21. Bölüm

Son düzlük

Kirazçiçeği
nebiyye.bkrtrbz

1 hafta sonra

Kendimi o kadar zorlamıştım ki yorgun düşmüştüm.

Yürümem lazımdı ve şuanda bir kaç adım atabiliyordum.

Demirlerden tutunup adım atarken çenemi sıkıyordum.

Bir adım daha atınca gece havlamaya başladı.

O sırada kapı açıldı ve Akbora girdi. Üstünde siyah bir pantolon ve beyaz bir gömlek vardı.

Bana bakarken sinirle gözlerini kapattı " Gülüşüm " Dedi bana doğru gelirken. Elinde ki ceketi koltuğa koydu ve beni kucağına aldı " Kendini çok zorluyorsun. Kaslarını bu kadar yorma "

" O operasyona ben de geleceğim "

" Gel gülüşüm gelme demiyorum ki? Orada tekerlekli sandalye de durabilirsin "

Nefesimi dışarı verdim ve kafamı ona çevirdim. Boynuna öpücük bıraktım" Dövüşmem lazım. Ne zamandır birisine vurmuyorum. Bu benim için ne demek biliyor musun? "

Acıklı sesime kafasını iki yana sallayıp güldü. Gülüşü çok güzeldi be. Elimi yanağına koydum ve kafamı omuzuna yaslayıp yanağını okşadım.

" Bugün dönüyoruz " Dedi koltuğa oturup. " Ve sen sakin kalıyorsun "

" Sebep " Dedim hala kucağında dururken.

" Abinler gelecek "

Yanağını okşayan elim durdu " Şaka yapıyorsun dimi? "

" Gülüşüm" Dedi yanağımı öpüp " Yaptıkları hatanın büyük birşey olduğunu, senin hayatını kararttığının farkındayım. Ama ben onlarla tanıştım kaç sene önce. Onlar hep seni konuştu, seni duydu "

" Ama çığlıklarıma gelmediler " Dedim bağırarak.

Gözlerini kapattı. Göğsüne vurdum " Benim çığlıklarımı duymayan, sözüme de gelmesin "

Kafasını bana çevirdi " Gülü-"

" Sus" Dedim " Beni anlarsın dedim Akbora. Anlamamışsın "

Kucağından indim ve kendimi zorlayıp yanımda duran sandalyeme attım. Kendimi dışarıya sürdüm. Karların çoğu erimiş su birikintisi kalmıştı.

Bir anda akbora beni kucağına aldı ve arabaya koyup kemerimi bağladı. Kapıyı kapatıp sandalyemi arka kapıya koydu ve şoför koltuğuna geçti.

Kollarımı göğsümde bağladım ve yan döndüm. Ara da sırada gözlerinin bana değdiğini hissediyordum ama bakmıyordum.

Kafamı cama yaslayıp gözlerimi yumdum " Uyuyacak mısın? "

" Evet " Dedim sadece.

" Gökçem" Dedi sessizce fısıldar gibi " Neden yaptığımı düşününce anlayacaksın "

" Onca şey yaşadım " Dedim dolan gözlerimi ona dikerek. Fren yapıp durdu. Gözleri arabanın direksiyonuna kitlenmişti " Şiddet gördüm ben o evde canları yandı mı? "

Birşey demedi " Uyuşturucu zorla vereceklerdi daha ben on yaşındayken geldiler mi? "

Yine bir şey demedi " Peki o adam kim biliyor musun? " Dedim gözlerimi bana bakmasa da ona dikerek " Hayatımı bitiren adam "

Gözleri bu defa bana değdi " Zorla uyuşturucu satmamı isteyen, kafes dövüşüne beni zorlayan, beni odaya üç sarhoş adamla kitleyip giden ve benim o odada yaşadıklarımdan so-" Demeden dudaklarıma dudaklarını yasladı.

İttirdim " Bu defa olmaz. Yoktu yine. Yoklardı Akbora. Ben her şeye rağmen bir özür dileseler bile affederim onları dedim. Ama onlar üste çıkmaya çalıştılar. Yüzsüz insanları affedecek değilim. Sandıkları kadar merhametli ve safta değilim. İnanamam öyle her özür dileyene. Her boku yiyip bir şey demeden benden özür dileyecek köpekler bile affetmez. Şimdi ya adam akıllı evimize sür ve bir daha bu konuyu açma. Ya da git o çok sevdiğin adamlara "

" Onları sevdiğimi söylemedim veya güvendiğimi. Sadece konuş dedim. Ailen olsun de-"

" Ailem yok benim " Diye bağırdım dayanamayıp " Böyle olacaksa da olmasın "

Sustu. Ne ben konuştum ne de o. Beni anlaması lazımken şuanda san ki beni tek anlamayan oymuş gibi davranıyordu.

Biraz ilerledikten sonra araba ani frenle durdu. Ben öne yapışacakken tutundum.

Akborada kolunu gövdeme uzatmış tutmuştu.

Etrafa baktığımda bir sıkıntı yoktu. Bana döndü " Kalbini kırdım di mi? ". Masum masum sorduğu soruyla kafamı eğdim ve dudaklarımı dişledim. Çenemi tutup kendine çevirdi. Kafasını sola eğdi " Özür dilerim. Kalbini kırmak istemedim. Seni anlamadığımı düşünüyorsun ama seni anlıyorum güzelim. Sadece düşün diye bekledim. Ani karar verip pişman olma istedim. Seni zorlamam. Böyle bir hakkım yok"

Çenemi tutan eliyle yüzümü sabit tuttu ve üzerime eğildi " Ben seni özledim. Kaç gündür durgunsun "

" Bir sıkıntı yok. Operasyon benim kafamı ağrıtıyor "

Yanağımı okşadı ve bir öpücük kondurdu " Yanında olacağım güzelim. Sen sadece uygun anı bekle. Sen girdiğin yerde benim hükmüm kalmaz. Her zaman arkandayım. Bundan şüphen olmasın "

Gülümsedim ve burnuna öpücük kondurdum.

Aniden geri çekildi ve sertçe bana bakıp arabayı çalıştırdı " Biz hanfendinin yanağını, dudağını öpüyoruz o ise burnumu "

" Ama aşkım burnun çok tatlı "

Bana ters bakış atınca dudaklarımı kapattım ve gülmemeye çalıştım.

Sanırım fazla sinirliydi bu aralar. Kafamı başka yöne çevirdim ve yolun bitmesini bekledim.

Bir iki saat sonra araba durunca Akbora önde indi ve benim kapımı açıp kucağına aldı.

Asansöre bindiğimizden ben onun çehresine o ise asansörün camına bakıyordu.

Biraz kafamı çevirdiğimde hayır aynaya değil aynadaki bizim yansımamıza bakıyordu. Genişçe gülümsedim. Oda hafif sırıttı ve saçlarımın tepesine öpücük kondurdu.

Kollarımı boynuna sardım ve kafamı boyun girintisine koydum. Parfümü ve sigarası karışık kendi kokusu ile ferah kokusu vardı.

Burnumu boynuna sürttüm " Güzelim yapma"

Güldüm ve burnumu tekrar boynuna sürttüm, öpücük kondurdum.

" Kaşınıyorsun " Dedi ama sesi alaycıldı.

Asansörün kapısı açılınca evin kapısına geldik. Beni dizine yasladı ve kapıyı açıp tekrar beni kucağına aldı.

Koltuğun üstüne beni bırakıp evden çıktı ve bavulları almaya gitti.

Kafamı koltuğa yasladım ve derin bir nefes verdim.

Beş gün kalmıştı. Beş gün sonra olacak Operasyona ayakta gitmem lazımdı.

Kapı tekrar açıldığında bu defa içeri Akbora bavullarla girdi.

Onları odaya koyup mutfağa geçerken kapı çalması ile oradan çıkıp kapıyı açtı

" Ooooo oooo" Diyen Mert'in sesi geldi " Nerede benim kardeşim. Ne yaptınız Tekirdağ'da. Allahım umarım düşündüğüm şey değildir "

Yanklarım kızarırken şuanda bu merti suda boğasım gelmişti. Şerefsiz dobra olunca her boku açık açık söylüyordu. Şom ağızlı

" Geç içeri salak " Dedi cansu cırlayarak" Şimdiye içerde olan Gökçek kızarmıştır bile "

Kaşlarımı çattım ve kafamı başka yöne çevirdim.

" Abim " Diyen Batu gelip kafamın tepesine öpücük kondurdu. Ardından tuğba omzuma şamar yapıştırıp oturdu.

Eymen gelip saçımı karıştırdı, mert gelip yanağımdan makas alıp saçımı çekince eline yapıştırdım.

İnadına saçıma asılınca oda hafif eğildiği için bende onun saçına yapıştım " Seni gebertirim oğlum" Dedim kafasına üst üste vurup. Oda beni engellemeye çalışırken aramız da çıkan kavgayı bölen akboranın " Yeter " Diye bağırmasıydı " Bırak gülüşümün saçlarını "

Mert kafamı ittirip bırakırken ona ters bakışlar attım.

Önüme dönünce herkes bana imalı bakışlar atıyordu" Ne var? "

" Ne yaptınız lan iki hafta boyunca Tekirdağ'da hadi hadi"

" Şey " Dedim ve Akbora ya baktım. Rahat rahat sigarasını içiyordu ve aradan da dudaklarının kıvrıldığını gördüm " Ben adım atabilmeye başladım"

" Vallahi mi? "

" Evet " Dedim. Akbora bana ima ile baktı. Onu diyeceğimi düşünüyordu dimi? Avucunu yalardı.

Gözlerimi kıstım ve ona ters ters baktım. Kimse bakmadan öpücük attı.

Şokla elimi ağzıma kapattım. O ise sırıtıp cama çevirdi kafasını.

Herkes kendi haline geçmişken cansu gelip dizime çenesini yaslayıp yere çöktü " Gökçek. İyi misin? "

" İyim canım" Saçlarına elimi koydum ve okşamaya başladım " Sen? "

" Beni bırak. Akbora ile umarım güzel geçmiştir zamanın. Yürümesen de senin her zaman desteğin olacağım unutma " Dedi ve dizime elini koydu. Gözlerim dolu gülümsedim

" Sizin gibi arkadaşlarım olduğu için çok mutluyum "

" Bizde senin gibi bir anne profili olan kişi ile mutluyuz "

Eğilip dizinin üstünde ki elimi öptü ve dizime kafasını yaslayıp gözlerini kapattı

Tuğba Batu ile olan konuşması bitince yanıma geldi ve oturdu.

" Nasılsın koç? "

" İyidir senden? "

" İyi iyi"

" Kızım biz niye askerlik arkadaşı gibi konuşuyoruz "

Sesizlik oldu aramızda " Ne biliyim kızım. Sokakta büyüdük. Dolanıyor dile işte "

Güldüm ve kafamı geri yasladım. Bu iki arkadaşım, artık kardeşim tabii her zaman güvendiğim kişiler olacaktı.

Böyle bir dönemde yanımda duran, moralimi yüksek tutup, bana saygı gösteren kişilerdi.

Akbora sayesinde tanıştığım diğer üçlü ise abim olmuştu sanki. Atışmalarımız, kavgalarımız belki de her şeyde bir hayır vardır demek buraya uymuştu.

" Gülüşüm yorgunsun. Uyuyacakmısın? "

Akbora koltuktan kalkıp yanıma geldi ve diz çöktü " Hayır biraz çalışma yapacağım "

" Bizde varız. Bakalım bizim minik nasıl bir ilerleme katetti "

Dizimdeki Cansu kalktı ve heyecanla ellerini çırptı.

Heyacanlanmıştım. Koltuktan yavaşça kalktım ve Akbora nın uzattığı elleri tuttum. Ellerinden kollarına geçtim ve tırnaklarım batsa bile kendimi zorladım. O ise hiç bir şey demeden ah bile demeden bana umut dolu bakış atıyordu

Çenemi sıktım ve bir adım attım " Hadi güzelim " Diyen akbora beni gazlıyordu.

Ayaklarımı zorladım ve gözlerim dolsa da bir kaç adım atabildim. Akbora kollarını belime doladı ben ise kendimi sıktığım için başımı göğsüne yaslayıp beline tutundum.

" Bravo be. Abisi gibi nasıl da güçlü " Diyen Mert kollarını kaldırdı ve kaslarını gösterdi. Kafamı iki yana sallayıp güldüm.

" Sana inanıyoruz " Dedi Batu ve gelip alnımdan öptü " Başaracaksın. Abi sözü "

" Başaracağım " Dedim ve gözlerine baktım " Kardeş sözü "

Gülümsedi ve tuğbayı kolunun altına çekip saçlarından öptü. Akbora da eğilip kafamdan öptü.

" Ya yeter ya " Diye bağırdı aniden Mert. İrkilerek ona döndüm " Bu tipsizler kendilerine eş buldu da ben niye hala sapım. Hele ki en yakışıklınız benken".

Hepimiz gülmeye başladığımızda somurtup Eymen'in yanına gitti " Sapız be ka-" Demeden Eymen Cansunun yanına gidip elini tuttu ve saçından öptü

" Sen sapsın kardeşim "

Mert aniden bayıldı. Şaka maka değil ciddi ciddi bayılmıştı . Dizlerim uyuşmaya başlayınca Akboraya tutundum. Oda anlayınca kucağına aldı ve Mert'in üstünden zıplayıp odamıza götürdü.

" Lan hakkat bayılmış " Diyen Eymenlerin sesleri geliyordu.

Akbora beni yatağa yatırdı ve gidip kapıyı kitledi. Her zaman ki gibi gömleğini çözdü ve kendini yanıma atıp çıplak göğsüne beni çekti.

Anında kedi gibi kafamı tenine sürtüp mayışmaya başladım. Kokusu burnuma doldukça ciğerlerim ferahlıyordu.

Burnumu göğsüne sürtünce gülmeye başladı " Ulan varya " Dedi " Zor tutuyorum kendimi "

Güldüm ve göğsüne öpücük kondurdum "hmmm "

" Uyu yaramaz uyu "

Beline sıkıca sarıldım ve gözlerimi yorgunlukla kapattım.

🐤👀🐤

Üstüme baktığımda hazırdım. Arabanın içinde Tuğba ile bekliyorduk. Cansu arabada bilgisayara kodları giriyor kameralara erişiyordu.

Evet ona da eğitim vermiştim bir kaç günde. Dövüşe de başlatacaktım onu.

Kulaklığa dokundum " Durum ne? "

" Adamları indirmeye başlayacağız birazdan. Beş dakika sonra gelin "

" Tamam "

Cansu bilgisayarı bize çevirdi. Akboralar depoda konumlanmış bekliyordu. İçerde yapılan satışlarda doruk ve berkay abide vardı.

Kafamı iki yana salladım ve Tuğba ya döndüm. " Ben bunları varya "

" Onlara da gelecek " Dedim zorlukla.

Son bir dakika kala arabadan çıktık. Evet yürüyordum

( Anlık Gökçe ve Tuğba 😎)

Ara da sırada uyuşmalar olsa da artık daha iyidir ve azmin sonunda başarmıştım.

Cansu " Dikkatli olun " Derken kapıyı kapattı.

Tuğba ya baş haraketi yaptım ve arka kısma geçtik. Ön taraftan çok arka tarafta adamlar vardı.

Ön tarafta ki adamları Akboralar halletmişti bile. Arka tarafa geldiğimizde Akboranın yanına geçtim " Bir dakika sonra aynı anda "

Kafamızla onayladık. Belimden silahı çıkardım ve sıkıca kavradım.

" Başla" Demesi ile aynı anda her birimiz hedefleri vurmaya başladık.

Adamlar daha ne olduğunu anlatamazken abimler silahlarını çıkartıp Adili korumaya almışlardı.

Dişlerimi sıktım sinirle. Yaptıklarınız bedelini ödeyeceksiniz. Adamları teker teker indirdikten sonra akboralar içeri girdi

" Naber lan o. Ç " . Akbora öyle bir demişti ki san ki bu anı bekliyormuş gibi içten demişti.

Tuğbayla kıkırdadık.

" Siz kimsiniz? Kim yolladı sizi? "

" Biz. Bizi Allah yolladı inanır mısın? " Dedi Mert ve kahkaha attı " Ay dur sen Allah'a dahi inanmıyorsun doğru "

" Siktirin gidin lan " Diye bağıran abimle ellerim yumruk oldu " İşi batırmaya çalışıyorsunuz ama anca leşiniz çıkar buradan "

" Deme be " Dedim ve camdan içeri atlayıp silahın ucu ile oynamaya başladım " Benimkini de sersene"

" Se-"

" İş birliğimi yaptınız. Nerede tuğba. Gelmedi dimi zeki kardeşim "

" Yok " Diyen tuğba yanıma geldi " Geldim. O. Ç "

" Ee iki piç ve en büyük olan o. Ç " Dedim. Üçü şaşkınca bize bakarken " Hanginizden başlayalım "

Berkay ve Doruk aynı anda silah doğrulttu bize. Akboralar anında ellerine sıktı " Gülüşüme silah doğrultacak kişi anasının karnından doğmadı daha "

İkisi yerde acı ile kıvranırken adile yürüdüm ve titreyerek silah tutan eline tekme attım. Silah öteye savrulurken yüzüne yumruğu geçirdim. Geri yere düşünce kalkmasın diye ayakkabımı suratına bastırdım " Bize yaşattıklarının hesabını vereceksin "

Tuğba yanıma geldi ve yere eğilip Adilin saçını kavradı " Bana yaptığın o dövme varya. Sildirdim. Senide dünyadan sileceğiz "

Ayağımı suratına geçirdim ve silahı daha sıkı kavradım

" Askerler yolda " Dedi Eymen " Sakın bir şey yapmayın "

Adil vurduğum tekme ile bayılırken tuğba erkekliğine ateş etti " Bir piç doğmaz artık "

Doruk ve berkaya döndük.

Yanına gittim ve düşünmeden yüzüne yumruk attım v,dizlerimin üstüne çöktüm " Her şey senin suçun "diye bağırdım. Gözlerimi öfke bürümüştü. Onlara inanmıştık ama bunlara yardım ettiğini asla bilmiyorduk.

Kendini korumaya çalışıyordu ama üst üste yumruk attım yüzüne. " İkra abla lan " Dedim ağlayarak " O kadın seni sevdi. Piç. Ona da yalan söyledin "

Yüzü kandan gözükmezken göz yaşlarım onun kanlarına karıştı " Allah belanı versin senin. Bin belanı versin"

Ayağa kalktım ve üst üste vücuduna tekme atmaya başladım. Saçlarım savruluyor terli yüzüme vuruyordu.

Ellerimden kanlar akıyordu. Tuğba zaten çoktan sinir krizi geçirip bayılmıştı.

Belimi tutan Akbora beni geri çekmeye çalışıyordu " Bırak " Dedim haykırarak " Öldüreceğim onları.Yaşatmayacağım "

Beni kucağına alınca deli gibi çırpınıyordum kucağında. Beni sabit tutmaya çalışıyordu ama içimde ki sızı geçmiyordu.

Depodan çıktığımızda alnını alnıma yasladı. Askerlerin ne ara geldiğini bilmiyordum bile.

" Sakin ol bitti her şey. " Derken dudaklarımı dudaklarıma çarpıyordu

" Bitti " Dedim fısıldayarak ve her şeyi unutmak ister gibi kanlı ellerim ile yüzünü avuçladım ve dudaklarına sertçe kapandım.

Kimseyi umursamadan beni kendine çekti ve bir anda beni düz tutunca kalçalarımdan tutup kucağına öyle aldı.

Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sardım ve dudaklarımızı tekrar buluşturdum.

Beni kimsenin olmadığı bir alana getirdi ve sırtımı ağaca yasladı. Sonra yön değiştirdi ve kendisi ağaca yaslandı.

Yavaşça aşağa kaydı ve yere benimle oturdu.

Ensemdeki saçlarımı kavrayıp eline doladı ve sıkınca istemsizce inlemem dudaklarımız arasında kaybolmuştu.

Dudakları dudaklarımdan kopup boynuma yöneldi ve kokumu derince içine çekti.

Ensesinde ki saçları okşadım.

" Her şey için teşekkür ederim " Dedim gözlerim dolu " Yanımda olduğun, kalbimi doldurdun, sevgini verdiğin için "

" Her zaman " Dedi alnını alnıma yaslayıp " Herkes gitse de ben senin yanında olacağım. Çocuklarımın anası olacaksın"

Kaşlarım havalandı " Böyle dört, beş çocuk yapsak "

Gülümsedim " Sen ol da " Dedim.

Kollarını bana doladı ve bacaklarını yeşil çimlere doğru uzattı. Kucağına iyice yerleşip kafamı boyun girintisine koydum.

O anda kendimi nasıl hırpaladıysam her yerim ağırıyordu. Uykumda var zaten.

Yavaşça gözlerim kapanırken Akbora kucağında benimle kalktı ve arabaların olduğu yere yürüdü. Omuzunda öyle görüyordum.

Arabaya geldiğimizde beni indirmeden arabaya bindi , arabayı çalıştırdı.

Gözlerimi kokusu ile kapattım ve kollarında uykuya daldım.

🐤🐤🐤

vallahi Gökçek de harbi kız he.

Neyse mmm. Gençlik yemin ederim bölümü bir türlü atamadım 😞

Hastane işleri falan derken olmadı ve üstüne bide yeni kurgunun düzenlemesini yaptım ve şuanda yayında. 😚🙃😊

Normalde bölümü yarıda kesip atacak ve sizi bekletmeyecektim ama diğer türlü çok kısa olacağını düşünüp daha da uzatıp iki bölümü birleştirdim

Umarım bölümü beğenmişsinizdir 🥰😘😍👀🐤

 

Bölüm : 26.01.2025 00:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...