
Dolu gözlerimle gözlerine bakarken sessiz kaldım.
O istiyordu ve bunu daha önce konuştuğumuzda bana söylememişti.
Benim duyar duymaz aldırmayı düşündüğüm bebeği öğrenince gözleri parlayan adama ne diyecektim şimdi.
"Ben, bilmiyorum Barlas."ağlamaya başlayıp bunları söyleyince bir kaç saniye ses gelmedi sessizce denizi izliyordu.
İçindeki sevincin bir ukde olarak kaldığını biliyordum. Belki daha önce bana istediğini söylese kendimi böyle bir duruma karşı hazırlardım. Ama ilk öğrendiğim an ikimizin de istemediğini düşündüğüm için kürtaj fikrini sormuştum direkt.
Şimdiyse istediğini öğreniyordum, o istiyorsa zaten aldırmazdım. Bir şekilde anne olmayı öğrenir hayatıma devam ederdim sonuçta bir tek benim çocuğum değildi. Ama zor bir karardı.
Sevdiğim çoğu şeyden vazgeçmem gerekecekti. Mesleğimin en çok olay uerine gittigim sahada olan kısmını seviyordum ve hamilelikte bunları yapamayacaktım.
Vücuduma çok önem verirdim ama o bile bozulacaktı, kilo alacaktım, hormonlarım bozulacaktı...
"Barlas bir şey söyle."dememle yavaşça bana döndü.
Gözlerimdeki yaşları silip "Ağlama."demesi daha çok ağlama isteğimi körüklüyordu. "İstiyor musun?"dediğimde vücudunu tamamen bana çevirip "Sen istiyor musun?"diye sordu.
Sessiz kaldığımda "Biliyorum daha önce hiç konuşmadık bunu daha dikkatli olmalıydık ama olmuş. Senin ne hissettiğini söyle bana. Söyle ki ona göre devam edelim yolumuza."demesiyle kaşlarım çatıldı.
"İstemiyorsam ne olacak. Ayrılacak mısın benden."dememle burnundan bir nefes verdi. "Hayır."demesiyle derin bir nefes aldım.
"Hiç mi istemiyorsun?"demesiyle dudaklarım büzüldü. "Bilmiyorum ki..."dediğimde boğazını temizledi.
"Aldırmak istiyor musun peki?"dediğinde bir kaç saniye bir şey söylemedim. "Sen istiyorsun ama."dedim.
Sinirle bana dönüp"Umay beni geç. Benim ne hissettiğini ne düşündüğümü bir umursama, sen istiyor musun istemiyor musun"diye agresif bir tavırla sorduğu soruyla gözümden akan yaşları silip yanına yaklaştım. Yavaşça boynuna sokulup sarıldım.
"Korkuyorum ben, bana hayatımda annelik yapan olmadı ki ben bilmiyorum. Mesleğimi bırakmam gerekecek aylarca."dediğimde saçlarımdan öptü.
"Ben hep yanında olacağım. Sana yardım edeceğim kendini yalnız hissetmeyeceksin bu durumda. Hem annelik sonradan öğrenilir kimse anne olmayı bilmiyordu. Bende baba olmayı bilmiyorum."dediğinde yatıştırıcı ve rahatlatıcı sesiyle göz yaşların durmuştu.
"Ben annesiz büyüdüm ya ilerde bana bir şey olursa o da annesiz kalırsa."dediğimde saçlarımı okşamaya başladı.
"Bunu kimse bilemez. Ama ya düşündüğün şey olmazsa."
Omuz silktim. "Kilo alacağım ya öyle çirkin olursam, topuklu ayakkabılarımı giyemeyeceğim."dediğimde güldü. "Senin çirkin olma ihtimalin sıfır Umay. Sen hep güzel olursun... Şimdi bana cevap ver, sen bu bebeği istiyor musun istemiyor musun?"demesiyle durdum.
Gözlerimi kapattım. Önce hamileyken çekebileceğim sıkıntılar geldi. Kendimi kocaman göbeğim, tombul yanaklarımla, şişmiş el ve ayaklarımla hayal ettim. Sonra doğumdan sonra olabilecekleri hayal etmeye çalıştım.
Barlas ve benim bir parçamız olan miniği kucağıma aldığımı, uyuttuğumu, kokladığımı.
Her şey güzel giderken birden doğum anını hayal ettim. Binlerce kemiğim kırılıyor gibi bir ağrı, çekeceğim acı, belki olacak kanamalarım...
Birden gözümü açtım. "Barlas ben... Kıyamam ona, çok küçük ama çok korkuyorum ben."diyerek tekrar hıçkırarak ağlamaya başladığımda Barlas beni kucağına almış dizlerinin üzerine oturtmuştu. Kolları bedenimi sararken bir yandan da sakinleştirici öpücükler bırakıyordu.
"Nelerden korkuyorsun birtanem anlat. Sakinleş."
"Çok acıyor doğumda herkes çığlık çığlığa doğum yapıyor. Kanama oluyor, ilk sancılar var birde. Hemen doğuma almıyorlar bazen o sancılarla seni saatlerce bekletiyorlar. Bazen bebeğin kordonuyla ilgili terslikler oluyor o ayrı bir çile."dememle ellerimi tuttu.
"Yani sen sadece doğumdan mı korkuyorsun annelik yapamayacağından mı?"demesiyle düşündüm.
"Annelik yaparım, ablamda annesiz büyüdü ama kızı var. Bende yaparım. Ama doğum çok korkunç."dememle hafif bir tebessüm oluştu gözlerinde.
"Yarın doktora gidip konuşalım olur mu? Bize her ihtimali anlatsın en güvenlisini en acısızını. Hem sezaryen doğum var. Belki öyle olur hiç bir şey hissetmezsin. Belki normal doğum olur ama tahmin ettiğin kadar acı çekmezsin. Bilemeyiz bunları yavrum. Ama emin ol yanında olduğum her an bütün yükünü hafifletirim."diyerek güven verici bir şekilde konuşmasıyla için rahatlamıştı bir nebzede olsa.
"Özür dilerim."dememle kaşlarını çattı. Vücudunu benden ayırıp araya biraz mesafe koyarak gözlerime baktı. "Neden?"dediğinde bakışlarım önümdeki ellerime kaydı.
"Ben ilk öğrendiğim an kürtajı sordum."dediğimde sessiz kalarak önümdeki saçlarımı kulağımın arkasına attı.
"Ultrason fotoğraflarını vermek istedi hayır dedim. Reddettim resmen onu."dediğimde başını boynuma koyup öptü. "Peki sana bir şey soracağım, bu bebeği şu an kabul etme sebebin ben istedim diye mi yoksa gerçekten istiyor musun?"demesiyle başımı salladım.
"Ben istiyorum sanırım. Yani orada da sordum kürtajı ama hemen vazgeçtim zaten. Kıyamam."dememle boynuma bir öpücük daha bıraktı.
"Önemli değil ilk ne düşündüğün tamam mı? Hiç beklemediğin bir şey aniden öğrenince verdiğin tepki normal. Kendini suçlama bu yüzden."demesiyle başımı omuzuna koyup denizi izlemeye başladım.
Şu an daha iyiydim. Sakindim. Yanımda Barlas'ın varlığı verdiği güvenle daha iyiydim.
"Koçari."dememle onaylayan bir mırıltı çıkardı.
"Fadime Sultan ağzuma edecek."dememle güldü.
"Cık, bir şey demez çok. İstemeye geliyoruz seni."demesiyle başımı şokla kaldırdım.
"Ne!?"
"Evleneceğiz diyorum savcım evleneceğiz. İstemeye geleceğim seni."demesiyle güldüm.
Bebişimiz olayları erkene almamıza vesile olmuştu.
"Ben evlilik teklifi göremedim beyefendi babamlar ne der sonra."diyerek şuh bir şekilde konuşup gülmüştüm.
O da bu halime gülüp ellerimizi karnımda birleştirmişti.
Şimdi 4 kişiydik.
Ben.
Barlas.
Bebeğimiz.
Ve Karadeniz.
Koskoca Cumhuriyet Savcısı olmuştum anne mi olamayacaktım. En iyi olurdum hemde...
.
.
.
Barlas'la el ele tutuşmuş kadın doğum katındaydık. Özel bir hastanede kontrole gelmiştik. Dün geldiğim doktorun odasına randevu saatimiz gelince kontrole girecektik.
"Heyecanlı mısın?"Barlas'a yönelik sorumla bakışlarını yerden kaldırıp bana baktı. "Heyecanlıyım, sen emin misin? Ne istersen yargılamayacağımı biliyorsun."demesiyle tebessüm ettim.
Hâlâ kürtaj istersem saygı duyacağını söylüyordu. Ama dün gece karar vermiş iyice düşünmüştüm. İstiyordum. Barlas'la ikimizindi. Ve o kadar korunmaya rağmen olmuş olması mucizemizi gösteriyordu. Tek dileğim bi süreçler boyunca zorlanmamaktı.
"Eminim ve heyecanlıyım."dediğimde elimi tutup öpmesiyle sıramızın gelinde içeriye girdik. Doktor beni görünce yüzünde bir tebessüm oluştu.
"Umay Hanım. Tekrar hoşgeldiniz. Sizde hoşgeldiniz."son cümlesini Barlas'a yönelik söylemişti.
"Kontrol için geldik."dememle başını salladı. "Arka tarafa geçin hazırlanın siz hemen geliyorum."demesiyle arka tarafa geçtim. Karnımı açıkta bırakacak şekilde uzanınca Barlas elimi sıkıca tuttu. Kısa bir süre sonra Hande Hanım gelince karnıma sürülen soğuk jel irkilmeme neden oldu.
"Burada, 7-8 haftalık gözüküyor. Gelişimi de haftasına göre iyi. Konumu da iyi düşük tehlikesi yok yani. Evet her şey iyi gözüküyor şu an. Sizin de tekrar kan değerlerinize bakıp eksik vitaminlerinizi falan vereyim. Siz toparlanın daha detaylı konuşuruz."diyerek yanımdan ayrıldı.
Barlas arkadan kağıt havlu alıp karnımı silmişti. En son karnımdan öpüp üstümü düzelttiğinde kalktım.
"Gördün mü? Çok küçüktü."dediğimde dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. "Gördüm, aynı sen."demesiyle kahkaha attım. Daha vücudu bile tam yoktu nasıl bana benzeyecekti.
"Bence sana benzeyecek doğunca."dememle bilmiyorum manasında dudaklarını büzdü.
Hande Hanım'ın yanına gittiğimizde bilgisayardan bir kaç şey kontrol ediyordu.
"Buyrun oturun."karşısındaki koltuğa karşılıklı bir şekilde oturmuştuk.
"Herhangi bir problem var mı? Yapmamız gereken ayriyeten bir şey."Barlas'ın ilgisi beni daha çok rahatlatırken bende dikkatle Hande Hanım'ı dinlemeye başladım.
"Dediğim gibi herhangi bir problem yok. Öncelikle ben yarından itibaren yokum yerime başka bir doktor gelecek. Doktorumuz erkek sizin için sıkıntı olursa değiştirebiliriz şimdi. Ama gelecek olan doktorumuz alanında iyilerinden."demesiyle Barlas'la birbirimize bakıp başımızı olumsuz anlamda salladık.
"Sorun yok, değiştirmeyelim."dediğimde başıyla onayladı. Erkek, kadın doğum doktorlarının daha iyi olduğunu okumuştum daha önce. Bizim için daha iyi olabilirdi.
"B12 vitamininiz ve demiriniz düşük ikisi için ilaç yazacağım. Düzenli bir şekilde 3 ay kullanın ikisini de, boy ve kilonuz iyi bu yüzden ekstra bir beslenme programına gerek yok.
Riskli bir hamilelik gözükmüyor şu an her şey çok iyi."dediğinde derin bir nefes aldım.
"Bu doğum anını kolaylaştırmak için şimdiden yapabileceğim bir şeyler yok mu ya da kilo almamak için."dediğimde dikkatle beni dinliyordu.
"Hamileler için plates öneriyoruz, hem stres seviyesini azaltıyor hemde düzenli yapıldığında doğumda açılmaları kolaylaştırıp daha kolay bir doğum yapmanıza yardımcı oluyor. Kilo için şu an diyebileceğim bir şey yok o sizin vücudunuza bağlı, bazı kadınlar hiç kilo almaz sadece karınları büyür. Bazıları kilo alır. Bunu ilerleyen zamanlarda görürsünüz."dediğinde sadece karnı büyüyenlerden olmak için dua ediyordum.
"Diğer kontrolünüz gelecek ay. Sormak istediğiniz başka bir şey var mı?"dediğinde benim soracağım soruyu Barlas'ın sormasıyla sessiz kaldım.
"Cinsel hayatımıza devam edebilir miyiz?"
"Evet, Umay Hanım'ın rahat olacağı, zorlanmayacağı şekilde devam edebilirsiniz son aya kadar."demesiyle ikimizde onayladık.
Doktorun verdiği reçeteyi alıp çıktığımızda derin bir nefes aldım.
Yavaş yavaş ilerliyordu her şey.
"Bak her şey güzel gidiyor sevgilim, rahat rahat ilerleyeceğiz. Güven bana."demesiyle gülümsedim. Hep yanımda olduğunu ona güvenebileceğimi hatırlatıyordu. Bu içimi rahatlatmak bir yana doğru adamı seçtiğimiz tekrar gösteriyordu.
"Kayalıklara gidelim mi?"demesiyle onayladım.
Huzur bulduğum yerdi orası. Her zaman gidebilirdim.
Kısa bir süre sonra kayalıklara gelince Barlas büyük kayalardan birine oturdu. Bende onun önünde bacaklarının arasında oturmuştum.
Başım arkaya omuzuna yaslı duruyorken ellerimiz birbirine dolanmış karnımın üzerindeydi.
"Buraya ilk geldiğimde evime girdiğini o ilk gece, gözlerinde farklı bir şey olduğunu anlamıştım. Sanki yıllardır kendimin bile aradığını bilmediğim bir şeyi kalbim bulmuş gibi hissetmiştim.
Kayalıklarda oturup ağladığında her gözyaşın denizde bir ateşe sebep oluyor gibi, burada söylediğin ilk şarkı kalbimi yerinden söküyor gibi hissettirmişti.
Ama şimdi yanımdasın, yanımdasınız. Sen, ben, bebeğimiz... Şimdi aile olmamız gerekiyor. Hep aileydik ama bunu resmileştirmemiz gerekiyor birtanem, her şeyim.
Ve hayatımdaki en değerli kadın.
Benimle evlenip, hayatına girmeme izin verir misin? Karadeniz'i tamamen benim kılıp mutlu bir aile bahşeder misin bana?
Evlenir misin benimle?"
Söylediği şeylerle büyük bir şok içindeyken başımı omuzundan kaldırıp önümdeki yüzüğe baktım.
Çok zarif ama bir o kadarda gösterişli duran yüzükle Barlas'a çevirdim başımı. Gözlerindeki sevgiyle bana bakarken ne diyeceğimi bilmiyordum.
Hiç bir zaman evlilik teklifimi uç noktalarda şaşalı bir şey hayal etmemiştim öyle olmasını da istememiştim. Burada olması sadece ikimizken olması benim için çok değerliydi.
Şoktan çıkıp başımı sallarken Barlas'ın kolları arasında ona dönüp yüzüne ellerimi koydum.
"Evet, evlenirim seninle!"
Sonrasında birleşen dudaklarımız gibi kalplerimizde birbirine müdürlüydük.
Düğünümüz vardı.
🌊🌊🌊
SON
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |