

Merhaba arkadaşlar
Bu hikayenin de sonuna gelmiş olduk.
Yaz mevsiminin haziran ayında yazmaya başlamış bir süre durmuş,araya hikayeyeler yazarak devam etmiştim.
Sonunda bu hikayeyi bitirdim.
İlk texting hikayem oldu. Daha doğrusu yarı texting.
O an anladım ki texting bana göre değildi. Olaylar olmalıydı benim için ve karekterim dünyası tamamen sanaldı başta.
Daha sonra yarı texting yaparak olay ekledim ve bu biraz beni iyi hissettirdi.
Kelimeler diğer hikayelerimin bölümlerine göre daha az ama çok bölüm yaparak bunu eşitlediğimi düşünüyorum.
Her neyse son bölüm,son bitiş;ilk ve son texting hikayesi...
"Bir hoşça kala sığdırdı beni,yere göğe sığdıramadığım."
Necip Fazıl Kısakürek
Yazarın anlatımı ile:
Hayal o gün sadece ailesinden yadigar kolyesini çalmadı Umut Demirkan'dan,ondan ümidini, hayalini ve gelecek olan planlarını da çalmıştı.
Umut Demirkan bunu öğrendiğinde dünyası başına yıkılır. Çünkü sevdiği kadın, öyle olduğunu düşünüyor, ona ihanet edip güvenmeyerek ona ait olan kolyeyi çalmıştı.
Ne değeri vardı bilinmez ama onun eline bir müzakerede almıştı. Yüklü bir para vermişti. O gün neden aldığına dair bir süre düşündü daha sonra düşünmeyi kesip kasaya atmıştı öylesine.
Bir gün sevdiği kadının onu çalacağına,ne halt edeceğini bilmiyordu.
Bu yüzdendir ki ifadesini koruyup karşısındaki kadına, sevdiği kadına baktı.
"Neden yaptın?" Direkt bunu sordu. Neden yapmıştı,tek merak ettiği soru buydu.
Hayal önce hafif şaşırdı ama sonra tüm bunların er ya da geç kulağına ulaşacağını biliyordu.
"Ben..." Dedi Hayal. O güçlü kadın yok olmuştu sanki. Dili kıvrılmadı,sürtçtü.
"Benn..."
"Ben diyerek cevabı vermiş olmuyorsun farkında mısın? Nedenini soruyorum gelip bana 'Ben,ben...' diyorsun.
Evet anladım sen,eee? Hadi anlat,anlat dinliyorum seni."
Hayal, karşısındaki adama bir an şaşırdı çünkü böyle tahammülsüz görmedi ona karşı ve bu onu şaşırtıyordu.
Umut Demirkan taviz vermeden ona bakıyor,anlatması için daha doğrusu boş konuşması için bekliyordu.
"Benim ailemden yadigar olan kolyeydi." Diye anlatmaya başladı. Bunu yapacaktı. Sadece anlatıp gidecekti.
"Sende olduğunu biliyordum." Gözlerini kaldırıp ona baktı.
"Seninle bu yüzden yakın durdum. Bu yüzden ortak olmak istedim." Dediğinde Umut Demirkan bunu beklemiyordu.
Eli cebinden ayrılınca bir an dengesini kaybettiğinde kendine gelemedi.
Hayal ona yardımcı olmak için ileriye atıldı ama Umut Demirkan son anda dengesini korudu ve ondan gelen yardımı kabul etmedi.
"Bu..." Dedi Umut Demirkan. Şimdi de onun dili tökezliyordu.
Bunu beklemiyordu ve bu yüz ifadesinden anlaşılıyordu.
"Beni kandırdın."
Omuz silkti Hayal.
"Sen ne anlamak istiyorsan artık. Gerçeği duydun ve benden bu kadar."
"Ne demek bu kadar?"
"Ben gidiyorum buradan. Amacıma ulaştım ve artık burada kalmama neden olacak kimse yok."
"Arkadaşların?" Umut Demirkan bir an düşündü,bunu neden sordu diye ama bunu boşverip gözlerini kadına çevirdi.
"O Muhteşem Beşli grubundaki arkadaşların?"
"Onlara da dedim gideceğim diye. Muhtemelen beni yanlız bırakmazlar. Arada sırada gelirler." Tekrar omuz silkti.
"Sanırım burda işim bitti. Sonsuza dek."
Hayal derin bir nefes alıp verdi ardından harekete geçip arkasına döndü.
Umut Demirkan uzun bir süre -onun için uzun hikaye için kısa- onun arkasından baktı. Ne yapacaktı? Gidiyordu.
"Bekle." Dedi bir anda. Sözcükler ağzından çıkar çıkmaz Hayal bir an duraksa da burada bekleyip ona dönemeyecekti.
Görevini yerine getirip gidecekti. Hepsi bu.
Kapıyı açıp bir adım attı. İkinci adım yarıda kaldı.
Çünkü Umut Demirkan onun bileğinden tutup kendine çevirdi.
"Bekle,dedim." Gözlerini kısmış, kaşlarını çatmıştı.
"Ne var?"
"Bu kadar kolay mı vazgeçtin?"
"Ne?"
"Benden...Bu kadar kolay mı vazgeçtin?" Bunu söylerken boğazında bir şey takılmış gibiydi.
Hayal bir an şaşırdı ama sonra dudaklarını bir çizgi haline getirip "Gitmeliyim." Dedi.
"Cevap ver Hayal,benden vazgeçtin mi?"
"Gitmeliyim... Uçak kaçıyor."
"Siktir etsene uçağı. İstediğin kadar de bunu sikimde değil. Cevap ver,benden vazgeçtin mi?"
Hayal yutkunarak dudaklarını açtı.
"Evet. Senden vazgeçtim."
"Yalan söylüyorsun."
"Ne değişecek ki?"
Umut Demirkan bir an şaşırdı bağıran kadına.
"Ne?"
"Ne değişecek,senden vazgeçsem ne olacak vazgeçmesem ne olacak? Sonuç olarak sana ihanet ettim. Güvenini zedeledim." Gözlerini kaçırdı.
"Evinden kolye çaldım. Hırsızım ben, hırsız. Hırsıza kapı açamaz ya da bakamazsın." Bunu derken cümleleri
son demlerde çığlık çığlığaydı.
"Evet hırsızsın." Hayal utandı.
"Evet evime girdin, güvenimi; Hayallerimi kabusa çevirdin. Evet bunu yaptım!" Hayal ne diyeceğini bilmez şekilde adamın gözlerinin içine baktı.
"Ama unuttuğun bir şey vardı."
"Nedir?" Diye sordu merakla Hayal.
"Ben."
"Sen?"
"Evet ben. Benim sana olan aşkım..."
Dedi Umut Demirkan uzun bir süre sessizliğin ardından devam etti.
"Sana aşık olduğumu,senden uzun zamandır hoşlandığımı bilmiyordun ama şimdi öğrendin!"
"Sen,sen yani benden..."
"Evet ondan işte." Diye kestirip attı. Kaşlarını çattı yine.
"Tekrar soruyorum benden vazgeçtin mi?"
Hayal gözlerini kaldırıp ona baktığında ona aşkla ama bir o kadar nefretle bakıyordu.
"Vazgeçtim ben Umut." Adıyla ilk kez seslenmişti.
O an ikisinin aklına gelen an'ıyı hatırladılar.
"Neden benim gibi sen de adımla seslenmiyorsun?" Diye sordu Umut Demirkan.
Hayal ise tek bir cevap verdi. Bu cevabın bir gün gerçek olacağını bilmeden söylemişti.
"Senden ayrıldığım gün dudaklarımda adın duyulacak. O zamana dek sen benim için Umut Demirkansın."
Her şey plansızdı. Hayal'in Umut'a aşık olması da bunlardan biriydi mesela.
Umut artık Hayal'ini tanımyamıyordu. Karşısındaki kadın ondan vazgeçmişti.
Her şeyi affederdi hatta o hırsızlığı bile ama şuan karşısındaki kadın ondan vazgeçtiğini söylerken ve bunu derken tek bir hareket dahi yapmadan ondan ayrıldığını kolayca ifade ederken artık onun yapacağı bir şey yoktu.
Umut,Hayal'in bileğini bıraktı.
Hayal ise arkasına döndü. O yarım bıraktığı adımı tamamlayarak arkasında bir enkaz bırakarak gitti.
Hayal gittikten sonra Umut sinirden deliye döndü. O kadar deliye döndü ki etrafında ne varsa ne yoksa yıkmaya,evi paramparça etmeye başladı.
"Kahretsin!" Diye bağırdı. Sesi evi inletiyor, yankı ettiriyordu.
Önce masada bulunan vazoyu alıp karşısındaki aynaya fırlattı. Ayna kalbi gibi paramparça oldu.
Kırıklar tek tek her yere sıçrarken ona gelen parçadan kendini koruyamadı ve yüzünü boylu boyunca çizen parça ile sol tarafı kana bulandı.
Umrunda olmadı.
"Neden,neden benden bu kadar kolay vazgeçebildin sen?" Diye bağırdı. Gür sesi etrafı yaktı,yıktı.
Başını iki yana salladı.
"Bunu bana yapamazsın Hayal,duydun mu beni? Yapamazsın. Ben...Ben seni o kadar severken...Sen nasıl, nasıl vazgeçersin ha?" Kendi kendine konuştuğunun farkında değildi. Kırılan kalbine benzeyen kırık aynaya karşı konuşuyor,hesap soruyordu.
Aldığı cevap sadece sessizlik.
Kırıkların arasında gördüğü kadarıyla kan gömleğine sıçramış,boynunda ince bir yol oluşturmuştu.
Gözlerini kaldırdığında geriye dağılan bir adamı gördü. Gözleri kızarmış,kan bürümüştü.
Başını bir kez daha salladı.
"Benden vazgeçmek bu kadar kolay olamaz Hayal Hanım. Bir kez daha. Benden vazgeçtiğini kabul etmeyeceğim. Bu defa olmayacak."
O an anlaşıldı ki Hayal ve Umut tüm bunlardan önce tanışmışlardı.
Onların hikayesi;Hayal'in, Umut'u araştırmaya ve onu bulmasıyla başlamadı.
Onların hikâyesi;maziye dayanıyordu.
Geçmiş Zaman:
Hayal ve Umut daha liseye geçer geçmez birbirlerinden hoşlanmış daha sonra araya girenler yüzünden birbirinden nefret ederek ayrılmış iki gençti.
Umut, yakışıklılığı ile dikkat çekerken;Hayal ise güzelliği ile tüm erkekleri kendine aşık ettirebilirdi.
Bu iki mükemmel insan birbirleri için yaratılmıştı.
Okulda sevgililik yasaktı ama müdür bile bunlardan etkilenip izin vermişti.
Herkes onlara imrenerek bakıyordu.
Peki ne olmuştu da bu iki mükemmel insanı birbirinden nefret edercesine ayrıldı?
Kimse bunu bilmiyordu. Umut Demirkan uzun zamandır bunun cevabını arıyordu ama Hayal ondan uzaklaşıp başka bir şehre taşındı.
Umut Demirkan ilk kez terkedilmişti. Bir sebep dahi almadan, sadece geride kalarak terk edildi.
Hayal hiçbir açıklama yapmadan terk etti.
Şimdiki Zaman:
Umut Demirkan buna izin vermedi vermeyecekti. Bu kez terkedilmeyecekti. İkinci şansı bir hiç uğruna harcamayacaktı.
Umut Demirkan hiç vakit kaybetmeden üzerindekilerini umursamadan evden bir hışımla çıktı. Telefonu aradı ama bulamadı.
Küfür ederek tekrar eve girdi.
Telefonu ararken sinir krizi geçirdi.
"Nerde lan bu telefon?"
Telefonun koltuğunun üzerinde olduğunu görünce hızlıca alıp evden ayrıldı.
Telefonu kulağına koyup adamını aradı.
"Hemen havalimanındaki tüm uçuşları durdur."
"Patron-"
"Sana hemen,dedim. Bomba var de durdur. Yoksa kelleni elinde bulursun."
Yutkundu telefondaki adam,ona cevap vermeden yüzüne kapattı Umut Demirkan.
Telefonu sıkıp arabaya koştu. Arabasına binip hemen çalıştırdı. Camı açıp o sik telefonu camdan aşağı attı.
"Benden kaçamazsın bu sefer, hayır bu kez değil."
Arabası harekete geçti.
...
Yarım saat sonra havalimanındaydı. Arabasını öylesine gelişigüzel park edip çıkarken güvenlikçiler onu uyardı peki umrunda mıydı? Hayır.
İçeriye koştu. Anonslar, "Tüm uçuşlar güvenlik nedeniyle iptal oldu." Diye öterken çoğu insanın isyanını, bazılarının çığlıklarını duydu ama umursamadı.
Bilet kesen tarafa koşarken güvenlikçiler onu durdurmak istediler.
"Beyfendi uçuşlar iptal buraya gelemezsiniz." Diyordu ama dinlemiyordu.
"Buraya mavi gözlü,siyah saçlı,asi bir kadın geldi mi?"
"Buraya sizin tarif ettiğiniz kişiden bir sürü kişi geliyor."
"Sik sik konuşma. O bir tanedir. Yüzünden hafifçe benler var. Keskindir yüzü."
"Bilmiyorum. Ayrıca uçuşlar iptal gelse dahi uçamaz."
"Kahretsin!" Diye bağırdı Umut Demirkan ve arkasına dönüp etrafına bakındı. İnsanların garip bakışlarına umursamazca bakıyordu.
"Yaralısınız, gidip doktora bakının." Dedi bir kadın ama umursamadı.
Bir ileri bir geri gitti. Onu ikna etmek kolay değildi.
"Abi abi!" Hemen önünde bulunan adamı ile durdu.
"Ne var?" Oldukça sertti.
"Hayal Hanım buradaki havalimanına gelmemiş. Sabiha Gökçen havalimanına gitmiş. Son uçaklara göre şuan geç kaldık."
"Ne?" Sinirlenmişti. Onca tantana boşuna mıydı? Gitmiş miydi? Yanlış havalimanını mı durdurdu?
Kanlı eli adamın yakasına yapıştı.
"Senin ecdadını sikerim. Bana hemen pilotla iletişim kurdur. Yoksa seni andım olsun gebertirim."
"Abi ben nasıl -" Ölümcül bakışlar üzerindeydi.
Yakasını itip kendine gelerek havalimanından uzaklaştı.
Doğru olduğu yere gelerek uçuş yönetim kabineye geldi. Burada tüm pilotla ve uçuş görevlileri ile iletişime geçebilirdi. Bunu sağlamak için Mit kimliğini kullandı.
"Bir iki bir iki Kaptan pilotla mı konuşuyorum?" Diye sordu Umut Demirkan sakin bir sesle. İçi cehennem ateşi gibiydi.
"Siz kimsiniz?" Diye bir ses geldi telsizden.
"Ben Umut Demirkan, uçağınızda benim sevdiğim kadın bulunmakta. Acilen ilk yere indirin uçağı."
"Ne,bunu neden yapalım? Bu yanlış."
"Bana bak-" Başkan,MİT'in başkanı da gelmişti.
"Derhal uçağı ilk yere indir pilot,bu bir emirdir."
"Başkan?" Pilot'un sesi şaşkındı. Ve o an anlaşıldı ki o da Mit'e çalışan birisiydi.
"Sana dediğimi yap, uçağı indir,uygun gördüğün ilk yer neresi?"
"Sanırım Kocaeli."
"Güzel orada indir ve bir açıklama yapmadan uzaklaş."
"Peki başkan."
Ardından ses kesildi. Umut Demirkan vakit kaybetmeden arabayla İstanbul'dan, Kocaeli'ye bir buçuk saatte ulaşıp havalimanına ulaştı.
Uçak büyük bir gösterişle durmuştu. Herkes tek tek çıkmaya çalışıyordu. Bazıları anlam veremiyordu.
Neden buraya geldiğine dair isyanlar ediyorlardı.
Umut Demirkan onların arasından geçerek uçağın içerisine girdi. Çıkanlara baktı,daha yeni çıkanlara baktı ama yoktu. Daha da geriye gitti.
O sırada arkasında gidecek olan Hayal'i görmedi.
Umut onu ararken,Hayal uçaktan çıkmıştı.
Umut, ümidini kaybetti,Hayal, düşlerini kaybeder.
Bu iki aşık bir kez daha nedensiz bir terkediş yaşadı.
Belki de kaderlerinde kavuşamamak vardır.
Bilirsiniz gerçek iki aşık hiçbir zaman birbirine kavuşamaz.
Aşkları gerçek miydi bilinmez ama bunların da sonu aynıydı: Kavuşamamak...
Bir kez daha,bir kez daha kavuşma yaşanmadan, ayrılığa baş tacı gösterdiler.
Sonsuzluğa...
Onlar için ikinci ve son söz bırakıyorum buraya...
MASALIN SONU;
Giden dönmedi
Kalan unutmadı.
Merhaba arkadaşlar
Evet final istediğim gibi oldu diyebilirim.
Dediğim gibi bu hikaye uzun olurdu (60 bölüm olmasını isterdim ama sınav haftası vs derken bölümleri bok ettim.
Sonunda işte bu hikayeye gerçek mutlu son yakışmaz diye düşünüp sonu böyle yazdım.)
Hayal ve Umut benim düşlerimde yer alan iki karekterden biriydi. Bir hikaye daha son buldu.
Diğer hikayelerle görüşmek dileğiyle:)
Hepinize teşekkür ederim:)))
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 14.17k Okunma |
1.22k Oy |
0 Takip |
55 Bölümlü Kitap |