
(Cennet Aksoy)
Bazen doğru bildiğimiz gerçekler koca bir yalandan ibaret olabilirmiş,ben bunun en büyük örneğini doğru sandığım gerçeklerin yalan çıkmasıyla öğrenmiştim.
Karşımda yarım saatten fazladır konuşmayan 5 adamda gezdirdim gözlerimi.Adar abi yüzümdeki ciddiliyi anlamış olmalıydı ki sonradan Duman ve İlyas dayıyı çağırmıştı.Nedenini bilmesemde anlatacakları şeyin magazin haberlerinden itibaren olmadığını anlamıştım.Şimdi ise hepsi susmuş birbirlerinin yüzüne bakıyordu,sanırım ilk kimin konuşacağını seçiyor olmalılardı.
"Evet?Konuşacak mısınız?"
Aralarındaki sessizliği İlyas dayı bozarak boğazını temizledi.
"Ne duymak istiyorsun?"
Yüzüne dalgamı geçiyorsun der gibi bakarak"bilmediğim her şeyi gayet açık değil mi?"dedim.
"Bazı şeyleri bilmen gerektiği kadar bilirsin Cennet ilerisini bilmene gerek yok."
Duruşumu dikleştirerek İlyas dayıya döndüm.
"Bahsettiğin hayat benim hayatım bu yüzden İlyas dayı senin bile bilmediğin şeyleri benim bilmem gerek."
Histerik bir gülüş ile diğerlerine baktı.Başı ile kapıyı işaret ettiğinde Adar abi hariç diğerleri komutuna uymuştu.
Sanırım aralarında en büyük olarak konuşmayı o yapıyordu.
"Ne kadar devam ettireceksiniz bu oyunu?"
Tıp oyunu falan mı oynuyorlardı da benim mi haberim yoktu?
"Canın yanacak Cennet."
Bunu diyen Adar abiydi.Gözlerim ona kayarken ciddi bir ifade ile yüzüme bakıyordu.Onu ilk kez böyle görüyordum,tedirgindi.
"Bırak onuda ben seçeğim Adar abi."
Verdiğim cevaplardan anlamış olmalısınız ki sinirlenmeye başlamıştım.Lafı sürekli dolandırıyorlardı,biri sussa diğeri de susuyordu.Hala Adar abiye bakmaya devam ettiğimde İlyas dayının cümlesi beni bozguna uğratmıştı.
"Baban seni bu hayata mahkum eden kişi desem inanır mısın bana?"
Elalarım onu buldu.
"Ne?"
"Seni Boranların eline veren,abinlerden koparan kişi baban Cennet."
İçimde bir şeylerin kırıldığını hissettim.Oysa bende öz babamın hayallerimi süsleyen prensi olur diye düşünmüştüm,yanılmış mıydım?Her zamanki gibi evet.
"Seni baban hiç doğmamış gibi gösterdi bizlere,abinlere de öyle.Daha bebektin sen sokağa bırakıldığında..."Yutkundu az önceki haline göre oldukça zorlanıyor gibiydi."...Hiçbir şeyin olmayan insanlara abi dedin."
Baba...Telaffuzu kolay hükmü dağlardan ağır olan o kelime yüreğimde öyle bir yaraydı ki kırk doktor gelse kırkı dikemezdi bu yarayı.Küçük bir kesik gibi gözüken ama her dokunduğumda canımı yakan ilacı olmayan bir yara.
Ölen birinin arkasından hayal kurmak gibiydi benim babam olacak hayalim.
"Abin seni çok aradı Cennet.14 senesi seni aramakla geçip gitti."
Titreyen elim ile şakağımı ovaladım.Ağlamıyordum fakat kendimi sıktığım için titriyordum.Ve başım ağrımaya başlamıştı.
İyi oyuncuydum.İçimi yakan alevleri gülerek saklardım ben.Kimsenin bilmesine gerek yoktu bu yaraların ne kadar derin olduğunu.Sonuçta kimse kimsenin içindeki yangını bilemez.
"Sen nerden biliyorsun bunları peki?"
"Hepiniz bana emanetsiniz,Adar bile.Bu nedenle attığı her adımdan haberim vardı."
Adar abiye döndüm güçlü durmaya çabalayarak.
"Beni nasıl aldınız onlardan?"
"Kaçırdım seni.Kardelen'i öldürerek yeni bir kimlikle baştan bir insana dönüştün.Fakat sabah haberleri silmemizin tek nedeni yüzünün gözükmemesi gerekiyordu yoksa Boranlar seni bulabilirlerdi."
Gözlerimi cama çevirerek boğuk havada gezdirdim gözlerimi.Nefes almakta güçlük çekerken bu görüntü iyice boğulmamı sağlıyordu.
"Annem?"
"Annemiz hala hayatta sadece..."Adar abi sustu İlyas dayı konuştu"...Seni babandan korumak isterken bacakların hasar aldı bu yüzden başka bir ülkede tedavi görüyor."
Başımı sallamakla yetindim.Ne demek gerekiyor,bilmiyorum.Karada can çekişen balık misali nefes darlığı yaşıyordum.
Ben niye hep hayallerimi yıkmak zorunda kalıyordum?
Benim suçum neydi?
Ben sadece bir aile istemiştim,onuda ölümün kıyısındayken bulmuştum.Canım hiç bu denli yandığını hatırlamıyordum,labirente kaybolmuş gibi kaybolan geçmişimi arıyordum.
Her giriş bir çıkış,her çıkış bir hiçlikten ibaretti.Ben çıkışı olmayan bir yerde bir o yana bir bu yana sallanıyordum.
Daha fazla burada durmamak için ayağa kalktım.Odadan çıkmak için adım atmıştım ki Adar abi kolumdan tuttu.
Kolumu var gücüm ile kendime çektiğimde"Bırak!Dokunma bana!"dedim zorlukla.
Bedenim ani hareketimden dolayı birkaç adım geri gitmiştim.Dolu gözlerimi ona çevirdiğim çatık kaşları ardındaki endişe ile bana bakıyordu.
"Ya ben sana kaç defa sordum.Annem,babam yaşıyor mu diye sen ne yaptın?Her defasında geçiştirdin beni.Ya ben bütün hayallerimi babam sandığım adama bağladım ben.."
Bir adım atmıştı ki geri çekildim.
"Bir buçuk ay beni bir hayale bağlarken ne geçti aklından?!Sana canımın yandığını,kalbimin parçalara ayrık olduğunu söylediğim halde bana bunu söylemedin!"
Bir adım daha atmıştı ki geri gitmeme izin vermeden kollarımdan tuttu.
"Canını yakmak istediğimi falan mı sanıyorsun?!Daha önce söyleseydim benden uzaklaşacaktın!"
"Şimdi ne değişti?!"
Seslerimiz yüksek çıkıyor olmalı ki odaya tekrardan Duman dayım ve diğerleri girmişti.
"Beni hayal kırıklığına uğrattın!Sana hayatımı açtım ben böyle mi karşılık veriyorsun?!"
Yumruk yaptığım ellerim ile göğsüne vurdum.
"En az onlar kadar canımı yaktın sen benim!"
Zaman durmuş,dakikalar susmuş gibiydi.saniyeler birbirlerini kovalarken aramızda akan şelale durgunlaşmıştı.Şelaleyi akıtmak günlerimizi alsada akmasını durmamak saniyemizi alıyordu.
Elimi indirdiğinde Adar abinin sarsılmış olan yüzüyle karşılaşmıştım.Onun bu halini görmek istemediğim için kolumu elinden kurtararak odama koştum.
"Cennet!"
Bana olan çağrışlarını kulak arkası ettiğimde arkamdan kapıyı kitlemiştim.Derin derin nefesler almaya çabalarken bu oda bile bana yetmiyordu.Camın yanına ilerleyerek pencereyi açtım.Soğuk hava tenimi yalayarak geçtiğinde azda olsa ciğerime hava dolmuştu.
Ben bu kadar gerçeği kaldıracak kadar güçlü,bu kadar şeye göğüs gerebilecek kadar cesaretli değildim.Ben çok önceden pes etmiştim,beceremediğim bir şeyi yani yaşamaya çabalıyordum sadece.
Adar abiye kızmamın tek nedeni bana bunu daha önce söylesiydi belki böyle bir kavga etmezdik.Ben bir buçuk aydır gerçek babamın hayalini kurarken gerçekte bir hayal olarak çıkması canımı yakmıştı.
Niye benimde diğer kızlar gibi normal bir ailem olmamıştı?
Haddim değildi biliyorum ama neden ben Allah'ım?Biliyorum,kaldıramayacağımız hiçbir yük vermezsin bizleri ama neden ben?
Sanki cevap geleceğine inanmış gibi gökyüzüne baktığımda yenilgi içerisinde başımı bahçeye çevirdim.Eş zamanlı çimlere vuran gölge ile gözlerim Adar abinin gözleriyle buluştu.
Gözlerimi ondan ayırmayarak onu izlediğim o da bana bakıyordu.Hiçbir zaman görmediğim yüzündeki sarsılmaz ifade ilk defa buruk bakıyordu bana.Bu niye bu kadar canımı yakmıştı?Ben istemezdim böyle olmasını.
Şu anda en ihtiyacım olan şey onun kollarken aslında en uzak kollarda onundu.Kırgındım ona,aşamıyordum bunu.
Gözümden akan bir damla yaş eş zamanlı onunda gözünden yaş akıtmıştı.Ne kadar aramızda mesafe olsada onun akan yaşını görmüştüm.
Başımı iki yana sallayarak kendimi camdan geri çektim.Biliyordum,yarın bu söylediklerimin pişmanlığını yaşayacaktım.Ama şu an umrumda bile değildi.
•••
Sizce?
Diğer bölümde görüşürüz ✨🦋
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |