
Bazen ne yaptığını bilmez insan,neden yaptım der belki pişman olur. Ama insan bu işte hata yapar hep,hatta bazı hatalar diğer hataları getirir beraberinde. Pişman olur ama her şey için çok da geç olur. Bazende o hatalar bize yeni bir hayat getirir belki daha kötü belki daha iyi ama yeni bir hayat getirir.
Koca salonda uzun bir sessizlik oldu. Bu sessizliği sadece Atay'ın içki doldurma sesi ve çatal kaşık sessi bozuyordu. Bütün kalabalık bana bakarken o sadece yiyip içmekle meşguldü. Rahatlığı beni benden alıyordu.
Şu an ne yapmam gerek hiç bir fikrim yoktu.
Şu onun karşısında duruyordum. Intikam ateşim hala sönmemişti ama biraz acele ettiğimi düşünüyorum. Yada belkide tam zamanıydı.
Gözlerim Barın'ın ellerine gitti. Ellerini yumruk yapmıştı. Atay ile işbirliği yapmasam şu an öldüğüme eminim. Gerçekten çok öfkeliydi.
Ama bu öfke bana değildi eminim, hayattaydı bunu gözleri anlatıyordu. "Sehran herkesi çıkar salonu boşaltın" kime seslendi bilmiyorum ama sesi gerçekten korkunç delinecek kadar sert ve acımasızdı. Dört beş adım ileride duran adamın başka bir adamın kulağına bir şeyler fısıldaması ile tüm silahlı adamlar salonu boşaltmaya başladı. Tabi Atay hariç.
Kabul ediyorum biraz korkmuştum ama buraya bende hesap sormaya gelmiştim.
Tek suçlu ben değildim. Oda annemi benden almıştı değil mi? Yani o telefondaki adamın dediğine ve attığı kanıtlara göre. Barın'dan kurtulur kurtulmaz o adamı da araştırmam gerekiyor.
Salon tamamen boşalınca Barın bana doğru yürümeye başladı. Geri adım atmayacaktım,
ondan korkmuyorum."Abi bu o kadın değil mi?"Biraz önce salonu boşaltan adama kaydı gözlerim. Demek beni tanıyorlardı. Buna neden şaşırdım ki şimdi? " Evet ayaklarıma kadar gelmiş"diyerek yürümeye devam etti Barın. "Ve şu an öldürmek istediğim kadın karşıma geçmiş bana kocam diyor?" adımları durmak bilmeden geliyordu.
Beni korkutmaya çalışıyordu ama buna izin veremem." Ne oldu beğenemedinmi beni?" Onu dahada sinirlendirmiştim şimdi, malesef yapacak bir şey yoktu. Dudağının kenarı kıvrıldı ve bana daha çok yaklaştı" Azrailine hoşbuldum de o zaman "diyerek belindeki silahı çıkarıp bana tuttu.
Boğazında içkisi kalan Atay öksürmeye başlayınca ona doğru baktım." Barın o kıza dokunamazsın! En azından bir ay! Bir ay sonra ne bokumu yapıyorsan yap! O benim adamım ne kadar düşmekten başka bir şey yapamasada" şaşkınlık ve sinirle ona döndüm alnıma dayanmış silahı takmadan.
"Ne! Sen benim yeteneklerimi biliyor musun? Senin ağzını burnunu dağıtırım!" Benimle böyle konuşmasına izin veremem." Şu an ben senden daha üstünüm, burda seni bıraksam gebertmesi iki dakika sürmez" diyerek içkisinden bir yudum daha aldı.
"Sana ihtiyacım yok!" Diyerek Barın'ın bacak arasına tekme atıp silahı elinden alıp ona tuttum ama o sırada salondaki Barın'ın tüm adamları da bana silah tuttu."Emin misin?"diye alayla sordu Atay. Göz devirip Barın'a baktım. Ondan gözümü ayırmamam gerekiyordu. "Ne bok yapıyorsan şimdi yap Allah'ın cezası!"diyerek onun fikrini kabul etmiş oldum. Atay'ın bir hareketi ile onun adamları da Barın'ın adamlarına silah tuttu.
"Bir ay bana borçlusun süslü" şu andan o kadar zevk almıştım ki Atay'ı başımla onayladım " anlaşma anlaşmadır" gözlerim ise Barın'ın gözlerinin üzerindeydi. "Atay ne bok yapıyorsan geri dön yoksa senin içinde hiç iyi olmayacak" Barın'ın bana bakarak Atay'a söylediği sözleri Atay takmıyordu bile.
"Ben sadece benim olan adamı koruyorum? Senin Sehran'a yaptığın gibi" sanırım Barın Sehran'a önem veriyordu. "Benim düşmanımın kızını mı aldın işe?" Dedi sinirle karışık gülerek.
"Barın" kulağıma gelen hafif ince sesin sahibine döndüm. Tabi ya Aydan'ı unutmuştuk.
Kıza baktığımda küçük boylarda yüzü tatlı bir kız görüyordum sadece. Oldukça güzel tatlı bir kıza benziyordu. Atay neden bu kadına iblis demişti acaba? "Sehran çıkarın onu" bir kaç adam Aydan'ı çıkarırken benim elim silahta hala Barın'a bakıyordum. Tabi ya biricik sevdiği zarar görmemeliydi.
"Atay adamlarına söyle silahlarını indirsinler hemen!" Barın adeta içindeki tüm öfkeyi kusmuş gibi bağırmıştı." Bir ay boyunca ona zarar vermeyeceğine söz verirsen neden olmasın? Hem karına biraz hoş geldin desene ne bu atar tavır?" Onun dediklerinin tersine bana öfkeli bakışlar sunuyordu Barın. Beni Atay olmasa şimdiye öldürmüştü eminim.
Belkide Atay'la karşılaşmam bana verilen bir hediyeydi. Ama o olmasa belkide karşımda duran pislik şimdiye ölmüştü. O kadarını ben bilemem.
Barın derin bir nefes aldı, öfkeli bakışlarını bana sunarak. "Ne bok yaptığınız umrumda değil, şimdi senden boşanıyoruz! Gerçi seni gebertince buna gerek kalmayacak"dedi bana doğru adım atarak. O kadar tedirgin olmuştum ki bende geri adım atmak zorunda kalmıştım.
"Emin ol bende senin benden nefret ettiğin kadar senden nefret ediyorum" geri adım attığım halde içimi ona kusuyordum.
"Bir ay mı? Aslında olabilir, bir ay sana öyle şeyler yaşatacağım ki beni öldür diyeceksin! Ama önce boşanıyoruz" dedi bana sert adımlarını atarken tabiki ben hala geri gidiyordum. Sanki salonda sadece ikimiz vardık. "Senden boşanmıyorum!" Dedim inat ederek. Bende ona böyle acı çektiriyordum.
" O zaman bunu senin istemeni sağlarım"dedi dudağının kenarını kıvırarak. "Emin ol herşeye hazırım" dedim gözlerimle gözlerine bakarken.
Hala geri adım atmaya devam ediyordum, çünkü o hala üzerime geliyordu. Eğer gitmezsem içimden bir ses çok pişman olursun diyordu. " Bir ay,sana işkence edip öldürmek için güzel bir süre" dedi Barın.
Gözleri ardından Sehran denen adamı buldu.
"Onu getireceğin yeri biliyorsun" diyerek omzuma çarpıp çıktı. Ben ise elimde silahla donup kalmıştım. Beni nereye götürecekti?
Sinirle Atay'a döndüm bu herif hani beni koruyacaktı? Birde önüne içkisini ve yemeğini almış keyifle bizi izliyordu! "Bana öyle bakma"
Diyerek bir yudum aldı. "Hani beni
korkuyordun? Madem bir boka yaramıyorsun neden sözleşme imzaladın benimle!"dedim sinirle.
"Seni öldürmeyecek dedim gerisi umrumda değil! Bir ay nasıl intikam alıyorsan al ama bana bir ay çalışacaksın ayrıca görünüşe göre sadece düşmeyi bilmiyormuşsun"ayağa kalktı ellerini cebine koydu." Seni hafife aldığımı düşünmeye başladım,her neyse ben seni ararım,kocanla ilk gecende başarılar " diyerek çıktı salondan. Tam koca salonda tek kaldım diyordumki bir adamın kolumu tutması beni gerçeğe döndürdü.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen!" Kolumu tutan adamın bacak arasına tekme atıp bana bakan diğerlerine döndüm." Kusura bakmayın hanımefendi maalesef patron ne derse o"diyerek bana doğruyu yürümeye başladı içlerinden yapılı olan adam. Beni tutması ile kolunu ters çevirip karnına geçirdim. Tam o sırada arkadan gelen adamada geriye doğru tekme atıp elimle yüzüne geçirdim.
"Bu iş böyle olmayacak" diyen bir ses duydum ama sesin sahibine dönerken ağzımın bir mendile kapandığını hissettim,gerisi karanlıktı.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ve hatırlamıyorum ama gözlerimi açtığımda kendimi sadece yatak ve dolabın olduğu boş bir odada buldum. Tamamen ayılınca o adamın karşımdaki sandalyede oturduğunu fark ettim. En azından bir ay beni öldürmeyeceği garanti öyle değil mi? Tabi deli değilse.
Bacaklarını açmış ellerini önde bağlamış adama baktım. Saçım tamamen dağılmıştı.
Makyajım bozuldumu onu bile bilmiyorum.
Bana bakan Barın'dan gözlerimi ayırıp odaya göz gezdirdim. Oda boştu ama duvarda dikkat çeken bir şey vardı bir kamera? "Bu manzarayı babanında görmesini isterdim ama kendisine ulaşamıyoruz" gözlerim yine o gözleri buldu.
Acımasız ve soğuk bakışlar.
"Ben nasıl acı çektiysem onunda çekmesini isterdim o görmedikçe hiç bir önemi kalmıyor sana zarar vermenin" Babamın ne halde olduğunu bilmiyordu değil mi?" Ama sorun yok beklerim" diyerek ayağa kalktı, gözlerim ondan ayrılmıyordu bir türlü. Yada sadece ölümünü hayal ediyordum? "Eşyaların hepsi burada merak etme o kadar kötü bir düşman değilim, tabikide rakibimede fırsat veririm."
Bu dedikleri resmen kanımı dondurmuştu.
Acaba ruh hastası falan mı?
"Istediğini yapabilirsin nasıl olsa son günlerin sayılır" son sözünü söyleyip çıktı odadan,onun ardından odada kalan adamı ellerimi çözüp çıktı ve kapıyı yüzüme kilitledi. Sandalyeden kalkıp yatağa doğru gittim. Elim istemeden yatağın üzerinde gezindi. Kumaşı kaliteliydi,ne yani düşmanına bile bu kadar iyimi bakıyordu?
Gözlerim duvardaki eşyalarıma gitti valizlerim ve çantam. Hızla oraya gidip çantamı açtım.
Bilgisayarım telefonum hepsi buradaydı?
Gerçekten düşmanına fırsat veriyordu.
Aptal mıydı? Yoksa merhametlimi?anlam veremiyorum. Bilgisayarı açıp bugün için aklımda onları gözden geçirmeye başladım.
Babamın düşmanları olduğunu biliyordum.
Ama hepsi bana değil babama oynuyordu,
Barın Nekta ise onlara kıyasla farklı bir oyun oynayıp beni seçmişti. Benimle babamdan intikam almak istiyor. Peki benim annemin ölümünü zaten biliyordum. Ama birisi o kağıt parçasını olay yerine koyup suçluyu Barın Nekta olarak mı gösteriyor? Yada birisi İstanbul'a gelmemi istemişti? Annemi Barın Nekta Karmer'in öldürdüğünü bilince İstanbul'a geleceğimi bilen birisi. Demek birisiyle ortak düşmanımız Barın Nekta Karmer'di.
Peki o bilinmeyen numaradan benimle konuşan adam? Evet adam diyorum ama belkide kadındı. Keşke cinsiyetini sorsaydım, gerçi o an saçma olurdu. Numarayı bilgisayar yardımıyla araştırmaya başladım. Ama hala ölü biri çıkıyordu. O adam neden babamı rehin almıştı ki? Barın Nekta'yı öldürmekten vazgeçeceğimi mi sanıyordu yoksa? Olaylar o kadar karmaşıkdı ki....
Anasayfaya çıkıp babamla yaptığımız oyunu oynamaya başladım. En azından bir süre kafamı dağıtmam gerekiyordu. Küçükken saçma ve garip gelmiyordu bu oyun ama bugünlerde bu oyun tuhafıma gitmeye başladı. Oyunda karakteri kodlama yöntemiyle hareket ettirebiliyordunuz. Bu benim için oldukça kolaydı. Belkide babam sadece benim oynayabileceğim bir oyun yapmıştı. Beni o okula boşa göndermemişti,yada o kurslara.
Bölüm sonuna gelince sıkıldığım için ayağa kalktım. Yapacak bir şey olmadığı için yatağın üzerine oturup cama yaslandım. Neyseki yatak cama yakındı. Gün batımına yaklaşmış gökyüzünü izlerken o an aklıma not yazmak gelmişti. Çantamdan küçük bir not defteri ve kalem alıp yine yerime geçtim. Bugünü anlatan bir söz yazmak istiyorum.
"Gün bitti ama her şey her zamanki gibi yarına kaldı"
Yazdığım söze uzunca bakıp, tekrar camdan gün batımını izlemeye başladım. Şu an tek bir hedefim vardı, Barın'dan hem annem için hemde babamı kurtarmak için kurtulmam gerektiği. Ama ilk hedefim evin içinde özgürce gezmek olmaktı,yani şu odadan kurtulmaktı.
Yorganı üzerime örtüp kafamı yastığa dayayıp öyle izledim manzarayı. Her şey yine berattı ama gökyüzü dünyadaki sorunları bir örtü gibi örtüyordu. Sanki uzayda yaşam var ve oradaki canlılara kötü yanımızı göstermek istemiyor gibi.
Gözlerimi yavaşça kapattım, normalde gece uyumazdım geceyi izlemek çok güzeldi çünkü.
Keşke gece uyuyup bu güzelliği kaçırmasak.
Malesef gece sadece dinlenmek için bir zamandı insanlar için,ki benim için anlamı tamamen farklıydı. Gece benim dostumdu.
Yatak biraz seetti ama o kadar yorulmuşumki uyuya kalmıştım çoktan. Ama sabah beni bekleyen sürprizin henüz farkında değildim.
Gözlerimi açmama sebep olan gürültü için yataktan kalktım uykulu halimle. Kapının diğer tarafından gelen seslere anlam veremiyordum.
Ellerimle yüzüme masaj yapıp kendime gelmeye çalıştım. "Aç şu kapıyı! Senide buraya gömmeden aç hemen!!" Dışardan genç bir kızın sesine benzer bir ses geliyordu. "Sadece yengeme merhaba diyeceğim!" Kapı sert bir şekilde yumruklanıyordu." Hanımefendi Barın beyin kesin emri var, ben gelene kadar kimse girmeyecek dedi" buda kapıma diktikleri koruma olmalıydı.
"Turgut aç şu kapıyı" bu ses ise daha kalındı.
Kapının önünde iki kadın olmalıydı. Üzerime baktım hemen perişan bir haldeydim hala.
Onlara güçsüz ve zayıf görünmemeliydim.
Üzerimi düzeltip elerimle saçımı düzeltim, kırmızı rujumu tazeledim. " Üzgünüm Aydan hanım" koruma hala direniyor olmalıydı. Demek Aydan oda kapının diğer ucundaydı.
Kocasını elinden aldığım için sinirli olmalıydı.
Kim olsa kriz geçirirdi. Amacım onun hayatını mahvetmek değildi ama yapacak bir şey yoktu. Barın Nekta ölecekti kendine yeni birini bulmalıydı. Evet Barın her şekilde
ölecekti,ikimiz aynanda ölsek bile geberecekti.
"Hemen aç yoksa Barın'a sen hesap vermek zorunda kalırsın" kilit sesini duymamla içeri girdiklerini anlamıştım. Kapı açılınca önce siyah bir topuklu ayakkabı ardından o kadını gördüm. Ardından gelen kıza bakamadan bana koşup saçıma yapıştı. Bende anı gelen refklesle onun saçına yapıştım. Kolunu tutup onu önüme aldım saçına yapışıp kafasını yukarı kaldırdım. Bu sayede hareketsiz kalmıştı.
"Turgut Özlemi tut" Aydan'nın emri ile Turgut yirmili yaşlarındaki kızı elimden alıp kolundan tutup kenara çekti ve orada onu tutmaya devam etti. Demek adı Özlemdi acaba kimdi bu kız? Neden benden bu kadar nefret ediyordu? Barın gibi? Yoksa? " Birde abimlemi evlendin! Pislik! Sizin kanınızdan ve sizden nefret ediyorum! Sen ve Baban yaşamayı bile haketmiyorsunuz!" Söyledikleri canımı yaksada sadece boş bir şekilde bakıyordum ona. " Abim seni gebertmeden ben seni geberteceğim" diyerek bana doğru gelmeye çalıştı ama Turgut denen adam buna engel oldu. "Özlem sakin ol tatlım" Aydan'a döndüm.
Bana doğru yürüyordu. Topuklu ayakkabı boyumuzu eşitliyordu." Kocam senden nefret ederken,birde onunla mı evlendin? Aklındaki plan her ne boksa o planı unut" son sözü kulağıma fısıldadı. Geri çekilip yüzümü inceledi. "Yoksa çok fena olur tatlım" çenemi okşayıp geri çekildi.
"Tatlıyı fazla tüketme istersen sonra şekerin fırlar canım" dedim bana tatlı demesine karşılık. Annem dışında kimse bana tatlım diyemezdi. Bu sözüm onu tedirgin etmiş ve daha çok sinirlendirmişti. Barın'dan sonra bu kadını da geberteceğim evet bunu kendime kıyak geçiyorum. " Sen! Yengemle düzgün konuş kanı bozuk!" Özlem denen kız ise hala hıncını alamıyor gibi bana doğru gelmeye çalışıyordu. Bu kızıda susturma zamanı gelmişti. " Davranışların ve sözlerin kimin kanının bozuk olduğunu açıklıyor, kuduz köpek gibi saldırgan olmayı bırakmalısın aptal gibi duruyorsun" ve geriye dudağımda kalan pis sırıtış. Bunu haketmişti.
Aydan tam bana saldıracakken Turgut araya girdi " Yenge çıkmanız gerek, Barın abimin buraya girdiğinizden bile haberi yok ona dokunursak bu şimdilik iyi olmayabilir" bu sözler Aydan'ı durdurmuştu. Sinirle çıktı odadan. Özlem ise ağlayarak çıktı odadan.
Koskoca kızın yaptığı hareketlere bak. Kesinlikle psikologa gözükmeliydi. Turgut'da onlar çıkınca kapıyı kilitleyerek çıktı odadan.
Yine yalnız kalmıştım,ama bu sefer canım fazlası ile yanıyordu.
Barın'ın sevdiği kadın yanındaydı, kardeşi yanındaydı. Ama ben tamamen yalnız ve kimsesiz bir şekilde annemin katilini öldürmeye çalışıyordum. Onun cephesinde dostları vardı ama ben her yere tek başıma koşuyordum. Ağlamak istemiyordum ama bu yalnızlık beni delirtiyordu. Ellerim istemeden tutacak bir el arıyordu. Gözlerim kapandı.
Annemle ilgili bir kaç güzel anımı düşündüm ama yine hep sonunda gözümün önüne ölümü geliyordu. Bugüne kadar hep dayandım üzülmemek için en başta dediğim gibi hep mutlu olmaya çalıştım,ama o zaman babam vardı. Şimdi ise mutlu olamama bir sebep yoktu. Belkide ağlama zamanı gelmişti.
O an ilk göz yaşım aktı gözümden, sonra bir tane daha,bir tane daha ve daha fazlası. On yaşımdan sonra ilkez ağlıyordum. Gözlerim kanayana, içim dışıma çıkana kadar ağladım sessizce. Güçsüz olmak istemiyorum ama bu yalnızlık çok korkunçtu. Bu çok acı veriyordu.
O an saatlerce ağladım ben belki bu sondu ama ağladım. Çünkü biliyorum şimdi içimi dökmezsem sonra daha çok acı çekecektim.
Ayağa kalktıp vazlizlere doğru yürüdüm ve siyah bir pantolon ve krop aldım elime. Elbisemi çıkarmaya başladım,tam fermuarı açıyordumki kapı kırılacakmış gibi açıldı. Hemen arkamı kapıya döndüm elim fermuarda kalmıştı. Bu Barın'dı beni bu halde görmeyi beklemiyor olacakki donup kalmıştı.
Neyseki göz makyajı yapmamıştım, sadece fondöten ve ruj vardı. Umarım ağladığım belli olmamıştır.
"Çık odadan" dememle kendine gelip yanıma geldi hızlı adımlarla ve saçıma yapıştı. "Söyle!"diye bağırdı "kardeşimin saçını böylemi tuttun!" Bu adama artık kendimi tanıtma zamanı gelmişti. "Hoşbuldum ben Ecer Işık!" Şimdi beni daha iyi tanıyacaksın Barın Nekta Karmer. Bu odadan sadece birimiz sapasağlam çıkacaktı. Bugün bizim ilk yüzleşmemiz olacaktı. Evet yalnızım ama hepinize yeterim. O ise hâlâ ne demek istediğimi anlar gibi bana bakıyordu. Saçımı tutmasının hesabını vercekti bugün.
"Karını tanımak ister misin? Kocacığım."
Anlaşılan diğer bölüm baya heyecanlı olacak.
Lütfen oy verip yorum yapmayı unutmayın🖤✨
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |