisler vardı.

İzmir’de yağmurlu havalarda asla dışarı çıkmaz, birkaç güne tekrar kuru soğuklarla kış ayımız olan Ocak ayını bitirir ve şubatta sonbahara geçerdik.

Ankara’da okuduğum yıllarda bile bu duruma alışmakta zorluk çekmiştim. Oldum olası yağmurlu ve kasvetli havaları sevmezdim.

Arhan henüz ben uyanmadan işe gitmişti. Bende uyanır uyanmaz, dün sözleştiğimiz gibi buradaki tek arkadaşım Seçil ve onun birkaç arkadaşıyla kahvaltı edecektim.

Mekana geldiğimde, oldukça bohem tarzda, nezih bir aile mekanı olduğunu ilk bakışta anlamıştım.

Kapıdaki görevliye kabanımı verdikten sonra el çantamın kulpuna sıkı sıkıya sarılıp yavaş adımlarla Seçil ve iki kadının daha olduğu masaya adımladım.

“Ah Ece! Hoşgeldin!” Seçil ayağa kalktı ve omuzlarımdan tutarak yanaklarımı hafifçe öptü.

Tatlı parfümünün kokusu yüzümü buruşturmama sebep olurken, “Hoşbuldum Seçil.” Diyerek Seçil’in yanındaki boş sandalyeye oturdum.

Karşımdaki biri sarışın, diğeri esmer iki kadın gülümseyerek bana bakıyorlardı. “Merhabalar… Bahar Ece,” diyerek kendimi tanıttığımda karşımdaki sarışın kadın samimi bir şekilde elini uzattı.

Elini sıkarken, “merhaba, Pelin.” Diyerek o da kendini tanıtırken, esmer olanda hafif eğilerek elini uzattı.

“Aslıhan.”

 

***
 

 

Tanışma faslımız bitmiş, hepimizde kahvaltılarımızın son lokmalarındaydık. Pelin, “ben birazdan kalkarım Lina’yı okuldan alıp bale kursuna götüreceğim kızlar,” dedi.

Pelin sekiz senelik evliymiş, 32 yaşında olduğunu duyduğumda şok olmuştum çünkü yaşını asla göstermiyordu.

Altı yaşında bir kızı varmış.

Aksine Aslıhan’ı ondan daha büyük sanarken, Aslıhan benden bir yaş büyükmüş. 27 yaşındaymış. İki buçuk yaşında bir kızı varmış şimdiyse oğluna yedi aylık hamileymiş.

“Bende kalkarım Asya’yı Berkan’la bıraktım fazla gerginim!” Diyen Aslıhan’la masada gülüşmeler oldu.

“Siz kaç aylık evlisiniz Ece?” Pelin’in sorusuyla gülümsedim.

“Beşinci ayımız bitti,”

“Desene cicim ayları bitmiş bile!”

Kahkahalarıyla gülüşüm soldu.

“Neden böyle düşünüyorsunuz ki? İlla cicim aylarında iyi olup sonrasında kötü mü olacağız?” Şu ‘cicim ayları’ söylemini hiç sevmiyordum.

Seçil, “öyle demek istemediler Ece. Her evlilikte bir yere kadar sabrediyor insanlar, doğruya doğru şimdi bir ilişkiye başladığında da bir yere kadar aman soğumasın, aman kıskanmasın diye diye alttan alınıyor yani. Yoksa iki insan birbirini sevdikten sonra ha altı ay! Ha altı yıl arkadaşım…”

Moralim bozulmuştu. Şimdi biz Arhan’la kavga mı edecektik? Ne alakaydı?

Pelin çantasını toparlamaya başladığında, “ben kalkayım artık. Tanıştığımıza çok memnun oldum. Eşinle yemeğe de bekleriz, irtibatı kesmeyelim…” derken Aslıhan’da sandalyesini geri çekti.

“Bende kalkayım, trafik yoğunlaşmadan eve geçeyim yoksa yine Berkan gelecek arabayı kullanmaya!” Diyerek ayaklandı.

Ben ve Seçil’de toparlandığımızda, hep beraber vedalaştık ve hesapları ödeyip mekandan çıktık.

Bende arabama ilerlerken, şemsiyemi açtım ve çalmaya başlayan telefonumla elimi kabanımın cebine attım.

Ekranda yazan, “sevgilim❤️” yazısıyla ağzım kulaklarıma varıncaya kadar gülümsedim ve aramayı yanıtladım.

“Efendim kocam?” Dedim şımarık bir tonda.

“Kocam diyen o ağzını…”

“N’aparsın?”

Boğuk bir gülüş duyuldu telefonun ucundan. “Orasını akşam mı göstersem, yoksa benim güzel karım benimle birlikte molamı şenlendirmek ister mi acaba?”

“Ay olur sevgilim, bende şimdi arabaya biniyorum. Karakola gelince ararım seni, hadi öptüm!”

Tam telefonu kulağımdan çekiyordum ki, “dur! Bir şey unutmadın mı sence?”

“Ne?”

”Seni seviyorum karıcığım!”

Güldüm. “Ben gelince yüzüne söylemeyi tercih ederim kocacığım! Hadi görüşürüz!”

Aramayı kapattığımda, içimdeki sevginin tüm kara bulutları temizlediğine inanarak yüzümdeki sırıtışla arabanın kilidini açtım. O sırada koluma yapışan güçlü ellerle neye uğradığımı şaşırarak refleksle çığlık attım.

“N’oluyor! Kimsin!?” Yana döndüğümde elimdeki şemsiye kayıp düşmüştü. Yağmurun sırılsıklam ettiği simsiyah saçları ve sakallarıyla, iri yarı tanımadığım bir adam koluma yapışmıştı.

Çığlığımın ardından bağırarak söylediklerimle, bir anda kabanımın üzerinden belime yaslanan sert cisimle kalakaldım.

Ürkek ve şok olmuş bakışlarımı aşağı indirince, gördüğüm silah ile yutkunamadım.

Bu adam kimdi? Ve benden ne istiyordu?

 

 

 

 

 


BÖLÜM SONU.
Devamı için yorumlara kalp bırakalım.

Bölüm : 18.01.2025 16:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...