Bölüm 9: Beklenmedik Bir Misafir

Manastır, o sabah her zamankinden daha hareketliydi. Tarikat’tan önemli bir temsilcinin ziyaret edeceği söylenmişti. Ela Usta, bizi avluda sıraya dizmişti. Ayda, yanımda heyecanla duruyordu.

“Bu kadar büyük bir temsilciyle tanışmak ne kadar da heyecan verici!” dedi fısıltıyla.

Başımı salladım. Bu tür ziyaretler sık olmazdı, ama genelde Tarikat’ın daha geniş planlarını ilgilendirirdi. Meraklı bir bekleyiş içinde gözlerimi manastırın kapısına diktim. Ve o anda, kalabalığın içinde fark edilmemesi imkânsız olan biri içeri girdi.

Adam, siyah bir pelerin ve deri zırh giyiyordu. Uzun boyu, keskin hatlara sahip yüzü ve dalgalı koyu kahverengi saçlarıyla dikkat çekiyordu. Gözleri ise, sanki her şeyi görüyormuş gibi derin bir yeşil renkteydi. Sessiz adımlarla avluya girerken, herkesin dikkatini çekmişti.

“Bu da kim?” diye fısıldadı Ayda, büyülenmiş gibi.

Ela Usta öne çıkarak konuştu. “Bu, Tarikat’ın özel görev gücünden Aras. Bugün burada bizimle olacak.”

İlk Karşılaşma

Aras, dikkatlice kalabalığı süzdü ve bakışları benim üzerimde durdu. Hafif bir gülümsemeyle Ela Usta’ya döndü. “Bu kadar yetenekli savaşçıların arasında olmak güzel,” dedi. Sesi derin ve etkileyiciydi.

Eğitim sahasına geçtiğimizde, Aras bizi izlerken gözleri sürekli üzerimdeydi. Ayda bile bunu fark etmişti. “Sanırım yeni misafirimiz size biraz fazla dikkat ediyor, Yaren Usta,” dedi alaycı bir tonla.

“Saçmalama,” dedim. Ama Aras’ın bakışlarını hissetmek beni rahatsız etse de aynı zamanda garip bir şekilde etkiliyordu.

Bir süre sonra, Aras doğrudan yanıma geldi. “Sen Yaren’sin, değil mi? Ela Usta, senin yeteneklerinden bahsetti,” dedi. Gözleri, kelimelerinin ötesinde bir anlam taşıyordu.

“Evet,” dedim kısa bir cevapla.

Gülümseyerek devam etti. “Sana meydan okumak isterim. Söylentiler kadar yetenekli olup olmadığını görmek ilginç olacak.”

Dövüş ve İlk Etkileşim

Kılıçlarımızı aldık ve sahada karşı karşıya geldik. Aras’ın saldırıları güçlü, hızlı ve stratejikti. Onunla dövüşmek beni hem zorladı hem de heyecanlandırdı. Ama bu heyecan, alışkın olduğum bir his değildi. Saldırılarında bir tür kibir vardı, ama bu kibir ona yakışıyordu.

Dövüş bittiğinde Aras gülümseyerek kılıcını kınına koydu. “Etkileyicisin,” dedi. “Ama daha iyisini yapabilirsin.”

Bu sözler beni biraz sinirlendirse de belli etmedim. “Sana öğreteceğim şeyler olduğunu sanmıyorum,” dedim soğuk bir tonla.

Gülerek başını salladı. “Göreceğiz.”

Kerem’in Kıskançlığı

Olan biteni uzaktan izleyen Kerem, yanımıza geldi. Yüzünde her zamanki sakinliği yoktu. “Aras, sanırım Yaren’le yeterince oynadın. Belki de başka birini rahatsız edebilirsin,” dedi alaycı bir şekilde.

Aras, Kerem’e dönerek gülümsemeye devam etti. “Sadece biraz eğleniyordum. Görüyorum ki Yaren’in iyi dostları var.”

Kerem, bu sözlere cevap vermedi ama yüzündeki gerginlik belirgindi. O an, Aras’ın varlığından hiç hoşlanmadığı açıktı.

Aras’ın Yaklaşımı

Sonraki günlerde Aras, sürekli benimle konuşmaya ve yakınlaşmaya çalıştı. Eğitim sırasında yanıma geliyor, yemekhanede aynı masaya oturuyordu.

“Yaren,” dedi bir akşam, sessiz bir köşede. “Senin gibi biriyle tanışmak kolay değil. Gücün, zekân ve kararlılığın... Bunlar bir araya nadiren gelir.”

Bu sözler beni şaşırtmıştı. Ama hissettiğim şey aşk değildi. Aras’ın etkileyici olduğu açıktı, ama kalbim ondan uzak duruyordu.

“Ben sadece işimi yapıyorum,” dedim.

“Belki de seni özel yapan şey bu,” diye cevap verdi.

Kerem ve Sessiz Kıskançlık

Aras’ın benimle geçirdiği zaman arttıkça, Kerem’in sessizliği daha belirgin hale gelmişti. Artık bana eskisi gibi yaklaşmıyor, uzaktan izlemekle yetiniyordu. Onun içindeki kıskançlığı anlamak zor değildi. Ama bu durum, hem Aras hem de Kerem arasında bir gerginlik yaratıyordu.

Sonuç

Aras’ın varlığı, manastırdaki dinamikleri değiştirmişti. Onun dikkatini çekmek, benim için bir gurur kaynağı değildi; aksine bir yük gibi hissediyordum. Kalbimde intikam ve görevden başka bir şeye yer olmadığını biliyordum. Ama bu, başkalarının hislerini değiştirmezdi.

Aras’ın ilgisi, Kerem’in kıskançlığı ve benim içimdeki karmaşa… Tüm bu duygular, daha büyük bir çatışmanın habercisi gibiydi.