28. Bölüm
naz / LAHZA / Bölüm:27 “Baba”

Bölüm:27 “Baba”

naz
nazaydin

İyi pazarlar ve iyi akşamlar!

Medya-Bahar Ece kombin ve masa.

Bölüm sonu çok güzel!!🥹🥹🥹

Bölüm şarkısı, Ahmet Ali Arslan, Gülinler - Oyun. Açmanız önerilir. 🎶


 

 

 

Elim istemsizce karnıma gitti.
Henüz dümdüzdü. Fakat sadece birkaç ay sonra gözle görülebilir bir karnım olacaktı.

Hamileydim.

Gözlerim dolmaya, burun ucum sızlamaya başladı.

“Begüm,” dedim titreyen sesimle.

Bakışlarım ona döndüğünde, gözyaşlarım yüzünden bulanıktı.

“N’oldu?!” Endişeli sesiyle ayaklandı.

Karnımdaki elimi çekip ona uzattım. Titreyen elimle onun elini kavradım ve laptopu ona doğru çevirdim.

Elimi sıkıca kavradı. Bakışları ekranı taradı, ve anbean yüz ifadesi değişti. İlk önce şaşkınlıkla ağzı açıldı. Ardından onunda gözleri doldu.

Ellerimiz ayrılırken, Begüm bana sıkıca sarıldı.

“Hala mı oluyorum şimdi?” Derken onunda sesi heyecanla titredi.

Başımı salladım. Ardından iki ağlak birbirimize bakakaldık. Fakat gözyaşlarımıza tezat dudaklarımızda kocaman bir gülüş vardı.

“Allah’ım çocukluğumun çocuğu olacak şimdi! Abimin bebeği olacak! Hala olacağım!” Begüm heyecanla ayaklandı.

“Ne yapalım? Annemlere nasıl söyleyeceğiz?” Derken salonun etrafında dönmeye başladı. “En önemlisi abim!”

Dizlerimdeki laptopu alıp bacaklarımı koltuktan sarkıttım. Dirseklerimi dizlerime yasladım ve gözyaşlarımı sildim.

Şaşkındım, ama içimi büyük bir korku kaplamıştı. Tabi ki kaygılarım olacaktı, geleceğimin şekillenmeye başladığının belirtisiydi bu.

Şimdi çok büyük bir sorumluluk bizi bekliyordu.

“Arhan’a bugün söyleyeceğim…”

Begüm neşeyle gülümsedi. “Sevgililer gününe denk geldi hemde! Hemen bir plan yapmamız lazım!”

 

***
 

 

Begüm işletme okumak yerine organizasyoncu olmalıydı. Öyle güzel hazırlıklar yapmıştık ki beraber, bu hazırlıkların hepsini yaparkende video kaydı almıştık.

İlk olarak hazırlanmış pasta malzemeleri ve birkaç süsleme için caddeye çıkmıştık.

Üzerinde ‘dad’ yazılı pembe ve mavi onlarca uçan balon almıştık. Yapacağımız pasta için malzemeleri eksiksiz almış, bir bebek mağazasından ‘merhaba baba’ yazılı beyaz bir zıbın ve minicik beyaz ayakkabılar almıştık.

Eczaneden birkaç hamilelik testi de alıp eve gelmiştik. Birkaç tane almamızın sebebi ailemize yapacağımız sürpriz içinde gerekliydi.

Begüm pastayı yaparken ben özenle masayı hazırlamıştım. Biz kutlama yaparken Begüm buradaki arkadaşlarıyla bir buluşma ayarlamıştı.

Begüm mutfaktan seslendi. “Masa bittiyse hadi git üzerini giyin sen!”

Bugün özel bir gün olsa da fazla abartmak istememiştim. Geçenlerde aylar önce aldığım fakat giymemin nasip olmadığı, madonna yaka krem rengi elbisemi giyinmiştim.

Perçemlerimi şekillendirmiş, saçlarımın bir kısmını arkadan tutturmuş ve şekil vermiştim.

Hafifte bir makyajdan sonra, ayağıma ev terliklerimi giyerek odadan çıktım.

Begüm salondaki masayı çekerken adım seslerimle bana döndü. Kaşları havalanırken kamerayı bana döndürdü.

“Sanki sabah hiç kavga etmemişsiniz gibi çekiyorum!” Dediği an kahkaha attım.

“Testleri kutuya koydun değil mi? Her şey hazır mı?”

Begüm ceketini giyerken, “Hazır hazır! Mumları siz yakarsınız gerek duyarsanız!” Diyerek göz kırptı.

“Pislik!” Onu geçirmek için kapıya yöneldiğimde, topuklu botlarını ayağına geçirdi.

“Fotoğraf çekilmeyi unutmayın, hemen paylaşıyorsunuz.” Dedi emrivaki bir tavırla.

Kaşlarımı kaldırdım. “Kimsenin haberi yok Begüm…”

“Kızım bebek haberini değil, kendiniz çekilin sevgililer günü kutluyor gibi işte! Hadi öpüyorum!” Diyerek yanaklarımı öptü.

Ardından eğildi ve elini karnıma attı. “Halasının aşkı, görüşürüz!”

Ona içtenlikle gülümsedim. “Her için teşekkürler halası!”

Kapıyı kapattığımda, tek kalan şey Arhan’ı beklemekti.

Televizyondan Begüm’ün tatlı emriyle, Arhan kapıdan girdiği gibi şarkı da açacaktım.

Boşuna organizatör demiyordum bu kıza.

Telefonumun ekranını açtığımda, saatin 19.11 olduğunu gördüm. Arhan işten çıkalı yarım saati geçiyordu.

Mesajlara girip ona kısa bir mesaj yazdım.

 

 

Siz:Yemek hazır, ne zaman geleceksin?

 

Telefonu kapatıp masaya koydum ve koltuğa oturdum.

 

***
 

 

Duvardaki saate baktığımda saat akşam dokuz buçuk olmuştu. Hava kararmış, cadde ışıkları dışında sokağı aydınlatan tek bir araç yoktu.

Pencerenin önünde öylece dikiliyordum.

Mesajıma hâlâ bir cevap yoktu.

İçimi kaplayan endişe ve öfkeyle aynı anda mücadele etmeye çalışıyordum.

O sırada duyulan anahtar sesiyle, öfkeme hakim olamayarak adımlarım kapıya yöneldi.

Duvara yaslanıp kollarımı göğsümde birleştirdiğimde, açılan kapının ardında üniformalı Arhan ve kollarındaki kocaman kırmızı güllerle istemsizce gülümsedim.

”Geç kaldın…”

Karanlık odada bakışları hızla bana döndü.

“4 dükkan gezdim, kusuruma bakma…” derken adımları dibimde bitti.

Karanlık odada bile parlayan bakışları beni süzdükten sonra üzerime eğildi.

Boynuma sıcacık nefesini üflerken, “çok güzel olmuşsun sevgilim. Sevgililer günün kutlu olsun…” diyerek oraya tutkulu bir öpücük bıraktı.

Kollarımı güllerin izin verdiği kadarıyla boynuna sardım. “Seninde sevgililer günün kutlu olsun ilk ve tek aşkım.”

Elini belime sardı, yavaş adımlarla salona girdiğimizde gördüğü masayla gülümseyerek saçlarıma bir öpücük bıraktı. Gülleri tekli koltuğa bıraktığında, ben vereceğim hediye için heyecanlanmaya başladım.

Elini sıkıca tutarken onu masaya çekiştirdim. “Sana bir hediyem var…”

“Ne gerek vardı, senin varlığın bana hediye güzelim…”

Ona bakarken masadaki kutuyu avuçladım ve ona uzattım. “Bu kutuyu açtıktan sonra birdaha düşün bu söylediğini…” derken elim ayağıma dolanmıştı.

Gözlerimin içine bakarken kutuyu araladı. Gözlerim dolmaya başlarken, Arhan bakışlarını kutuya indirdi.

Birkaç saniye bakakaldı. Ben elimi ağzıma kapatıp sessiz gözyaşlarımı dökmeye başlarken, o bakışlarını kaldırıp dolu gözlerini gözlerime dikti.

Bir onay beklercesine gözlerimin içine bakarken, sadece başımı sallayabildim.

Kutunun kapağı yere düştü. Elini uzattı ve kutunun içerisindeki ayakkabıları parmaklarına geçirdi.

“Baba oluyorsun…” dedim titreyen sesimle.

Arhan ayakkabıları kutuya koyup kutuyu masaya bıraktı ve ellerini yüzüne kapadı.

“Aşkım…” diyerek hızla kollarımı bedenine doladım.

O da tek kolunu belime dolarken, “ben baba oluyorum…” dedi ağladığı belli olan bir tonda.

Ondan ayrılırken gülerek gözyaşlarını sildim. Ardından masanın üzerindeki uçan balonları tutarak aşağı çektim.

“Nasıl fark etmedin bunları inanamıyorum!”

Balonlara bakarken kocaman gülümsedi.

Kumandaya uzanıp ekranda duraklatılmış olan şarkıyı başlattım.

Mehmet Ali Arslan, Gülinler - Oyun

Çocukluğumdan beri,

Aramışım hep seni

Oyun oynayacak biri

Ah, yenil bana yen beni

Ritimle bedenlerimiz dans ederken, Arhan başını alnıma yaslamıştı.

“Seni çok seviyorum, iyi ki girdin hayatıma. Sevginle bugün değil her gün. İyi ki benimle evlendin, çocuğumun annesi…”

 

 

BÖLÜM SONU.

HEMEN BÖLÜM HAKKINDA YORUMLARINIZI ALALIM!

Bölüm : 16.02.2025 18:41 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...