

Merhaba arkadaşlar
İyi okumalar:)
"Aşk; görmekten çok özlemeyi sever,dokunmaktan çok düşlemeyi..
Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkansız varsa gidip onu sever."
Özdemir Asaf
Umut Demirkan:
Uzun zamandır bunu planlarken zaten onun yanımda olacağını biliyordum ama erken olması sürpriz olmuştu bana.
Birazdan çıkacağımız yemek sahte de olsa onunla ilk kez gece yemeği yiyecektim. Önceki sadece konuşmak üzere olduğumuz için onu saymadım.
Hemen karşımdaki kadın ateşle oynuyordu. Üzerindeki iddialı elbise, gözlerimi ondan almama neden oluyordu.
"Şu gözlerini çek!" Diye uyardı aynadan bana bakarken. Sol kulağındaki küpe ile uğraşıyordu.
Sırıttım. Yerimde doğrulanıp arkasına doğru geçtim. Hemen önümde tapılası durmasa işler kolaydı.
Aynadan birbirimize bakıyorduk. Ben ona etkilenmiş gibi bakarken o ise sanki düşman gibiydi. Ki antlaşmadan önce öyle diyebilirdik.
"Bu kadar güzel olmayı nasıl başarabiliyorsun?" Diye bir anda sorduğumda bir an şaşırdı ama sonra kulağındaki küpeyi takıp bana döndü. O an farkettim ki aramızdaki mesafe birkaç nefes boşluğu kadardı.
"Ben her zaman ki gibi güzelim de," Beni açık açık süzüyordu. Ve bu hoşuma gitmişti.
"Senin yanıma yakışacağına şüpheliyim."
"Ne varmış halimde?" Kendimi hafifçe süzüp ona baktım.
Tekrar süzdü ve alayvari bir gülümseme ile yanımdan geçti.
Bana bir cevap dahi vermeden odadan çıkınca hayretle arkasına bakıyordum.
Bu kadın beni deli edecekti. Hem de gerçek anlamda!
Onu takip edip ayarladığım suitten ayrıldım. Asansörün kapısında beni bekliyordu. Hayır beni değil asansörü bekliyordu.
Siyah saçları dalgalı halinde kırmızı elbisenin sırt kısmında açık bıraktığı yeri kapatıyor,incecik ama dolgun olan vücuduyla tam becerme- hayır saçmalık onu düşünmem çok saçma.
"Ne bekliyorsun?" Diye sorunca ona baktım. Asansör kapısı açıktı ama binmek yerine beni bekliyordu. Bu beni şaşırtmıştı.
"Ben,kendin binip gideceğini düşündüm. Şaşırttın doğrusu." Dediğimde yine o alaylı gülüşü bulunuyordu.
"İnan bunu yapmayı çok isterdim. Hâlâ istiyorum ama işte... Çiftiz ya biz...Bir meselemiz var ya... ayrı kalamayız ya ..." Bunu kafama oturtmak için tane tane anlatıyordu.
Kahkaha attım söyledikleriyle.
"Ne gülüyorsun?"
"Komiksin." Ve seksi.
"Sen de fazla aptal!" Deyip beni beklemeden asansöre bindi. Kapılar tam kapanacağı vakit içeriye direkt girdim.
"Bıraksaydın asansör seni ikiye ayırsaydı." Göz devirdi. "Senden kurtulurdum."
"Benim gibi adamı kaybedersen çok üzülürsün."
"Üzülmem!"
"Üzülürsün. Benim çok özelliğim var."
"Özelliklerle ilgilenmem ama neymiş o özellikler?" Öylesine sormadığı belli olan gözleriyle öylesine sormuş gibi duran dudakları ters düşüyordu.
Kulağına yaklaşıp sanki birileri duyarmış gibi hafifçe dudaklarımı aralayıp "Mesela her yerde seni becerebilirim. Üzerindeki o elbiseyi ikiye ayırabilir,seni doruklara doğru götürebilir,bunu istemen için yalvartabilirim." İrkildi.
"Siktir git."
Güldüm.
Kapı açılınca ciddi bir yüz takındım. Kolumu kırıp onun koluma girmesini bekledim. Koluma girince asansörden indik. Asansör direkt restoranın olduğu kata indirdi. Uyumlu adımlarla ilerken gülümsedim.
"Adam nerde?" Diye sordu hafifçe bir sesten.
Gözlerim restoranda yemek yiyenlerin üzerinde gezerken hafif tıknaz,pos bıyıklı ve giydiği kıyafete zar zor sığınan adama döndü. Yanında ondan daha genç güzel bir kadın vardı.
"Orada." Başımla ona gösterdiğimde oraya doğru ilerledik.
"Kimlerdi tekrarlar mısın?"
O böyle diyince tüm sinirlerim yatışıyordu.
"Adam Kadri Fert, yanındaki kadın da metreslerden biri... Adı Alev."
"Alev ha...tam senin tiplik."
"Neymiş benim tiplik?" Başımı ona döndürüp gözlerimi ona diktim.
"İşte o," dedi çenesiyle Alev denen kadını gösterdi.
"Onunla bence yat. Böyle kuduruk kuduruk gezme."
Ciddi bir ortamda olmasaydık kahkaha atabilirdim ama onun yerine gülümsedim.
"Cık cık cık... Hayır hayır...o benim tipim değil." Gözlerimi tekrar ona çevirdim.
"Tipimi öğrenmek ister misin?"
"İstemez!" O olduğunu düşündüğü için hemen hayır demişti.
"Sen değilsin ama evet seninle de yatarım."
"Sordun mu bana?"
"İstemez misin?"
"İstemiyorum tabi ki!"
"O zaman o kadınla yatayım. Birileri beni istemiyor ama egomu tatmin etmek için birisini si-" devam etmemi engelleyen elleri ona aitti.
"Kes sesini, tamam. Özel hayatını öğrenmek istediğimi zannetmiyorum." Dediğinde elinin altında kısıkça güldüm. Elini çekti. Yüzünü buruşturdu.
"Seninle böyle sohbet etmeyi sevsem de şuan ciddi bir yerdeyiz." Başını salladı.
"O zaman ilk görevimize gidelim mi?"
"Gidelim." Dedi ve birkaç adım attıktan sonra Kadri Fert ve metresinin yanına vardık.
İlk görev: Aşk
-Son-
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 14.17k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
55 Bölümlü Kitap |