
8 .
Tugay koluyla beni sıkıca sardıktan sonra yavaşça harekete geçip dudaklarını kulağıma bastırdı .
"Günaydın bebeğim" diye fısıldadı.
Kulak mememi dudaklarının arasına alıp usulca ıssırdı. İnanılmaz bir histi ama onu bunu bilmenin tatminini yaşatmak istemiyordum.
Aman tanrım! Aman tanrım! Aman tanrım! Kıpırdama, Mira ses çıkarma . Uyuyorsun unuttunmu?
Mmm... "Uyanık olduğunu biliyorum Mira". Diyerek boynumu öptü.
Yalan söylüyor bunu bilmiyor nasıl bilebilir?
" Demem rol yapıyoruz öylemi tamam o zaman , hadi oyun oynayalım."
Ne ? Ne demek istiyor?
Oyun oynayacak havamda değildim. Daha doğrusu havamda olmak istemiyordum . Ama bacak aramda oluşmaya başlayan sıcaklığıda inkar edemezdim.
Hareket ederek üstüme çıktığını hissettim . Bacaklarım arasına yerleşebilmesi için bacaklarımı içgüdüsel olarak hafifçe araladım. Bunun üzerine Tugay kıkırdadı.
Kahretsin bunu yaptığımı fark ettimi?
Kasılmamaya ve nefes alış verişimi sabit tutmaya çalıştım . Tugay ne yaparsa yapsın yaptığı ne kadar hoşuma giderse gitsin uyuyorum.
Eliyle belimi kavradıktan sonra karnımın üzerinde gezindi . Ardından yavaşça eğilip dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı .
Bu hiç adil değildi!
Dudaklarının dudaklarıma yaklaşmasıyla kafamda havai fişekler çakıyormuş gibi hissettim. Çığlık atmak ya da onu öpmek istesemde yapmadım. Duruşumu korumalıydım. Beni kaçıran adamla öpüşmeyecektim!
Ne kadar istersem istiyim.
Sakın kımıldama Mira!
Ama o yumuşak dudaklarını dudaklarıma degdirdikçe , dudaklarımı elimde olmadan birazcık aralayarak onu içeri davet ettim . Derin kahkahasını hissettim. Gözlerim kapalı olsada sırıttığını hissediyordum. İşte şimdi sıçtım! Kahretsin!
Gözlerimi açmadım.
Kulağıma eğilerek "Bu oyunu sevdim ," diye fısıldadı.
Çenemi öpüp belimi daha sıkı kavrarken memenin altına değecek şekilde yukarı kaldırdı. Hafifçe kıpırdandım.
" Aç şu gözlerini Mira ."
Hiç istifimi bozmadım.
" Açmayacak mısın?" Diye sordu .
Çıt çıkarmadım.
Daha ne kadar dayanabilceğimi bilmiyordum. Dilimi boğazıma sokmama ramak kalmıştı.
" Peki. İstediğin gibi olsun."
Tekrar çene hattım boyunca öpmeye başladı.
Kahretsin pes etmiyordu demek.
Tişörtümün üzerinden belime masaj yaparken dudaklarını boynumda gezdirmeye devam etti . Kısa bir anlığına tişört giydiğime pişman oldum. Sonra Tugay beni ıssırdığı noktayı buldu. Nefesim kesilirken belim içe doğru kıvrıldı.
Tanrım o nokta ikinci G noktam gibiydi.
İnlesemde gözlerimi inatla açmadım.
"Hımhım bende öyle düşünmüştü."dedi. Boynumun yan tarafını yalayınca kıpırdandım. Biraz geri çekildim.
" Gözlerini halâ açmıyormusun?"
Sadece inatçılık ediyordum ikimizde biliyorduk uyanık olduğumu . Ama bu savaşı kazanmasına izin vermeyecektim. Kaybedecek.
Gözlerimi acmayacaktim.
Bu yüzden başımı iki yana salladım.
Kıkırdadı" eşim inatçı çıktı" dedi . Dizini kasıklarıma doğru bastırdı. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum.
" Benim için hiç sorun değil" diye fısıldadı.
Dudaklarını bir kez daha boynuma yapıştırınca inledim. Köprücük kemiğime kadar öptükten sonra burnunu memelerimin arasında aşağı yukarı gezdirdi.
Nefesim kesildi . Belimi tekrar içe doğru kıvırdım.
Tişörtümü hafifçe kaldırıp göbek deliğimin etrafını öptü .
Oda ısınıyor mu yoksa banamı öyle geliyor ?
Sonra elini kilodumun altına götürürken kalça kemiğimi kavradı.
Bir saniye ? Kiloyum mu? Taytım nereye gitti?
Aniden Tugay ın taytımı dün akşam çıkardığını hatırladım. Sütyenimi de çıkarmış mıydı?
Üzerimde yalnızca bunlar vardı .
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |