
Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın bebeklerim :) Yorumlarınızı görmeyi çok seviyorum.
Alina Demir
Bavulları hazırlamıştım. Buraya evli bir şekilde geri dönmek çok garip olacaktı. Bu kadar erken evleneceğimi beklemiyordum ve eminimki bu düğün hazırlığını Murat düşünmüştü. Hafif başımın dönmesiyle duvara tutundum. Ben bu aralar üst üste gelen sıkıntılar yüzünden doğru düzgün bir şey yiyememiştim ondan oluyordu her şey. Odaya Murat geldiğinde endişeyle beni kucağına aldı.
“Alinam iyi misin?”
Kafamı salladım. “Biraz başım döndü.”
“Tamam gidene kadar uyuyup dinlen bende sana sevdiğin yemekten yapıp getireyim.”
“Canım istemiyor.”
İç çekti. “Bak küçük cadım biliyorum bu evlilik senin üzerindeki yükü arttıracak gibi hissediyorsun ama bu tehlike geçince istersen evliliğimiz bitecek.”
Ne demek istersen? O istemiyor muydu?
“Sen istemiyor musun?”
Murat bana cevap vermeden yatağıma yatırdı. Sonra odadan çıktı. Murat da bir haller vardı ama anlamıyordum. Acaba ailesi için mi boşanmak istemiyordu? Kafamdaki sorularla gözlerimi kapattım ama uyuyamadım çünkü Kiraz’ın ağlama sesini duyuyordum.
“G-gelmeyecek mi bir daha? A-ablama neden gitmemi istemedin abi?”
İç çektim. O kız çocuğunu bende annesi gibi bırakmıştım. Ege şimdi ne kadar kötü hissediyordur. Bence çok kuruntu yapıyorlardı. Murat’ta benimle birlikte gelirse bence bir şey olmazdı sonuçta artık bizi evli biliyorlardı. Odaya Murat geldiğinde hala Kiraz’ın ağlama sesleri geliyordu ve Murat da fark etmiş olmalı ki sessizce ağzının içinde bir şeyler söylendi.
“Al bakalım cadım afiyet olsun.”
“Sen yemeyecek misin? Kendine de koyup yanıma oturur musun?”
Tokum diye mırıldansa da bende yemem dediğimde mecbur tepsisiyle odama gelmişti. Birlikte yatakta oturmuş yan yana yemek yiyorduk. Ş-şey acaba evlenince aynı yatakta mı uyuyacaktık? Biz arada uyuyorduk ben rüyalanınca ama şimdi her şey fazla tuhaf olmuştu. O yüzden mi babası bize evi almıştı. Zaten yatırım demesine hiç inanmamıştım. Gözlerimi kocaman açtım.
“Murat…” dedim usulca. “Sen… yoksa evleneceğimizi biliyor muydun? Babanla telefonda konuşurken ‘gelinim’ kelimesini duymuştum ama sen gelincik çiçeğinden bahsettiğini söylemiştin.”
Gözlerime baktı. O sakin, kendinden emin bakışları bir an bile kaçmadı gözlerimden. Ardından başını yavaşça salladı.
“Burak’la senin tehlikeden uzak olman için konuşuyorduk,” dedi. Sesi yumuşaktı, sanki beni ürkütmek istemiyormuş gibi. “O gün de… babamın dediği... 'gelinime ev almak istiyorumdu.”
Kalbim göğsümde çırpınmaya başlamıştı. “Ne?..” dedim fısıltıyla.
“Biliyor musun…” diye devam etti. Sesi daha da alçaldı. “O üç evde de ‘gelinim ayak bastı, başka kimseye layık olamaz’ dedi. Babam senin ayak bastığın yerleri kutsal gibi görüyor.”
Bakışlarım gözlerinden kaçmak istedi ama kaçamadı. Kalakaldım. Ne diyebilirdim ki? Bu bir oyun değil miydi? Sadece bir anlaşma… değil miydi?
Murat aramızdaki mesafe artık yalnızca bir nefes kadar kalmıştı. Nefesim… evet, o da sanki beni terk etmişti. Yutkundum ama boğazım kuruydu.
“Ve o araç…” dedi, başını hafif eğerek sanki yakınlaşacak mesafe varmış gibi daha da yüzüme yaklaştı. Dudakları neredeyse yanağıma dokunacak kadar yakındı. “Onu da gelinime aldım. ‘Kızım soğukta hastanelere gidecek… Zırhlı olsun. Ona bir şey olmasın,’ dedi.”
Gözlerim dolmuştu, nedenini bilmiyordum. Bu bir rolse… neden bu kadar gerçek hissetiriyordu? Murat susmalıydı. Ama susmuyordu. Ben kaçmalıydım, ama kaçamıyordum.
O anda onunla aramda hiçbir şey yoktu. Ne anlaşma, ne kural, ne mesafe. Sadece kalp atışlarımız vardı. Onun gözlerinde gördüğüm şey, içimdeki duvarları bir bir yıkmaya başlamıştı. Ama hâlâ kafam karmakarışıktı.
Gerçek neydi? Bu his… bana ait miydi, yoksa sadece bu rolün içindeki bir yansıma mıydı?
Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayın bebeklerim :) Yorumlarınızı görmeyi çok seviyorum.
Alina hakkında ne düşünüyorsunuz?
Murat hakkında ne düşünüyorsunuz?
Cevaplarınızı bekliyorum...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |