
Tam kendimi yıldızların şahane olan gösterisine kaptırmışken Yiğit'in kolumu deşmesiyle bu kaptırış kısa sürmüştü.Bundan 1-2 saat önce gelmişler,kısa bir tanışmanın ardından yemek yemiştik.Şimdi ise Yiğit ve ben çimlere uzanmışken abimler ve Yiğit'in abisi-Kerim abi-bizden birkaç metre ötedeki çardakta oturuyorlardı.
"Efendim?"
"Az önce bir yıldız kaydı.Dilek tut hadi."
Dediğine karşıt gözlerimi kapadığımda dileğimi tutmuş,gözlerimi tekrardan aralamıştım.
"Tuttun mu?"
"Evet,sen?"
Başını sallayarak tekrardan yıldızlar ile dolu olan gökyüzüne baktı.Ben de aynı şekilde...Gökyüzü bugün gülüyordu diğer günlerin aksine.
"Tuttum."
Ellerimi karnımın üzerinde birleştirirken derin bir nefes aldım.Şu anın huzurunu bir ben bilirdim birde yaşayan.Yanımda sevdiklerim,karşımda izlediğim en güzel manzara vardı daha ne isteyebilirim hayattan?Kimisi küçük kimisi büyük olan yıldızlar ayın etrafında öyle güzel duruyorduki sabaha kadar izleyebilirdim bu görüntüyü.
"Yiğit?"
"Efendim?"
"Sence güneş mi ayı kovalar yoksa ay mı güneşi?"
"Hmm.."Başımı tekrar yan yatırarak ona baktığımda o gökyüzüne bakmayı sürdürüyordu"...Bence ay güneşi kovalar."
"Neden?"
"Ay,güneşin ışığına tutuklu kalır..."O da benim gibi yüzünü bana çevirdi."...Ve onu bırakmamak için peşinde dolaşır."
Gözlerim onun mavi gözlerinde yansırken bi süre yüzünü inceledim.16 yaşında olmasına rağmen yüz hatları oldukça belirgindi.Biçimli kaşları,mavi gözleri,hafiften pembe olan dudakları onu oldukça kusursuz gösteriyordu.
Fazla izlediğime kanaat getirdiğimde gözlerimi kaçırarak gökyüzüne baktım.
"Hiç bu yönden düşünmemiştim."
Erkeksi kıkırdaması kulağıma dolduğunda kaşlarımı çattım.
"Kızardın."
Ah hadi ama rezil olmuş olamam!Lütfen yanaklarım kızarmamış olsun!
Parmaklarımı yanağımda gezdirdiğimde hissettiğim sıcaklık ile daha çok kızardığımı eminim.
Daha fazla rezil olmamak amacıyla"Resim çekinelim mi?"diye sordum.
"Ne?"
"Resim çekinelim yani tabi istersen?"
Uzandığı yerden toparlanarak oturur hale geldi.Cebinden kendi telefonunu çıkardığında"Olur,benden çekelim."diyerek karşılık verdi.
Başımı salladığımda telefonunu yan bir şekilde tuttu.Ondan biraz uzak kalaraktan ekrana baktığımda kaşlarını çattı.Ne oldu dercesine baktım suratına.
"Vebalı falan mıyım ben?"
"Hı ne?"
Kendini geri çekerek yanımda yerini aldığında gülümsedi.
"Böyle daha iyi."
Az önce olanları göz ardı etmeye çalışarak gülümsediğimde tuşu basmıştı.Birkaç tane daha farklı şekillerde fotoğraflar çektiğimizde hepsi birbirinden güzel çıkmıştık.
"Çok güzeller..."
Yiğit bu dediğime karşıt mırıldanarak konuştu fakat ben anlamadım.
"Sen varsın çünkü."
"Cennet!"
Eş zamanlı kulağıma Adar abinin sesi dolduğundan başımı onların olduğu tarafa çevirdim.
"Geliyorum abi!"
Üzerimi silkeleyerek ayağa kalktığımda benimle birlikte Yiğit'te kalmıştı.Adar abinin yanına ilerlediğim sıra o da Kerim abinin yanındaki boş sandalyeye oturmuştu.
"Efendim abi?"
Adar abiden önce Aral abi atılarak"Eğitimin hakkında konuşuyorduk meleğim bu yüzden çağırdı abim seni."
Kaşlarım havalanırken konuştum.
"Eğitimim hakkında?"
Aral abi başını salladı.
"Evet,eğitimin hakkında."
Yeterli açıklamayı Aral abide bulamazken Adar abiye baktım.
"Yiğit'in gittiği koleje gitmek istersin diye düşündüm."
Sencede yeni adımlar atmanın zamanı gelmedi mi Cennet?
Öyle mi sencede iç ses?
Öyle öyle.Kaldır kafanı onca şeyin üstünden geldin bununda gelirsin.
Sanmıyorum iç ses.Bu öncekiler gibi bir travma değildi.Bilmemezlikten gelme.
Ama tek olmayacaksın,Yiğit'te olucak yanında?
Okula gidip ders çalışmak ile arama 2 ay önce mesafe koymuştum.Hala dün gibi hatırlıyordum o zamanlarımı.Sabahtan akşama kadar yeri geldi sabahladığım geceleri bir ben bilirdim.
"Benim..."Sustum,söyleceklerimi seçemiyordum belki de?
"İçin farketmez abi,sen ne dersen o olsun."
Adar abinin benim kötülüğümü düşüneceğini sanmıyordum bu yüzden kararı onun vermesini istemiştim.O birkaç saniye baksa yüzüme anlardı beni.Öyle ezberlemişti içimi bunu nerden bildiğimi sormayın!
Gözlerin yalan söylediği nerde görülmüştü?
Adar abinin dudağı hafiften kıvrıldığında yüzünde rahatladığına dair bir gevşeme vardı.Bel boşluğumdan tutarak beni yanındaki sandalyeye oturttuğunda başımın üzerinden öptü.
"Cennet bi' bana bakabilir misin?"
Kerim abinin sesi ile ona döndüğümde efendim dedim.O benim aksime gözlerini Adar abide sonra Aral abide en son Arel abide gezdirdi.Başını onaylamaz anlamında iki yana salladığında herkes susmuş onu izliyordu.
"Yok,bu kızın sizin kardeşiniz olmasına imkan yok.Bir kere bu kızda kalp namına bir şey sizde o yok bir kere."
Masada gülme sesleri yükselirken huzur sarmıştı dört bir yanımı.
Umarım hiçbir zaman dinmezdi kahkahalarımız,sönmezdi umutlarımız.
•••
"Abi ya bak vazgeçelim hem ben senin sakallarını beğeniyorum!"
Adar abi bu halime gülmeye devam ederken bir yandan traş köpüğünü sürmekle meşguldu.
"Ama çok uzunlar bebeğim hem sonradan tekrar uzayacaklar."
Başımı yan yatırarak onun kusursuz yüzünü incelemeye devam ederken ani bir hareket ile bana döndü.İrkilerek ona baktığımda beni belimden tutarak dolaba oturttu.Elime jilet uzattığında"Ne yapıyorsun abi?"diye sordum.
"Bir şey yapmıyorum meleğim sadece senin kesmeni istiyorum."
"Ama ben anlamam böyle şeylerden hem bir yerini falan keserim.Al se-"
Geri uzattığım jileti parmaklarım arasına sabitledi.
"Eğer biraz daha böyle devam edersen seni gıdıklayacağım."
Kalpten gidercesine elimi kalbime bastırdığımda gözlerimi kıstım.Şaka maliyetinde elimi anlıma koyup bayılır gibi yaptım.
"Ah kalpten gidip öleceğim şimdi ."
Gülen yüzü ciddi bir hal alırken kaşlarını çattı.Yerime iyice sinerken elimi iki yana açtım.
"Şaka valla şaka yaptım."
Unutmuştum abilerimin ölüm lafına ne kadar sevmediklerini.Dejavu yaşıyordum resmen aynı anı Aral abi ile yaşamışlığım vardı.
"Ölüm lafı yok Cennet.Ağzına almak ne kelime konuşmakta yok."
"Başını yan çevirir misin abi?"
Evet,bu konuşmanın devamında ikimizden birinin kırılacağı kesindi bu yüzden konuyu değiştirmek en iyi yoldu.Birkaç saniye gözleri yüzümde gezinsede çok geçmeden yana çevirdi yüzünü.
Yavaştan jileti yanağına sürtmeye başladığımda ne kadar Adar abiyi bakmamaya çalışsamda onun bana baktığını biliyordum.Çünkü sürekli yüzümün karıncalandığını hissediyordum.Yüzünün diğer tarafına geçeceğimde Adar abi bunu izin vermeyerek yüzündeki traş köpüklerini yüzüme sürdü.
"Ab-"Dememe kalmadan yüzümün birçok yeri traş köpüğü olmuştu.Pes ederekten kollarımı bağdaştırdığımda o da durmuştu.
"Ne yaptın abi ya!Her tarafım traş köpüğü oldu!"
Gözlerini kıstı.
"Bana bak o zaman."
"Bakıyorum ya."Başımı kaldırıp ona baktığımda eş zamanlı burnumdan öptü.
"Bakmıyordun."
"Bakıyordum sen görmemişsin."
Yüzümü silmek için etrafta havlu benzeri şeyler ararken o eli ile sildi yüzümü.Diğer eli ile başımı kaldırdığında"Devam et,"dedi.
Bir elimde köpük bir elimde jilet ile ona bakarken omuz silktim.
"Yapmayacağım,al sen yap."
"Tamam."
Elimdeki jileti kendi eline aldığında kaldığı yerden devam etti.Çıkmak için hareket ettim fakat elini koydu.Kaşlarımı çatarak diğer taraftan çıkacaktımki bu sefer diğer elini koydu.Oflayarak yüzüne baktığımda gülen bir ifade ile beni izliyordu.
"Çıkmak istiyorum."
Kaşlarını aynı anda havaya kaldırdığında dilini damağına vurdu.
"Çıkamazsın."
Oflayarak başımı yan bir şekilde omzuna düşürdüm.Erkeksi kıkırdaması kulağıma dolarken bir elini belime sardı.Diğer eli ile kalan işini bitiriyordu anlaşılan.
"Çok gıcıksın abi."
"Öyle miyim?"
"İnatçısın da."
"Bilmiyordum."
"Abi beni delirtmeye falan mı çabalıyorsun?Boşa zahmete giriyorsun çünkü."
"Hmm öyle mi?"
"Öyle."
Geri çekildi.Traşını bitirmiş yüzünü kuruluyordu.İşi bittiğinde havluyu asarak tekrardan ellerini dolaba yasladı.
Gözlerini kısarak üzerime eğildiğinde sır verir gibi konuştu.
"Çok tatlısın."
Gülmeye başlarken konuyu değiştirme yöntemine hayran kalmıştım.
"Öyle mi?"
"Öyle."
Diyerek kollarını belime sardığında gülerek ben de sardım kollarımı ona.Anlıma buseler kondururken beni gıdıklamaya başladı ve ben buna hazırlıksız yakalanmış huylanmamdan ötürü şen kahkahalarım süslüyordu banyoyu...
🍃
Bölüm hakkında düşünceleriniz?
Sormak istediğim bir diğer şey ise final hakkında bir düşünceniz var mı?
;)
Diğer bölümde görüşürüz!
Sağlıcaklı kalın!✨🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |