18. Bölüm

Kaçamak

Kirazçiçeği
nebiyye.bkrtrbz

= karantina kitabında öğrendiğim yedinci evin en çok sevdiğim şarkısı. Dinleyin, dinletin arkadaşlar.

***

Bugün tatile gidiyorduk. Akbora kafa dinlemek için herkesi şutlamış benimle gidecekti.

Gereken eşyaları bavula yerleştirdikten sonra üstümü değiştirdim ve oradan çıktım.

" Akbora " Dedim seslenerek.

Mutfaktan çıkıp yanıma geldi " Efendim gülüşüm? "

" Hazırım. Ne zaman çıkarız? "

" Çıkarız beş dakikaya. Gülüşüm " Dedi ve üstüme eğildi. Çapkınca gülümseyip burnunu burnuma sürttü.

Kıkırdadım. Dudaklarını dudaklarıma sürtüp öpmeye başladı.

Dudaklarında gülümseyip kollarımı boynuna sardım ve kendime çektim.

Soluksuz öpüşmeden sonra sandalyemi asansöre sürdüm ve Akbora da bavullarla binip kata bastı.

En alt kata indiğimiz de bavulları arabaya yerleştiren Akbora beni de arabanın koltuğuna oturtup şoför koltuğuna geçti.

" Başlayalım bakalım yolculuğa " Deyip kontağı çalıştırdı ve arabayı sürmeye başladı.

" Nereye gidiyoruz? " Dedim siyahlarımı ona dikerek

" Sürpriz " Dedi bana göz kırpıp. Ben düştüm kaldırın a dostlar.

Onun bakışları altında asfaltta yol alırken heyecandan sürekli ellerimle oynuyordum. " Ay söylesene " Dedim kafamı ona çevirerek.

" Çı" Dedi kafasını iki yana sallayarak.

Dağ yoluna gelmiştik. " Bekle biraz yaklaştık zaten "

 

3 saat sonra

Ters bakışlarım altında ezilen Akbora hala araba kullanıyordu

" Sağol ya " Diye parladım sonunda " Cidden yaklaşmışız "

" Gülüşüm sakin mi olsan? "

" Olamam. Söyle lan artık şunu "

" Geldik " Dedi arabayı durdurup. Etrafa baktığımda " Ohaaa" Dedim cama yapışıp " Sevgilim. Çok güzel burası "

" Benim gizli yerim " Dedi arabadan inip. Benim tarafıma gelip kapımı açtı ve kucağına aldı. Etrafa bakarken Gözlerime inanamıyordum

Yerde karlar vardı, bir dağ evi vardı ve bacadan duman süzülüyordu. Kapıda duran bir köpek vardı ve tatlı bakışlar değil, kötü bakışlara maruz kalmıştım.

Bu köpek dişimi ki beni Akbora dan kıskandı. Baktığımda dişi ymiş evet.

" Akbora " Dedim " Bu bana çok ters bakıyor "

" Çünkü kucağımda sen varsın "

" E yani? Ne var bunda? Olabilir " Dedim akboranın boynuna iyice ilişip

" Beni biri ile görmedi çünkü " Deyip kapının önünde ki merdivenlere çıktı. " Çık kızım bakalım. Seni gülüşümle tanıtıştırayım "

Deyip kapıyı açtı ve içeri girdik. Ardımızdan ise akboranın kızı...tövbe ya. Geldi.

Beni koltuğa bırakmadan kucağında koltuğa oturdu. Yan şekilde kucağında dururken ayağımızın dibine köpek geldi " Gece bak bu da benim sevgilim " Dedi Akbora sakin bir şekilde.

Gece bacaklarıma kafasını sürttü ve elimi yaladı. Gülmeye başladım ve kafasını okşadım.

İki kere havlayıp kafasını dizime koydu. Akbora ya döndüğümde yüzüme odaklanmıştı. " Seni çok seviyorum "

Bana ilk defa sevdiğini söylemişti. " Bende seni seviyorum " Dedim mavi gözlerine bakarken. Elimi çenesine koydum ve cilveli şekilde gülüp dudaklarımı yanağına bastırdım. Üst üste öpücükler koyarken kafasını eğdi ve dudaklarımı yakalayıp öpmeye başladı.

Romantik bir çifttik vesselam. Ellerini belimden kalçalarıma koyup anında koltuğa yatırdı " Akbora " Dedim şokla gülerken " Ne yapıyorsun? "

" Hiiç " Dedi üstümde dururken yüzüme dökülen saçları çekip. Bir kolunu belime dolayıp kendine çekti ve dudaklarını boynuma bastırdı. Yavaşça çeneme çıktı. Yüzümün her bir noktasını öptü.

Bir şey diyemiyordum. Narkoz etkisi veriyordu şerefsiz resmen. " Akbora " Dedim ona bakıp.

" Efendim gülüşüm "

" Biz ne yapıyoruz? "

" Öpüşüyoruz"

" Hmm peki sen neredesin şuanda? " Derken bana bakıp muzipçe sırıttı " Üstündeyim "

Bende aynı sırıtmayı yapıp anında kestim ve " Kaç yaşındayız Akbora biz? Evlenmeden olmaz. Kalk üstümden. Kalk, kalk "

" Fuhuş operasyonu yapan Askerler gibi niye bağırıyorsun gülüşüm " Dedi masumca üstümden kalkıp. Kollarımdan tutup beni de düzeltti.

" Alınma Akbora " Dedim üzgünce " Hem daha iyileşmedim ki"

" Doğru " Dedi

" Peki biz eğer bunu yaparsak erken oldu diye pişman olmazmıyız "

" Olmam ben. Seni her görünce tahrik olduğum için "

" Akbora " Dedim omzuna vurup. Oda güldü ve ayağa kalktı " Ben mutfağa girip yemek yapayım. Sen de yat dınlen. Yoruldun yolda "

" Tamam " Dedim. Üstüme kenardan bir battaniye alıp örttü ve bana baktı. Sonra süzdü " İlk önce duş almalıyım " Deyip içeri gitti.

Ardından ise kahkaha attım.

" Gülme zalımın kızı " Diye bağırdı.

Ben de yerimde iyice sinip yanı başımda uyuyan Geceye sarılıp gözlerimi kapattım.

 

Akbora dan

İçeri geri girdiğimde Gökçe çoktan uyumuştu. Gece ise başını koltuğa koymuş Gökçeye bakıyordu.

Koltuğa yaklaşıp battaniyeyi düzelttim ve Gökçe' nin yanağından öpüp doğruldum.

Tombul yanakları ısırılmalıktı. Gece bana döndü " Sen de sevdin dimi? " Dedim başını okşayarak. " Ben de çok seviyorum. Canımı verecek derecede "

Gece havladı bir defa. Mutfağa yönelip çayı koydum ve dolaptan sebzeleri çıkartıp soğanı doğradım.

Ardından domatesleri, biberleri doğrayıp tavaya koydum.

" Akbora " Diyen sesle gülümsedim. Uyanmıştı güzelim.

Elimi bezle silip mutfak kapısından baktım. Kapıya yaslanıp gözlerini bana kitleyen Gökçeye bakıyordum" Ne yapıyorsun? "

" Menemen yaptım. Çay da demlenince uyandıracaktım seni " Dedim yanına adımlayıp

Sandalyeye gökçe'yi oturtup masaya sürdüm ve boş yere bıraktım " Ben bir şey yapamadım ama " Dedi

Sertçe yutkundum. Benim yanımda rahat olmasını istiyordum ama durumu onu engelliyordu. Muhtaç hissetmek istemiyordu. Ben mi öyle hissettiriyordum acaba?

" Güzelim " dedim önünde diz çökerek " Aşkım, bebeğim, gülüşüm "

Dolu gözlerle bana baktı " Ben sana her zaman hizmet ederim. Siktir etsene herkesi. Sen bana aitsin. Ben sana. Sen bana sadece bakacaksın ben sana. Hep ikimiz olacağız. Takma kimseyi. Benim seni sevdiğime inan. Ben inandım. Her gün yemeği de , temizliği de yaparım. Sen iyi ol bana yeter "

Dudakları büzüldü. Dudaklarına tutkulu bir öpücük bırakıp geri çekildim ve çayı masaya koyup bardakları doldurdum.

Menemen e ekmek banıp Gökçeye uzattım. Çekinerek elimden aldı ve ağzına attı " Bende yardım ediyim mi masayı toplamaya "

" Et tabii güzelim " Dedim. Bazen bazı konularda açık bırakıyordum ki alışsındı.

Kendini kapatsın istemiyordum. Kendini geri çekerse içine kapanacaktı. Bunu izin vermezdim.

Menemen tenceresini öne getirip tam önüne koydum. " Yedir bakıyım beni "

Ellerini sevinçle çırpıp ekmek koparttı ve menemen e banıp ağzıma uzattı " Al bakalım "

Elinden ekmeği alırken dudaklarım ve dilim ellerine sürtünmüştü.

Gözlerimiz göz göze gelince anında bakışlarını kaçırdı. Sırıttım ve dudağımın köşesini kaşır gibi yapıp kafamı başka yöne çevirdim.

Yemeğimiz bittikten sonra masadaki tabakları kucağına koydu ve mutfağa yöneldi. Gülümsedim.

Güçlü sevgilim benim. Tabakları taşıyıp geri döndü ve önümde sandalyesi durdu " Bak yaptım"

" Afferin benim güzelime " Dedim yanaklarını avuçlayıp. Masum bakışları ve hayran bakışları mavilerime derince bakıyordu.

" Afferin bana "

Yanaklarından öpüp büyük camın önüne getirdim ve mutfağa geri dönüp bulaşıkları makineye koyup tşörtümü çıkarttım. Sıcak olmuştu. Kız resmen tahrik ediyordu her dakka yarabbim ya.

Yaptığım çayları elime alıp geri içeri döndüm ve masaya bırakıp boş koltuğa oturdum. Elime sigarayı alıp bir dal yaktım.

" Bana da verir misin? "

" Gülüşüm " Dedim

" Verir misin? "

Karşı çıkamıyordum. Çıkarttığım sigarayı yaktım ve bir nefes çekip Gökçeye uzattım. Dudaklarına koyup bir nefes çekti ve durmadan bir nefes daha çekti.

" Gök?-"

" İlk dayağımı 4 yaşımda yedim " Dedi. Kendini açıyordu. Yutkundum ve geri yaslandım. Kenarda duran içkiyi elime aldım ve kafama diktim. " Babam odaya kitledi beni. Üst üste dayak attı"

Ellerimi sıktım. " Sonra 7 yaşım. Sokakta çöp topluyorum. İkra abla geliyor. Bana bisküvi verdi biliyor musun? Hayatımda hiç yememiştim. İlk tatlımdı. Ve son oldu. Ben hayatımda hiç bir zaman kendi isteğimle birşey yapamadım Akbora. Güvendiğim abim bile aramayı bıraktı beni. Halbuki onu tek ailem sanırdım. Güven çok önemli duyguydu dimi. Kolay kazanılmıyor sonuçta. Beni o işlere sokan da, yarı yolda bırakan da kendisi oldu. "

Kafamı ona çevirdim. Gözleri dolu büyük camın ardında ki yağan kara odaklanmıştı " Ben seni gördüğümde o güveni hissettim Akbora. Kimsenin vermediği her şeyi verdin sen bana. Sen nasıl bir insansın? " Dedi bana bakıp.

Ayağa kalktım ve koltuğun kenarlarından tutup üstüne eğildim "seni seven bir insanım" Dedim dudaklarına bakarak.

Onun da bakışları dudaklarıma kayınca belinden tutup kucağıma aldım " Dayanamıyorum güzelim "

" Bende " Dedi ve dudaklarıma kapandı.

Ellerimi saçlarına koyup okşayarak dudaklarını talan ediyordum.

İçtiğim içkinin tadını Gökçenin dudaklarında tekrar alırken kalçalarını sıktım ve odaya yöneldim.

" Hızlı gitmiyor muyuz? "

" Bence hayır " Dedim safça

" Kar topu oynasak önce "

" Tamam " Dedim " Sonra "

" Doğru uyumaya " Deyip boynuma daha sıkı sarıldı. Ofladım anında

" Oflama. Erken Kandemir "

" Biliyorum ama bu kadar güzel olman " Dedim sinirle.

" Sinirini yerim senin "

" Yesene "

" Terbiyesiz. Yürü hadi " Dedi gülerek. Odaya yönelip kalın kıyafetleri gökçeye verdim.

Üstüne sıkıca şeyler giydirip evden çıktık ve akşam olduğu için yanan ışıklarla bahçeye çıktık.

Kar baya fazla olmuştu. 10,15 cm vardı.

Gökçe'yi yere bıraktığımda bir kar topunu bana attı. Güldüm ve bende yere eğilip kar topunu yüzüne attım.

Gülmemek için kendimi tutarken minik elleri ile yüzünü sildi ve bir anda kar attı. Gözüme kaçan kar tanesi ile inledim " Akbora dedi masumca " Canın mı yandı ? "

" Yok gülüşüm " Dedim ve yere yatırıp yüzüne kar attım. Minik elleri ile beni ittirmeye çalışıyordu.

Bende gülüp üstüne kar atıyordum.

Burada eğlenmek güzeldi. En kötü anılarım buradayken Gökçe ile en güzel anılarım olmaya başlamıştı.

Nefret ettiklerimi sevdirmeye başaran tek kişiydi.

                          ***

Evit. Umarım bölümü beğenmişsinizdir 😍🥰😘

Bölüm : 12.01.2025 18:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...