
Rüya aleminde dolaşırken gelen sesle birlikte uykumdan ayrılmak zorunda kaldım. Gecenin bir saatinde beni arayan kimdi hiç bir fikrim yoktu ama gözlerimi zorda olsa açtım ve telefonumun ekranına baktım.
Bir kaç saniye sonra bulanık görüşüm netleşmiş ve siyah kalbi görünce yüzümde oluşan tebessümle aramayı cevaplandırmıştım. "İyi misin bebeğim?"Barlas'ın sesi huzur gibi gelirken başımı yastığa geri bıraktım.
"İyiyim sevgilim sen?"dediğimde derin bir nefes sesi duymuştum. Kaşlarım çatılırken "Bir şey mi oldu?"demekten de kendimi alıkoyamamıştım. "Annen. Yeni öğrendim. İlk fırsatt da seni aradım."demesiyle bir kaç saniye sessiz kaldım. 2 hafta olmuştu.
"Ölmüş. Boşver üzülme sende, ben üzülmüyorum. Annem zaten 10 yaşından beri ölü sadece mezarı var şu an."dedim gerçek düşüncelerim bunlardı. Yıllar önce gittiğinde ve ben günlerce onu bekleyip gelmediğinde her ne kadar zor olsa da kendi içimde bitirmiştim onu.
Şimdi dünyada bir daha göremeyecek olmam beni üzmüyordu çünkü ben onu 16 yıldır zaten görmüyordum.
"Yarın geliyorum, bir günlüğüne, sonra görevin devamı için İstanbul'a geçeceğim kaç gün sürer belli değil."ondan yine uzak kalacağımın üzüntüsüyle dudaklarım büzüldü.
"Özledim seni."içimden geçenler dudaklarımdan dökülürken gülmesini duydum. "Bende özledim birtanem. Yarın geliyorum. Hatta sabah. Evde olacaksın değil mi?"demesiyle sabah yapacak bir şeylerim var mı diye düşündüm.
"Sabah iki tane duruşmaya gireceğim, bir tane de sorguya sonra gelirim. Öğleden sonrayı bulur gelmem."dedim. Sabah nöbetçi mahkemeyle iki boşanma davasıyla ilgilenecektim. Taraflardan birisi ilk önce davayı yokuşa sürmüş şimdiyse anlaşmalı boşanmayı kabul ediyordu. Bu yüzden sabah adliyeye gidecektim. Oradan Trabzon Emniyetine geçip sorguya girecektim.
Kısa ama yoğun bir gün olacağa benziyordu.
"Bende akşama doğru gelirim. Sen benim eve geç."sesiyle birlikte düşüncelerimden ayrılıp "Neden?"demiş bulundum.
"Vakit geçireceğiz bebeğim. Özlemediysen bilemem."diye imayla sorduğunda dudağımı dişledim. "Özledim."dedim yalnızca.
Gerçekten çok özlemiştim. Hem tekrar göreve gideceğini söylüyordu. Ve ne benim ne de ona aşık yüreğimin bu kadar ayrılığa gücü yetmezdi. "Çok eğleneceğiz güzelim."tekrar ve tekrar imalı sesini duymamla anlamamış gibi yaparak "Olur sevgilim, dizi izleriz."dedim. Bu halime güldüğünü sesinden aldığımda "İzleriz güzelim. Ben şimdi kapatıyorum akşam görüşürüz."demesiyle birlikte telefonu kapatarak geri yattım.
Yüzümde anlamsızca oluşan tebessümle aklıma babaannemin yıllar önce söyledikleri gelmişti. "Sevdalanduğun zaman kizum, sevda insanu hamsi yapay aklin var mi yok mi anlamaysun. Hep onun yanunda olayum isteysun. O olmadan hayatun anlamu yokmuş gibi geliy. Bir gün sevdalanursan boncuk gözlüm anlarsun o zaman ne demek istediğumi."
Şimdi anlıyordum ne demek istediğini. O zamanlar daha önce aşık olmadığım için söyledikleri saçma gelmişti. Bir insan bir başka birini nasıl kendine bu kadar bağlayabilir diye ama insan yaşadıkça öğreniyordu.
Düşüncelerimle birlikte tekrar uykuya dalarken Barlas'ın eğleneceğiz demesi aklıma gelmesiyle yüzümde aptal bir
sırıtma oluşmuştu.
.
.
.
Gözlerimi alarm sesiyle açtığımda bir kaç saniye hayatı sorgulamıştım her sabah olduğu gibi. Kısa bir süre Instagram'da gezindikten sonra banyoda işlerimi halledip dün gece hazırladığım kıyafetlerimi giymiştim.
Üzerime göğüs dekolteli bir büstiyer giyip, siyah palazzo bir pantolon giymiş. Üzerimdeki büstiyerin dekoltesi fazla olduğu için siyah blazer ceket giyip önümü kapatmıştım. Giyinme odasına geçip ayakkabı dolabına bakarken Barlas'ın almış olduğu tonlarca ayakkabıyla birlikte yüzümdeki tebessümle louboutin siyah topuklu ayakkabılarımı giydim.
Küçük siyah bir çanta alarak evden çıktım. Kahvaltımı adliyede yapacaktım. Aksi takdirde geç kalacaktım.
Hızlı adımlarla siteden çıkıp arabaya bindim ve olabilecek en çabuk şekilde Emniyete geçtim.
Tanıdığım bir kaç polis memuru ile hal hatır faslından sonra sorgu odasına adımlayarak girdiğim odanın kapısını kapattım. Kıvırcık saçlı minyon tipli bir kadın kırmızı ojeli tırnaklarını kemiriyordu. Kapının sesiyle bana dönmüş ayağa kalkmıştı. "Cumhuriyet Savcısı Umay Oflaz ben. Buyrun."diyerek sandalyeyi göstermemle geri oturmuştu sandalyeye.
Önümde ki dosyadan ifadesini ve olayı inceledikten sonra derin bir nefes bıraktım sessiz odaya. "Olayı baştan anlatabilir misiniz Burcu Hanım?"dememle hızla başını salladı.
"Ben bir şirkette maliye bölümünde asistanlık yapıyorum. Olduğum bölümün müdürü Arda Bey... Bana daha önce benden hoşlandığını söylemişti."diyerek derin bir nefes aldı.
Bir kaç saniye sonra konuşmasına devam etmesi ile dikkatle onu dinledim. "Sürekli yemeğe falan davet ediyordu ama ben bir ilişki istemediğim için reddediyordum. Geçen hafta artık benim fazla nazlandığımı, zorla da olsa onunla olacağımı söyledi. Korktum... Çıktım işten. Başka bir şirkete girdim.
Geçen sabah evden çıkarken kapımın önündeydi ve sarhoştu. Onu görünce hemen kapıyı kapatmak istedim ama ayağını koyarak engelledi. Dengesini kaybederek içeriye girdi kapıyı kapatıp ağzımı da kapatınca korktum. Dudaklarını boynumda hissettim sonra."diyerek sustuğunda masadaki peçetelerden uzattım.
Ağlamaktan dolayı nefes alış verişi bozulurken odanın kapısı açıldı ve polislerden birisi su verip çıktı. Sabırla bekledim kendisini toparlayıp anlatmaya başlamasını.
"İttim ama gücüm yetmedi. Taciz edildim, daha ileri gitmeye çalıştı. Üzerimdeki tişörtü yırttı..."
Peçetelerden biriyle gözlerini silerek devam etti. "Sonra arkadaki bibloyla kafasına vurdum. Yemin ederim bir şey olmadı sadece bayıldı. O an sarhoştu zaten sızmışta olabilir bilmiyorum ama yemin ederim sadece kendimi korumak için yaptım."diyerek hıçkırıkları arasında konuşmaya çalışmıştı.
Durumu kötüydü. En kötüsü de bu anlattıklarına dair biz belge bulunmamasıydı.
"Burcu bak... İnanıyorum sana ama bize delil lazım. Olay evde geçtiği için kamera kaydı yok. Sözlü tacizleri mesajlaşma olsa belki daha kolay olabilirdi ancak mesajda yok. Yani kanıt yok. Bize bir kanıt lazım. O adamın durumu iyi şu an hastanede. Vurduğun yer morarmış, senden intikam almak için şikayetçi olmuş."dediğimde bir kaç saniye sessiz kalarak gözlerini kaçırdı.
"Kameraları durdurabilirler mi?"sorusuyla birlikte kaşlarım çatılırken "Neden?"demekten kendimi alıkoyamamış cevabını bekliyordum.
"Lütfen. Bir kaç dakika."derken gözlerinin dolmasıyla onayladım. Bizi duyduklarını bildiğim için "Kameraları durdurun."diyerek tekrar karşımdaki çaresiz kadına dönmüştüm.
"Evet?"
İlk önce üzerindeki deri siyah ceketi çıkarmış sonrasında giydiği tişörtün yakasını aşağıya indirmişti. Gördüklerimle şaşırmama engel olamamıştım. Boynunun bir çok yeri mordu. Yakasını biraz daha indirmesiyle daha fazlasının göğüs çevresinde olduğunu anlamam uzun sürmedi.
"Yemin... Yemin ederim kendimi korumak için yaptım. Korktum."telaşla söylediklerinden sonra derin bir nefes aldım.
"Tamam. Sakin ol. Bir şey olmayacak ceza almamanı sağlayacağım tamam mı? En kötü ihtimalle tazminat cezası adam yaralamadan. Korkma."dediğimde umutla gözlerime bakarak başını sallamıştı.
"Ama bu izlerin fotoğrafının çekilmesi gerekiyor kanıt olarak. İlk önce adlî tıpa gidecek ve izlere bakılacak. İnsanların dil ve parmak izleri aynıdır. Onun olduğu kesinleştikten sonra sende onun için taciz suçundan dava açacaksın. Bunda kazanman kolay olacak çünkü ağzını kapatıp eve ittiği görüntüler var. Duruşma hangi gün olur bilmiyorum. O zamana kadar gözaltında tutulman gerekiyor. Şikayetini çekene kadar.
Haklısın. Korkma."dediğimde gözlerinden akan yaşlarla beni onaylamıştı.
.
.
.
Adliyedeki tüm işlerimi bitirmiş eve dönüyordum daha doğrusu Barlas'ın evine gidecektim.
Yol üstünde gördüğüm pizzacıyla arabamı kenara çektim ve ikimizin de sevdiği gibi pizza aldım. Ne zaman geleceğini söylememişti ama akşam olacaktı bir kaç saat sonra, gelmesi yakındı.
Evinin bir anahtarı bende vardı. İçeriye girdiğimde o yoktu ama kokusu hep buradaydı. Elimdeki poşetleri mutfağa bırakarak odasına ilerledim.
Girdiğim gibi yüzüme vuran kokusuyla bir kez daha gülümsedim. Odasına şöyle bir göz attım. Füme duvarlar, ahşap mobilyalar demirden oluşan bir yatak başlığı... Normal bir odaydı.
Üzerimdeki ceketi çıkararak yan taraftaki masanın önündeki sandalyeye bıraktım. Yavaş adımlarla yatağa ilerleyerek yattım. Yastığına sarılarak bir kaç dakika dinlenmek isterken bir buçuk saatlik bir uykuya dalacağımı tahmin etmiyordum tabii ki.
Kapı sesiyle birlikte gözlerimi açtığımda kararmaya başlayan havayla saate baktım. Çoktan akşam olmuştu. "Umay!"Barlas gelmiş ve evde olduğumu anlaması normal olarak zor olmamıştı. Ayakkabılarım içeride duruyordu.
Kalkıp kapıya giderken odanın kapısının açılmasıyla, çarpmaması adına bir adım geri gittim. Beni görür görmez kolları arasına alırken üzerindeki üniformasından gelen barut kokusuna sığındım. "Hoşgeldin sevgilim."
Karşılık olarak saçlarımdan öpmesiyle biraz geri çekildim. Yüzümü santimi santimine inceleyip "Çok özlemişim seni."demiş ve tekrar sarılmıştı sıkı sıkı. Ayrılıp alnındaki yara izinde dolaştı gözlerim. Derin bir yara değildi ama içim acımıştı. "Acıyor mu?"
Ellerimi avuçlarına alıp ikisine de birer öpücük kondurmuştu. "Acımıyor."demekle yetindiğinde "Açsındır, pizza almıştım yiyelim sen üzerini değiştir."diyerek odadan çıkmak için hareket ettiğimde kısa bir sürede kendimi kucağında bulmuştum. "Sana açım Karadeniz. Beni sana doyur. Bekler yemek."diyerek beni yatağa yatırıp üzerime yerleştiğinde "Beni yiyemezsin sevgilim."dedim cilveli bir ses tonuyla.
Bir yandan üniformasını yakasıyla oynuyor bir yandan da dalga geçiyordum. "Seni yerim. Öyle bir tüketirim ki seni aklın durur. Şimdi sessiz ol ve kendini bana bırak Cumhuriyet Savcısı Umay Oflaz."diyerek üzerimdeki büstiyerden açıkta kalan göğüslerimi öpmeye başladığında bir elim refleksle saçlarına uzandı.
İşin içine giren dişleri ile ağzımdan küçük bir inleme kaçarken saçlarını çeken ellerimi alarak başımın üzerinde birleştirdi.
Tek eliyle kolumu tutarken diğer yandan elleri her yerdeydi. Üzerimdeki büstiyer kısa bir süre sonra çıkartıldığında altımdaki pantolonun da yerle buluşması uzun sürmemişti. "Fazla giyiniksin Sözer. Eşitlenelim."dememle gülerek uzaklaşmış üniformasını çıkarmıştı tek tek. Üzerinde kalan son parçayı da çıkarmasıyla dudaklarımı dişledim. Ne kadar çekici olduğunun farkındaydı ve bunu sonuna kadar kullanıyordu.
Hayatımda gördüğüm en auralı insanlarda başı çekiyordu kendisi. Umarım benim onda gördüğümü başkaları görmüyordur.
Ben bunları düşünürken yanıma yaklaşıp ellerimi birleştirmiş ve ne zaman eline aldığını bilmediğim askeri bandajını bileklerime bağlamıştı. "Bugünü unutmayacaksın, daha güzel günlerimiz olacak ama bugün aklından hiç çıkmayacak."diyerek yatak başlığındaki demirlere bağlamıştı.
"Oha Barlas! Çöz elimi ya."dediğimde ciddi miyim diye bakmıştı. Gerçekten istemesem çözecekti biliyordum ama bir yandan vücudunu süzerken bir yandan bunu demem büyük çelişkiydi.
Gülerek başını iki yana salladı. "Seni seviyorum Karadeniz'im, her halini, her şeyini. Sana dair her şeyi seviyorum."diyerek dudaklarımızı birleştirmesiyle unutulmayacak bir gece daha geçirmiştik.
Kalbimiz sıkı düğümlerle birbirine bağlıydı. Çözmek imkansızdı.
Düğüm kopmaz, düğümü oluşturan ipler kopardı. Birinin incelmesi yeterdi...
.
.
.
"Çok uzun zaman olmuş maç izlemeyeli."diyerek Barlas'la ortamıza koyduğumuz mısırdan aldım. Çok sevmezdim mısırı ama şu an hoşuma gitmişti.
O mısır yerine cips yemeyi tercih ediyordu. Başını sallayarak onayladı. "Bende, zaten ben genelde basket maçı izlerim. Futbolun yeri ayrıdır tabii ama çok fırsatım olmuyor. İlayda lise zamanlarımızda sürekli baskete gider beni de peşinden sürüklerdi alışkanlık oldu."demesiyle güldüm.
"Sizin boyların maşallahı var zaten. Başka açıklaması olamazdı."dediğimde bu dediğimde gülmüştü. Trabzonspor ve Galatasaray maçını izliyorduk. Berabereydi. Takım tutmazdım, kim kazanmış kim kaybetmiş umurumda da olmazdı ama memleketim kazansa iyi olurdu herhalde.
Telefonumun sesiyle arayan baktığımda Mustafa başsavcı olduğunu gördüm. Yerimde doğrularak telefonuma yanıtladım. "Buyrun savcım?"
"Umay, görev erkene alındı. Yarın gece gidiyorsunuz. Hazırlıklarını yap. Birazdan görevle ilgili bilgilerin mail olarak gelecek."demesiyle derin bir nefes aldım. İlk kez böyle bir göreve katılmayacaktım ama ilk kez böyle endişeliydim. Barlas'a baktığımda onunda bana baktığını gördüm.
"Tamamdır savcım. İyi akşamlar."diyerek telefonu kapattığımda "Göreve gideceğim bende."dedim telefonuma gelen maili açarken.
"Ne görevi?"demesiyle "Bilgi veremem ama şehir dışında."dediğimde kendi mesleği dolayısıyla bilgi gizliliğini bildiği için sorgulamadı.
Maili açtığımda gördüklerimi okumaya başladım.
İsim soyisim; Belkıs Odabaşı
Yaş; 25
Mesleği yok, zorla geneleve getirildi. Daha önce hiç kimseyle birlikte olmadı. Masum aile kızı rolünde.
Kimsesi yok.
Not; yukarıdaki bilgiler sorulduğunda bu şekilde cevap verilecek. Küçük çipler şeklinde olan kulaklıklarla içeri ile iletişim halinde olunacak.
Ters giden bir durumda acil durum noktaları olarak belirlenen yerlere gidilecek. İçeride adamlarımız var.
Detaylar görevden önce açıklanacak.
Kars ve Trabzon'dan gelen özel kuvvetler, İstanbul'dan ve Kocaeli'den gelen kuvvetler ile görev tamamlanacak.
Göreve katılacak kod adları;
Belkıs
Rüzgar
Tuğrul
Cenk
Sungur
Ahsen
Görev konum; İstanbul **************
Zor olacaktı ancak başaracaktık. Yapmak zorundaydık. Tek korkum orada yapmak istediğim şeyleri yapmak zorunda kalma korkusuydu.
Gittiğimiz yer genelevdi, kadın satışı gibi pis işlerin döndüğü bir yer. Kadınlar her gece bir adama veriliyordu. Ve böyle bir yerde benden ne isteyeceği hakkında zerre fikrim yoktu.
Biriyle mecbur şartlar altında bir şeyler yaşama durumunda kalırsam, öyle bir emir alırsam Barlas'a ihanet etmiş olacaktım. Her ne kadar görev için olsa da öyle hissedecektim.
Düşüncelerimden ayrılmamı sağlayan şey Barlas'ın alnıma bıraktığı öpücüktü.
"Zor olacak gibi. Seni sıkıntıya sokan şey ne bilmiyorum ama görevin... Yap ve gel."demesiyle boynuna kollarımı doladım.
"Seviyorum seni. Ula sevdalanmişum sa ötesi mi vardur."dedim gülerek. Bu halime gülüp boynumu öperek göğsüne yatmamı sağladı. Uzun bir süre birbirimizi göremeyecektik. Son saatlerimiz tadını çıkaracaktık.
.
.
.
SON
Selam, nasılsınız?
Uzun zamandır bölüm atamıyordum özür dilerim bu kadar beklettiğim için ama biliyorsunuz durumumu.
Son 6 ay. Sizlerden biraz daha sabır rica ediyorum. Ve şimdiden söyleyeyim yks ye 2-3 ay kala hiç bölüm gelmez. O zamana kadar belki bir belki iki bölüm anca atabilirim ama yaz tatilinde full buradayım.
Yılbaşına kadar bir daha bölüm atamazsam şimdiden yeni yılınız çok çok iyi olsun, hayallerinizin ve istediklerinizin olduğu sağlıklı musmutlu bir yıl geçirmeniz dileğiyle❤️
Yazım ve mantık hataları varsa kusura bakmayın kontrol etmeden atıyorum.
Bir sonraki bölüm neler olacak sizce tahminleriniz neler?
En sevdiğiniz sahne?
Lütfen bol bol oy verip aşağıdaki yıldızı parlatın.
Çok aktif giremiyorum Wattpadde şu son zamanlar ama bir sürü yorum yaparsanız çok mutlu olurum gece hepsine cevap vereceğim.
Şimdi tekrardan ders çalışmaya gitmem gerekiyor. İnşallah seneye bu zamanlar üniversiteli biri olarak sizlere bölümler yazacağım 🙏🏼
Hepinizi çok seviyorum.
Hayatınızın iyi olması dileğiyle☘️✨
N.
18.12.2024
Ahalimm yukarıdaki açıklama 2024'te yaptığım bir açıklama. Üniversite sınavına hazırlanmıyorum, çok şükür ki orada yazdığım gibi üniversite öğrencisi olarak yazıyorum bölümleri.
Bol bol oy ve yorum bekliyorum sizden, kitabımın karşılığı Wattpadde gelmediği için burada tekrar yayınlamaya başladım destek olun lütfen...
Oy ve yorum çokluğuna göre bir bölüm daha gelir belki
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |