39. BÖLÜM: Yanlış Hayal

Merhaba arkadaşlar
İyi okumalar:)

"Acılar insanı değiştirir, eğer bir insanı değiştirmek istemiyorsanız onu kırmayın."

Paulo Coelho

Umut Demirkan:

Her şey güzel gidiyordu ta ki onu düşünene kadar. Her şey harika oluyordu benim tarafımdan ama o geldiğinde tüm dengemi bozuyordu.

Önce tüm ülkede tanınan biri olarak bilirdim. Hep haberlerde onun adından daha doğrusu lakabı Hayalet olarak tanırdım. Bu kişi hem takdir ederdim ta ki bana bulaşana dek. Bana mesaj attığında ve hiçbir şey bulamadığını söylediğinde gülmek istemiştim o an ama onun yerine onu sinir etmeyi hedefledim. Bu hedefim gerçekleşti.
Çok kısa zaman sonra karşıma çıkmıştı. Önce onu tanımazdan geldim ama sonra onun cesur hareketleri,belgeleri alıp-yanlış- bilgileri paylaşırken o kararlılığı,beni etkilemişti.
En yakın adamımı öldürmem onun yüzünden değildi. Aslında Vedat daha önce düşmanlarla işbirliği yapmıştı ve o an'a kadar bekledim. İtiraf etmesini,benden özür dilemesini bekledim ama onun yerine devam etti.
Ben de ihaneti kabul edemem. Asla edemem.
O gün şaşırmıştı. Sanırım neden adamımı öldürdüm diye,onunla işbirliği yaptığını düşündüğüm için öldürdüm zannediyordu.
Hâlâ öyle zannetmeye devam edebilirdi.

O hayatıma dahil olmadan önce her şey aslında güzel değildi. Olmasaydı da olurdu ama bir kere oldu ve bu beni ondan koparamadı.
Onu araştırmaya başladım. O da beni.
İkimizde aslında yemek yesek veya yatsak aslında tanımış olurduk ama ikimizde en zoru seçerek düşman olarak birbirimizi tanımaya başladık.
Açıkçası bu hoşuma gidiyordu.
Sinirlendiğinde, özellikle yüz yüze geldiğimizde o kadar seksi oluyordu ki kendimi ondan alamıyordum.

Neden hâlâ onu düşünüyorum bilmiyorum ama kalbim sanki zorunlu düşünmek için varmış gibiydi.

Aslı geceye kalıp beni beklerken son kez kontrolleri yaptıktan sonra koltuğumdan kalktım. Bu gece gerçekten ihtiyacım olan sex idi.

Odamdan çıkıp koridordan geçerken Aslı'nın sabırsız bir şekilde beni beklediğini,bir elinde çanta olduğunu gördüm.

"Hadi gidelim." Deyip elimi beline koyup hafifçe okşadım. Bu onu heyecanlandırdı.
Deyimi yerinde ise 'kelebek etkisi' bırakmış olmalıyım.

"Hâlâ inanamıyorum." Daha sonra gözlerini bana çevirdi.
"Sizin gibi birisi benimle yatmayı kabul ediyordu."

"Bunu isteyen sen değil misin?"

"Evet ama...kabul etmezsiniz diye düşündüm. Uzun zamandır sizin dikkatinizi çekmeye çalışıyordum ama bugün... gerçekten hâlâ inanamıyorum."

"Bu kadar abartma Aslı. Alt tarafı benim gibi bir adamın altında olacaksın." Göz kırptım.

Kıkırdadı.

"Emin olun benim yerime olmak isteyen çok genç kız vardır."

Acaba o da istiyor muydu? Ona dokunmamı,onu öpmemi,onu sertçe becer- Ne diyordum ben? Benden nefret ediyordu ki aynı şekilde ben de.

Başımı iki yana sallayıp bu düşünceden çıkmak istedim. O kadını arzulamak bir zehirdi.
Ve ben bunu istemiyordum yani onu arzulamak.

"Ne oldu?" Diye sordu, Aslı.

"Hiç, işler. İşleri düşünüyorum. Yarın toplantı var unutturma bana tamam mı?"

"Elbette,hem ben zaten not almıştım."

Birlikte asansöre binip şirketten ayrıldık. Şirketin asansörü direkt dışarda olduğu için içerde değil de dışardan inmiş olduk.

Onu arabama bindirince onun yüzünün kızardığını farkettim. Ah kadınlar, birkaç güzel söze tav olmak tam da size yakışır.

Bir erkek olarak düşündüğüm kadınların güçsüz olduğu tek yanı duygusal olmaları. Bu kötü bir şey değil ama erkekler için fazla geliyordu.
Kadınların güçlü görmek aslında her erkeğin korkulu rüyası,bu güçsüz erkekler için geçerli.
Güçlü erkek yanında güçlü kadın görmek ister.

Benim gibi adamın yanında ise tabi ki de güçlü kadın görmek ister.
Lakin birlikte olduğum tüm kadınlar fazla duygusaldı.

Arabama binip hareket ettiğimizde onu evime değil de otele götürdüm.

Şaşırdı.

"Neden eviniz değil?"

"Bu önemli mi? Sadece yatacağız,ha evim ha otel." Bozuldu ama belli etmeden gülümsedi.

"Doğru,bu önemli değil. Önemli olan sadece sen ve ben."

"Sen ve ben? Ne ara samimi olduk Aslı?"

"Pardon Umut Bey."

"Sadece yatakta,bana Umut de!" Bu bir uyarı idi. Başını hafifçe salladı. İkimiz de arabadan inip otele girdik.
Güvenlik bizi kontrol ettiğinde direkt asansöre doğru gittim. Çünkü daha önce rezervasyon yapmıştım. Sanırım o bilmiyordu. Çünkü bakışları şaşkındı.

Asansöre binip ayarladığım kata geldik. Oda numarası:120

Bir anlamı yok,ya da ben öyle zannediyorum bilmiyorum.

Aslı'nın geçmesi için elimle ona yol gösterdim. O bunu yanlış anlayıp tekrar utandı, kızardı. Gerçekten mi?
Sadece yol verdiğim için kızarmak,bu mu romantik ya da beyfendilik.
Ah kadınlar biraz çıtanızı yüksek tutun!

Kapıyı kapatıp rahat bir tavırla masada bulunan şaraba doğru yürüdüm.
"İster misin?"

"Olur."

Hem ona hem bana bir kadeh şarap doldurdum. Birisini ona uzatıp diğerini içmeye,damağımın zevk vermesini bekledim. Güzeldi ama benim içeriklerime kıyasla pek de geliri yoktu.

Kendimizi içmeye verdiğimizde rahatlıyorduk. O durmadan hareket ederek benim dikkatimi dağıtıyordu.
Kısa bir an durup ona baktım.
"Bu kadar belli etme."

"Ne?"

"Beni istediğini belli etme."

"Ama seni istiyorum." Bu dudaklarımda belli belirsiz bir gülümseme oluşturdu.

Kravatımı çözüp herhangi bir yere fırlatıp ayağa kalktım. Şarap kadehini kafama dikip masaya yerleştirdim.

"Güzel kızsın." Utandı yine.
"Fazla da cesur." Gülümsedi.
"Ama aptalsın." Durup ona mı söyledim diye anlamaya çalıştı. Ki ona söylemiştim.

"Ne, nasıl?"

"Hiçbir erkek için kendini bu kadar ucuza satma." Ona nasihat veriyordum ama o yanlış anlamış olmalı ki başını iki yana sallayıp ayağa kalktı.

"Senin için. Yalnız senin için. Seni seviyorum ben." Bana yaklaştı. Şarabın verdiği o koku,ona ait olan kokuyu bastırmış sadece şarap kokusu burnuma doldu.

"Beni sevmen her şeyimi kabul edeceğin anlamına gelmiyor."

"Sen iste her şeyi yaparım. Çünkü seni seviyorum." Başımı iki yana salladım ama o daha da yaklaştı.
"Öp beni,o dudaklarını istiyorum Umut." Yutkundu. Hıçkırık tuttu.
"Yalvarırım beni becer."

Bu gerçekten utanç verici. Hiç zevk vermiyordu. Bir kadının bir erkeğe karşı böyle davranması...

Ona atak yapmadığımı görünce o bana yaklaştı ve iki elini yanağıma yerleştirip dudaklarını bana hınçla bastırdı.

Şaşırdım ama onu geri itmedim. Dudaklarının tadı güzeldi. İki elimi beline koyup okşarken onu geriye doğru itiyor,onun yatağa düşmesini sağladım.

Yatağa düşüp o ateşli bakışlarını bana atarken ben de kayış koptu. Önce ceketim yere düştü sonra gömlek ve pantolon.

Giydiği kıyafetlerden o da hızlıca kurtulurken sadece sütyeni ve kilodu kalmıştı. Siyah.

Üzerimde sadece boxer vardı. Ona yaklaşıp yatağına girdim.

Önce sütyen düştü ve o koca geniş göğüsler karşımda yer aldı. Ardından kilodunu gözleri önünde iki parçaya ayırdım.

Şaşırdı ama bu onu daha azdırdı. Onu becerirken aldığı zevkler, yüksek sesle inlemeleri ve bundan memnun olmuşcasına adımı haykırmasını duydum. Onu beceriyor, içimdeki o egoyu tatmin ediyordum.

İçine akıttığım menilerle o da rahatlarken dudaklarında gerçek,haz almış birisinin gülümsemesi vardı.

Aslında o anda onu değilde o kadını hayal ettiğimi söylesem ne kadar hayal kırıklığına uğrardı?

Eh,onu yatağa attığıma rağmen fazla hayal kırıklığa uğrardı.

Ve siktir, gerçekten onu hayal ederek onu becermiştim.

Ne oluyor bana?

-Son-