4. Bölüm

4. Bölüm

Nehir Rüya
nehirruya

Eveeet yeni bir bölümle birlikteyiz.❤

Oy vermediğinizi görmek benim motivemi kırıyor lütfen oy vermeyi ve yeni eklenen satır arası yorumlarınızı yazmayı unutmayın!😍❤

 

Bir süre sonra büyük bir villanın önünde durduk. Derin bir nefes alıp aşağıya indim. Ateş gene elimi sımsıkı tutmuştu. Yanındayım der gibiydi. “Korkma.” Demesi kolaydı. Stresle dudaklarımı dişleyip içeriye girmiştim. Hizmetli kadın kapıyı açmıştı. Bize salona geçmemizi orada bizi beklediklerini söyledi. Ateş’in yönlendirmesiyle kaybolmadan salona geçtim. Salonda dört kişi vardı. Hani sadece dedesiyleydi? Biz buraya gelirken dedesiyle konuşacağız diye gelmiştik. Ateş’e döndüm. Ateş mırıldanarak bilmiyordum güzel karım dedi. Salonda bize ayrılan boş koltuğa geçtik. Ateş oturduğumuzda yandaki yastığı bacaklarıma koydu sonra da elini belime sahipkar şekilde sardı. Kimse konuşmadıkça ben daha çok strese girmiştim. Ateş beni anlamış gibi eliyle bize bakan aileyi işaret etti.

 

“Tanıştırayım güzel karım. Annem Özge, babam Anıl, kardeşim Begüm, abim Yiğit ve dedem Ahmet.”

 

“Tanıştığıma memnun oldum efendim.” Abisi diye tanıttığı kişi beni gösterip “Şuna bak gidip bir günde kadın getirdi karşımıza o da bardan yeni çıktığı belli.” Kaşlarım çatıldı. Nasıl kısa giyindiğim için bana böyle ima yapabilirdi? Bir de modern aile olacaklar. Tam ağzımı açakken Ateş anında ayağa kalktığı gibi suratına yumruk attı. Gözlerim dolu dolu abisine baktım. “Sen nasıl bana böyle bir ima yapabilirsin? Sen bana bunu söyleyecek son kişi bile değilsin duydun mu beni?!” Abisine bende tokat attım. “Sanırım senin takıldığın kızlarla karıştırdın ben ona benzemem. Dua et topuklu ayakkabım yoktu.” Bana şaşkınca bakıyorlardı. Ateş istediğini yap güzel karım diye mırıldandı. Abisinin kollarından tuttu. Bende kafasına kafasına çantamı geçirirken arada bacaklarına tekme atıyordum. Bir süre sonra saçlarımı geri atıp Ateş’in demin oturduğu yere yanına oturdum. Ailesine şirince gülümsedim.

 

“Şey tekrar merhaba. Ben size kendimi tanıtayım. Adım Melisa Mavi. İç mimarlık bölümünü bitirdim.”

 

Ateş kendini epey anlatmıştı ama ben heyecandan bu kadarını bile zor konuşabilmiştim. Abisi bana dik dik baktı. “Nerede tanıştınız siz? Dövüş kulübünde mi?” Gözlerimi kıstım. “Sen hiç konuşma bu saatten sonra da saygı görmeyeceksin benim tarafımdan. Eğer ağzın tek soru için bile açılırsa evde ne kadar bardak varsa kafanda kırarım görürsün.” Başımı tekrar ailesine çevirdim. Dedesi sırıttı. “Kızım ben sorayım nerede tanıştınız siz?”

 

“Biz benim manevi dede gibi gördüğüm adamın ayakkabı dükkanı var. Orada tanıştık. İki yıldır da süren bir ilişkimiz var ve artık evlenmek istiyoruz.”

 

Annesi heyecanla yerinde kıpırdanırken dedesinin kaşları çatıldı. “Neden şimdi evlenmek istiyorsunuz?” Neyi ölçüyordu ki? Bunu bende bilmiyordum. Şirket için demişti Ateş ama bence şirket için dersem dedesi bizim neden birlikte olduğumuzu anlayacak gibiydi. Tam Ateş şirket dedi ki araya girdim.

 

“Şirkette çalışmak istediğim için efendim. Ben evlenmeden geçmek istemedim bu yüzden belki duymuşsunuzdur yakın zaman da bir şirket battı. Hilmi bey'in yanında çalışıyordum. Şimdi iş arardım ama Ateş de bana demişti ki artık duyurmalıyız. Ben iki yıldır saklatmıştım ama artık bazı şeyleri göstere göstere yaşama zamanı diye düşündüm.”

 

“Neden bir anda dedi ki kızım? Belki bunun altında isteği yoktur.”

