
Hayatta çıkmaza girdiğimizi hissettiğimiz zamanlar olurdu.Her şeyin bittiğini bir daha asla düzelmeyeceğini düşündüğümüz anlar olurdu.
Benim için işte o zaman,şu anki zamandı.Her şeyin açığa çıkma vakti gelmişti.Her yalan er ya da geç gün yüzüne çıkıyordu.Hem de daha karanlık bir şekilde.
Zihnim bana bu defa yolun sonuna geldiğimi söylüyordu.Bense titreyen tüm vücuduma rağmen ayakta kalmaya çalışıyordum.
Oğuz abime doğru bir adım attığımda anında geri çekilip eve doğru yürümeye başlamasıyla olduğum yerde kalmıştım.
"Bunu evde konuşacağız Miray.Çabuk peşimden gel!."
Oğuz abimin mesafeli çıkan sesi zihnimde yankılanırken sarsak adımlarla peşinden gidiyordum.Bakışlarım diğer abilerime kaydığında onlarında bana mesafeli olan tavrı dikkatimi çekmişti.
Ayrıca Berkay abime baktığımda bana bakışlarıyla özür dileyen bir gördüğümde,kaşlarımı havaya kaldırdım o ise kafasını olumsuzca salladı.
Berkay abimin hareketleri beni daha da gererken diğerleriyle göz göze gelmek istemiyordum.Kırgın bakışlarını görmek hiç hoşuma gitmemişti.
Derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım.Bugün tüm gerçekleri anlatıp kurtulabilirdim.
Ya da yalanlarımla daha da dibe batardım.Umudum abilerimin çok fazla kızmamalarıydı.
Neyi öğrenmişlerdi,ne kadarını biliyorlardı bilmiyordum.Bu beni daha da geriyordu.
Oğuz abim dış kapıyı sertçe açıp içeriye girdiğinde tedirginliğim daha da arttı.Sırtımdan soğuk terler akarken kendimi bayılacak gibi hissediyordum.
Başımın döndüğünü hissedip yavaşça kapıya tutunduğumda belimde bir el hissettim.Kafamı arkaya çevirdiğimde Berkay abimi görmüştüm.
"Abi neler oluyor?."
Yavaşça Berkay abime doğru fısıldadığımda, belimdeki elini daha da sıklaştırıp kulağıma eğildi.
"Oğuz abim hastalığını öğrendi abicim.Öğrendiği zamandan beri sakinleştiremiyoruz.Tutturdu Miray'ı göreceğim diye."
Gözlerim şaşkınlıktan açılırken vücudumun buz kestiğini hissettim.
"Nasıl olur bu? Abi? sen mi söyledin yoksa?."
Hafif titreyen sesimle fısıldayarak konuştum.
"Saçmalama Miray tabi ki ben söylemedim.Göktan abim söylemiş,aramış bugün Oğuz'u anlatmış her şeyi."
Bacaklarımdaki gücün çekildiğini hissediyordum.
"Nasıl? Nasıl her şeyi abi?"
Berkay abim derin bir nefes aldı.
"Bilmiyorum kardeşim.Göktan abim her şeyi anlattım dedi.Daha fazla saklı kalmaması gerekiyor falan dedi.Hatta babamla anneme de söyleyecekti de ben zor tuttum."
Ellerimin titremesi artarken başımında döndüğünü hissettim.
En başa dönmüştüm.Yine
Berkay abim beni koluyla desteklerken bir yandan da yürümeme yardımcı oluyordu.
Tek bir adım atmaya mecalim yoktu.Halsizdim,hastaydım ve ölecektim.
Bunu nasıl anlatabilirdim ki.Hiç kimseye bugüne kadar açık açık anlatamamıştım.
Sadece o doktor olacak olan abim vasıfsızı biliyordu.O da herkese benim yerime anlatmıştı.
Tebrikler Doktor bey hayatımın ikinci sezonuna sıçtınız.
"Miray abicim babannem evde mi?"
Berkay abimin sesiyle kendime gelirken gözlerimin etrafındaki yaşları sildim.
Oğuz abimler çoktan eve girmişti.Bizse kapının pervazında ayakta duruyorduk.
"Hayır abi evde değil.Komşusuyla beraber pazara gittiler."
Berkay abim derin bir nefes aldı ve ardından yavaşça verdi.Ellerini saçlarının içinden sıkıntılı bir şekilde geçirdiğinde onu izliyordum.
"Bak şimdi Miray, Oğuz abim sana içeride ne kadar çok bağırsada duymamaya çalış tamam mı? Çok sinirli ne dediğini anlayamayacak durumda."
Kafamı yavaşça sallayıp içeriye doğru bir adım attım.
Kerem abim az da olsa durumumu biliyordu ama intihar ettiğimi bilmiyordu.
Berkay abim her şeyi biliyordu.
Oğuz abim belki de öğrenmişti.
Ufuk abim bana sinirliydi orası kesindi.
Deniz neredeydi bilmiyordum ve açıkçası çokta umurumda değildi.
Annem burada değildi.
Babam burada değildi.
Ve ben yine her şeyi berbat etmiştim.
Küçük adımlarla salona girerken Oğuz abimin koltukta oturduğunu ve sağ bacağını sinirden salladığını gördüm.
Ellerini çenesinin altında birleştirmişti.Diğerleriyse yan koltuğa dizilmiş beni izliyorlardı.
Kerem abim bana tebessüm ettiğinde bende yüzümde ufak bir tebessüm oluşturmaya çalıştım ancak olmadı.
Stresliydim bayılacakmış gibi hissediyordum ki bu günün sonunda bayılmam olasıydı.
Yarım olan kalbim daha hızlı atmaya başlarken uğuldamaları duymamaya çalıştım.
Oğuz abim adım seslerimi duyduğunda hızla koltuktan kalktı ve karşıma dikildi.
Terleyen avuçlarımı iki yanıma sildiğimde yüzleşme için kendimi toparladım.
"SEN bunu bizden nasıl saklarsın Miray! Böylesine CİDDİ bir hastalığın olduğunu nasıl bize söylemezsin!"
Oğuz abimin vurgulu cümleleri kulağımda yankılanırken gözlerimi kapattım.
"Ben üzgünüm abi.Böyle olsun istemezdim."
Oğuz abim sinirden gülerken ben soğuk soğuk terliyordum.
"BÖYLE olsun istemezmiş! YA nasıl olacaktı Miray söylesene bana! Sen öldükten sonra cenazene mi gelecektik biz?!"
Koltuktan birinin ayaklandığını ve Oğuz abimin önüne geçtiğini hissettiğimde gözlerimi açtım.
Kerem abim,Oğuz abimi kollarıyla sarmıştı ve sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Tamam Oğuz.Yeter artık gitme kızın bu kadar üstüne."
Oğuz abim kırmızıya dönen gözleriyle oldukça sinirli görünüyordu.Şahsen ben sinir krizi geçirdiğini düşünüyordum.
"Ne yeter abi! Hadi annem ve babamı geçtim gel bize söyle bari! Gel bana söyle! Ben sana yardım etmez miyim Miray?!"
Akan gözyaşlarımı Elimin tersiyle tekrar silerken başımı sallayarak Oğuz abimi yanıtladım.
"Edersin abi."
Ağlamaktan kısılmış olan sesimle konuştuğumda Oğuz abim dolan gözlerini yavaşça sildi ve başını iki yana sallamaya başladı.
"Ederim tabi ki ben senin ABİNİM.Niye söylemedin Miray? Niye sakladın bizden? BÖYLE BİR ŞEY YAPMAKTAN KORKMADIN AMA BİZE SÖYLEMEKTEN Mİ KORKTUN!?"
Oğuz abimin sesi kulaklarıma ulaştığında ellerimin titremesi daha da. Arttı.
Berkay abimin arkadan bana sarılıp destek olduğunu hissettiğimde tüm ağırlığımı ona verdim.
Koltuktan Ufuk abimde ayaklandığında salon tam anlamıyla bir savaş alanıydı.
"Bu ne demek oluyor abi?"
Ufuk abimin meraklı çıkan sesiyle bakışlarım ona döndü.kaşları çatılıydı ve doğrudan Oğuz abime bakıyordu.
Yavaşca bakışlarımı Oğuz abime çevirdiğimde onunda direkt olarak benim gözlerimin içine baktığını görmüştüm.
Sessizce yurkunup kafamı olumsuz anlamda iki yana sallarken söylememesini umuyordum.
Yavaşça dudaklarımı kıpırdatarak lütfen söyleme şimdi olmaz demiştim.
Oğuz abimse kafasını iki yana sallayarak umutsuzca gözlerime bakmıştı.
"Bu demek oluyor ki kardeşim Ufuk, Miray'ın bu hastalığı öyle doğuştan değilmiş! Miray'ın kalp hastalığı intihar ettikten sonra ortaya çıkmış! KANSER ilaçlarının bir yan etkisiymiş.Yani anlayacağın çok sevgili kardeşimizin KISITLI bir zamanı kalmış!"
Ufuk abimin gözleri şokla sonuna kadar açılırken hızlıca bana dönmüştü.
Kerem abimde duyduklarını idrak ettiğinde Oğuz abimi bırakıp bana dönmüştü.
Bense gözlerimin iki yanından akan yaşlarla öylece duruyordum.
"Ve dahası var! Berkay abim her şeyi en başından beri biliyormuş! BİZE söylememiş!"
Oğuz abim salonda büyük adımlarla baştan başa yürürken bir yandan da sinirli bir şekilde konuşuyordu.
Hıçkırıklarım daha da artmış gözyaşlarından önümü göremez hâle gelmiştim.
Kerem abim önüme gelip gözyaşlarımı baş parmaklarıyla silmişti.
Kafamı yukarı kaldırdığında onunda ağladığını görmüştüm.
"Bu doğru mu Miray? İntihar ettiğin doğru mu abim?"
O gözyaşlarımı silmeye devam ederken yavaşça fısıldadım.
"Doğru abi.Oğuz abimin söyledikleri doğru."
Kerem abim beni kendine doğru çekip sarıldığında ağlamaya başladım.Onunda sırtımda ağladığını hissedebiliyordum.
Bir süre kimse konuşmadı.Kerem abimle bir süre sarılıp ağladıktan sonra ayrıldık.Beni kolunun altına alıp saç dibime bir öpücük kondurdu.
Artık iyice halsizleştiğimi hissettim.Sanki elim ve ayaklarım uyuşmuş gibiydi dilim dönmüyordu.
Yavaş yavaş başımın döndüğünü de hissedip yalpaladığımda Kerem abim hissetmiş olmalı ki önüme geçip yüzüme bakmıştı.
"Miray abicim iyi misin?"
Kerem abime cevap verememiştim çünkü nefes alamamıyordum.Titremelerim artarken paniklemiştim.
"Belki de annem haklıydı.Miray hayatımıza hiç dahil olmamalıydı."
Son duyduğum ses Oğuz abimin kızgın çıkan sesiydi.Birde kalbimi ateş gibi yakan cümlesi.
Belki de haklıydı.Onların hayatına hiç dahil olmamalıydım.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Kulaklarımda uğultular duyarken kendime geldiğimi hissediyordum.
En son salonun ortasında bayılmıştım.Tahminlerime göre Berkay abim beni yere düşmeden önce tutmuştu.
Sonrası ise yoktu uzun zamandır uyuduğumu hissediyordum.Halsizdim kollarımı kıpırdatacak hâlim yoktu.
Kalbim ise acıyordu.Hem bedenen hem de ruhen.Bedenen acıyordu çünkü son zamanlarda onu çok yormuştum.Ruhen acıyordu çünkü abilerimi üzmüştüm.
Gözlerimi açtığımda beni beyaz duvarlı hastane odası karşılamıştı.Etrafa biraz göz atarken ise serum takılı olduğunu görmüştüm.
Halsizlikle göz kapaklarım tekrar kapanırken uykumun geldiğini hissediyordum.
Çok yorgundum.Her anlamda.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Odadaki yüksek ses yavaş yavaş bilincini yerine getiriyordu.Vücudumdaki her bir kemiğin ağrısını hissedebiliyordum.
Odada Oğuz,Ufuk,Kerem ve Berkay abimin seslerini duyuyordum.Birde tabiki babannem ve babamın.
Bilincim tamamen açıldığında sesleri daha net bir şekilde duyuyordum.
Gözlerimi açmadım.Aksine odadaki kaostan kaçınmak için kapalı tutmamın daha iyi olduğunu düşündüm.
"Siz nasıl olur da böyle birşey yaparsınız?! Size mi düştü hesap sormak? Siz kimsiniz oğlum!
Ne diye kızın üstüne o kadar gidiyorsunuz?! Babası siz misiniz?"
Abilerimden tek bir çıt dahi çıkmazken odada Kadir Bey rüzgarı esiyordu.
Tek tek herkesi azarlıyor,benim için onlara kızıyordu.
"Bu kız uyandığında hiç kimse tek kelime etmeyecek duydunuz mu? Kardeşinize tek kötü kelime ettiğinizi duymayacağım ona göre."
Uyanmam gerektiğini düşünsemde gözlerimi açmadım.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
Saatler sonra gözlerimi açtığımda odadaki beyaz ışık gözlerimi kamaştırmıştı.
Kısık gözlerle etrafı incelerken duvardaki saate baktığımda 8 sayısını görmemle yattığım yerden doğrulup cama baktım.
Etrafın karanlık olduğunu gördüğümdeyse yavaşça ayaklandım.
Saat akşam 8'di bu da demek oluyordu ki ben bir gündür uyuyordum.
Uzun süre uyumaktan tutulan bacaklarımı yataktan sallandırıp, yavaşça ayağa kalktım.Odada bulunan tuvalete girdiğimdeyse aynadan kendimle göz göze geldim.
Saçlarım karışmıştı,gözaltlarım şişmişti,yüzüm ödem toplamıştı kısacası korkunçtum.
Üzerimdeki kazağı çıkardığımda ise sol göğsümün üzerindeki dikiş izi karşılamıştı.Buruk bir şekilde gülümseyip dikiş izime dokunduğumda gecmiste çektiğim acilar gözlerimin onune geldi.Valizimden farklı bir kazak alıp giydim.
Bedenimdeki uyuşukluk beni rahatsız ederken tuvalet kapısından tutunup dışarıya çıktım.
Kapıyı arkamdan kapatıp önüme döndüğümde beni koltukta oturan sözde abim olan Göktan karşılamıştı.
Göz göze geldiğimizde umursamadan yatağıma doğru gittim ve oturdum.Onun bakışlarını üstümde hissetsemde dönüp bakmadım.
"Ee abine hoşgeldin yok mu" alaycı sesi sinirlerimi daha da gererken göz devirdim.
"Hoşgelmedin" yaptığım çocukluk sayılsa bile ondan hoşlanmıyordum.
Gözlerimin içine bakarken kaşları alayla havaya kalktı ve gözlerime bakmaya devam etti.Bende gözlerimi kaçırmadan onun gözlerine bakmaya devam ettim.
"2 gündür baygındın Miray.Kalbinin iflas etmeye bir adım daha yaklaştığını biliyor musun? İlaçların hiçbir işe yaramamış görünüyor.Değerlerin hâlâ bitik durumda."
Bildiğim şeyleri bana tekrarlarken ben tırnaklarımı inceliyordum.Uzamıştı kesmem lazımdı.
Bakışlarımı tırnaklarımdan çekip yüzüne sabitledim."Bunları biliyorum zaten tekrar etmene gerek yoktu."
Umursamaz tavrımın onu sinir ettiğini sinirle sallayan sağ dizinden anlayabiliyordum.
"Bak sen ölmeye çok mu meraklısın bilmiyorum ama ben yıllar sonra bulduğum kardeşimi yaşatacağım.Sen işte ya da isteme o nakil listesinde adın en üste çıkmış durumda.Ha bu arada sana daha iyi bakabilmek için tayinimi rizeye aldırdım bundan sonra beraberiz."
Ayaklanıp yanağımdan makas aldığında ağzım şaşkınlıktan açık kalmıştı.Bu adam deliydi.Sırf bana bakabilmek için Rizeye taşınmıştı.
"Ne? Ben seni doktorum olarak kabul etmiyorum bir kere." Hırsla yüzüne karşı kurduğum cümle onda pekte bir etki yaratmadı açıkçası.
Aksine hoşuna gitmiş gibi kapıya kadar adımladı.
"Sana sorduğumu hatırlamıyorum kardeşim" dedi ve göz kırpıp çıktı.
Onun gitmesiyle hırsla yastığımı sıkarken sakinleşmeye çalıştım.
Yalancı ve ukalaydı.Çokta gıcık ve kendini beğenmişti.
Gözlerim bomboş odada gezinirken ne yapacağımı bilmiyordum.Yanımda o gıcık doktor abimden başka birisi var mıydı bilmiyordum.
Tekrardan eskiden hissettiğim o yalnızlık hissi sarmıştı etrafımı.Hastane odalarında yalnız kaldığım zamanlar.
Refakatçimin olmadığı zamanlar.Gözümden akan yaşı yavaşça sildiğimde kendimi toparlamaya çalıştım.
Ben pes etmeyecektim.Sonuna kadar çabalamam gerekti.Kendim için.Abilerim için.
Oğuz abim her ne kadar sözleriyle beni kırsa bile kötülükten söylemediğini biliyordum.O da bana kırılmıştı çünkü onlara yalan söylemiştim.
Haklıydı.O da üzülmüştü ve kırıldığı için beni de kırmıştı.Ama sorun değildi ben onu affederdim.
Kapının açılmasıyla bakışlarım kapıya dönerken Göktan abimin odaya elinde sarı bir serumla geri döndüğünü farkettim.
Bitmiş olan serumu alıp dolusunu yerine taktı ve damar yolumu da geri açtı.Onu izlediğimden olsa gerek kendini açıklama ihtiyacı hissetmişti.
"Kendini hızlı toparlayabilmen için takıyorum.Değerlerin hâlâ çok kötü Miray biliyorum bana kızıyorsun pek iyi tanışmadık ama bu değerlerle hastanede bile yalan gerekebilir."
Güçlükle yutkunduğumda üzüldüğümü belli etmek istemedim.
"Hastanede kalmak istemiyorum."
Birbirimize bakarken onun derin bir nefes aldığını duydum.
"Kalbin zayıflamış.Bu şekilde ne kadar dayanabilirsin bilmiyorum.Kendine çok dikkat etmen gerek.O yüzden bende rizeye geldim anlıyor musun? Tek başına halledemezsin."
Gözlerimle odayı baştan süzerken ağlamamaya çalışıyordum.
"Anlıyorum.Tahminen kaç ayım kaldı?."
Ciddi bir şekilde sorduğum soru onu afallatsada kendini toparladı.
"Bilemem.Belki bir yıl ya da daha az."
Başımı yavaşça sallarken üzülmemeye çalıştım.Sonuçta bunu bej istemiştim bu benim cezamdı.
"Kalabalık ailemiz dışarıda seni bekliyor.Ben almadım şimdilik dinlen diye istersen sabah gelsinler şimdi biraz dinlen."
Yavaşça yatağa uzandım.Göktan abim üzerimi çarşafla örttükten sonra önüme gelen saçlarımı arkama attı.
Yanağımdan tekrar bir makas aldıktan sonra iyi geceler dileyip, ışıkları kapatıp odadan çıktı.
Bense kendimle ve düşüncelerimle yeniden baş başa kaldım.
Bazen bize verilen cezalar sevdiklerimizinde canını yakardı.Benim cezamsa sevdiğim insanları yakıp kül ediyordu.
☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |