Öldü diyorlar bana

Evde yemek hazırlanırken kasıklarımda ki ağrı yüzünden tam rahat haraket edemiyordum.

Resmen tabularımı indirmiş şirkette neler yapmıştık Allahım.

Şirkete erken dağılacağı için rahattı beyfendi bide bana diyor ki ' şirket benim. Ses olsa banane '

Elimi yüzüme attım ve ovaladım. Sabır.

Eve geldiğim de duş almıştık ve o yarım saate döneceğim diyip giderken bende körili tavuklu makarna yapıyordum.

Acaba ikinci çocuğumuz olunca ne olur? Ya da evlenirsek nasıl olur? Evlilik teklifi nasıl eder acaba?

Seviniyordum. Acaba nasıl bir ilerleme kaydedecektik.

Umutlarım tekrar yeşeriyordu. Kuru toprakta çiçek yeşerir miydi?

Bizim ki o hesaptı. İmkansızın peşinden gidiyorduk.

Çalan telefonumla ellerimi sildim ve telefona baktım. Abimdi

" Efendim abi? "

" Neredesin gökçe? " Dedi bağırıp " Abim neredesin? Arıyoruz açmıyorsun"

" Akboradayım abi"

" Ne? Nasıl o piçin yanındasın sen? "

" Abi o öyle değil. Dinledim onu. Onun bir suçu yok "

" Eve dönüyorsun güzelim "

" Abi bunun için mi aradın? Kaç yaşında insanım. Doğrularımı ve yanlışlarımı biliyorum. Hala size olan kırgınlığım geçmemişken bence bu kadar emir kipi kullanma "

" Kard-"

" Yeter abi. Anladım iyiliğimi düşünüyorsun . Ben kendi kötülüğümü düşünmem ve benim için en iyisi Akboranın yanı"

" Ama geleceksin dimi bize geri? "

" Geleceğim abi. Bora da bende Akbora ya alışalım geleceğim "

" Tamam abim. Özür dilerim bağırdım "

" Önemli değil abi" Deyip kapattım. Telefonu masaya koyup ellerimi yasladım.

Telaşlarını biliyordum ama Akborayı daha fazla tanımadıkları için böyle bir yargıya düşmelerini istemezdim.

Akbora iyiydi. Her şeyden ve herkesten çık hemde. Belki de onu sevdiğim içindi ama benim gözümde o yıkılmaz biriydi.

Kapı çalınınca açmaya gittim. Açtığımda bora çantasıyla duruyordu " Naber meleğim? "

" İyidir oğlum " Deyip sarılacakken geri çekildi " Duş alayım. Terli terli olmaz " Deyip yukarı çıktı.

Allahın pimpiriklisi.

Mutfağa geri dönüp kalan işleri yaparken kapı açılıp kapandı. " Güzelim " Dedi Akbora

" Buradayım " Dedim bağırıp.

Mutfağa girdiğinde elinde bez vardı ve bez kan olmuştu " Akbora " Dedim yanına koşup " Ne oldu? "

" Yok bir şey güzelim sen işlerini halledersin bende üstümü değiştirip geliyorum "

O giderken yemeklerin altını kapattım ve peşinden gittim. Odanın kapısını ardından açtığımda kalbini tutuyordu " Akbora " Dedim hemen yanına gidip kolundan tutarak.

Yatağa yattı ve kalbini ovalamaya başladı " Ne oldu he? Ne oldu söyle "

Bir şey diyemiyordu. Ağrısı çoktu. Ne yapacaktım şimdi. Ambulans.

Hemen telefonu elime alıp ambulans çağırdım. Odaya bora girdi " Baba " Dedi hemen.

Akboranın yanına geldi " Neren ağrıyor "

" Yok bir şey oğlum " Diyen akbora zor konuşuyordu. Gözlerim dolu ellerim titrerken pencereye çıktım " Aral, sercan ambulans gelecek. Akbora iyi değil "

İkisi de hemen eve girerken bora akboranın kalbine uzandı ve öptü " Geçecek baba. Ben yanındayım "

Akbora elini uzatıp boranın saçlarına koydu ve okşadı " Korkma "

" Ben korkmam ki"

" Afferin oğluma "

" Güzelim. Ağlama bir şey olmayacak "

Ellerini tuttum. Öpücük kondurdum" Ambulans geliyor tamam mı? Bir şey olmayacak. Benden gitmeyeceksin yine "

" Ama -" Diyecekken

" Söz mü? Sevgi sözü mü? "

Bana baktı burukça. " Sevgi sözü "

" Sevgi sözü. Eğer beni bırakmazsan seni affederim "

Ambulans sesleri geliyordu Aral ve sercan yanımda duruyordu

Gelen paramedikler akborayı alırken ben de borayı arala verdim ve tembih edip ambulansa bindim.

Akbora gözlerini kapatmıştı " Nabzı zayıflıyor. Hızlı olun "

Gözlerimden yaşlar boşalırken dıtt sesiyle " Hayır " Diye bağırdım.

Hemşire kalkıp kalp masajına başlarken deli gibi çığlık atıyordum. " Sakın olun " Diyen hemşirede endişeliydi.

" Kurtarın onu. Lütfen onu kurtarın "

Makine tekrar düzelirken ellerimi yüzüme attım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.

Ambulans durup sedyeyle Akborayı indirdiler ve ameliyata götürürken doktor yanımda beni durdurdu " Nakil yapıyoruz. Kendisi dün imzaları attı. Donör bulundu. İki ihtimal var. Ya sapasağlam çıkacak ya da "

" Ya da yı boş ver doktor? " Dedim yüzüm kasılmıştı " Benim sevdiğim adamı sapasağlam ayağa dik"

" Elimden geldiğini yapacağım"

" Elinden geldiğinin fazlasını yap "

Doktor da içeri girince koltuğa çöktüm .

7 saat sonra

Çıkan yoktu. Doktor hala gelmemişti. Ayak sesleriyle kafamı kaldırınca yaşlı bir adam geliyordu bize doğru.

Korumalar şaşkındı " Oğlum nerede? "

Bu- bu akboranın babasıydı " Sen? " Dedim hemen ayağa kalkıp yakasına yapışarak " Sen benim sevdiğimi öldürdüm. Ruhunu öldürdün "

Bana bakarken gözleri dolu " Sen benim gelinimsin " Dedi elleri ile saçlarımı okşayarak.

Afalladım " Sen benim hem torunumun annesi hem de gelinim olan Gökçe misin? "

"E-evet " Dedim ve geri çekildim

" Sen benim oğlumu ayakta tutan kişisin " Deyip bir anda ayaklarıma kapandı " Allah razı olsun senden. Sen oğlumu kurtardın "

Göz bebeklerim titrerken korumalarda baktım. Afallamışlardı.

Kapı açıldı ve gözleri yaşlı doktor çıktı. Hemen ona döndün ve yanına gittim " Nasıl? "

" Kalbi naklettik ama " Dedi ve gözlerime baktı " Maalesef akbora beyi kaybettik. Başınız sağolsun "

Başınız sağolsun

Başınız sağolsun

Başınız sağolsun

Attığım çığlık hastanede yankılanırken dizlerimin üstüne düştüm " HAYIR "

Yerleri döverken beni tutmaya çalışanları görüyordum. Birşey diyorlardı ama tek kulaklarıma ulaşan sözler ' başınız sağolsun '

O düşmezdi ki? O ölmezdi ki? Verilen sözler tutulmalıydı. Sevgi sözü vermişti. Ben, ben tutmuştum. Ben bir şey mi yapmıştım? Beni mi sevmemişti? Hayır sevmişti.

Kendimi duvar kenarına çektim ve kulaklarımı kapatıp çocuk gibi yerimde sallanmaya başladım.

Ölmüş diyorlar bana. Ölmez ki o. Ölmüş diyorlar bana. Gitmez ki o. Ölmüş diyorlar bana. Gülüşüm demeden duramaz ki o. Ölmüş diyorlar bana... Beni sevmeden duramaz ki o

👀👀👀

Diğer iki bölümde attığım bu iki bölümden daha uzun olduğu için iki saat kadar gecikecek ama fazla beklemeyeceksiniz emin olun🙃🙃

İki saat sonra görüşürüz 🤗

Umarım bölümü beğenmişsinizdir😍🥰😘

Kızlar yeni ekliyorum. Bu bölümle birlikte bir bölüm daha eklemiştim. Şirket odası diye. Onu yanlış yayınlayıp araya kaynamış. Hemen bölüm değilin bir incek işinde bölüm. İyi okumalar.