27. Bölüm

-Yc-

Nazlım Günay
nazlimgunay

Saatin tik tak sesleri beynimde yankılanırken kaçıncı kez sildiğimi sayamadığım gözyaşımı elimin tersiyle bir kez daha sildim.

 

Dün olanlardan sonra kendimi odaya kapatmıştım.

 

Keşke kapatmasaydım...

 

Düşünmüştüm ve nasıl bir aptal olduğumu fark etmiştim.Dün dediğimin şeyleri hatırladıkça ağlamak istiyordum.Ben neler söylemiştim abime?O bana dokunmaya kıyamazdı ben ona nasıl kıymıştım?

 

Elimi anlıma vurdum.

 

"Aptal!Aptalsın kızım sen!"

 

Dün ben,ben değildim.Abartmıştım,sanki tek acıyı ben çekmişim gibi bencilce davranmıştım.

 

Adar abiyi nasıl Boranlar ile aynı kefeye koyacak kadar düşmüştüm?

 

İşte bu yüzden kaybediyordum ben.Söz söylenecek insanlara söz söylemezken tersini yaparak çevremdekileri kendimden uzaklaştırıyordum.

 

Size hayal kırıklığına uğradığımı söylemiştim aslında hayal kırıklığına uğratan da bendim.

 

Dün o kadar dolmuştum ki ağzıma gelen ne varsa söylemiştim.

 

Ben aslında babamı önceden bulmuştum neden salak gibi başkasını arıyordum ki?

 

Benim zaten bir babam vardı.

 

İnsanlar elindekileri kaybettiği zaman değerini anlardı,bende anlamıştım.

 

Kazanır mıydım tekrar bilmiyorum ama kaybettiğim kesindi.Şu an beni kapının önüne koysalar kızmazdım onlara fakat biliyodum ki yapmazlardı.

14 sene ardından kendimi hiçbir zaman bu kadar çaresiz hissetmemiştim.

 

Elimdeki şeyleri daha kaybetmeden duramazken ne diye elime hayatımı vermişlerdi?

 

Teşekkürler ederim hayat!

 

Yine ve yeniden hayatımın içine attığın için!

 

Ben benim için her şeyi yapacak insanı üzmüştüm.

Nefesim yokken bana nefesini nefes yapacak adamı kendimden uzaklaştırmıştım.

 

Dengesiz,bencil bir insandım.

 

Geçmiş olsun bana,ben babamı elimin tersiyle itmiştim...

 

Başımı diğer tarafa çevirerek gözlerimi kapattım.Sürekli uyumak istiyordum,uyuyunca geçeceğine inanıyordum.

 

Evde bildiğim kadarıyla kimse yoktu yani sabah Aral abi beni kahvaltıya çağırmıştı fakat gitmemiştim.Odadan çıkmadığım içinde evde kimin olup olmadığını bilmiyordum açıkcası.

 

Yatakta cenin pozisyonu alırken yorganı üzerime çektim.Uyku ile gidip gelirken uyumamı engelleyen şey karnımda hissettiğim açlık kazınmaydı.

 

Acıkmıştım.

 

Gözlerimi tekrardan aralayarak ayağa kalktım.Adımlarım o kadar yavaştı ki kapıyı bile ses çıkarmadan açmıştım.Merdivenlerden bir bir inerken evdeki sessizlikten kimsenin olmadığını anlamıştım.Kimsenin olmaması rahatlığı ile mutfağa girdim.Hizmetçilerin hiçbiri yoktu,onlarda mı gitmişti?

 

Çok umursamamıştım,alışıktım koca bir evde tek başıma durmaya.

 

Buzdolabının kapağı açtığımda kısa bir an durakladım.Onlardan habersiz mutfağa girdiğim için kızarlar mıydı?

 

Ama acıkmıştım...

 

Başımı iki yana sallayarak dolabı kapattım.Ortadaki masada duran meyvelikten elma alarak sandalyelerden birine oturdum.Bu beni tok tutardı.Bir ısırık aldım fakat bu midemi bulandırmıştı.Yüzümü buruşturduğum sıra yan tarafımda gelen sesle irkildim.

 

Evde birileri varmış anlaşılan.

 

"Midem mi bulandı?"

 

Ancak bu kişinin Adar abi olması şaşırmama sebep olmuştu.Şahsen dünden sonra konuşmayız sanıyordum.Yutkunarak önümü döndüm.

 

"Hayır."

 

Bir ısırık daha aldım fakat bu sefer ağzıma gelen asit tadı ile ağzımı kapattım.Hemen yanımda Adar abiyi hissederken çenemden tutarak kendine çevirdi.

 

Neyse ki mide bulantım çok sürmeden geçmişti.

 

"İyi misin?"

 

Hayır.

 

"Evet."

 

Sert bir şekilde burnundan soluduğunda diğer elini masaya koydu.

 

"Konuşalım."

 

Gözlerimi kırpıştırarak başımı salladım.Er ya da geç böyle bir konuşma olacaktı.Falat ben kendimi hiçbir zaman hazır hissetmeyecektim.Sanki bir binanın altında kalmış enkaz gibiydim.

 

Paramparça ve yıkık dökük...

 

Baba yarasıydı benimkisi,öyle kolay geçmezdi acısı.

 

Yanımdaki sandalyeyi çekerek yanıma oturdu.Sandalyemi tutarak kendine çektiğinde refleks ile kolunu tutmuştum.Fakat o hiçbir şey olmamış gibi tekrardan yüzüme baktı.

 

"Bana hala kızgın mısın?"

 

Dün evet,bugün ise hayır.

 

Başımı iki yana salladım.

 

"Kırgın?"

 

Başımı tekrardan iki yana salladım.Belki de onunda kendine göre sebepleri vardı,canın yanacak dediğinde onu kabullenseydim belki şu an böyle uzak olmazdık birbirimize.

 

"Asla canını yakmayacağımı biliyorsun değil mi?"

 

Başımı salladım.Zira konuşmak istemiyordum, yorgun hissediyordum kendimi uyusam kırk yıl uyanmak istemezdim.

 

"Sen peki?"

 

Gece mavisi gözlerini yüzümde gezdirdi.En son gözlerimde durduğunda başını salladı.Gözlerinde birçok duygu taşıyordu,anlamak güçtü.

 

"Evet."

 

Acıyan gözlerimi ovuşturarak tekrar ona baktım.Acıyordu gözlerim bu yüzden yarı açık gibiydi.

 

"Ben de kızgın ve kırgınım kendime tek sen değilsin abi emin ol."

 

O an gözlerindeki acıyı kısa bir an bile olsa görmüştüm.insanlara kendimi anlatmak kadar hiçbir şey beni bu denli yormamıştı fakat artık güç kalmamıştı ben de.

 

"Seni kırdıysam özür dilerim"dedim ve sustum.Daha fazla ne söyleyebilirdim?Bu kişi Adar abi bile olsada konuşabilecek dermanım yoktu.

 

Elini kaldırarak yüzümde gezdirdi.Göz altlarımı dokunurken konuştu.

 

"Bana böyle bakma Cennet eskisi gibi parlasın gözlerin."

 

Ben o ışıltıları çoktan kaybetmiştim.Nasıl bi daha parlayacaktı gözlerim?

 

"Şu gözlerinde gördüğüm üzüntü beni kahrediyor Cennet.Niye beni dinlemedin abim?Senin canını yakmak ister miyim sanıyorsun?İçindeki yarayı ezberledim ben.Hayallerini yıkamadım,o kadar mutluydun ki nasıl kıyıcaktım sana?Seni gülerken gülmek benim cennetimdi.O cenneti cehenneme çeviremezdim ama oldu..."Yutkundu"...Sen her şeyi öğrendin.Elbet öğrenecektin ama fazlasıyla erken bir zamanda oldu her şey."

 

"Bana bunlara ilk bu eve geldiğimde anlatsaydın ona göre hayal kurar,hazırlıklı olurdum abi.Bir buçuk ay,benim cehennemin tersine dönmedi abi.Çünkü ben yapamıyorum..."Akan bir damla yaş süzülerek elini ıslattı"...Hayatımı kontrol edemedim.Ne zaman gülsem ertesini gün yine aynı acı beni bekledi abi.O kadar yoruldum ki nefesim artık yetmiyor bana."

 

Gözlerimi ellerime çevirdim ardından tekrar ona baktım.

 

"Kendini hiç benim yerime koydun mu abi?Bir gün güldün diye bin yıl ağlar mı insan?"

 

Diğer elini de yanağıma koyduğunda yüzümü okşadı.Nasıl bakıyordum ona bilmiyorum ama gözleri buğulanmıştı.

 

"Yaslan bana.Acını bana ver,gerekirse ikimiz taşıyalım bu yükü."

 

Başımı iki yana sallayarak kendimi temasından kurtardım.

 

"Hayır,olmaz."

 

Sandalyeden inecekken belimden tutarak buna izin vermedi.

 

"Ya bunu birlikte aşarız ya aşarız.Kaçmak için şansın yok."

 

"Hayatını benimle mi harcamak istiyorsun?"dedim zorlukla.

 

Gözlerini kısarak yüzüme baktı.

 

"Ben bunun cevabını çoktan verdim.Eğer seninle harcamak istemeseydim,seni arar mıydım sanıyorsun?Daha öncede söyledim,gitmen için açık olan bütün kapıları kapattım diye boşa nefes tüketiyorsun."

 

Bu sözler ardından sıkıca sarıldı bana sanki bırakmayacağını gösterircesine.Hiç düşünmeden kollarımı ona sardım.Belki daha önce yapmam gerekiyordu bunu fakat ben geç kalmıştım.

 

Bir anda mutfağa alkışlayarak giren grubu şaşkınlıkla baktım.

 

"Bu alkışlar Aksoy kardeşlere!"

 

Aral abi,Arel abi,İlyas dayı,Duman dayı ve son alarak giren Aybars dayıma gözlerimi pörtleterek izledim.sarılmamızı falan mı bekliyorlardı?

 

Oysa ben evde kimsenin olmadığını zannederken herkesin evde olması büyük bir ironiydi!

 

"Siz?"

 

Aral abi gülerek konuştu.

 

"Evet prensesim hepsi barışmanız için küçük bir oyun.Tabi bu oyunu hazırlayan yanındaki şahsiyet."

 

Ağzım 0 şeklinde Adar abiye döndüğümde elini ensesine attı.

 

Biz küseli 24 saat bile olmaması ayriyeten böyle bir oyun gerçekten hayatımı sorgulamama neden olmuştu.

 

Az önce ağlayan ben değilmişim gibi gülmeye başladığımda karnımı tuttum.Artık göz yaşlarım üzüntüden değil mutluluktan akıyordu.Zar zor gülmemi durduğumda diğer yanıma oturan İlyas dayıya baktım.

 

"Küs müyüz küçük hanım?"

 

Başımı yana eğdim.

 

"Değiliz koca adam."

 

Gülerek saçlarımı karıştırdığın anlıma dudaklarını bastırdı.

 

"Öyleyse küslüklerde bittiyse şimdi sıradaki şeye geçelim."

 

"Sıradaki şey?"

 

Kaşlarımı çattım.Adar abi saçlarımı okşarken gülümsedi.

 

"Beğeneceğin kesin."

 

İlyas dayı başıyla işaret verdi.Aybars dayım bu işarete uyarak mutfaktan çıktığında içeri bir kadınla beraber girmişti.

 

"Ayb-"

 

Kadının gözleri ilk beni bulduğunda konuşmayı bırakmıştı.Gözlerimi kıpıştırarak bir defa daha baktım kadına.Benzerliğimiz akıl almaz derece çoktu.Tepeden tırnağa onun kopyasıydım.

 

Yoksa bu kadın benim...Annem miydi?

 

 

•••

 

 

Sizce?

 

Diğer bölümde görüşürüz!✨

Bölüm : 28.01.2025 21:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...