7. Bölüm

7. Bölüm

Nehir
nehr.ararr

7.

Tugay dan önce uyanmıştım ve ne yapacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. Yavaş ve sabit nefesini ensemde hissedebiliyordum. Aklıma annem gelince , dün gece evine gitmediğim için endişelenip , endiselenmediğini merak ediyordum.

Polise haber verip arama emrini çıkarmış olabilir.

Ama eve gelmediğimi fark etmemiş ya da ona öfkeli olduğum için gitmediğimi düşünmüş olma ihtimali çok yüksekti. Benden böyle bir tepki beklenebilir di. Bu yüzden onun beni bulmaya çalışmasına bel bağlamamak gerekti.

Kendi başımaydım. Buradan çıkış yolunu bulmalıydım. Ama nasıl?

Kaçmayı tekrar deniyebilirdim ama bu sabah erken saatlerde yaşadığım acı aklıma gelince bunu hayatta tekrarlamıcaktım.

Bu yüzden seçeneklerimi gözden geçirdim . Tamamen pes ederek , orada öylece yatıp Tugay ın uymasını bekler ve bana istediğini yapmasına izin verirdim.

Bu neden kulağı iyi bir seçenekmiş gibi geliyor ?

Tugay'ın uyanmasını bekleyebilir, o odadan çıkana kadar uyuyormuş taklidi yapabilir, sonrada çıkış yolunu bulmaya çalışabilirdim.

Sevimli ve ona guveniyormuş gibi davranabilir, sonrada sinsi bir atak yaparak onu lambayla veya başka bir sert cisimle bayiltabilir, ardından topukluyabilirdim.

Ya da ona berbat davranıp benden bıkıp beni kapı dışarı yapmasını bekleyebilirdim. İşe yarayabilirdi dimi?

Annemin ortalıkta görünmememi umursayarak polisi arıyacağına inanabilirdim.

Pek olası değildi ama olabilirdi.

~Birden aklıma Noel arifesi olduğu geldi , Paris'te ailemle Noeli kutluyor olmam, babamın ölümünden yana ilk kez hayatın tadını çıkarıyor olmam gerekiyordu.

Babam. Tanrım onu çok özlemiştim.

Geçen yıl onunla geçireceğim son Noel olduğunu bilseydim, bunun değerini bilirdim. Babamla birlikte geçirdiğimiz Noeller her zaman harika olurdu.

Ailemin iki tarafındaki nenelerim ve dedelerimle görüşmediğim için her zaman yalnızca ikimiz olurduk. Noel filimleri izler, bayılana kadar yemek yerdik. Bir birimize aldığımız hediyeleri verir, noel şarkıları söyler, ağacı süsler ve yan yana olmanın keyfini çıkarırdık.

Babamla kaygısızca kutluya bildiğimiz için Noel her zaman yılın en sevdiğim günü olmuştur.

Gözlerimin dolduğunu hissedince burnumu çekerek göz yaşlarımı bastırmaya çalıştım.

Kendime üzülmenin zamanı değildi. Bana hapishane gibi hissettirmeye başlamış bu otel süitinden nasıl çıkacağımı bulmam gerekiyordu. Artık Noel de anneme görmek umrumda değildi. Sadece eve gitmek istiyordum.

Daha önümde yaşamam gereken bir hayat var!

Evet babam ölmüştü bu müthiş derecede yıkıcıydı ve onu her gün özlüyordum. Ama onun göçüp gitmesi benimde öldüğüm anlamına gelmiyordu.

Ben hala hayattaydım.

Ve artık beni yaşamaktan alı koyacak bir şey yoktu. Artık kendimden başka bakmam gereken kimse yoktu.

Üniversiteye gidebilirdim. Arkadaş çevresi edinebilirdim.

Barlarda, içip dans etmeye çıkabilir, erkeklerle tanışıp, sakıncalı kararlar verip, yeni bir daire,bir kedi ve havalı bir iş bulabilirdim. Beni durdura bilecek hiçbir şey yoktu.

Kabul,beni durdura bilen tek bir şey vardı. Ve o şey kollarını bana dolamış ensemde nefes alıyordu ve akıl almaz derecede yakışıklıydı.

O şey beni , kaçıran ve ona ait olduğumu söyleyen arkamdaki kocaman adamdı.

Tanrım neyim var benim?

Dün geceyi ve Tugay ın aban istediğini yapmasını nasıl müsade ettiğimi düşündüm. Kendimi onun kollarına öylece teslim etmiştim.

Hayatımın büyük kısmını pes ederek güçsüz ve yalnız hissederek , hayatın karşıma çıkardığı korkunç zorluklarla boğuşarak geçirmiştim. Bu kadarı yeter! Bu noktadan sonra hayatımı yaşıyacaktım.

Ve hiçbir şey ve hiç kimse beni durduramıcaktı.

Arkamdaki Tugay ın hareket ettiğini hissettim. Tanrım uyanıyordu!

Hemen gözlerimi kapatıp uyuyormuş taklidi yaptım. O odadan çıkınca pencereden falan atlıyabilceğimi umuyordum.

Artık yaşama zamanı gelmişti.

 

 

 

 

 

Bölüm : 13.09.2024 13:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...