6. Bölüm

48 saat

Nisa Öget
nisa_oget

☘️☘️

 

- Kalbi durdu çalıştırdım ama hala durumu stabil yaşamasına pek olanak yok doğrusu her şeye kendinizi alıştırın

 

- Doktor bize imkansız de otur ve izle komutanımız yaşayacak Allah'ın izniyle

 

- İnşallah yaşar ama vücudu çok hasar almış ve hemen de müdahale edilememiş bunun yanı sıra da sarsılmış

 

- Allah'ın izniyle yaşayacak!...' diye konuştu Ulaş

 

- İnşallah Komutanım' diye de devam etti barış

 

- önümüzdeki 48 saat çok önemli

 

- biz ne yapabiliriz?

 

- bekleyebilirsiniz sadece, yapılacak bir şey yok.

 

- tamam

 

Doktor gitti ve yine o sedye de solgun bir beden çıktı. Teröristlere korku salgılayan adam solgun şekilde yatıyordu.

 

Zeren gitmek istedi yanına gidip de sen buralara layık değilsin uyan artık demeye ama tuttu onu barış gidemezdi.

 

Onlara gözyaşı bile haramdı.

 

Türk askeri ağlamaz, ağlayamaz....

 

İçlerine ağladılar çünkü orada kimse bilmezdi, görmezdi.

 

Geçmiyordu zaman bı ara Zeren, Eralp ve Barış karargaha gideceklerdi yalan oldu.

 

- Zeren, barış hadi biz gidelim uzun bir süre hepimiz beklemeyelim ayrıca kalabalık da yapmayalım.

 

- tamam komutanım' dedi Zeren ve Barış

 

Eralp Zeren ve Barış hastaneden ayrılırken üçünün de aklı komutanlarında kalmıştı.

 

Karargaha gidip kendilerini işe verdiler ama bu yinede düşüncelerine engel olmuyor du.

 

Tim için zaman geçmiyordu.

 

Saniyeler dakikaları kovalamıyor, saatlerde geçmiyordu. Sürekli kolundaki saate bakan Ulaş

 

- Ya daha yarım saat geçmiş nasıl geçti ya!

 

- sakin ol Ulaş daha çok beklememiz gerekecek hemen başlama! dedi Asena

 

- Ne zaman geçecek bu zaman ya!' dedi bu sefer Pars

 

- Pars başlama sende'

 

- Ne güzel günlerimiz geçti ya' dedi Ulaş

 

- Hem tehlikeli hem de cezalı günlerdi' diye devam etti Ulaş

 

- ceza alan sizsiniz bizim gayet iyiydi!

 

- Tatilde bile beraberiz

 

- gidecek kimsemiz mi var?

 

- bulamadım ki' diye sessizce konuştu Pars

 

- Üzülme ve Allah'tan ümit kesilmez' dedi Asena Pars'ın sırtını sıvazlayarak

 

- Karnınız aç mı?' diye soru sordu Asena

 

- biraz' dedi Pars

 

- istemiyorum ben komutanım iyileşmeden yemek yemeyeceğim' dedi Ulaş çocukluk yaparak

 

- Birşeyler yemeliyiz uzun süre burdayız.

 

- ben alıp geliriz siz bekleyin' diye ayağa kalkıp gitti pars

 

Asena ve Ulaş oturup uzun bekleyişi başladılar.

 

Pars kantini geçti ve dışarı çıktı önce etrafında bakındı herkesin kendi halinde işi gücü vardı.

 

İleride bir dönerci gördü ve oraya ilerledi. Dönerci den içeri girdi kasaya doğru ilerledi ve

 

- abi 4 tane döner alabilir miyim?

 

- ooo hoşgeldiniz hemen hazırlıyorum siz oturun' dedi yaşlı ve kısa boylu adam dönerci deki bir kız çocuğu ona baktı.

 

Pars'ta ona doğru gülümsedi

 

- Anne baksana asker abi

 

- olabilir kızım

 

- anne bende büyüyünce asker olabilir miyim?

 

- neden?

 

- çünkü baksana çok havalı!'

 

- Havalı olduğu için değil! Vatanı için asker olmuştur o, ayrıca sen daha dün doktor olacağım diyordun ne oldu ona'

 

- Ama anne ben daha çocuğum fikirlerim değişebilir

 

- değişsin bakalım al dönerini ye artık

 

Küçük kız annesine cevap vermeden önündeki yemeği yemeğe başladı.

 

- Oğlum 4 tane hazır

 

- Kaç lira?

 

- gerek yok evladım

 

- öyle olmaz amca kaç lira söyleyin

 

- oğlum olmaz duydum ben komutanınız yaralanmış siz de başında duruyorsunuz birşeye ihtiyacınız olursa hemen gelin kan felan da gerekirse de söyleyin buluruz onu da

 

- Allah razı olsun ama ödemem lazım buyrun deyip parayı uzattı ve poşeti de alıp kaçar gibi çıktı.

 

- vay evlat vay' diye de arkadan konuştu yaşlı amca

 

Pars bakkaldan da içecek alıp hastaneye gitti. Asena ve Ulaş'in yanına gitti ve

 

- nerede yiyeceğiz?

 

- otur ye işte

 

Yemeklerini yedikten sonra yapacak birşey bulamadılar. Asena mescide gitti orada da doktorla karşılaştı.

 

- Görkem komutanınıza dua etmeye mi geldiniz?

 

- hem öyle hemde dinlenmek için doğrusu'

 

- Görkem bey nasıl bu hale geldi merak ettim bu arada adınız nedir?

 

- Asena, Asena akar sizin' dedi doktora

 

- benimde Tansu Asena ' ikinci adı miydi?

 

- soyadınız mı? Asena

 

- evet'

 

Tansu'nun karşısına otururken

 

- gizli bir görevimiz vardı ama bir şekilde karşı taraf bunu duymuş ve bize pusu kurdular. Eve girdik komutanım farketmese hepiniz o durumda olabilirdik.

 

- Fedakarlık yapmış o zaman

 

- her zaman yapar ne kadar bize belli etmese de timine bir şey olacak diye korkar.

 

- İşinin hakkını veriyor desenize

 

- Evet hemde fazlasıyla

 

- Beklemek çok zordur değil mi?

 

- Hemde nasil?

 

- Birşeyler yediniz mi?

 

- evet

 

- Görkem komutan ile kaç yıldır görev yapıyorsunuz?

 

- 4 sene oldu galiba

 

- baya alışmış olmalısınız birbirinize

 

- Evet baya alıştık doğrusu

 

- Normal zaten

 

- siz ne zamandır doktorluk yapıyorsunuz?

 

- benim de 3-4 sene olmuştur benim de

 

- Mesleğiniz çok zor ben olsam yapamam

 

- sizin mesleğiniz de zor ama insan o mesleği sevince yapabiliyor.

 

- evet öyle

 

- neyse ben kontrole gideyim sizde dinlenin

 

- tamamdır iyi günler

 

- sizede' deyip kalktı

 

Doktor Tansu, odasına geçti ve çıkan röntgenleri inceledi. Bugün bir kaç kişi gelecekti aslında tam da o arada içeri girdi.

 

- merhabalar doktor hanım

 

- merhabalar' dedi ve şikayetini dinleyip tedavi etti gerekli ilaçları da yazdıktan sonra diğer hastalarını çağırdı...

 

3 saatin ardından tüm randevulu hastalarına baktıktan sonra da Görkem komutanın yanına gitti.

 

Yoğun bakımdan içeri girerken derin bir nefes aldı ve üzerini giyindikten sonra içeri girdi.

 

- Timin seni bekliyor, senin uyanmanı ve sağlıkla ayağa kalkmanı.....

 

~Son~

 

 

 

 

Bölüm : 16.09.2024 22:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...