
5.
Yalnızca sesiyle içimdeki Ateş biraz dinince , acımın dinmesi için ona çaresizce uzandım. Mutfağa koşarak girip diğer adamı benden uzaklaştırdı.
Tugay'ın eşofman altı giydiğini görünce hayal kırıklığı hissettim. Ten temasımızın olabildiğince rahatlatıcı olmasını istiyordum.
En azından gövdesi hala çıplaktı.
Yanıma geldiğinde beni hemen kollarının arasına aldı.
Bir kolanın ağaca sarılması gibi ona sarılarak tenimin mümkün olduğunca fazla degmesini sağladım.
Bacaklarım iki yanında, kollarım sıkıca boynundaydı. Göğsüne gömülüp hıçkıra hıçkıra ağlarken içimdeki ateş sönsede acı hala dayanılmaz bir boyuttaydı.
Tugay beni kucağından ayırmayarak sandalyeye oturarak,"Şşş" dedi. "Biliyorum, bebeğim. Biliyorum".
"Lütfen engelle şunu" diye yalvardım.
Tugay aniden ıssırık izine yapışıp dilini üzerinde gezdirerek emdi.
Yüksek sesle inledim. Hem harika hissettim hemde tüm acımı dindirdi.
Travmanın etkisiyle titremeye devam ederken ve Tugay ustaca hareketlerle boynuma gömülürken ona sıkıca sarıldım.
Bu inanılmaz his beni öylesine büyülemiştiki, arkadaşının bir şeyler mırıldandıp odadan çıktığını bile fark etmemiştim. Acım dinince beni öpmeyi bırakacağını düşünsemde bırakmadı. Öpmeye devam ederken boynumdan çeneme ilerledikten sonra dudaklarıma ulaştı.
Dudaklarının dudaklarımdaki hissi ipek gibiydi .
Öpüşme tatlı ve yavaştı ama içindeki açlığı fark etmemek elde değildi.
Aynı zamanda tutkuluydu. Daha önce hiç kimseyi böyle öpmemiştim. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.
Tugay kısa bir süre uzaklaştıktan sonra alnını alnıma dayadı. İkimizde derin nefesler alıyorduk. Dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu.
"Çok özür dilerim", diye fısıldadı. Burnunu burnuma sürttü.
Gözlerinin içine baktım.
"Bağımızın bu kadar güçlü olduğunu fark etmemiştim. Biraz etrafta dolaşıp rahatlamanı ve sonra gelip seni bulmayı planlamıştım. Acının bu kadar şiddetli olacağını bilmiyordum, özür dilerim." Beni tekrar öptü" canının yanmasını istemiyorum."
"Hepsi sırf senden uzaklaştığım içinmi oldu?" Diye sordum.
Başını onaylarcasına sallayıp yüzünü saçlarıma gömerek derin bir nefes aldı. Bedenim gittikçe sakinleşirken, bir süre birbirimize sarılarak yalnızca öyle kaldık.
Yaşananları anlandırmaya çalışmaktan vazgeçmiştim.
Zihinsel olarak yorulduğum için hiçbir yeni bilgiyi sindiremiyordum.
Tüm bunların en kafa karıştırıcı yanı Tugay dan bu denli etkilenmemdi. Onun uçakta o herifi boğduğunu görmüş, beni kaçırdığını anlamış ve sınırlara ne kadar saygı duymadığını deneyimlemiştim.
Ama her nedense, o yakınımdayken bile ona daha yakın olmak,ona dokunmaya ve onunla konuşmaya devam etmek istiyordum.
Resmen beni kaçıran adamı yakından tanımak istiyordum.
Bende bir sorun olmalıydı. Kafayı neden bu herifle bozdum?
Tugay belimi kavrayıp parmaklarını yukarı aşağı gezdirdi. Bana bakmak için arkasına yaslandı." Artık o lanet olası yatağa dönecekmisin?" Diye sordu.
Hayır demem gerektiğini biliyordum. Ama içimden hayır demek gelmiyordu. Bu kadar basitti. Hayır demek istemiyordum. Bu yüzden evet dedim.
Tugay gülümseyerek dudaklarıma bir öpücük daha kondurdu. Ellerini popomun altına geçirip beni kucağına sabitleyerek ayağa kalktı.
Tanrım çok güçlü.
Tugay bizi uyandığımız odaya doğru götürürken" beni yere indirebilirsin" dedim. "Yürüyebilirim."
Eğilerek dudaklarını kulağıma değdirdi" umrumda değil."
Peki o zaman.
Odaya girip beni nazikçe yatağın ortasına bıraktı. Ellerini üzerimden çektiğinde kaşlarımı çattım. Geriye çekilip eşofmanını çıkardı.
Her hareketiyle kaslarının gerilmesini izledim.
Yutkundum."ne yapıyorsun?"
Sırıttı ,"uyurken terlemek istemiyorum."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |