4. Bölüm

Bölüm:3

naz
nazaydin

İYİ AKŞAMLARR!! Merhabalar, nasılsınız? Heyecan ve kaos bekleyen gözlerinizi yormayın çünkü çok az kaldı! Büyük heyecanlar, tutkular ve kaoslar bu mahalle kurgusunda eksik olmayacak çünkü. Kemerlerinizi sıkı bağlayın, güzel bir yolculuğa çıkmış bulunmaktayız!

Kendinize iyi bakın ve unutmayın ki, kimse ve hiçbir şey sizden önemli değil. İyi okumalar! Yorum ve yıldıza bekleniyorsunuz...🙏❤️

 

"Ne oluyor bu aşağılık bahçede!?" Tanıdık ses, Arhan'la birbirimizden istemsizce ayrılmamıza sebep oldu.

Enes.
Aynur teyzenin tek çocuğu. Çocukluğımuzdan beri beraber büyümüştük.

Arhan'ın arkasından dolanıp beni kucakladığı gibi döndürmeye başladığında kollarımı refleksle boynuna doladım.

"Enes döndürme! Kusacağım!" Diye bağırmaya başladığımda telsizden duyulan ağlama sesi Enes'i durdururken Ela teyzenin eve koşmasına sebep oldu.

"Kız cadı, insan haber verir! Eloş teyzem olmasa kimseler çağırmayacaktı beni..." diyerek kırgın bakışlarını Arhan'a çevirdi.

Arhan ise ona öldürecek gibi bakıyordu.

"Gel kardeşim neden çağırmadığımı söyleyeyim sana!" Dediğinde, Enes hızla arkama geçip beni önüne siper etti.

"Yok! Gelmem!"

Bu halleri beni güldürürken, Arhan'ın bakışları gülüşüme oradan da boynuma kaydı.

Dudaklarındaki gülümseme solarken, yerini manalı bir tebessüm aldı.

Kolyeyi görmüştü.

 

***
 

Hepimiz masaya geçmiştik. Baş köşelere babam ve Serter amca otururken, sırasıyla babamın sol tarafına ben, Ömer abim, Ferda abla, Emir abim otururken sağ tarafına yani benim karşıma Arhan, Enes, Eylül abla, Doğukan abi, Ela teyze oturmuştu.

Masada annemin eksikliği derinden hissedilirken ilk başta kimseler ağzını açmamıştı. Enes viskileri doldurduktan herkes etlerini yiyor ve içkilerini yudumluyordu.

Ela teyzenin radyosundan kısık sesle çalmaya başlayan melodi, bakışlarımın hemen karşımdaki Arhan'a dönmesini sağladı.

Şarkıyı açmanız şiddetle tavsiye edilir. (Sezen Aksu-Kaç yıl geçti aradan)

Onun bakışları zaten bendeymiş...

Göz göze geldiğimizde ona yanan midemi umursamadan kocaman gülümsedim. O da aynı şekilde, gamzelerini sundu bana.

"Baharcığım, şimdi nerede işine başlayacaksın?" Bakışmamızı istemsizce bölen Ela teyzeyle, ortamda tüm bakışlar bana döndü.

Elimdeki çatal ve bıçağı bıraktım. "Şehir hastanesinde cerrah asistanlığına başlayacağım, uzmanlık eğitimi falan derken biraz sürecek gibi..."

"İnşallah kızım. Mesleğine eline aldın ya, gerisi çorap söküğü..."

"Benim kızımın elinden her iş gelir." Diyen babam pürüzlü elini elime sardığında, yumuşak bakışlarım ona döndü.

"Dili de aynı şekilde maşallah!" diyen Enes'le herkes kahkaha atarken, tek gülmeyen ben ve Arhan'dı.

Arhan masanın altından her ne yaptıysa, Enes'in yüzü bir anda kırmızıya döndü. Hafif inledi.

Masanın altında neler döndüğünden bahsetmek istemiyordum. Düşene bir tekme de ben koyamıyordum çünkü ayağımda ayakkabı yoktu.

Konuşmalar böyle akıp giderken konu bir anda Arhan'a geldi.

"Sen temelli tayin istedin değil mi koçum?" Diyen babamla Arhan başını salladı. Yanakları al al olmuştu. Gözleri hafif bayık bakıyordu. Galiba içki fena çarpmıştı.

Ela teyze bir anda, "hele birde evlendirsek! 30 yaşına geldi, hâlâ tık yok!" Dedi imayla.

Arhan, "29." Diyince herkesin tuhaf bakışları ona döndü.

"Ney 29 lan?" Diyen Enes, Arhan'ı kendine gelmesi için dürttü.

"30 değil, 29 yaşındayım."

Bunu ciddiyetle söylemesi tüm masayı tekrardan kahkahalara boğdu.

Konu kapanırken, havadan sudan konuşmalara devam edilmiş bol sarhoşlu ve kahkahalı bir yemek yenmişti.

İlerleyen saatlerde Ela teyzeyi alkol çarptığından Serter amca onu eve götürmek için kalkmışlardı. Hemen ardlarından Eylül abla ve Doğukan abi, onların arkasından da babam ve abimler kalktı.

Masada sadece Arhan, Enes ve ben kalmıştık.

Radyoyu tekrar Sezen Aksu'nun sesi doldurdu. Bu gece ne çok Sezen dinlemiştik. Enes duyduğu melodiyle sigara yakarken, onun hemen ardından bizde yaktık.

"Bir şey dicem..." Enes'in titreyen sesi, bakışlarımı hızla ona çevirmemi sağladı.

Dolan siyah gözlerini kırpıştırırken, fazlasıyla sarhoştu. "Ben hakettim mi? Bugüne kadar kime yanlışım oldu?" Ağzını yaya yaya söyledikleri Arhan'ın ağzındaki dumanı üfleyerek ayaklanmasını sağladı.

"Hadi seni eve bırakayım ben," Enes'in kolunu tuttuğunda, Enes sertçe kolunu çekmesiyle sandalyesi sallandı.

"Bırak abi ya! Gitmeyeceğim! Hep ben sustum, biraz konuşmak hakkım değil mi?" Diyerek başını önüne eğdi. Ellerini şakaklarına yasladı.

Enes'in onu tanıdım tanıyalı, Seçil'e olan hislerini bilmemem imkansızdı. Zamanla tüm mahalle de buna şahit olmuştu. Lisenin ilk yılları, Seçil'in babası Şeref abi onu kaç kez dövüp evine göndermişti. Aynur abla oğlunun halinden Seçil'e yalvarır, oğluna kızar olmuştu.
Ne olduysa lise sonda olmuştu. Birgün Enes bize gelmiş yüzünde zafer gülümsemesi, Seçil onu seviyormuş...

Tam 1,5 sene sürdü ilişkileri. Seçil üniversiteyi Enes için İzmir'de kazandı. Tam her şey çok güzel gidiyor derken, gecenin bir yarısı bağırışmalara tüm mahalle kalkmıştık.
Meğer Seçil, yan mahalledeki Ayça ablanın kocasıyla yatıp kalkıyormuş senelerdir. Kendinden 9 yaş büyük çocuklu adamla.
Tüm mahalle şoklar içerisinde, Enes yıkılmış. Ayça abla 'bi sahip çıkamadın orospuna' diye mahalleyi inletince Aynur teyzeler barınamadı buralarda. Ne Seçil, ne Ayça ablalar. Hepsi taşınıp gittiler.

Enes o gün bugün, ne adını anardı. Ne de bir kıza o gözle bakardı. Çok ezilmişti. Babasız büyüyen bir çocuktu zaten.

Sigaramdan son dumanı da çekerken, Arhan tekrardan karşıma oturdu.

Enes başı masada, "oğlum senelerce anamın yüzüne bakamadım. Kimsenin yüzüne bakamadım." Söyledikleri öyle içimi yakıyorduki...

Sende benim hatalarından birisin, Sen en büyük günahların bedelisin, Senin için harcanan zamana yazık, Sen en güzel duyguların katilisin...

Şarkı arka fonda akıp giderken, benim gözlerim Arhan'a kaydı. Şaşırmadım, bakışları yine bendeydi. Cesurca baktım gözlerine, ben ona o bana...


 

 

 

 

Bölüm sonu.
Yarın tatil birkaç bölüm birden gelebilir, sizde lütfen desteğinizi göstererek yorum yapıp "⭐️" tıklar mısınız?

Bölüm : 28.10.2024 20:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...