 

Üzgünce gözlerine baktım. Ateş yerinde rahatsızca kıpırdandı sanırım dedesi Ateş’i de ölçmeye çalışıyordu. “Aslında bunu size nasıl anlatsam bilmiyorum ama benim annem şu anda epey hasta ve tek istediği şey dünya gözüyle evlendiğimi görmek. Ateş’le de dün tanıştırdım. Ona da aynı durumdan bahsetti. Evlenmeyip kızımı mı oyalıyorsun dedi. O da olur mu efendim? Dedi. Böyle evlenmeye karar verdik.”.

 

Dedesi gururla Ateş’e baktı. Ateş eğilip yanağımdan öptü. “Öyle oldu dede yoksa o konuyla ilgili değil. Annesi şu anda dün getirdiğim doktorlarla beraber hastalığına çözüm arıyor. Bizim hastanemizde. Melisa bana çok bahsetmemişti bu durumdan bende dün evlerine gittiğimde öğrenmiş oldum.”

 

Dedesi kalkıp omzunu sıvazladı. “Aferin oğlum. Gerçekten artık büyüdüğüne inandım. Çok da güzel ve saygılı bir gelini getirmişsin. Gelin kızımız da bizim keratadan kaçmadan düğünü yapalım(!)” Hepimiz gülmüştük. Akşama kadar annesi, babası ve dedesine kendimden bahsettim. Onların sorularını yanıtladım. Ateş de o sırada kafasını omzuma yaslamış bizi dinliyordu.

 

“Kızım sen hangi okuldan mezunsun?”

 

“Efendim ben İTÜ’den mezunum.” Annesinin gözleri beğeniyle ışıldadı. “Ay ne güzel. Kızım bakma sen kendine gel bizim burada çalış. Hem Hilmi’nin asistanını hep överlerdi. Kulağıma geliyordu başarıların. Batsa da bin yerde iş bulursun sen.”

 

Bunu söylediğinde istemsizce gözlerim Ateş’e değdi. Ateş suçlu çocuklar gibi gözlerim dışı her yere baktı. “Evet bende öyle düşünüyordum daha başvuru yapmadım ama bilmiyorum. Ateş’e de söyledim karı - koca aynı yerde çalışmak zor olmaz mı? Sizden akıl alabilirim bu konuda. Sanırım siz aynı yerde çalışıyordunuz.”

 

Annesi mırıldandığını sanarak hiç çekinmeden akıl da istiyor gördün mü? Hiç düşündüğümüz gibi değil hayatım dedi. Sonra hevesle bana döndü. “Kızım biz yıllardır beraber çalışıyoruz. Tabii evdeki sıkıntı arada şirkete de yansıyor ama bence birlikte çalışmak daha rahat. Ayrı yerlerde zor olur bir de ben gelinimi başka şirketlere vermem. Bak sana bir anımızı anlatayım. Babanla biz birlikte başta çalışmadık ben ayrı şirketteydim. Tabii o zamanların en iyi mimarlarındaydım biz rakip iki şirkettik. Düşünsene kocana para kaybettiriyorsun ve rakip şirketindesin bence çok güzel değil. Sen ne düşünüyorsun hayatım?”

 

Haklı olabilirdi çünkü Hilmi bey beni hep överdi. Başkasından baba diye bahsedilmesi beni şaşırmıştı.

 

“Öyle olmaz mı hanım? Rakip şirketimizdeydi. Çok zorlandık bulunduğu şirketi geçmek için düşün artık Ateş de çizimlerden fazla fazla almaya başlamıştı. Ben böyle bir mimarı başta da gelinimi başka şirkete gidip kaybetmek istemem. Bir daha da böyle zorluk istemem çünkü onların yanındayken biz gene zorlanıyorduk nedeni belliymiş.” Kıkırdadım. Övgüsü yüzünden de yanaklarım kızarmıştı. “Teşekkür ederim düşünceleriniz için. Bu teklifinizi düşüneceğim ve bence de haklısınız Özge hanım. Hem bu evliliğimize de yansıyabilir.”

 

“Aaaa canım Özge hanım ne? Tamam anne demek istemiyorsun en azından Özge abla de.”

 

Kafamı salladım. “Tabii öyle söylerim.” Ahmet dede boğazını temizleyince hepsi oturuşunu düzeltti. Bende kendimi düzeltmeye çalıştım ama Ateş yüzünden bu mümkün değildi. Ateş diye mırıldandım ama ses gelmemişti. Baktığımda uyuduğunu gördüm. Annesi gülümsemeyle yukarıdan pike istedi. Gelince üzerine örttüm. İyice yerleşmişti yerine. Annesi sonunda diye mırıldandı. Bir şey anlamıyordum.

 

“Ben inandım kızım sizin ilişkinize. Ateş’in küçüklüğünden beri uyku sorunları çeken bir çocuktu şimdi de senin yanında hemen uyuması bile güvendiğini gösterir. Siz gerçek sevgiyi bulmuşsunuz birbirinizde. Bize ne laf düşer. Sizin isteğiniz evlilikse tabii evlenin.”

 

Gülümseyerek kafamı salladım. Ah, adam bir bilse oğlunun iş bulmamı engellediğini!

 

“Teşekkür ederiz. Yalnız benim babam biraz nazlı adamdır. Nedeni de annemi altı kez istemesidir. Ondan dolayı bira-”

 

Lafımı kesmişti dedesi. “Sorun değil kızım. Biz de kızına yaraşır isteyeceğiz. Emin olur o zaman. Önce sen bir ailene sor bakayım ne zaman müsaitler biz aileler olarak toplu alışverişe çıkalım. Hem düğün hem de nişan. Bir de isteme için de bir şeyler bakalım.”

 

Kafamı salladım. Telefonumdan annemi aradım.

 

– Anneciğim nasılsın?

– İyiyim kızım. Doktorlar olumlu konuştu biliyor musun? Yeni bir iğne geliştirilmiş. O iğne bana iyi gelecekmiş. Ben babanı da ikna ettim kuzum. Onun da bacakları için doku örneği gibi bir şeyler aldılar pek anlamadım ama baban için de olumlu konuştular. Hatta ellerine de hissetmesi için iğne tedavisi göreceğini söyledi.

– Ciddi misin?

 

Kahkaha attım. Annemin iyi olma haberi ve babamın mutluluğu için bile değerdi bu durumun sürmesi.

– Çok sevindik biz de. Eve geldik ama baban seni bulamadı. Biraz homurdandı.

– Ateşlerin ailesiyle tanıştım da şimdi anne. Ateş’in dedesi, Ahmet dede bizim uygunluğumuzu soruyor. Babam da yanındaysa danışır mısın?

– Tamam kızım. Sen telefonu bir dünürlerimize ver.

– Tamam anne.

 

“Şey Ahmet dede, annemle konuşur musunuz?” Kalkamıyordum Ateş uyuduğu için. Annesi telefonu elimden aldı. Hepsi birlikte alışveriş zamanı, isteme günü gibi konulara karar veriyorlardı. Bende sıkıntıdan Ateş’in sarı saçlarını okşuyordum. Ateş fazla ışıktan rahatsız olduğu için kafasını boynuma gömmüştü. Saçlarıyla da oynayınca daha derinleşmişti uykusu. Telefonu kapattıktan sonra anlaştıkları günleri telefonuma yazdım.

 

“Yarın isteme için alışverişe çıkalım dedik kızım ama sana soramadık. Müsait misin?” Dedesinin sorusuyla kafamı salladım. “Müsaitim efendim.” Biraz daha sohbet etmiştik ama Ateş’in kalkmaya niyeti yoktu. Beni babam aramıştı gel artık diye. Ateş’i uyandırmamaya çalışarak kafasını çektim. Altına yastık koyup kalktım. Üzerindeki ceketi çıkarttım. Açılan belini örttükten sonra üzerine pikeyi örttüm. “Kızım istersen sen de burada kal.” Annesi çok tatlı kadındı ama olmazdı. “Beni de babam bekliyor efendim. Yarın buluşmamız daha uygun olur.” Kafalarını salladılar ama tereddütle uyuyan Ateş’e baktılar. Anlam veremedim.

 

“Kızım o zaman seni bizimkiler bıraksın yoksa kabul edemem saat geç oldu taksi de olmaz.”

 

“Peki efendim.”

 

Sarıldım ailesiyle sonra dışarıya çıktığımda önümde araç durdu. İçine bindiğimde evimi söyledim. Koruma da beni eve götürüyordu. Yarım saat sonra evime geldiğimizde teşekkür edip indim. Eve girer girmez annem ne kadar saygılılar deyip dünürlerini övdü. Babam da biraz olsun ısınmıştı. “Teşekkür ederim bana destek olduğunuz için annem ve babam.” İkisi de bana duygusal bir bakış atıp sarıldılar. Bir süre daha konuştuk. Uykum geldiği için yatağa geçtim. “Kızım alarm kur sabah dokuz da kahvaltıya gidecekmişiz!” Ooof neden bu kadar erken saat. Ben ondakine yetişemedim. “Tamam anne!” Bir dakika aralıklarla alarm kurup telefonumu kenara koydum. Gözlerim bugünün yorgunluğuyla hemen kapanmıştı.

Oy vermediğinizi görmek benim motivemi kırıyor lütfen oy vermeyi ve yeni eklenen yorumlarınızı yazmayı unutmayın!😍❤

Sizin bu bölümdeki favori karakteriniz kim oldu?

Ateş'e kızgın mısınız yoksa tatlı mı buluyorsunuz?

Yazarınızdan not: Sizce de Ateş bebek gibi değil mi ya? :)

Bölüm : 15.12.2024 21:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...