43. Bölüm
Deniz / KARIŞIK NUMARALAR/YARI TEXTING / 41. BÖLÜM: Beklenmedik Tanışma

41. BÖLÜM: Beklenmedik Tanışma

Deniz
nightdarkgirl344

 

Merhaba arkadaşlar
iyi okumalar:)

"Gizlenmek zevlidir,bulunmamak felaket."

 

Donald Wood Winnicott

Hayalet (Hayal):

Bazı anlar vardı kaybolmak için bazı anlar vardır ortaya çıkmak için. Ve sanırım ben ikincisi seçtim. Daha doğrusu o beni seçti.

Karşımdaki adam pişkince bana bakarken onun annesi şaşkındı.

"Hayal mi?" Diye sordu bir kez daha.
"Senin ismin Leyla değil mi?"

"Değil anne,bu kızı bilsen evine alır mıydın sence?"

"Ne,ne diyorsun oğlum. Bu kız da kim ve sen nerden tanıyorsun?" Diye sordu annesi inanamaz bir gözle ona bakıyordu.

"Uzun bir mazimiz var anne bu önemsiz bir konu. Asıl önemli olan ise nasıl bu eve geldiği,siz her gelene kapı açarsan düşman bile girer eve." Dedi bilmiş bir tavırla.

"Allah korusun, oğlum. O nasıl söz öyle." Annesi eliyle nazar çıkarma hareketi yaparken tekrar bana döndü.

"Sen kimsin?"

Boğazımı temizledim.
"Ben başkomiser Hayal Durmaz." Hem Umut Demirkan hem de annesi şaşkındı ve tabi o kızı unutmamak gerekir.

"Komiser mi?" Annesi konuşup sorusunu yönlendirdiğinde cebimden polis olduğuma kanıt olarak gösterdiğim bir kimlik aldım.

İkisi de bir kimliğe bir bana bakıyordu.
"Ne için geldiniz,yani bu kılıkla?" Neden bakıcı olarak geldiğimi merak ediyordu.

"Oğlunuz, oğlunuz için geldim. Onu tutuklamam gerekiyor."

"Ne?"

Umut Demirkan şaşkındı ama onu tutuklayacağıma rağmen hiçbir şey yapamıyordu.

"Henüz hakkında arama veya suç duyurusu yok ama uzun zamandır onu yakalamak için bir ekip kurduk ve bugün de nasip oldu."

Umut Demirkan gülümser gibi oldu ama gülümsemedi.

Tabi ben onun yerine gülümsedim.
"Görevim en başından beri seni bulmaktı." Güldüm.
"Buldum işte. Tekrar karşılaştık." Derin bir nefes içime çektim.

Elini cebinden çıkarıp aşağılayıcıydı alkışlardan yaptı. Hafifçe, ağır ağır iki elini birbirine vurdu.
"Aferin, ödül olarak da öpücük ister misin?"

Kaşlarımı çattım. Bu adam ne diyordu böyle?

Anlamadığımı görünce bu kez gülümsedi ve ceketinden kendi kartını çıkardı.
"Şuan MİT'in kurucu üyesiyle konuşuyorsun.
Ben Umut Demirkan." Elindeki kimliği indirip elini bana uzattı.
"Sanırım gerçekten tanıştık." Gözlerim irice açılmıştı.

Ne yani,uzun zamandır aradığım adam MIT'ten kurucu üyesi miydi? Kamera şakası filan mı?

"Şaka yapıyorsun."

"Çok ciddiyim." Dediğinde yavaşça yutkundum.

Annesi ve üvey kız kardeşi de anlamaz gözlerle bize bakıyordu ama biri oğlu biri ise abisinin MIT'in adamı olduğunu bilmiyordu. Aslında bu bilgi gizli kalmalıydı ama Umut Demirkan bunu önemsemiyordu.

Telefonumdan bildirim gelince durup telefona baktım. Başkandan geliyordu.

Başkan: Hayal derhal o evden çık. İşler istediğimiz gibi gitmiyor. General Remzi bize bu bilgiyi vermeyi tenezzül etmediği için...Daha doğrusu kendisi bize bu işi yapıp yapmayacağımı öğrenmek için Umut Demirkan'ı yem olarak attı. Kendisinin haberi var. Kısacası bizimle oyun oynamışlar. Derhal çık oradan.

Mesajı okur okumaz tekrar Umut Demirkan'a baktım. En başından beri onun peşinde olmamı buna tedbir almaması ve her seferinde beni yakalaması bu yüzdendi.

Telefonu hızlıca cebime yerleştirip onları geride bırakıp hızlıca merdivenlerden inmeye başladım.
Arkamdan adım seslerini duyuyor ama umursamadan başkanın dediği gibi buradan çıkacaktım.

"Nereye gittiğini zannediyorsun?" Bir anda kolumdan çekmemle ona dönüp çarpmam bir oldu. Nefesim düzensiz ama ifadem düzenli bir şekilde kaş çatıyordu.

"Bırak beni,gidiyorum. Daha fazla bu oyuna alet olamam." Deyip kolumu ondan kurtarmaya çalıştım ama o kadar sıkı tutuyordu ki yapamıyordum.

"Hiçbir yere gidemezsin. Önce hesap ver, nasıl girdin bu eve?" Kaş çatan bir tek ben değildim şimdi.

"Bakıcıyım diye tanıttım oldu bitti." Diye kestirip attım.

"O kadar da uzun boylu değil. Bana, kimden nasıl yardım aldın onu söyle!" Dediğinde gözlerimi yumdum. Derin nefes alıp verdim ama karşımdaki adamın kokusu burnuma dolduğunda ise gözlerimi açıp delici bakışlarımı ona kaldırdım.

"Seni ilgilendirmez. Madem MİT'in kurucu üyesisin bunu da bulmak sana düşer. Artık seni buldum. Uzun bir arada sonra...seni buldum. Bundan sonrası beni arama sırası sen de Umut Demirkan." Son sözlerim bu olurken ondan kurtulup evden ayrıldım.

Biraz ilerde siyah minibüs görünce ve teşkilatın aracı olduğuna emin olduğumda direkt bindim.

Karşımda Muhteşem Beşli ve başkan duruyordu.

"Nasıl oldu bu?" Diye sordum. Hâlâ inanamıyordum.

"İnan ben de Hayal inan ben de. General Remzi neden böyle bir şey yaptığını. Böyle eşek şakası yaptığını bilmiyorum."

"Şimdi ne olacak?" Diye sordum sinirle.
"Görev başarısız mı yoksa başarılı."

"Bize düşen görevi yerine getirdik. Gerisi oyunu oynayan o ve Umut Demirkan'da."

"Başkanım bir daha bu adamın ismini duymak, görmek istemiyorum."

"Neden?"

"İstemiyorum."

Derin bir nefes çekti içine.
"Seni eve bırakalım. Biraz dinlen."

"Gerek yok daha onu-" devam etmeme engel oldu.

"Hayal,yeter. Yeter, kızım. Günlerdir uykusuz olduğunu,bitkin olduğunu sen söylemesen de bedenin tepki veriyor. Bir iki gün dinlen sonra gelirsin tekrar konuşuruz bu konuyu." İtiraz etmek istedim ama bakışları bunu kabul etmem için ısrar ediciydi.

"Peki."

Boş, umutsuz ve gereksiz bir sözcüktü.

Geri kalanında minibüste geçen süreyle kısa zamanda evime gelmişti.

"İstersen evine gelebilirim?" Lila atılarak sorduğunda başımı iki yana salladım.

"Teşekkürler ama şu anlık tek başıma kalsam iyi olur." Anlayışla başını salladı. Minibüsten inip arkama bakmadan evime girdim.

Üstümü değiştirmeden direkt yatağa girdim. Uyku beni kendine mesken bellerken ona direnmek imkansızdı.

-Son-

Bölüm : 24.12.2024 20:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...