
Kalbimiz öyle yaralar alırdı ki bazen keşke bıçak deyse dersiniz. En azından canım daha az acır dersiniz. Ne yakardı insanın canını? Ölüm? Sevdiğini kaybetmek? Kötü bir söz işitmek? Dışlanmak? Her şey yakardı insanın canını bu dünyada varolan her şey yakardı bu canı. Benimkini yalnızlık yakıyordu. Koskoca dünya denen bu top küresinde yalnızdım adeta. Tek başıma kendi hayatımı ilerletmeye çalışıyordum, yardım almadan hiç bir ele tutunmadan.
Karşımda duran adama yardım edecek adamı vardı,dışarıda belki kız kardeşi belki sevdiği kadın,ama benim kendimden başka kimsem yoktu. Değer verecek tek babam vardı onuda alıyorlar elimden. Annem gitti, kardeşlerim babamla kavga edip yurt dışında hayatlarını kurmuya gitti,belkide benden daha mutludurlar.
"Kocacığım mı?"dedi tehditkar şekilde bakıp."Ne zaman kocan oldum?" Saçımı tutan ellerini tutup ittim." Dün sabah" dedim gıcıklık verir gibi. Gözlerini kısarak baktı bana. " Sana bakmak bile yetiyor delirmek için" fısıltı ile söylediği söze başta anlam veremedim. Ama hala sinirli olması durumu açıklıyordu. " Bende seni görünce" diyerek başımı dik tuttum." Tek acı çeken sen değilsin nankör olma!"
Odayı büyük bir kahkaha sesi yayıldı. Kötü bir adam gülüşümü yada acı dolu bir isyan mı bilmiyorum ama bu gülme öyle normal gülme değildi. " Nankör öylemi!" Dedi gözlerime bakarak. "Nankör görmeyi çok istiyorsan ayna getirtirim" diyerek kapıya yöneldi. Bana nankör dedi? Bana nankör diyen adam benim annemi elimden aldı. Ve bana buna rağmen nankör dedi? Biri ona benim babamın yaptıkları yüzünden benim acı çektiğimi söylemeliydi.
Sadece annesinin kanını yerde bırakmak istemeyen biri olduğumu. Ama nankörsem ben,kabul ediyorum. Bunlara rağmen nankörsem kabul ediyorum.
Arkasından ona doğru yürüdüm " insanları tanımadan nasıl nankör diyorsun?" O durunca bende durdum. Arkası bana dönüktü,bana doğru döndü.
"Sen söyleyince sorun olmuyor mu?" Dedi soğuk bir şekilde. Yüzü buz gibiydi,bir mimik yoktu belki ama gözleri bırakın beni ağlamak istiyorum der gibiydi. Tamam onuda anlıyorum.
Ne diyorsun sen Neva? İntikam için geldik merhamet etmeye değil? Hem eğer ondan kurtulmasak ölen biz olacağız. Gerçi çoktan ölmüştüm değil mi?
Acıyan saçımla aklıma geldi saçımı çektiği o an. Ona doğru yürüdüm ve yüzüne bir yumruk attım. Turgut tam araya girecekken ona eliyle dur işareti yaptı Barın "siz çıkın" diyip çenesini okşadı. Onlar büyük bir tereddütle odadan çıkarken Barın sinirli bakışları ile gözümün içine bakıyordu. Tamam biraz fazla yükselmiştim.
"Dua et kadınsın" dedi çenesini okşamayı bırakıp. "Sende dua et erkeksin,yoksa şu an her yerin pert olmuştu" bana öylemi der gibi bakış attı. Bende kafamla aynen bakışı atım.
"Kendine fazla güveniyorsun?"
"Güvenmeseydim şu an burda ne işim var?"Memnun olmuş bir ifade tanındı yüzüne bundan zevk mi almıştı? "Neden öyle bakıyorsun?" Dedim kaşlarımı çakarak."O adamın kızının korkak falan sanmıştım, işim iki güne biter sanıyordum" dedi bana doğru gelerek. "Her ne sandıysan unut! Çünkü geberip gideceksin!" Yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Boyu niye bu kadar uzun ya bunun? Yüzüm ona değmeyince eğildi.
Şu an okulda birbirini tehdit eden iki öğrenci gibiydik." Bellimi olur belki sen geberip gidersin" dedi pis bir sırıtışla. Bunu bir ay içinde görecektik. Sanırım Atay'a bu konuda teşekkür etmem gerekiyordu. O olmasa beni çoktan gebertirdi.
Yüzünü ayıran ilk o olmuştu bana son kez bakıp çıktı odadan. Ben ise daha fazla bu odada kalmak istemiyordum artık! Evde gezsem ne olurdu sanki? Yapacak tek bir seçenek kalmıştı.
"HEY ÇIKAR BENİ BURADAN BENİM KAPALI ALAN KORKUM VAR!" Diyerek kapıya yumruk atmaya başladım. Hala uzaklaşmamış olacak ki o kalın sesini tekrar duydum." Öyle bir korkun yok"dedi sakince. "Bunu bilemezsin!" Dedim sinirle. Evet öyle bir korkum yoktu.
"Herşeyin dosyanda yazıyor, alerjine kadar! Nasıl bilemiyorum?" Bu dediği dişlerimi sıkmama sebep olmuştu. " Herşeyimi araştıramamış olabilirsiniz mesela!"Bana kıyasla fazla sakindi."sanmıyorum"
Çok biliyorsun sen!
"Çıkar beni dedim!" Kapıya yumruklarımı daha hızlı vurmaya başladım. Elim ne kadar acısada devam ediyordum." Öleceğim burada" diyerek devam ettim."istediğim şeyin daha erken olmasını sağlarsın" tamam bu saçma olmuştu. Amacı zaten beni öldürmek isteyen birine bunu demem garipti.
Kapıya son kez vurup çevreme baktım. Biraz nefes almam gerekiyordu. Gözlerim o an pencereyi gördü. Tabiya! Bu nasıl daha önce aklıma gelmedi ki? Pencereye doğru yürüdüm."Abi içerden ses gelmiyor? Sence ne işler çeviriyor" onları aldırmadan camı açtım.Aşağı baktığımda birinci katta olduğumu anlamam hiçte zor olmadı.
Aşağıyı incelediğimde korumaların çoğunluğunun kapının önünde olduğunu gördüm. Bugün şanslı günümde olmalıyım.Bir ayağımı dışarı çıkarıp sallandırırken diğerini de aşağı sarktım. Sadece ellerim camın kenarını tutarken o sesi duydum "aç şu kapıyı!" Barın sinirlenmişti! İşte bundan zevk alıyorum.
Kapı tam açılınca Barın'la göz göze geldik, gözleri öyle bir açılmıştı ki şok geçirdiği burdan belli oluyordu." Sen!" Diye tam cama koşarken ellerimi bıraktım. Kendimi bıraktığım gibi yere çakıldım!yere biraz sert düşmüştüm! Arkam biraz fazla acıyordu!Sırtımı sıvazlarken camdan bana eğilmiş şaşkınca bakan Barın'a baktım. Tek kaşı yukarıda hala şaşkınca beni izliyordu.Ağzının kıpırdadığını gördüm "sen manyaksın"diyordu muhtemelen.
"Hakan!" Korumlara doğru bağırınca hepsi üzerime doğru gelmeye başladı. Sanki ben evden kaçmaya çalışıyorum! "Durun!"dedim üzerime doğru gelen korumlara dönüp. Yukarı baktığımda Barın gitmişti. Geri bana bakan gözlere değdi bakışlarım. "Evden kaçmıyorum"Üzerimi silkeledim." Odayı sevmedim sadece"
Hepsi bana deliye bakar gibi bakıyordu.
Bize doğru gelen Barın'ı buldu bakışlarım. "Sen manyak mısın be kadın!" Bunu çoktan anlaması gerekirdi diye düşünüyorum. "İçeri hemen" ona göz devirip eve doğru yürüdüm.Arkamdan gelen Barın hâlâ kendi kendine konuşuyordu. "Benden ölerek kurtulamazsın"Diyerek karşımda durdu "ve bu evden gidemezsin!" Ona boş bakışlarımı sunup susmasını bekledim. "Evden sen ölene kadar gitmeye niyetim yok ama evde istediğim gibi gezebilmek istiyorum!"
Bana sen ciddi misin bakışı attı." Birde o adamın kızısın diye ödül vereyim?" Aslında hiçte fena olmazdı. Bir Neva Ecer Işık kolay yetişmiyordu.
"Benden mi korkuyorsun?" Tek kaşı yukarı kalktı" Senden korkmak mı?"dedi alayla." Bu saçmalık olurdu " ellerimi belime koydum "o zaman bırak bari bir ay evde takılayım zaten bir ay sonra öleceğim "bok ölürüm, sıra sendeyken.
Biraz düşündü,sanki matematik problemi çözüyor! Altı üstü ya evet yada hayır diyecekti."Tamam"diyerek merdivene yürüdü " Dişli rakib severim" on sözünü bitirince başka bir ses duyuldu salonda." Bende severim" Barın sabır çeker gibi kafasını kaldırdı halbuki arkası dönüktü. Kapıya baktığımda, Barın kadar yapılı uzun boylu esmer bir adam beklemiyordum.Başta Atay sanmadım değildi.
Adam içeri girerken onun ardından bir koruma ordusu girmişti salona. Bu adam da kimin nesi? Salona geçip baş köşeye oturup ayak ayak üstüne attı. "Bir ev ziyareti yapalım dedik" dedi kalın sesi ile tanımadığım adam.
Sonra arkasındaki koruma ordusuna döndü."Oturum çocuklar " hepsi birbirine bakıp koltukara oturdular. Barın'a baktım tedirginlikle. Sinirden kızarmıştı yüzü.
"Azad belanımı arıyorsun kardeşim? Siktir git evine" anlaşılan Barın bu adamdan pek haz almıyordu. " Ayıp ediyorsun! Evine gelen misafiri sen böyle mi karşılıyorsun?" Barın'dan onun yanındaki tekli koltuğa oturdu. " Misafir dediğin haber verir geleceğini" dedi hala sinirliyken.
Barın konuşurken etrafı süzen Azad beni fark etmiş olacak ki ağzını araladı " merhaba yenge hanım,habersiz geldik ama sorun olmaz değil mi?" Ona boş boş baktım. Banane geldiyse? Barın ise Azad'ın bu söylediğine sinirlenmişti." Karım falan değil! Ağzını burnunu dağıtırma bana!" İlk defa Barın'la aynı fikirde olabilirdim.
"Evet Barın kocam falan değil benim" Azad ikimize mala bakar gibi bakıyordu, bakışları en çok bende duruyordu. "Duyduğuma göre zorla evlenmişsin adamla? Aşık değil misin oğlum bu ne biçim ilişki lan?!" Dedi tuhaf tuhaf bakıp bize. Ayağım ağrıdığı için bende karşılarına oturdum. Etraftaki korumalara baktım iki kişi ayakta kalmıştı. Benim baktığım yeri gören Azad'da o yöne baktı.
"Oğlum otursanaza,ne dikiliyorsunuz ayakta?" Azada onlara azar çekerken, Barın gitmeleri için dua ediyordu sanki içinden. Öyle sinirliydi ki benim olduğumu bile unutmuş olmalıydı.
"Abi Nereye oturalım,yermi var?" Dedi korumlardam biri. Diğeri de ona eşlik edip kafasını aşağı yukarı kaldırdı." Evet abi Osman haklı yer yokki" Azad ben bunlarla ne edeceğim der gibiydi. " Mert beni delirtmeyin oğlum oturun bir yere!" İki koruma birbirine bakıp omuz silkti.
Mert dediği adam bir sehpa çıkardı, yüzünde panik vardı " Barın abi sorun olur mu?" Dedi ciddi şekilde. Barın ağzını açamadan Azad girdi araya." Oğlum sehpa lan o!" Elini diğer korunmalara doğru tuttu "kayın oğlum sizde kenara" diğer korumlar birbirini iteklemeye başladı. "Abi yermi var nere kayalım" dedi içlerinden biri.
Bu sefer Barın'a döndü Azad "Olum senin aldığın koltuk takımını sikeyim"dedi sinirle,Barın'da ona çatık kaşları ile baktı" Salonum yeterince büyük elli koruma ile gelmeseydin sığa bilirdin Azad!" Dedi dayanamayıp. Onlar didişirken ben bu adamın kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Amcası falan olamazdı herhalde, nerdeyse Barın'la genç duruyordu.
Çalan kapıyla odak noktam kapı oldu. Hizmetli kadın kapıyı açarken gözüm kapıdaydı hala.Açılan kapıyla sevinsemi üzülsemi bilemedim çünkü Atay gelmişti." Selam bir gelinle damadı ziyaret edeyim dedim" ama salonda gördüğü manzara onu duraksattı."Bu ne lan, aşiret gibi"
Gözü elli korumanın üzerinde gezindi.
"Salonda üreme mi yaptınız lan"dedi bizim yanımıza gelip otururken. "İkinizide sikerim, Defolun lan evimden!" Barın çıldırsada ikiside oldukça sakindi. "Kahve yokmu"dedi Atay hizmetli kadına dönüp "var efendim" diyerek mutfağa gitti " Git evinde iç Atay" dedi Barın ama onu takan yoktu. Herşeyi geçtim ben en son Barın'ı öldürmek için plan yapacaktım bu noktaya nasıl geldim?
"Nasılsın Nevacığım?" Bana sorduğu soru yüzünden Atay'a döndüm "iyiyim Atay,ne kadar iyi olabilirsem ve bana Ecer de"dedim bıkkınlıkla. Yüzüme boş boş baktı. Sonra gözlerini hafif kıstı." Neden Ecer?"diye sordu.
"Bana sevdiklerim dışında kimse Neva diyemez o yüzden" bu sefer araya Azad denen adamda girdi " Biz senin değil Barın'ın düşmanıyız,bence sakınca yok" ona çok bilmişsin der gibi baktım." Yinede deme, ayrıca şu an senden daha çok ben düşmanım bence Barın beyle" gözlerim Barın'ı buldu ne tuhaftır ki oda bana bakıyordu. Bakışları beni rahatsız edince Azad'a döndüm geri.
"Benden daha mı iyi?" Bunu Atay demişti. "Bence en iyi düşmanı benim"diyede devam etti. "Benden daha mı iyi?"bu sefer Azad girdi araya " Oğlum bu adamın bütün işlerini mahvettim ben" Barın ortaya bıkkın bir nefes bıraktı " Ne demezsin" fısıltı ile söylediği için çoğu kişi duymamıştı bunu." Ben Barın'ın parası ile buralara geldim"dedi Atay bu sefer.
"Ne diyorsun lan sen?" Barın sinirlenmiş olmalıydı sanırım bunu şimdi öğreniyordu.
"Oğlum ben bu adamın on adamını gebertim"dedi Azad "gerçi yanlışlıkla olmuştu"diyede devam etti. "ben bu adamın nerdeyse tüm depolarını bastım, mallarına el koydum" Atay'da adeta bir yarışta gibi devame ediyordu yaptıklarını anlatmaya.
Bense bir ona bir ona bakıyordum adeta koşu yarışı izler gibiydim. Kim ne derse desin ben ikisinden daha iyiydim. "Bence boşuna yorumlayın beyler"diye araya girdim." En büyük kötülüğü ben yaptım onunla evlenerek"Atay anladığı için gülmeye başladı,Azad ise konuya pek hakim değildi sanırım ama sorgulamadı. Barın'sa herşeyi hatırlamış gibi bana tekrar ölümcül bakışlarını sunmaya başladı.
Ardından önümdeki ikiliye dikti bakışlarını " İkinizinde ecdadını sikeceğim,ne ara oldu lan bunların hepsi!" İkiside Barın'a baktı. Bu sefer hafif tırsmış gibiydiler."çocuklar kalkın gidiyoruz"diye ayaklandı Azad "misafir dediğin uzun oturmaz" korumalar da onunla kalkıp hızlıca çıktılar evden." Neye bende gideyim"diye ayaklandı Atay," Sonra görüşürüz süslü" diye çıktı evden. Evde Barın'la bir ben kalmıştık. Neden şimdi gittiler ki?
Ayağa kalkan Barın yakasını düzeltip bana döndü" Seni gördükçe tiksiniyorum "diye kalkıp üst kata çıktı. Seni görünce tiksiniyorum muş! Asıl ben tiksiniyorum be seni görünce! Şu adamı nasıl asıl ebertebilirdim acaba?!
Bu işi bir an önce yapmazsam kafayı yerdim buna eminim. "Çokta umrumda sanki ben sana bayılıyorum"diye ayaklandım. "Ne oluyor burada! Ne işin var salonda!" Duyduğum sesle o yöne döndüm. Bu Aydan'dı. Başlıyoruz yine.
"Hatırlatırım evliyim ben" ona gerçekleri hatırlatıp mutfağa gittim. Mutfak Amerikan tarzı olduğu için hala onu görebiliyordum.Buz dolabını açıp içecek bir şeyler aradım.Meyve suyunu görünce şişeyi kapıp çıkardım.Dolap rafından bardak alıp tezgaha koydum,ve mevye suyu doldurmaya başladım. Bardak dolunca şişeyi kenara koyup bardaktaki meyve suyunu içmeye başladım. O sıra gözüm hala bana bakmakta olan Aydan'ı buldu.Hala bana öfkeli bakışlar sunuyordu.
Tam ağzını açacakken merdivenden gelen adım sesleri bakışlarını oraya yönlendirmişti.Bu Barın'dı, takımını değiştirmişti. Kol düğmelerini takarak iniyordu. Elimde bardak ona bakakalmıştım.
Benim Barın'a ağzım açık baktığımı gören Aydan koşarak Barın'a sarılmıştı. Bende Barın bu halimi görmeden kendime geldim hemen. Bence çok çirkindi zaten. Hayır değildi.
"Barın bu kızın odada olması gerekmiyor mu?" Dedi Aydan,biraz önceki halinden eser yoktu.
Ne kadar yapmacık davranıyordu? Odada bana hesap soran kızla bu kız aynı değildi.İki yüzlülüğümü oynuyordu?" Aydan,ne yaptığımı çok iyi biliyorum işime karışma"Diyerek Aydan'ı kenara itip kapıya doğru yürüdü. Bu Aydan'a aşık olan Barın mıydı?"Barın bugün balo vardı unutmadın değil mi?" Aydan tekrar konuşunca Barın durdu bu sefer. "Bugün müydü o? Unutmuşum" dedi Aydan'a dönüp.
"Nasıl unutursun! Birlikte dans edecektik! O kadar prova yaptık!" Dans mı? Keşke bu olayları kapatıp bir odada özgürce dans edebilseydim.
" Aydan işim va-" sözünü kesti Aydan "Ne zaman işin yokki!" Diyerek koltuğun üzerinde ki çantayı alıp çıktı evden sinirle Aydan. Burada bir kadın olarak Aydan'a hak verirdim. Tabi biraz önceki hâlini görmeseydim.
Ben ise hala sakince meyve suyumu içiyordum. Bunlarla uğraşacak vaktim yoktu benim. Hem daha kırmızı elbise ile duruyordum. Yukarı çıkıp duş alıp üzerimi değişmem gerekiyordu. "Nerede kalacağım ben?" Dedim yere bakarak dalmış Barın'a dönerek. Sorum ile bakışları beni buldu.
"Başım derdimden aşkın, sana oda seçemem şimdi nerede kalıyorsan kal" eli hemen telefonuna gitti. Sonra duraksadı." Ama bu evde kalırken bana mümkünse gözükme" Diyerek telefonda bir şeyleri tuşlayıp telefonu kulağına koydu. Bende o sıra tekrar meyve suyu doldurmaya başladım. Karşı tarafın açmasını beklerken gözü benim doldurduğum bardaktaydı. Bunu fark edince doldurmayı bırakıp onu izlemeye başladım.
"Selma,bana hemen dans hocası ayarla hemen!" Dedi karşı tarafa. Biraz telefondaki kişiyi dinledi." Ne demek en geç 3 saate gelir!"
Sonra biraz daha dinledi" başlarım trafiğinize"Biraz daha dinledi" o saatte gelirse çalışmak için yarım saat kalıyor!" Sanırım dans hocası
arıyordu.
Ama Aydan prova yapmıştık demişti?Demekki adamımız dansta pek iyi değil. Bunu neden düşündüysem şimdi?benim sadece bu evde bir ay kalmam gerekiyordu? Sonra Barın'dan kurtulmam. Bir dakika bunu kendi tarafıma çekebilirdim.
O sinrile telefonu kapatırken,ben planımı sonkez aklımdan geçiriyordum." Ne oldu?"Dedim sakince ona doğru yürürken. Bana cevap vermemişti yada beni görmezden geliyordu." Dans edemiyorsun ve Aydan o baloda dans emtek istiyor değil mi?" Bunu dememle bakışları beni buldu. Sinirliydi, stres yapmıştı. Dans etmek istemiyordu ama Aydan'ı da üzmek istemiyordu. İşte fırsat!
"Sana yardım edebilirim" kafasını sağa çevirdi " Bana tek yardımın kendini öldürmen,ve bunu neden şimdi yapmadığımı biliyorsun" Evet biliyordum,beni babamın gözü önünde öldürmek istiyordu. "Her neyse sana yardım edebilirim, dansta yani" tek kaşı havaya kalktı.
"Senden iyilik istemiyorum" bende sana iyilik yapmaya meraklı değilim zaten!
"Bir şart koyarsam iyilik olmaz?" Bu sefer ilgisini çekmişti. Tabi çekecekti, şu an dans eğitmenine fazlası ile ihtiyacı vardı. "Şartını söyle"dedi sadece." Bir ay beni öldürmek yok! Adaletli bir savaş olsun istiyorum" güldü "Atay'a sözüm va-" sözünü kestim "Hayır sözleşmeyi yırtıcağım onunla işbirliği yapmak istemiyorum" dedim. Atay'a borçlu olmak falan istemiyordum. Tabi evlenmemde yardımı çok olmuştu onu unutamam.
Uzun bir süre sessizlik sardı salonu, sonra dudakları aralandı "tamam,kabul ediyorum"
Gülümsedim, herşeyi kendi çıkarım yapmak konusunda uzmandım. "Tamam şimdi sar belimi"Kaşları çatıldı. Derin bir nefes alıp verdim "Dans etmeyi öğreteceğim ya sar belimi!" Biraz düşünüp kolları ile sardı belimi, eli belime deyince hafif irkildim. Ne değişik bir histi bu?
"Şimdi"dedim elimi omzuna atarken. "Gözlerin gözlerime baksın" sağa bakan kafasını bana çevirdi ve zorda olsa gözlerime baktı."Adımlarımı takip et şimdi" bir adım sağa atım diğer adımımda takip etti onu. Ama o acele etmişti "sakin ol"dedim fısıltı ile. "Yavaş yavaş yapacağız" tekrar yaptık ama bu sefer ayağı ayağıma çarptı. "Ah?" Ayağım biraz acımıştı.Hemen ayrıldık." Boş versene siktir et" dedi.Ama ben asla vazgeçemem. Hem söz konusu kendimdi sadece o değil.
Ayağımı biraz ovalayıp etrafı izledim. Bir yolu olmalıydı. Bu adama dans etmeyi öğretmenin bir yolu! Aklıma gelen fikirle Barın'a kaydı bakışlarım. "Müzik aç baştan başlıyoruz!" Diyerek oturduğum koltuktan ayaklandım.
Telefonda biraz gezinip müziği açtı ama açtığı şarkı Ankara'nın bağlarıydı! "Ver şunu"diyerek arama yerine "sway"yazdım ve müziği açtım."Benimki daha iyiydi" Evet onunki daha iyiydi,ama şimdilik dans etmek için uygun değildi. Bunu ona söylemesemde olurdu.
Müzik çalarken kollarımla sardım boynunu.Oda aynanda sardı belimi."şimdi gözlerini kapat"dedim sakince "müziği hisset" diye devam ettim"sakinleş" diyerek ilk adımları attım. Başta yapamadı ama ikcide bana ayak uydurmayı başarmıştı. Gerçekten iyi dans edebiliyordu. "Şimdi aç gözlerini" gözlerini gözlerime dikti. "Beni Ecer olarak değil Aydan olarak gör, sevdiğin kadın olarak gör " boş salonda müzik eşliğinde dans ediyordum adeta onunla. Bu komik bir şaka mıydı bana?Öldürmek için geldiğim adamla dans etmem şaka mıydı bana yapılan?
Sakince dans ederken ondan ayrılıp omzunu tutarak bir kere dönüp eğildim. Birden tuttu beni, sonra kendine geri çekti. Bu hareketi beni şok etse de sessiz kaldım. Ama ne için yaptığı belliydi. İyi dans etmek. Sonra gözlerime bakarak dasn etmeye devam etti.Taki şarkı "Gözlerim sadece seni görüyor sevgilim' kısmına gelene kadar. Benden ayırdı kendini. Sonra müziği kapatıp bana döndü"teşekkür ederim, sözüm söz "diyip apar topar çıktı evden. Herşey o kadar hızlı olduki ben ne olduğunu anlayamadım bile.
Salonun ortasında öylece kalmıştım. Ama benimde kendime gelmem gerekiyordu hemen. Zar zor kendime gelip bir odaya yerleştim. Duş aldım, müzik dinledim,babamla yaptığımız oyunu oynadım. Ama hala aklım ondaydı neden öyle davranmıştı ki? Dayanamayıp aşağı indim. Sonunda üzerime normal kıyafetler giyebilmiştim. İki gündür aynı elbise ile geziyordum. Her gün elbise değişen ben iki gün aynı elbiseyi giymiştim. Şimdi aklıma geldide kendime alışveriş yapmam gerekiyordu. Yarın onuda yapardım.
Elimde hırka ile bahçeye çıktım. Barın ve Aydan baloya gitmişti çoktan evde sadece ben, hizmetliler ve evi korumakla yükümlü korumlar kalmıştı. Korumaların yanına gittim, hepsi bana şaşkınca bakıyordu. Tabi öyle bakarlardı, patronlarının öldürmek istediği kadın eve yerleşmişti. "Ne oldu yenge" dedi içlerinden biri. Diğerleri ona tuhaf tuhaf bakmaya başladı."Hava almak için çıkmıştım"Dedim hırkaya daha sıkı sarılıp" Yenge keşke daha kalın giyinseydin" dedi bana demin yenge diyen koruma.
"Adın ne senin" dedim,bana yenge diyen bu adamı tanımak istiyorum.
"Hakan" dedi nazikçe."Memnun oldum Hakan"dedim. Açıkçası herkes bana düşmanken birinin bana böyle davranması hoşuma gitmişti. Gözüm ilerdeki çardakda takılı kaldı. "Biraz sohbet edelim mi?"
Hakan ile çardağa geçmiştik. Karışma oturmuştu. Boyu tahmini 1.88'di esmerdi, tatlı birine benziyordu.Diğerlerini zar zor ikna edip geldi yanıma. Gözü hâlâ onlardaydı. "Beni hemen kabullendin sanırım"dedim ortaya." Nasıl" dedi şaşkınlıkla. "Bana hemen yenge dedin tereddüt etmeden" anlamış gibi kafa salladı." Evet Aydan'dan daha iyi olduğunu söyleyebilirim hem bilmiyorum içimden yenge demek geldi" şaşkınca dinledim onu.
Beni yengesi olarak görüyordu? Hemde Barın'la düşman olduğumuzu bilirken.
Garip bir duygu hissettim o an sevilmekmiydi bu? Sanki bu duyguyu annemden sonra ilk defa hissettim. Ben babamla birlikte iken bile böyle hissetmedim. "Bunları sana biri söyletmiyor değil mi?"kafasını hafif sağa sola salladı. "Hayır" gerçekten garipti bu duygu.
Yüzümde bir tebessüm oluştu istemeden.
"Ama "dedim tebessüm etmeyi kesip" Onu öldürmek için geldim biliyorsun değil mi?" Şaşkınca baktı " kendini korumak için onu öldürmene gerek yok"dedi." Barın abim seni öldürmeyecek amacı sen değilsin baban" diye devam etti. Ama benim üzerimdenn babamdan intikam almak istiyordu.
"Evet ama benimle intikam alacak"dedim kaşlarımı çatıp" Barın abim sinirle düşünmüştür yapamaz onu, başkasının hatası yüzünden bir başkasının hayatını mahvedemez o" şaşkınlıkla dinledim onu.
" Nasıl yani?" İçli bir nefes aldı." Eğer öyle olsa bendende nefret ederdi,benim babam onu dolandırmaya çalışmıştı." Sonra biraz daldı " bana dediki işe ihtiyacın var mı?bende evet abi dedim yaklaşık 8 yıldır onunlayım,bana babamdan daha çok baba oldu" doğruyumu söylüyordu? Öyle olmasa beni babama bakmadan öldürürdü? Ya beni ölümle tehdit etmesi?
Sinirlemi söyledi herşeyi bana."Hakan gelsene oğlum"diğer korumalar Hakan'ı çağırınca yanımdan izin alarak kalkıp gitti. Artık sadece boşluğa bakıyordum.
Yazardan.
Genç adam ve Aydan baloda dans ediyordu aynı vakit. Ama garip bir şey vardı. Adamın karşısında Aydan'ın gözleri değil başka gözler vardı? Nasıl bir his diye geçirdi içinden adam.
Neden mutluydu? Zihni hala intikam diyordu peki kalbi? Bunu savaşı kalp kazanana kadar kimse bilemeyecekti hatta kendi bile.
Yıldıza basmayı unutmayın 🖤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |