2. Bölüm

1.bölüm "öldür onu"

Nisawq
nisawq

 

Neva Ecer Işık'dan

 

Mutluydum hep, hayatımın her anında, hiç ağlamadım ağlayamadım,sadece annemi kaybettiğimde ağlamıştım en son. O gün kendime söz vermiştim işte,artık ağlamak yok diye. Artık hep mutlu oldum,beni üzen bir şey olduğunda sadece duruldum. Çünkü fark ettim bana ağlamak hiç yakışmıyordu. Normal babası ile yaşayan bir kızdım. Babamın tek evladıyım ben,aslında abim ve ablamda varmış ama bilmediğim bir sebepten babam onları evlatlıktan reddetmiş. Bunu hep sordum ona,ama hep geçiştirdi beni konuyu dağıtıp durdu. Bende artık sormuyorum, babam onları evlatlıktan reddetmişse kesinlikle geçerli bir sebebi vardır ve bu düşünce beni kendi kardeşlerimden soğutuyordu. Nerdeyse yalnız büyüdüm ben,okulda pek arkadaşım yoktu. Edinmek istemedim. Ama kimse olmadı zaten herkes adımı duyunca garipsiyordu beni. İsmim Neva'ydı Neva Ecer Işık. Neva'nın anlamı ses,ahenk,zenginlik,makam kelimeleri ile eşmiş,bu isim belki uğur getirir diye koymuşlar bana. Makamı bilmem ama biraz uğur getirmiş olabilir. Okulumu bir yıl önce bitirdim,ve ismimin uğuru burda gelmiş olabilir çünkü istediğim yazılım mühendisliği bölümünü okudum. Bu bölümü okudum çünkü bilgisayar gibi araçlara ilgim var benim. Çocukken çok yalnız olduğum için babam bilgisayar almıştı bana, buda zaten bu mesleğe olan ilgimi artırmıştı. Gerçi ben aslında dansçı olmayı daha çok isterdim.

 

Bilgisayar masamda oturmuş birkaç şey inceliyordum. Bugünlerde iki kişi ile uğraşıyordum. Halit Akbağ ve Uğur Boylu..

Babamın düşmanları olur kendileri. Ama unuttukları bir şey var Yaşar ışığın bir kızı vardı.

Onların sonu olacak. Babamın neden düşmanı olduklarını tam bilmesemde, Babam askerlikten emekli olmadan önce bu adamlarla uğraşmış. Bu adamlarda tabi babam onların işine karıştı diye düşman olmuşlar. Çok komik ve saçma geliyor insana ama bu sadece perdenin görünen yüzüydü.

Bir gün perdeyi bizzat kendim açacağım.

 

Parmaklarım klavyede adeta makine gibi çalışıyordu, Bu adamlar gerçekten güçlü adamlardı. Onlarla çatışırsam kaybederdim,ama ben güç ile değil zeka ile onları yeneceğim. Ne mi yapacağım? Hiç bir şey.... Sadece onları biraz birbirine düşman edeceğim o kadar. İkisinin de teker teker hesaplarına girdim ve ikisinede birbirinden mesaj attım. Daha sonra ikisinede birbirlerini mahvedebilecek güçte olan iki dosyayı atıp tehdit mesajları verdim.

 

 

Halit Akbağ'dan Uğur Boylu'ya

 

-Uğur bak ne buldum:)

 

Uğur Boylu'dan Halit Akbağ'a

 

-Halitciğim bunlarda neymiş....

 

Gönder tuşuna basarak bilgisayarı kapattım.Birazda birbirlerini yesinler. Yüzümdeki korkutucu tebessüm ile kalktım masadan.Masamın üzerinde duran kahverengi tokayı alıp kahverengi saçlarımı topuz yaptım.Hava bugünlerde fazlası ile sıcaktı. Acaba babam yataktan kalmışmıydı? Babamı kontrol etsem iyi olacaktı. Odadan çıkıp koşar adımlarla salona girdiğimde tekli koltukta oturmuş gazete okuduğunu gördüm. Koşarak gidip arkadan sarıldım ona. "Baba istediğin bir yemek varmı? Özel olarak yapabilirim" daha çok sardım bedenimi ona. "Aslında mantına hayır diyemem" istediği yemekle gülmüştüm.

Mantı yapmayı sevdiğimi biliyordu, aslında her çeşit mantıyı yapıyorum. Mantıya şekil vermek hoşuma gidiyordu. Aklıma gelen bir soru yüzümü anında düşürmüştü. "Baba ,neden bu adamlar seni rahat bırakmıyor" sorum ile derin bir nefes aldı. Biraz gerilmişti." Neva, uzun süredir senle bu konuyu konuşmak istiyordum"

 

Sözleri beni fazlası ile tedirgin etmişti. Ona sarılmayı bırakıp karşısına geçip yerde bağdaş kurup oturdum. Kalbim korku ile hızlı atmaya başlamıştı. "Dinliyorum baba" benden uzun süredir sakladığı şeyleri şimdi anlatacaktı. Bu garibime gitsede ona sormadım. "Neva kızım, hani o gün bana sormuştun ya? Baba bu adamların senle ne alıp veremediği var diye?"

Bunu hep ona anlatmasını isteyen bendim ama şimdi, gerçekler beni fazlası ile korkutuyordu. Ellerim buz kesmişti. Babam ise nefes alamıyor gibiydi.

 

"Timimle bir görevimiz vardı, depoyu basacaktık. Orada onlarda vardı, Halit, Uğur, Behzat,Seyit ve Yakup Karmer" İsimlerin hepsi bana fazlası ile tanıdık geliyordu, bir çoğu ile uğraşmıştım,ama son isim bana uzaktı. Neden daha önce duymadım ki?

 

"Orada onlarda vardı ve bize ateş ediyorlardı, doğal olarak karşılık verdik,ama meğersem orada bir çoğunun aile yakınlarıda varmış, çoğunun aile ferdi öldü çatışmada, Yakup Karmer...onunda küçük kızı öldü..ama bilerek ve isteyerek olmadı,inan bana hatta afedemedim kendimi,daha sonra kendimi öldürmeye bile kalktım" Babam nefes almadan anlatırken gözünden yaş aktığını bile geç fark etmiştim. Kim bilir nasıl canı yanmıştır. Babamın ağlaması ile kalkıp ona sarıldım. Bilerek yapmadığına inanıyordum, yapmazdı babam, o askerdi kıyamazdı masum canlara.

 

"Biliyorum hakediyorum beni öldürmeye hakları var hepsinin,ama ben ölünce sana kıyma ihtimalleri var, bunun yükü ile ölemiyorum bile" babamın kendini tuttuğunu anlamıştım, ağlayamıyordu. " Nasıl oldu baba? Nasıl?" Dedim acı sesimle. Babam derin nefes aldı "depoyu patlatma talimatı geldi" konuşurken sesi titriyordu sanki " içeride onların bazı yakınları varmış meğersem, güvende tutmak için orada tutmuşlar hepsini" Babamın bu anlatıklarınamı şok olmalıydım yoksa birden bunları bana anlatmasına mı?

 

"Baba sen bilmiyordun, sen içerde masum canların olduğunu bilmiyordun" Daha çok sarıldım ona, buz gibi olmuştu. "Kızım,senden sonkez bir şey isteyeceğim" babamın kurduğu cümle zihnimde dönüp durdu. Bu cümle beni fazlası ile tedirgin etmişti.

 

 

Sessiz kalmam ile babam ondan cevap beklediğimi anladı. " Ben bir aya kalmaz ölürüm artık,kalbim artık dayanamaz" Ne demekti bu? Bunu nasıl derdi." Baba saçmalama!" Diye yükseldim. Ayağa kalkıp karşısına dikildim. Şu an üzerimdeki pijama ile bir aptal gibi durduğuma eminim.

 

"Sakın bir daha duymayayım!" Babam dediklerim öteki kulağından çıkmış gibi devam etti." Onu öldürmen gerek" dedi, sinirlenmişti. Yaşlı olmasa, o adamı kendi elleri ile öldürebilecekmiş gibiydi. "Ölmek zorunda"

Elerini yumruk yaptı. Yüzü kızardı. "Yoksa o seni öldürecek Neva!" Biri benimi öldürecekti?

Kimden bahsediyor.

 

"Barın Nekta karmer... Yakup Karmer'in oğlu"

Bu isim işte şimdi tanıdık gelmişti. Bir dakika yoksa o adam."Baba sen Barın Nekta karmer'denmi bahsediyorsun? Hani nerdeyse her şehirde şirketi olan adam? Yanında en az elli koruma ile gezen adamdan?" Gözlerim kocaman açılmış vaziyette babama bakıyordum. Benden imkansızı istiyordu.

 

Kafası ile onayladı beni."Eğer onu öldürmezsen öldürecek seni,ondan kaçamazsın seni hemen bulur" Babam bu kadar yıl sonra bunları neden şimdi söylüyordu? Bu adamdan neden daha önce bahsetmemişti?"Baba neden şimdi?" Tam o an kalbini tuttu babam, herşeyi unutmuş gibi ona doğru uzanıp tuttum hemen onu.

"Baba neyin var? Deminde ölmekten söz ediyordun" Babam kalbinin üzerine elini koyarak derin nefes aldı. " Hastayım, ölüm bana yakındır ve sen Neva bana söz ver o adam seni öldürmeden öldür onu" kendime söz vermiştim ama ağlamam yakındı o an.

"İyide baba bu adamdan neden daha önce bahsetmedin? Neden şimdi?"

 

"Söyleseydim, o adama bulaşacaktın ve o adam oldukça tehlikeli ölmen yüksek ihtimaldi"

Yavaşça arkasına yaslandı. "Bunu ölmeden önce söyledim sana, en azından haberin olsun" nasıl bu kadar soğuk olabiliyordu? Benden birini öldürmemi istiyordu. Tedirgin yüzümü görünce gülümsedi bana. " Neva, öldürmek korkunç bir şey biliyorum, ama ben senin ölümüne dayanamam,benim hatamın yükünü senin çekmene dayanamam" babamın gözlerine baktım. Yüzünde endişe vardı.

"Keşke başta öldürselerdide beni bu hale gelmeseydik" fısıltı ile söylediği şey beni kızdırmıştı.

 

"Sakın bir daha duymayayım baba"diyerek ona sarıldım hemen "Senin suçun değildi, ve eğer sen istiyorsan korurum kendimi" daha sıkı sarıldım ona. "Benim silahımı alıp İstanbul'a gideceksin Neva" Babamın dediği ile nefes alış verişim durmuştu. Allah'ım herşey üst üste geliyordu. "Onun hayatını mahvedeceksin yoksa o seninkini mahvedecek emin ol güzel kızım, Sana dokunursa onu acımadan öldüreceksin"Ağlamak istemiyordum ama hayat şu an bu konuda beni fazlası ile sınıyordu. "Tmm, baba...tmm" sesim her an ağlayacakmışım gibi çıktı.

 

"Şimdi geç karşıma" ona sarılmayı bırakıp karşısına geçip tekrar yere oturdum. "Sen normal bir kız değilsin Neva, Sen bu aptal babanın yaptığı hatalar yüzüne artık düşmanı olan bir kızsın, seni neden eğitim sanıyorsun? Neden seni tekvondaya gönderdim küçükken? Neden sana o bilgisayarı verdim? Neden bu okulu okuttum? Kendini koru diye,çünkü eminim ben ölsem de öldürecekler seni, çünkü sen bu aptalın kızısın" ağlıyordu,babam ağlıyordu. Beni büyüten koca adam yıkılıyordu.

Boynumu büktüm, ne diyecektim ki? Ona bağırma hakkım yoktu benim. Siz sizi bin bir emekle büyüten insana bağırır mısınız? Ben yapmam,yapamam.

 

Ayağa kalktım hemen, ortam fazla gergindi.

"Ne mantısı yapayım babama" babam gözlerime baktı. Mutlu olmaya çalıştığımı anlamıştı," Kayseri mantısı fena olmazdı" dedi ağlamaklı sesi ile gülerek. Tam odadan çıkarken konuştu "Oyunu bitirdin mi güzelim "

Babama gülümsedim. Birlikte yaptığımız oyundan söz ediyordu. Küçükken başlamıştık oyunu yapmaya. Bana yapmayı o öğretmişti.

"Az kaldı baba" dedim acı ile karışık gülerek ve çıktım salondan.

 

Biraz önce ne olmuştu? Babam neden hemen anlatmıştı? Neden şimdi. Ellerimi tezgaha koymuş öylece düşünüyordum. Saçımı açtım.

Düşünmek başımı ağrıtıyordu, toka ise kafamı fazla sıkmıştı. Gözlerimi kapattım yere çömeldim. Babam bana birini öldür demişti.

Bana kızına,bunu demişti. Benden tek istediği kendimi korumamdı. Ama sana dokunursa da demişti? O adamın hayatını mahvetmemi,eğer bana dokunur ise onu öldürmemi istemişti. Ben koskoca Barın Nekta Karmer'i tek başıma nasıl alt edecektim?

 

 

 

 

Bölüm : 18.12.2024 22:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...