
Arkadaşlar taslakları atıyorum, yeni bir kitap üstünde çalışıyorum. Bir berdel kurgusu. Haftasonu yayınlarım diye düşünüyorum. Belki de çok isterseniz yarın!
"Hii!" Begüm'ün şok dolu nidası ve elinden düşürdüğü çay bardağının gürültüsü bizi hızla ayırdı.
Gözleri faltaşı gibi açılmış, eli ağzına kapanmıştı.
Ben elimi göğsüme koyarak nefesimi düzene sokmaya çalışırken, Arhan öylece duruyordu.
Mutfağa giren Ela teyze ve annem telaşla "n'oldu!?" Dediklerinde gördükleri görüntüyle anlamsızca bakıştılar.
"Kız n'oldu!? Başın mı döndü yavrum?" Diyen Ela teyze şoktan çıkamayan Begüm'ün kolunu kavradı.
Annem kaşlarını çatmış bir bana bir Arhan'a bakarken, "çocuğum bakcağına bardağı toparla, ayağına batacak birinin." Diyerek beni harekete geçirdiğinde, alık alık Begüm'ün önünde eğildim.
Arhan'da yanıma eğildiğinde, Ela teyzeyle annem Begüm'e su içirmeye çalışıyorlardı.
O da abartsındı, sanki ne görmüştü...
Cidden biz ne yapmıştık! Ya Begüm yerine başka biri görseydi...
"Ben hallederim bırak," diyen Arhan'la başımı ona çevirdim.
"Yok yaparım ben, sen bırak."
"Kızım inat etme ellerin titriyor, bir yerini keseceksin..."
Bakışlarım ellerime düştü. Gerçekten deli gibi titriyordum. İnat etmedim.
Arhan kırıkları toplarken ayaklandım. Begüm'ün değişik bakışları bendeydi. Elindeki su bardağını ada tezgaha sertçe bırakırken, "kızım daha içme istersen akşam akşam. Dört bardak su içtin annem, n'oldu birden sana? Sıcaktan tansiyonun mu düştü? Yükseldi?" Ela teyzenin endişeli bakışları bana döndü.
"Tansiyonuna baksana bir Bahar."
Başımı sallarken, hızlıca mutfaktan çıktım. Salona hiç girmeden merdivenleri çıkıp holde duvarda asılı dolaptan tansiyon aletini aldım. Bir kendiminkini mi ölçseydim?
140'ın üstünde çıkacağıma emindim. Bu yüzden hiç o toplara girmeden aşağı indim ve mutfağa girdim.
Balkonun açık kapısı ve balkonda sigara içen Arhan, annem ve Ela teyze gözüme çarptı.
Daha sonra bakışlarım Begüm'e düştü. Öfkeli bakışları bendeydi. Yanına yanaştığımda, tansiyon aletini elimden alıp masaya bıraktı.
"Ya sen bana nasıl söylemezsin abimle sevgili olduğunu!" Diye cırladığında gözlerimi kocaman açtım.
Parmağımı dudağıma yaklaştırıp "şşt! Duyacaklar! Yok öyle bir şey!?" Dediğimde yüzünü buruşturdu.
"Değilsiniz ve öpüşüyorsunuz!? Ya resmen abimle en yakın arkadaşımın öpüşmesine şahit oldum!" Kısık fakat baskın sesi, beni daha da strese sokuyordu.
"Begüm bak her şey çok karışık, çok ani!"
"Her şeyi en başından bilmek istiyorum! Gerekirse bu gece uyumayacağız ama her detayına kadar bu duruma nasıl geldiniz anlatacaksın."
***
Dün gece mecburen Begüm'lerde kalmıştım. Arhan'a gözükmeden Begüm'ün odasına girmiş ve gece boyu hiç çıkmamıştık.
Olanları baştan sona Begüm'e anlatırken, yarınki nişan için makyaj denemeleri yapmıştık. Gecenin 2'sinde yemek söylemiş, balkonda yediğimiz yemekte Arhan'la yaşadığımız bu durumun getirilerini ve götürülerini konuşmuştuk.
Ne yapacağımızı bilmiyorduk. Şimdi ne olacak, nasıl ilerleyeceğiz hiçbir şeyi Arhan'la konuşmadan bilemeyeceğimin de farkındaydık.
Saat 3.30 gibi uyumuş, sabah 7 gibi zar zor uyandırılmış ve hızlı bir kahvaltının ardından kuaföre geçmiştik.
Defne, Begüm, Erva, Feyza abla, Defne'nin kuzeni Fidan. Tüm genç kadınlar olarak saç makyaj yaptırmıştık. Annemler için eve annem ve Ela teyzemin küaför arkadaşı gelecekti.
Hepimizin saç makyajı bittikten sonra, Emir abim Defne, Feyza abla, Erva ve Fidan'ı alınca arabada Begüm ve bana yer kalmamıştı.
Begüm'de abisini arama teklifini sununca, ne kadar zorlasamda kabul etmeyerek sonucunda abisini çağırmıştı.
Arhan Begüm'ün sessizliğiyle ilgili ne düşünüyordu bilmiyorduk. Bizi o halde gördüğünün farkındaydı.
Arabaya bindiğimizde hepimiz sessizdik. Elbiselerimizi evde giyecek oradan tutulan mekana geçecektik.
Saat zaten nerdeyse öğlen 2 civarıydı.
Begüm'ün radyoyu açmasıyla, arabayı dolduran tanıdık melodiyle bakışlarım arabanın camından dışarı döndü.
Göksel-Uzaktan
Neden kaçtın, neden?
Mesut olurduk belki
Korkuttum mu seni? Benden ne zarar gelir ki?
Bakışlarım arabanın dikiz aynasına gittiğinde, yeşilleriyle göz göze geldim.
Uzunca baktı ordan gözlerime.
Seni tanımam, bilmem lazımdı.
Bu hikayeye bir son lazımdı.
Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadan. Nasıl da bağladın beni?
Dudakları aralandı ve sadece dudaklarını oynatarak eşlik etti Göksel'e.
Evin önünde durduğumuzda şarkı bitmişti. Sadece birkaç dakikalık bir yol sürmüştü ve buna sevinmiştim.
Hiçbir şey demeden arabadan indiğimde, Begüm'de indi. Arhan arabayı park etmek için kendi evlerinin önüne doğru yanaşırken, biz Begüm'le bizde hazırlanacaktık.
Bu sebeple hızla eve geçtik.
***
"Begüm, bebek gibi oldun..." dediğimde Begüm etrafında neşeyle bir tur döndü.
Pudra pembe bir takım tercih etmişti. Göğüs dekolteli, kalın askılı dar bir üst ve ayak bileklerinde biten bir etekli takımdı. Begüm'ün uzun boyuna ve fiziğine çok yakışmıştı.
Beyaz, taşlı ve önü açık bir topuklu tercih etmişti. Gümüş takılar ve beyaz küçük bir el çantasıyla kombinini tamamlamıştı.
Bense bebek mavisi, saten bir elbise tercih etmiştim. Boyundan bağlamalı, göğüs kısmından göbeğime kadar inen bir dekolteye sahipken belime tam oturuyor kalçalarımdan aşağı hafif bollaşıyordu.
Gümüş, kurdeleli önü kapalı bir topuklu ve gümüş şık bir omuz çantası tercih etmiştim. Gümüş takılarla kendimi donatmışken oldukça hazırdım.
Begüm hızlıca bizi boy aynasında çekip paylaşırken, aşağı iniyorduk. Bizim ev oldukça kalabalıktı. Halamlarda burada hazırlanmış ve az önce mekana geçmişlerdi.
Aşağı inince elimi başıma yaslayıp "Begüm herkes gitti!? Biz kiminle gideceğiz..." diye yakınırken, Begüm şirince gülümsedi.
"Bir küçücük Arhancık varmış!"
Bölüm sonu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 40.51k Okunma |
2.15k Oy |
0 Takip |
32 Bölümlü Kitap |