
Selam sevgili okurlarım
Nasılsınız?
Şimdi sizden bölüme oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Hiçbir zaman çok yorum yapmanızdan rahatsız olmam. Çok eğleniyorum okurken.
Şimdi bölümümüze geçelim.
🍂
6 Ay Sonra
"Bakamıyorum!" diyerek ağlamaya başladım. Hem bebeklerime hem de Furkana yetersiz geliyormuş gibi hissediyordum. Düşündüğüm şeyler beni çok üzüyor ve günün çoğu saatinde ağlıyordum. Ağlama seslerimi duyunca Kurtuluş susuyor ve dinliyordu. Özgür ise ben ağlayınca daha da fazla ağlıyordu. Birini susturmak için göz yaşlarım yetiyor diğerinin daha fazla ağlamasına sebep oluyordum.
Kendine zararsız sen Leyla!
"Ben sizi çok seviyorum ama siz neden ağlıyorsunuz?" dememle ikisiyle de mantıklı konuşmak için harekete geçtim. "Sadece babanıza susuyorsunuz. Yazık değil mi bu annenize?" dediğimde Özgür dudaklarını büzdü. İkisini ayırmak için kaşlarına bakmam yetiyordu. Kurtuluş gerçekten babası gibi kaşları çatık duruyordu.
"Evlatlar anneyi üzmek yok." diyen adamla ikisi de sustu. Kurtuluş benim sesimde huzur bulurken Özgür babasının sesine daha fazla ihtiyaç duyuyordu.
"Özgür eğer erkek değil kız olsaydı çok kıskanırdım." dememle güldü. Gerçekten babasına düşkün gibiydi.
"Karıcım senin yine gözlerine kan inmiş." dediğinde sinirle bakmaya çalıştım ama başarısız olmuştum galiba.
"Susmuyorlar." diyerek tekrar ağlamaya başladığımda gülerek yanağıma bir öpücük kondurdu.
Bu sırada Zehra ve Kaya abi içeri girmişti. Yaklaşık bir buçuk ay önce zehranın hamilelik haberini almıştık. İki aylık hamileydi. Zehra benim halime baktıkça korkuyor ve bebeği bu kadar ağlar mı diye düşünüyordu.
En son ona tek bebek olacağı ne malum dediğimde Kaya abiye trip atmıştı. Kaya abi de bana trip atmıştı.
"Teyzesinin gülleri." diyerek yaklaştığında burnumu çektim.
"Susmuyorlar." dedim ona da.
"Bebek onlar Leyla." dedi ama başına gelince vereceği tepkileri çok merak ediyordum. "O bebek hep orada durmayacak." dememle güldü. Karnını okşayarak Özgür yöneldi. Özgürü kucağına aldığında Özgür ona bir tepki vermeden sessizce durdu. Kurtuluşu da Kaya abi aldığında ayni performansı o göstermedi. Ağlamaya başladığında Kaya abi direk Furkana verdi.
"Aynı babası." dedi birde sinirle. "Huysuz." dedi ama Furkan da susturamamıştı. Sakince kollarımı uzattım. Bana verdi yavaşça. Kafasını sol göğsüme yaslayıp hafifçe sallamaya başladım. Benim kalp atışlarımı duyduğunda sustu.
"Aynı babası demiştim." dedi Kaya abi ve o Özgüre yöneldi. Ben sallarken Furkan cebinden telefonunu çıkarttı. "Hepiniz geçin." Dediğinde ondan beklemediğim bir performans olduğu için şaşırdım. Ama o beni şaşırtmayarak telefonu Kaya abiye verdi. Kaya abi kalkıp selfi yaparken Furkan zehradan Özgürü aldı. Hepimiz kameraya gülümserken Kaya abi de çekti.
Bir kaç fotoğraf çekip bırakmıştık.
Onlar işe gittiği zaman konakta sıkıntıdan patlıyordum. Çocuklar zaten çoktan İstanbula dönmüştü. Bebeklerim ile bol bol vakit geçiriyor onlarla ilgileniyordum. Artık evli mutlu çocuklu bir sonda gibi hissediyordum kendimi.
****
Akşam olmuş herkes aile sofrasında toplanmıştı. Herkes yemegini yerken Furkan benimle uğraşıyordu.
"Kuş kadar yiyorsun." dediğinde sinirle ona döndüm. "Kilo alıp dombili biri mi olayım Furkan." dediğimde güldü. Sanki öyle olduğumu hayal etmiş gibiydi.
Tam bir şey diyecekken alacaklı gibi çalan kapı ile yerimde korku ile hopladım. Bunla da kalmayıp dışarıdan bir silah sesi geldiğinde korku bütün bedenimi esir aldı. Kimdi bu?
"Açın kapıyı!" diye bir ses geldi. Kaya abi hızla kalktı. O kapıyı açtığı gibi içeri doluştular.
"Nerede kızım? O soysuz it nerede!" diye bağıran adama baktım. Sinirli bakışları herkesin üzerinde geziyor ve bütün evi kolaçan ediyordu. Aradığı kişiyi bulsa ümüğünü sıkıp atacakmış gibi duruyordu.
"Hop Rezan aga. Destursuzca konagıma girip de birde ahkam kesemezsin." diyen Ayhan babaya baktım.
"O Mirkan olacak it nereye götürdü kızımı?" dediğinde sertçe yutkundum.
Yanlış anlamadıysam bir kaçırılma mevcut.
"Hamzaların evine git o zaman." dedi Ayhan baba ayağa kalkarak.
"Orada yoktu. Olsaydı canını alırdım." dedigi an kapıdan giren kişilere baktım. "Rezan aga kızını seviyorum. İster çek vur ister as." dediğinde ortamda bir sessizlik oluştu.
Sonrası ise büyük bir curcuna.
Rezan aga sinirle elindeki silahı Mirkanın kafasına dayamıştı ama Ayhan baba buna müsaade etmeyip tutmuştu. Şu anda ikiside agaların toplanmasını bekliyorlardı. Ve tabiki bizde korkuyla bekliyorduk. Kaya abi ve Furkan sabahta beri birbirlerine bakıyorlardı.
Bütün ağalar bir saat içinde Kılıç aşiretinin konagına toplanmıştı. Yani bizim konagımıza. Herkes geldiğinde onlara hüküm koymaya başladılar.
"Berdel olacak." diye sözü söyleyen yaşlı agaya baktım. Saçında bir tane siyah yoktu. Aralarından bir kaç kişinin adını ögrenebilmiştim. Ferzan ve Affan adında iki aga vardı ve ikiside ölmesinler diye çabalıyordu. Aralarından genç olanlarda vardı.
"Kim kiminle berdel olacak?" diyen agaya baktım.
"Rezan ağanın kızı Esma ile ya Kaya ya Furkan aga berdel olacak." adamın dedikleri ile nefes alamadıgımı hissettim. Ne demişti o? Kocam ile başka birinin de evleneceğini mi?
Ne demek ya Kaya ya Furkan aga?
İkiside bize baktıklarında Zehra ile aynı anda yutkunduk.
"Furkan aga aşiretin agası. Kendine iki tane de veliaht bıraktı. Onunla berdel olamaz." diyen agaya baktım. İçimde bir yer rahatlarken bir yer tamamen sıkıştı. "Kaya ile berdel olacak." dendiğinde iki dizinin üzerine düşen kadınla bir çığlık koptu dudaklarımdan.
"Zehra!"
Bayılmıştı. Kimse umursamadan devam etti. Zeynep anne ile onu ayıltmaya çalışıyorduk ama sanki uyanmak istemiyormuş gibiydi.
"Kaya ile bu akşam dini nikah kıyacaklar." diyen adamla Zehrayı Zeynep anneye emanet ederek hızla indim aşağı.
"Durun!" diye bağırdım. "Durun durun." Diye hızla inerken en sonunda yanlarına varmıştım. "Kaya aga zaten evli. Karısı da hamile. O da bir veliaht doğuracak. Onunla da berdel olamaz." dememle bakışları bana döndü. Furkan ve Kaya abi bana bakarken ben omuzlarımı dikleştirdim. Sanki onlar konuşacakken ben gelmişim gibi söz hakkını bana bırakmışlardı. "Başka bir yolu olmalı." dediğimde hepsi de bana olumsuzca baktılar. "Kuma zaten sana gelmeyecek sus ve otur." diyen adama döndüm.
"Senin çenenin kemiğini siker götüne sokarım orospu çocuğu. Sen kimsin karıma sus ve otur diyosun." diye sinirle bagırmasa bile söylediği laflar ile adama korku salan Furkana baktım.
"Berdel için başka birini bulacağım." dedim. "Başka birini bulup getireceğim. Kardeşimin üzerine bu şekilde kuma getiremezsiniz." dediğimde ağalar bana baktı.
"Bu olamaz-" diyen agaya baktım. Ferzan aga dedikleri adamdı. "Kız hamile Ferzan aga. Zehra benim kardeşim. Bir yolu olur. Siz kabul ediyorsanız bir saat içinde o adamı getireceğim." dediğimde birbirlerine baktılar. Affan aga ayağa kalktı. "Hanımaga bir saat içinde getirdin getirdin getirmedin bu iş devam eder." Diyerek kimseye söz hakkı bırakmamıştı. Ona minnetle gülümsedim. Bakışlarım Furkana döndü. Kaya abi ile bana şokla bakıyorlardı. "Furkan gel." dedim ve koşarak kapıya gittim.
O da peşimden gelirken hızla arabaya bindik. "Aslan karım." diyerek hızla beni çekip dudaklarıma derin bir öpücük kondurdu. "Kimi bulacağız şimdi." diye konaktan son hız çıktı.
"Eski dost taze düşman. Yani Tarık." dediğimde bakışları bana döndü. Gözlerindeki umut yavaşça kaybolurken yerini sinire bıraktı.
"O piç bunu asla kabul etmez." dediğinde "Edecek." dedim. "Telefonunu ver." dememle hızla bana uzattı. Ben rehberden onu arıyordum.
Tarık Çetin.
Arama uzun uzun çaldıktan sonra birden açıldı.
"Alo Tarık Çetinle mi görüşüyorum?" dediğimde beni onayladı. "Evet?"
"İyi o zaman bana hemen yerini söyle!" dememle karşıdaki ses duraksadi.
"Leyla Kılıç?"
"Ta kendisi." dedim.
"Hayırdır bu aramanı neye borçluyuz?" dediğinde sinirle güldüm. "Neredesin yüz yüze konuşalım." dediğimde karşıdaki ses durdu.
"Havalimanı." demesiyle nefesimi tuttum. Direk yüzüne kapatıp Furkana döndüm. "Hızlı ol." dememle bu emrime uydu.
Zehra ile hep yanyana yürümüş zorlu bahadireler atlatmıştık. Birimiz düştüğünde değerimiz kaldırmıştık. Biz aynı kandan olmadan kardeş olmayı birbirimize ögretmiştik.
Şimdi kardeşim düşmüştü. Kaldırma sırası bendeydi. İnşallah geç olmazdı. Yoksa kardeşimin yüzüne bakamazdım ve kendimi asla affetmezdim.
🍂
Havalimanına geldiğimizde uçağa doğru giden adama baktım. Çölde susuz kalmış da sanki suyumu bulmuş gibi koşmaya başladım.
"Dur!" diye var gücümle bağırdım. Tarık durduğunda daha da fazla koştum. "Dur nereye dur." dediğimde bana doğru bir iki adım attı.
"Ne istiyorsun Kılıç?" dediğinde bu soy isme günahını bile vermez gibi duruyordu. "Evlenmeni." dememle güldü. "Evlenme teklifi edeceğini önceden neden söylemedin. Neyse evet evet evet." diye gıcık gibi söylediğinde sinirle soludum.
"Benimle değil başka biriyle." dediğimde daha da fazla güldü. "Sanki fırından ekmek istiyor. Manyak mısın kızım?" dediğinde bakışları arkama döndü.
"Karımla düzgün konuş. Yoksa bir daha konuşamazsın Tarık."
"Karın bana evlenme teklifi etti." dediğinde şokla baktım ona.
"Sen ne dedin yavşak herif?" dediğinde sinirle ikisine baktım. "İffetli bir adam olduğumu ve ona varmayacagımı." dediğinde sanki tek derdimiz buymuş gibi "Az önce üç tane evet dedin." dememle Furkanın üzerine gelmesi bir oldu. Ben ikisinin arasına geçerek sinirle durdurdum.
"Evlenecek misin?" dediğimde ne münasebet dercesine baktı. Olayın ciddiyetini artık tamamen kavrayarak gözlerine baktım. "Hamza Bey yani Ayhan babanın ikizi. Onun oğlu Mirkan Rezan ağanın kızını kaçırmış." dediğinde kaşlarını çattı. "Zehra hamile." dedim.
"Ben ne yapabilirim?" dedi umursamazca.
Son 30 dakika kaldı.
"Kaya abi ile berdel yapacaklar. Bir imkansızı başarıp başka biri ile berdel yapmaya ikna ettim. Ama bunu Zehra hamile ve Kaya abi de evli olduğu için kabul ettiler. O yüzden lütfen şu kızla evlen." dememle bütün şakacı ifadesi gitti.
"Ben kimseyle evlenmem." diyerek uçağa ilerlerken kolundan tuttum. Kardeşim için gerekirse yalvarırdım.
"Yalvarmamı mı istiyorsun?" dedim sinirle. "Tamam evlen onu da yaparım." dediğimde arkamdaki sert adımaları duydum.
"Yalvarmak falan yok." desi Furkan ve kolunu tuttuğum elimi nazikçe geri çekti.
"Bir kadını yalvartacak kadar aciz bir adam değilim." dediğinde dolu dolu gözlerle ona baktım. "Çok az kaldı." dedim sadece.
"Ben kimse ile evlenemem." dediğinde sinirle ellerimi saçlarıma attım. "Neden ya neden!" diyerek ağlamaya başlamamla "Benim çocuğum olmuyor!" diye onunda bana bağırması bir oldu.
Buz kestim. Çocuğu olmuyor diye mi evlenmeyi reddediyordu?
"Kimse senden çocuk yapmanı beklemiyor." dedi Furkan. Ben ise öylece dondum kaldım.
Çocuğu olmuyor muydu?
"O genç kızın dünya kadar hayali var belkide. Çocukları üzerine. Ben bu sorumluluğu nasıl alabilirim?" dediğinde bana yönelik konuşuyordu.
"Soralım." dedi Furkan ve elini cebine attı.
Son 23 dakika.
"Bana Esmanın numarasını at." dediğinde ona odaklandım. Gelen mesajla bize doğru geldi.
"Alo." gelen kadın sesi ile Furkana baktım.
"Esma benim abicim Furkan." dediğinde diğer taraftan "Furkan abi olanları duydun mu?" diyen kızın aglama sesi geldi. "Ben sizinle evlenmek istemiyorum." dediğinde berdel yapılacak kızın o olduğunu anladım.
"Evet abicim beni şimdi iyi dinle. Sana bir soru soracağım." dedi ve Tarıga baktı. "Biriyle evleneceksin ama bu biz değiliz. Çocuğun olmayacak. Çünkü bu adamın çocuğu olmuyor kabul ediyor musun?" dediğinde karşı taraftan "Abi çocuğu olmuyor diye insan da mı olmuyor?" diyen sert ses geldi. "Berdel olacak kişi siz değilseniz benim için sorun değil yeterki ablam ölmesin. Onu için ben bile canımı veririm." dediğinde Tarıgın bakışları boşluğa düşmüş gibiydi. Onun hikayesini çok merak ediyordum.
"Hadi o zaman gidelim." diyerek Tarıgı çekiştirdim. O da bize uyum sağlayarak arabaya bindi. Ağzının içindeki homurdanma sesleri bir türlü kesilmiyordu ama.
Son 20 dakika.
Arabayı hızlı hızlı kullanması için Furkanı zorluyordum ve bir yandan da orada bize ters köşe yapmasın diye Tarıkla konuşuyordum. Onu birinin böyle kabul etmesi ile şoka girmiş gibiydi. Esmanı berdelin yapıldığı yere geldiğini Kaya abiden öğrenmiştik. Zehra ayılmış aglayarak beni arıyormuş. Ama ben onun göz yaşlarına kıyamazdım.
Son 10 dakika.
Konağa hızlı hızlı gidiyorduk ama sanki imkansızmış gibiydi. Dakikalar azaldıkça kendimden geçiyormuş gibi hissediyordum. Derin derin nefesler aldım.
Konağın olduğu sokağa girdiğimizde önümüzde kazı yapan adamları beklemiyorduk.
"Diğer yol yarım saatimizi alır." diyen Furkanla panikle arabadan indim. Koşarak da olsa buradan geçecektik.
Son 3 dakika.
"Tarık koş." dediğimde bana uydu. "Şu rezilliğe inanamıyorum." dediğinde sinirle koşmaya devam ettim. "Sen orada üç saat nazlanıp kendini ağırdan satacağına gelseydin bunlar olmazdı." dememle hızlandık.
Son bir dakika.
Konağın kapısından girmek için koşuyorduk.
Saniyeler kalmıştı.
Kapıdan giridigim gibi duyduğum şeyle kaldım. Daha doğrusu gözlerim karardı ve yere kapandım.
"Kaya ile Esma berdel olmuştur."
____________________
Selam sevgili okurlarım.
Nasıl bölümdü ama!
Yorumlarınızı heyecanla bekliyorum.
Oy vermeyi unutmayın.
Tiktok: nur_yvn
İnstagram: nur_yvn
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 34.19k Okunma |
2.59k Oy |
0 Takip |
31 Bölümlü Kitap |